|
Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
01-28-2009, 22:20 | #1 |
Çocuk kalmak istedim gözlerinde
Gözlerinin önüne düşen uzun kakülü, up uzun siyah kirpikleri, ışıl ışıl umut saçan gözleriyle sabah güneşinden ışık çalmak için yüzüne yurdun duvarına yaslanan, çocuk kalmak istedim gözlerinde. Değil geleceğini düşünmek bir sonraki gününü bile düşünmeyen, hele hele büyüyeceğini aklına hiç getiremeyen ulaşılmaz servet bildiği ne yazık ki rüyasında bile bir kere binemediği mavi bisikletin boncuklu tekerinde toz kalemtıraşlı 1969 model otomobilin kornasında çocuk olmayı özledim. Sofranın davetsiz misafirlerinden makarnaya saplanan kaşık sesleriyle dolu, okul önlüğümün damlattığı suyla cısır cısır öterek ritim tutan sobanın isiyle kaplı, sarhoş külhanbeyi Deli Çavuş´un narasıyla ürken sokağın çeşmesinde üstünü ıslatan ayakları çıplak, gözleri ıslak çocuk olmayı özledim gözlerinde... Çocukluğumda kalan ablam ve ağabeyimle oyuncağımız olan tellerinde çocukluğumuzun resmi kalmış, ıspanakla , ezik elmayla, vesaire ile bütünleşen pazar arabasıyla oynarken ocağın üstünden yere devirdiğimiz kelle paçayı anılarımda nefes aldırmadığım şahsın iştahla yemesine kahkahalarla gülen çocuk olmayı özledim. Biletçiden vagon vagon kaçarak, akşama kadar Ankara´yı Cebeci´den Kayaş’a, Kayaş’ tan Sincan´a durak durak turlarken, tren kokusuyla beslediği tenini ışıldatmak isteyen annesinden, gözüm sabundan yandı diyerek leğenden kaçmaya çalışınca kafasına su tasını yiyip ağlayan çocuk olmayı özledim gözlerinde... Sanki karlarla sevişmek uğruna ayakkabısından firar etmiş parmaklarıyla hala yürümeye devam eden, utancından reddedince kamyon tekerini, ayazdan pantolonunda donup paçasından sızma hevesi kursağında kalmış çişine şaşkınca bakakalan çocuk olmayı özledim. Bir yıl boyunca kırık düşlerini süsleyen ama, bayram namazında çalınacağını hiç düşünmediği mavi çizgili, beyaz spor ayakkabısını bayram arifesinde yastığının altına saklayıp hayalci uykuya dalan çocuk olmayı özledim. İnsanın kalbine, vicdanına çivi gibi saplanan artık kendine gel diye şiddetli bir şamar atan cenaze merasimlerinde, hocanın ağlamaklı, titrek sesinde ve gül suyu tazeliğinde ürpererek duyduğu pişmanlığı unutup, yine yaramazlık yapan munzur, haylaz çocuk kalmayı istedim gözlerinde.. Annemin aldatılma korkusu, babamın ise taş gibi coşkusu Nergis abla orak çekiçle süslenmiş Hacettepe yurdunun balkonunda daha gözü açılmamış onsekizlik delikanlıları, fakir kokan,is kokan sokağın soğuk havasında röntgenciliğe iten Nergis ablayla kadınlar hamamına giden çocuk olmayı özledim. Özgürlük hasretine elveda diyenlerin, ya da diyebileceklerini zannedenlerin tıka basa doluştukları türkülerle dolu cafede solculuk kokan saz tınlamasında, üniversiteli kızın sübyancı olduğundan habersiz sevgi kokulu kucağında oturan saf, sabi çocuk olmayı özledim. Elim ellerinde terleyip erirken, öpüşmeyi günah sanan düşüncelerime yenik düşünce onu öpememekten bulut olmuş gözlerimin pişmanlığında yüreği güvercin, kalbi Beyşehir gölü çocuk olmayı özledim. Özledim, çocuk kalmayı istedim, hayatın anlamsızlığıyla, kahpe ihtiraslarla, paranın mahkumlarıyla, gülen maskeyle yaklaşanlarla, iyilerin fazla barınamadığı, bu pembe makyajlı, lanet olası dünyayla henüz tanışmamış yüreği Yunus, kalbi Mevlana saf, sabi çocuk olmayı özledim. Ve senin gözlerinde hala çocuk kalmayı istedim yirmi dokuz yaşıma girdiğim bu doğum günümde... İstedim ama çocuk kalamadım, adam olmayı ben hiç sevemedim, çocuk kalıp hayatın cıvıl cıvıl yaşandığını sanmak varken, kaderi kederi tanımamak varken... Sen hep ´´baban gibi adam ol oğlum eşek olma lan çakal´´derdin ya keşke adam olma çocuk kal deseydin kardeşine, ve çocuk kalabilseydim, büyümeseydim, yerinde sayardı zaman ilerlemezdi. O zaman ne hayatın acı yüzünü görürdüm, ne de senin öldüğünü... O zaman ne acılara ererdi aklım, ne de senin öldüğüne ağlardım, çocuk kalsaydım. Yine çocuk kalmak istedim gözlerinde... Yine... |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|