|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
12-03-2007, 14:16 | #1 |
Atatürk'ü anlamak......taha akyol
Atatürk'ü anlamak
YEKTA Güngör Özden'e göre, bir konuda doğru düşünmek mi istiyorsunuz? Metot hazırdır: "Atatürk yaşasaydı günümüzün iç ve dış koşullarına göre, ortama göre, olanaklara göre neler yapabilirdi, diye düşünmek..." (Radikal 19 Mayıs 2002) Ama mesela Kara Kuvvetleri Komutanı Sayın Org. Büyükanıt'a göre, Atatürk yaşasaydı Türkiye'nin AB üyesi olması için çalışırdı. Halbuki Attilâ İlhan'a göre, Atatürk yaşasaydı AB'ye karşı Asya-Afrika ülkelerinin yanında yer alırdı! Birçok 'Atatürkçü'ye göre özelleştirme "Atatürk devletçiliğine" ihanettir! Ama bir başkası da Atatürk döneminde devlet işletmelerinin "özel sektöre devredilmek amacıyla" kurulduğunu hatırlatarak Atatürkçülük adına özelleştirmeyi savunabilir! Netice: "Atatürk yaşasaydı şöyle düşünürdü..." şeklinde bir "doğru düşünme metodu" olamaz. Evvela, yaşasaydı, bambaşka olaylar ve değişmiş bir dünyada nasıl düşüneceğini hiçbirimiz bilemeyiz. İkincisi, aslında "Atatürk yaşasaydı..." diyerek kendi düşüncelerimizi söyleriz ve onun değişik şartlarda söylediği binlerce cümlesinden işimize geleni seçerek ispatladığımızı zannederiz. * * * ATATÜRK askerî ve siyasi dehaya sahip kurucu bir liderdi. Bu tip liderlerin birçoğundan farklı olarak, bir imparatorluğun çöküşü, Dünya Savaşı, Milli Mücadele, yeni bir devlet kurmak ve devrimler gibi olağanüstü tecrübelere sahipti. Çok farklı devirler yaşadığı için çok farklı görüşler savunmuştur. 1920'lerde İngiltere'ye karşı İslam dünyasının ve Sovyetler'in desteğini almaya çalışırken, "mazlum milletler" davası güttüğünü söyler. Din, diplomasi, emperyalizm, hilafet, kültür gibi konulardaki sözleri, bu siyasetin ürünüdür. Lozan bir dönüm noktasıdır. Hele 1926'dan sonra diplomasisinde ağırlık noktası, Batı ile yakınlaşmaktır. 1930'larda radikal bir laiklik ve pozitivizm vurgusu ön plandadır. Dilde aşırıya gider, hata yaptığını görünce geri döner... 1920'lerdeki sözlerinden bir Atatürk, 1930'lardaki sözlerinden başka bir Atatürk kurgulamak mümkündür! Bu onun zaafı değil, siyasi dehasının yansımasıdır. Hele Atatürk'ten iktisadi doktrin çıkarmaya çalışmak büsbütün bilimin inkârı olur. * * * ATATÜRK, İkinci Dünya Savaşı yaklaşırken, hasta yatağında çok endişelidir. Ali Fuat Paşa'ya bu endişesini söyler: - Bu İkinci Umumi Harp, beni yatakta kımıldatamayacak halde yakalayacak olursa, memleketin hali ne olacaktır? Ben devlet işlerine mutlaka müdahale edecek hale gelmeliyim. Halbuki, İnönü'nün İkinci Dünya Savaşı'nda çok başarılı bir diplomasi ile Türkiye'yi harbin dışında tuttuğunu biliyoruz. İnönü'den sonra da Türkiye gelişmesine devam etmiştir; hatta ekonomik gelişme 1950'den sonra dinamizm kazanmıştır. Bugünkü Türkiye geçmişin her döneminden daha gelişmiş, daha demokratik ve daha özgürdür ve bu yolda devam edecektir. Atatürk ****fizik ve insanüstü bir kavram olmadığı için, "Atatürk'ü anlamak" da esrarengiz, mistik, tabiatüstü bir şifreyi çözer gibi "sırra vâsıl olmak" meselesi değildir. Onu tarih içinde, yer aldığı dönemlerin şartlarını unutmadan incelemektir... Pragmatik olduğunu görmektir... Kalıcı iki muazzam değere sahip çıkmaktır; "vatanseverlik" ve "terakki ve teceddüt..." miiliyet taha akyol |
|
|
|
12-03-2007, 18:08 | #2 |
vatanseverlik apayrı bişi zaten ama işine gelirse vatansever oluyor millet sağol canım..
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|