sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Aşk, Sevgi ve Evlilik
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey .

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-11-2009, 02:13   #1
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart Siyah daha koyudur ve en dürüst..

Güvenmek ya da güvenmemek, işte bütün mesele nerede?
Güvendiğimiz dağlara kar yağar, oysa kar beyazdır, huzurdur. Güvendiğimiz dağlara yalandır yağan ve gri. Bende gri karışıktır. Siyahtan biraz da beyazdan çalar rengini, pusludur, istir, kirdir. Siyah daha koyudur ve en dürüst.

Neden?..

Gökyüzü ile yarışıyordu düşüncelerim, ruhum. Önce grilik nereye çökecekti. Odama elbet. Bana ve hüzün renkli gözlerime. Yine dalmış gitmiştim. Gittiğim yerler yalnızlık. Neden yalnızlık? Zaman zaman en rahat olduğum yer. Kimse kalmak istemese de, en kalabalıkta bile kaçamak yapar. Bir acı saplanır aniden. Gülerken aklına düşüverir; bir aldatılmışlık, o an gözler eğilir, bir şerit hakim olur, geçiverir anılar kısacık. İçinde ne büyük kayıplar vardır. Herkesin vardır. Kimileri için itiraf etmek küçüklüktür. Değildir oysa. Ne zaman nerelerde yitirdim anımsıyorum; güvenimi.
Büyüdüğümdü.
Anlamaya başladığımda herşeyi. Hissetmeye.
Hiç kimse beceremiyordu aslında yalanları. Kandıramıyordu. İnanmış görünmeyi öğrendik, çünkü böyle gerekti. Yoksa herkesi kaybedecektik. Herkes değildi aslında dürüst olmayan; Bazıları, birkaçı. Onların kalmalarına da biz izin veriyorduk aldanmış görünerek. Onlar bunun farkında bile değillerdi. Daha az acıyla tutunmak içindi, gülümseyişler. Nasıl davranırsak belki öyle olurlardı. Hoş değişmezdi hiçbir insanoğlu.
Olsundu, bazıları biryerlerde anlardı, yaptıklarını, yaptıklarından vazgeçmeleri gerektiğini. Kimileri de bizlerden gidince anlamışlardır başka birilerinde. Başka birileri şanslıydılar.
Cümlelerim düşüyor, yamuk yumuk sözlerim. Anlaşılmak istemiyorum. Anlatmak hiç. Beni, yaşanmışları, acı verenleri, bazılarınızı, birşeyleri anlamaya davet etmeyi çok isterdim. Bundan da uzun zaman önce vazgeçtim.

Bir insan yapacaklarını yapmışsa, yaptıklarının acıttığını ona anlatmak kocaman bir sıfırdır. Bilincinde olsa zaten yapmayacakları şeylerdir
.

Neden söylemekle yorayım ki, onu-beni-bizi.
Güvenmek isteriz çünkü kimyamızda var, herkes birbirine güven duymak ister, bazılarımızın buna daha çok ihtiyacı vardır. Bir insana nasıl güvenilir? Açık sözlü olmasını bekleriz, ihtiyacımız olduğunda yanımızda olmasını isteriz, zaman zaman sorunların üstesinden gelmek için birilerine ihtiyacımız vardır. Çalışırken, severken ve aşkta.
Öyle bir zamandayızdır ki, yaşam sahnedir. Oyuncular mükemmeli oynar, işte dersin harika bir insan. Güvenirsin. Dostluk başlar, aşk başlar. Tam inancının en kutsal yerinde başından aşağı kaynar sular boşalıverir. Güvenemeyeceğini anladığın andır. Birkaç cümle ile kendini ele verir. Kaybolursun. İnce ince kar başlar, gri.
Kendini sorguladığında peki? Aynada kendinle yüzleştiğinde, ben güvenilecek bir insan mıyım'a cevabın "kesinlikle evet" ise, o kadar yıpratıcı olur karşılaştığımız güvensiz insanlar. Güvenemediğimiz insanlar, belki kendilerine bile güvenleri yoktur onların ki bize nasıl güven versinler. Bir o kadar da zordur yeni insanlara kapılarımızı açmak.
Güvenimizi kaybetmek yalanla başlar, samimiyetsiz sözlerde filizlenir. Aşkı ele alalım, kendi yaşadığımız ya da tanığı olduğumuz sarsılmış ilişkilere bakalım. İlk başta aklımızı çelen ona güven duymak değil midir? Bir insan bir insana güvenmek için ondan neler bekler? Söylediği sözlerin arkasında kalıyorsa kayıplar başlar.
Hani tek taraflı aşklar vardır. Bir taraf aşka adanmıştır, diğeri de aşka ait malzemeler için yaşar. Sadece olmuş olması içindir bazı ilişkiler. Onu alana elde edene kadardır tüm roller. Ne kadar kolaydır başka hayatlara misafir olmak, sevgiyle açılmış kapılarda izler bırakırlar. Kirli ve soğuk. Ve gerçek aşktan, aşıktan, çok büyük birşey çalarlar!
GÜVEN!
Oyunlar oynamaya alışmış kişiler için güven ne kadar gereksiz ise, diğeri için büyük kayıptır, yitirildiğinde yerine konması imkansız.
Ağır günler başlar, herkesten uzak kalınmış günler. Kimileri bunu uzman doktorlar yardımı ile çözmeye çabalar. Beş harfli küçük bir kelime, hayatlarımızda ne büyük bir olgudur aslında.
Sözleri söylemeden düşünmek gerek, uzun cümleler hemen kısalacaksa ve yerine gelmeyecekse susmak gerek. Sırf kendi baharımız için başkalarının mevsimlerini tahmin edemeyeceğimiz şekilde kışa dönüştürmemek gerek. Çalmamak gerek güvenleri, en çok da dokunmamak.
Sahneden inmek istiyorum zaman zaman, perde ben yokken kapansın, çünkü alkış olmayacak.
"Bana söyleyemediğin bir şey varsa, tek başına düşündüğün şeyler varsa, o zaman yüreğinde ne arıyorum ben?"
Siyah daha koyudur ve en dürüst. Neden?
Çünkü kendidir, sadece siyah.
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 07:28


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog