Bir avukatı baroya şikayet etmek 80 ytl
Avukatından şikâyetçi olan vatandaşların hak arama mücadelesi daha ilk basamakta zorlaştırılıyor. Barolar, şikayet dilekçesinden 'gider parası' adı altında ücret istiyor
Başvuruyu, İzmir Barosu 40, İstanbul Barosu 80, Ankara Barosu 75 YTL karşılığında işleme koyuyor. Sayının birden fazla olması halinde ise her bir avukat için ek ücret talep ediliyor. Bu parayı ödemeyenlerin başvurusu kabul edilmiyor. İzmirli Ahmet Şiran, vatandaşların en doğal hakkı olan şikâyet dilekçesinden ücret alınmasına tepki gösteriyor: "Avukatımla uyuşmazlık yaşayınca 22 Ekim 2008'de baroya gittim. 40 YTL para aldılar. Üstelik bir dilekçe bile yazmadılar." Kendisi de bir avukat olan Tüketici Koruma Derneği Genel Başkanı Ali Er, şikayet dilekçesi için ücret alınmasının ahlakî olmadığını savunuyor.
Baroların ücretleri yüksek tutmasının altında her önüne gelenin avukatları şikâyet etmemesi gibi bir gerekçe öne sürülüyor. İstanbul'da 24 bin, İzmir'de 6 bin ve Ankara'da 8 bin olmak üzere sadece üç büyük ildeki avukat sayısı 38 bine yaklaşıyor. Ankara Barosu'na yılda ortalama bin şikâyet dilekçesi veriliyor. Barolar, vatandaştan şikâyet dilekçesine karşılık aldığı ücreti, Avukatlık Kanunu'nun tanık ve bilirkişi giderini düzenleyen 161. maddesine dayandırıyor. Baroların lehine yapılan düzenlemede, "Şikâyet edenden, şikâyetin mahiyeti ve yapılacak disiplin soruşturma ve kovuşturmasının genişliği göz önünde bulundurularak 10 liradan 200 liraya kadar avans alınabilir." deniliyor. Barolar, şikâyet dilekçelerinden alacağı ücreti genel kurulda belirliyor.
İzmir Barosu'na 22 Ekim 2008 tarihinde şikâyetçi olan Ahmet Şiranlı, baroda dilekçeyi bile yazmadıklarını söyleyerek 40 YTL ücret alınmasına tepki gösterdi. Sakatlandığı iş kazasından sonra avukatıyla anlaşmazlık yaşayan Hakan Yılmaz da barodan dert yananlardan. Üç ay önce başvurduklarını ama durumları hakkında bilgi dahi alamadıklarını kaydeden Yılmaz, dilekçenin akıbetini merak ediyor. İstanbul Barosu'na bağlı avukat olan Tüketici Koruma Derneği Genel Başkanı Ali Er, dilekçe için ücret alınmasının ahlakî olmadığını savunarak, "Barolar vatandaşa şart koşamaz. Dilekçeyi alır, işleme koyar, masraflardan dolayı daha sonra para isteyebilir." diyor.
Ekonomik krizden bile bahseden baro başkanı, Ergenekon'u unuttu
İstanbul Barosu Başkanlığı'na yeni seçilen avukat Muammer Aydın ilk basın toplantısını dün düzenledi. Açıklamasını 4 sayfalık metinden okuyan Aydın, Türkiye'nin temel meselelerini 7 başlık altında değerlendirdi. Hüseyin Üzmez olayı ve Vakit binasına asılan afişleri ana meseleler arasında değerlendiren Aydın, 'asrın davası' olarak nitelendirilen Ergenekon'a tek satır ayırmadı. Aydın, açıklamasında Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve ekonomik krize genişçe yer verdi. Dış politika ile ilgili uzmanlık gerektiren bilgiler veren Aydın, 'Ekonomik Bunalım' başlığı altındaki değerlendirmelerinde de iktisatçıları kıskandıracak tespitlerde bulunarak, "Küresel daralmanın ülkemize de yansımasının doğal sonucu olarak pek çok sektör küçük ve orta büyüklükteki işletmeler ve de yoksul halk kesimi büyük sıkıntılar çekmektedir." diye konuştu. Muammer Aydın, "demokratik cumhuriyet" tartışmasını ise tehlikeli buldu. Bu başlık altında yaptığı değerlendirmede "Bu tartışmalarla Cumhuriyet'imizin nitelikleri ve içeriği değiştirilmek istenmektedir." ifadelerine yer verdi. Baro Başkanı Aydın'ın yaptığı yazılı açıklamanın ardından bir muhabir, "Yaptığınız değerlendirmede Ergenekon'a değinmediniz. Dava ile görüşlerinizi de alabilir miyiz?" sorusunu yöneltti. Aydın soru üzerine şu ifadeleri kullandı: "Davayı baştan itibaren takip ediyoruz. Paşalarla ilgili iddianame bir an önce çıkarılmalı ve mahkeme salonu bir an önce cezaevi sınırları dışına çıkarılmalıdır." Aydın, duruşmaya katılacak avukat sayısına getirilen sınırlamanın da kaldırılması gerektiğini ifade etti.
zaman
|