06-08-2008, 12:27 | #1 |
Prepositions / İngilizce Edatlar
Prepositions / İngilizce Edatlar
Edatlar fiilerle, etkileri altında bıraktıkları kelime arasında ilgi kurarlar. Örneğin, He walked around the field. O, tarlanın etrafında yürüdü. (dolaştı) “Around” bir edattır. Çünkü etkisi altında olan “field” (tarla) kelimesiyle “walk” (yürümek) fiilinin arasında ilgi kurmuştur. in içinde into içinde through arasından beyond ötesinde on üzerinde from -den, -dan about civarında, hakkında near yakında, yakınında along boyunca above yukarıda under altında below aşağısında behind arkasında before önce, önünde to -e, -a among arasında (ikiden fazla şey arasında) between arasında (iki şey arasında) up yukarı across çaprazlama, karşıdan karşıya beside yanında, göre against karşı without -siz, -sız, -süz, -suz within içinde upon üzerinde at -de, -da by yanında, vasıtası ile, tarafından with ile, beraber like gibi till -e kadar for için over üzerinde around etrafında besides -den, başka Şimdi İngilizce’de bulunan önemli edatlar üzerinde, örnekler vererek çalışalım. In İçinde John is in the classroom. John sınıfın içindedir. He is in a bad temper. Onun morali bozuktur. The children are in bed. Çocuklar yataktadır. Fish swim in water. Balık (balıklar) suda yüzer. He lives in London. O, Londra’da oturur. Into İçinde Mary fell into the sea. Mary denize düştü. My mother cuts the onion into thin slices. Annem soğanı ince dilimlere keser. I poured the water into the saucepan. Suyu tencerenin içine döktüm. He went into the army. O, askere gitti. Through Arasından Go through the door. Kapının arasından git. (Kapıdan geç.) Beyond Ötesinde There is a green valley beyond the mountains. Dağların ötesinde yeşil bir vadi vardır. On Üzerinde The book is on the table. Kitap masanın üzerindedir. Don’t insist on his coming. Onun gelmesinde ısrar etmeyin. It depends on his money. O, onun parasına bağlı. It depends on my health. O, benim sağlık durumuma bağlı. Have you any money on you? Üzerinde hiç para var mı? I will go to Paris on Sunday. Pazar günü Paris’e gideceğim. From -den, -dan He started from home at eight o’clock. O, evden saat sekizde hareket etti. He worked from morning till night. O, sabahtan akşama kadar çalıştı. About Civarında, hakkında Walk about the square. Meydanın civarında dolaş. They read about the accident in the newspaper. Onlar kaza hakkında gazetede okudular. Near Yakında, yakınında He was sitting near the stove. O, sobanın yakınında oturuyordu. Along Boyunca The boats are tied along the shore. Sandallar sahil boyunca bağlıdırlar. Above Yukarıda The clouds are above the earth. Bulutlar yeryüzünün yukarılarındadırlar. We were flying above the clouds. Biz bulutların üzerinde uçuyorduk. The sun rose above the horizon. Güneş ufkun üzerinde yükseldi. Under Altında The cat is under the table. Kedi masanın altındadır. We passed under several bridges. Biz, birçok köprülerin altından geçtik. Below Aşağısında The mountains are below the clouds. Dağlar bulutların aşağısındadır. His overcoat reaches just below the knees. Onun paltosu tam dizlerinin altına gelir. Behind Arkasında The vegetable gardens are behind the houses. Sebze bahçeleri evlerin arkasındadır. The boy was hiding behind a tree. Çocuk bir ağacın arkasında saklanıyordu. Before Önce, önünde Before Antalya there are high mountains. Antalya’dan önce yüksek dağlar vardır. He came two days before Christmas. O, Noel’den iki gün önce geldi. To -e, -a We went to Lüleburgaz last Sunday. Biz geçen pazar Lüleburgaz’a gittik. Ali walks to school evrey day. Ali hergün okula yürür. He sent a letter to me last week. O, geçen hafta bana bir mektup gönderdi. Among Arasında (ikiden fazla şey arasında Let us walk among the trees. Haydi, ağaçlar arasında yürüyelim. Between Arasında (iki şey arasında) Ali is sitting between Ayşe and Fatma. Ali, Ayşe ile Fatma’nın arasında oturuyor. Up Yukarı Mary climbed up the rope Mary ipe tırmandı. Across Çaprazlama, Karşıdan karşıya We swam across the river. Biz nehri karşıdan karşıya yüzdük. Her house is just across the street. Onun evi sokağın tam karşısındadır. Beside Yanında, göre You are quite tall beside your brother. Kardeşinize göre oldukça uzun boylusunuz. Against Karşı They sailed against the wind. Onlar rüzgara karşı yelken açtılar. He hit his head against the wall. O, başını duvara vurdu. Without -siz, -sız, -süz, -suz We are learning English without teacher. Biz İngilizce’yi öğretmensiz öğreniyoruz. Within İçinde They danced within the house. Onlar evin içinde dansettiler. This is not within my power. Bu benim gücüm dahilinde değildir. Upon Üzerinde The tiger sprang upon the elephant. Kaplan filin üzerine sıçradı. At -de, -da He is at home now. O, şimdi evdedir. My grandfather is still at the table. Büyükbabam hâlâ masadadır. By Yanında, vasıtası ile, tarafından Sit by me. Yanıma otur. I went to Ankara by plane. Ankara’ya uçakla gittim. They came one by one. Onlar birer birer geldiler. He took my pencil by mistake. O, benim kalemimi yanlışlıkla aldı. This book is written by Bernard Shaw. Bu kitap Bernard Shaw tarafından yazılmıştır. Olive oil is sold by the litre. Zeytinyağı litre ile satılır. In the cinema we sit side by side. Biz sinemada yanyana otururuz. I know Esin Deniz by sight. Esin Deniz’I şahsen tanırım. (görmekle) With İle, beraber I will go to the cinema with my father. Babamla sinemaya gideceğim. They saw me with my friend. Onlar beni arkadaşımla gördüler. What do they do with their ears? Onlar kulakları ile ne yaparlar? They hear with their ears. Onlar kulakları ile İşitirler. What do you do with your nose? Burnunuzla ne yaparsınız? I smell with my nose. Burnumla koklarım. What does Mary do with her eyes? Mary gözleri ile ne yapar? Like Gibi He is not like me. O, benim gibi değildir. He is like his father. O, babası gibidir. Till -e kadar I waited for you till 9 o’clock last night. Geçen akşam seni saat 9’a kadar bekledim. We didn’t get home till 2 o’clock. Biz saat ikiye kadar eve varmadık. For İçin He worked hard for a prize. O, bir ödül için çok çalıştı. They went to Çamlıca for a picnic. Onlar piknik için Çamlıca’ya gittiler. He lived here for five years. O, burada beş yıl yaşadı. (oturdu) Over Üzerinde My umbrella is over my head. Şemsiyem başımın üzerindedir. Ahmet fell over on the ice. Ahmet buzda düştü. You should think it over. Onun üzerinde düşünseydin. Around Etrafında The Children run around the house. Çocuklar evin etrafında koştular. From all around we heard the noise. Gürültüyü her taraftan işittik. Besides -den, başka I have two sons in İstanbul Besides one in London. Londra’daki bir taneden başka, İstanbul’da iki oğlum var. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|