12-01-2013, 18:10 | #1 |
kadir gecesi hakkında geniş bilgi
Kadir Gecesi En nurlu ve feyizli geceyi Kadir Gecesinde idrak ederiz. Kur’ân’da adı geçen tek ay Ramazan ayıdır; tek gece de Kadir Gecesidir. Bu bereketli saatlerin şeref ve kıymetini Kâinatın Rabbi Sevgili Habibine haber vermektedir. Bu gecenin faziletine o kadar değer verilmektedir ki, o vakitlerde tecelli edecek rahmetin ve ruhanî hâdiselerin anlatılması için müstakil bir sûre inmiştir. Bu sûre Kadr Süresidir. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla. 1. Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. 2. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? 3. Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. 4. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. 5. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar. Kadir Gecesinin en önemli özelliği, cin ve insanlara iki cihan saadeti bahşeden, kâinat kitabının ezelî bir tercümesi olan yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerimin bu gecede ilk olarak dünya semasına indirilmesidir. Daha sonra ise ihtiyaca göre âyet âyet veya sûreler halinde vahyin mazharı Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselama Cebrail (a.s.) vasıtasıyla takdim edilmiş olmasıdır. Yine bu mübarek gecede insanlığın ebedî refahına sebep olacak, ona bereketli bir ömrü kazandıracak bir fırsat verilmektedir. Bu geceyi dua, zikir ve ibadetle geçiren kişi, ancak seksen sene gibi uzun bir ömürde kazanabileceği ecir ve sevabı bir gecede elde etme bahtiyarlığına ermiş olacaktır. Bu gecedeki İlâhî ziyafete ve Kur’ânî sofraya başta Kur’ân-ı Mübini Resulullah Aleyhissalâtü Vesselama vahiy yoluyla getiren Cebrail olmak üzere melekler de inerek şenlendirirler. Kalb ve basîreti açık olan mü’minlere uhrevî âlemden manzaralar sergilenir. Meleklerin pey der pey inmesiyle yeryüzü manevî bir tazyike maruz kalır. Dünya adetâ onlara dar gelmeye başlar. Mü’minlerin etrafını kuşatarak onlara Rablerinin bağış ve rahmetini müjdelerler. Tan yeri ağarıncaya kadar devam eden bu ulvi tecelli, ümmet-i Muhammed’in gönüllerine engin bir huzur ve saadet dalgası estirir. Kadir Gecesinde böyle nurlu hâdiselerin yıldönümlerini idrak ederiz. Onun kadrini bilmekle de feyiz ve bereketinden, dünyayı kuşatan nuranî havasından istifade etmiş oluruz. Hadislerde Kadir Gecesi - Ubâde b. Sâmit (r.a) şöyle demiştir: Resûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem, Kadir Gecesi’ni haber vermek üzere Hâne-i Saâdetinden çıktı. Derken Müslümanlardan iki kişi kavga ettiler. Buyurdular ki: Ben, size Kadir Gecesi’ni haber vermek üzere çıkmıştım. Filân ile filân kavga ettiler de ona dâir olan bilgi kaldırıldı. İhtimâl ki hakkınızda bu daha hayırlıdır. Artık siz, Kadir Gecesi’ni yirmiden sonraki yedinci veya dokuzuncu veya beşinci gecelerde arayınız - İbn-i Abbâs (r.a)’dan rivâyet edildiğine göre, Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ashâb’ım! Siz leyle-i Kadr’i Ramazan’ın aşr-ı ahîrinde arayınız!. Leyle-i Kadir, ya Ramazan’ dan dokuz gece kala, yâhut yedi gece kala, yâhut da beş gece kaladır - Âişe (r.a)’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ramazan’ın son on günü girince, Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem ibâdet konusunda daha da ciddî bir sa’y ü içtihâd arz ederlerdi. Gecesini ihyâ eder, ehl ü âilesini de ibâdet için uyandırırdı. - Ebû Hüreyre radiyallâhu anh’den: Şöyle demiştir: Resûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim, imânından dolayı ve mükafatını yalnız Allâh’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya ederse, geçmiş günahları affedilir. Kadir Gecesinin Tesbiti Kadir Gecesi’nin Ramazân-ı Şerif’in 20’sinden sonraki tek gecelerinde aranmasına dair müteaddit hadîs-i şerifler vârid olmuştur. Birinden itibaren tek gecelerde aranmasını tavsiye eden büyükler de vardır. İmâm-ı Şâ’rânî hazretleri Kadir Gecesi’nin kaçıncı gece olduğunu, Ramazân-ı Şerif’in giriş günlerine göre şöyle tesbit etmiştir: Pazar günü girerse, 28’i 29’a bağlayan gece. Pazartesi günü girerse, 20’yi 21’e bağlayan gece. Salı günü girerse, 26’yı 27’ye bağlayan gece. Çarşamba günü girerse, 18’i 19’a bağlayan gece. Perşembe günü girerse, 24’ü 25’e bağlayan gece. Cuma günü girerse, 16’yı 17’ye bağlayan gece. Cumartesi günü girerse, 22’yi 23’e bağlayan gece. İmâm-ı Şâ’rânî hazretleri 30 sene Kadir Gecesi’yle bu târife göre müşerref olmuşlardır. Birçok ehlüllah bu usûlle Kadir Gecesi’ni bulmuşlardır. Kadir Gecesi’nin bu ay içerisinde hangi gece olduğunun gizlenmesi, mü’minlerin her geceyi Kadir Gecesi bilip, her gece çokça ibâdet etmeleri içindir. Kadir Gecesi’nde hava berrâk ve güzel olur. O gece her şey Allah’a secde eder. Denizlerin suyu bir an için tatlılaşır. Mü’minler afv-ı ilâhi ve mağfiret-i sübhânîye mazhar olurlar. (Dua ve İbadetler, Fazilet Neşriyat) Netice olarak Ramazan-ı Şerif hangi gün girerse girsin, bu hesaba göre Kadir Gecesi, cumartesiyi pazara bağlayan geceye isabet etmektedir. Ramazan-ı Şerif’in ikinci yarısında ise, iki adet cumartesi vardır. Bunlardan gecesi tek sayıya isabet eden, Kadir Gecesi’dir. Kadir Gecesinin Fazileti Bin aydan daha hayırlı olan, meleklerin dünyaya indiği bu geceyi bereketlendirmek bizim elimizde. Bu gecede amel, ibâdet, zikir ve tefekkürle ulaşılacak olan hayır ve mükâfat, onsuz bin ay amel ile kazanılacak olan ecir ve sevaptan daha fazladır. Bir sınır ve miktar ile sınırlandırılamayacak kadar çok hayırlıdır. Bu da Cenab-ı Hakk’ın, sırf Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmetine bir lûtuf ve ihsânıdır. Resûlüllah (s.a.v.), bu geceyle alâkalı olarak bizlere şunları hatırlatmaktadır: “Kim inanarak ve sırf Allah rızası için Kadir Gecesi’nde (Allâh‘a ibâdet için) kalkarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” Demek ki, bu geceyi değerlendirmenin birinci şartı kalkmak, yani gafletle geçirmemektir. Resûlüllah (s.a.v.) namaz kılmış, Kur’an okumuş, duâ ve tefekkürde bulunmuştur. Kadir Gecesi’nin ramazan ayında, bâhusus son on gününde saklı oluşunun hikmeti, insanların ona güvenip diğer zamanlarda isyana dalmamaları… Bir diğeri de yine buna bağlı olarak, Kadir Gecesi’ne tesadüf etme ümidiyle ramazân-ı şerifin tamamını ihya etmelerini istemek olabilir. Bir hadis-i şerifte de Resûlüllah Efendimiz, “Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır” buyurur. Kadir gecesinin kadrini, Kur’an-ı Kerim’in “Kadr Suresi” gayet açık bir üslup ile anlatmaktadır. Bu surenin bir ayet-i celilesinde Allah (c.c) şöyle buyuruyor. “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” Efendimiz (s.a.v)’in mübarek sözlerinden pek çoğunda, Kadir gecesinin çok hayırlı bir gece olduğu ve Ramazan ayının 27. Gecesine tesadüf ettiği bildirilmiştir. Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu. “Eğer cennetten bir adam çıksa, ve bütün dünya ehli de ona misafir olmak isterse o hepsini yedirir içirir, giydirir. İşte Kadir Gecesi de Hakk’ın misafirlerinden birirdir. Onun ziyafeti bütün dünya halkına yeter. Mahlukatın tümü Allah’ın misafiri ve kullarıdır. Onun keremi onlara yetmez mi, cömertliği onlara kafi gelmez mi? Efendimiz (s.a.v) Kadir gecesinde neler yapılacağını, zaman zaman ümmetine ve özellikle mü’minlerin anneleri olan hanımlarına söylemiştir. Hz. Aişe validemiz şöyle anlatıyor: “Allah resülu (s.a.v) bir akşam odama girdi. Ben ise yatağımı serdim, uyumaya hazırlanıyordum. Şöyle buyurdular: -Ey Aişe! Bu gece şu dört ameli işlemeden uyuma: a. Kur’an-ı Kerim’i bir defa olsun hatmet. b. Peygamberleri, kıyamet gününde kendine şefaatı kıl. c. Bütün müslümanların rızasını kazan. d. Hac ve umre yapmadan uyuma. Allah Resulü (s.a.v) bunları söyledi ve hemen namaza durdu. Bende kalkıp yatağın içine oturdum. Resülulllah (s.av) namazını bitirinceye kadar bekledim. Nihayet Allah Resülu namazını bitirip selam verince sordum.: -Ya Resüllallah! Anam babam sana feda olsun, bana dört şeyi yapmadan uyumamamı emrettiniz. Ama ben, bu kadar işi bu kısa zamanda nasıl yapabilirim? Bir çare göstermediniz. Bunun üzerine Allah’ın Resülu tebessüm ederek şöyle buyurdular: -Ey Aişe! Dediklerimi yapman o kadar güç bir iş değildir. Çaresi şudur: a. üç kez İhlas Suresini okursan, Kur’an-ı bir defa hatmetmiş sevabı alırsın. b. Bana ve diğer peygamber kardeşlerime salat ve selam okursan, bizler kıyamet gününde sana şefaatçı oluruz. c. Mü’min kardeşlerinin Allah’ın affına mazhar olmaları için istiğfar okursan, onların hepsinin rızasını kazanırsın. d. “Sübhânellâhi vel hamdülillahi ve lâ ilâhe illellâhü vallahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym” tesbihini okumaya devam edersen, bir hac ve umre yapmış kadar ecir kazanırsın.” Kadir gecesinin zamanı hususunda alimler arasında ihtilaflar doğmuştur. Kimi son on gününde kadir gecesinin aranması gerektiğini savunurken, bazıları daha değişik zamanlar ileri sürmüşlerdir. Aslında Ramazan ayı boyunca bütün gecelerde Kadir gecesinin araştırılması gerekir. Kadir gecesinin sessiz ve sakin, fırtınasız, ne fazla sıcak, ne fazla soğuk, uyanık bulunan kimselere huzur ve huşu bahşettiği, sabahleyin doğan güneşin saçtığı ışınların gözleri tırmalamadığı çeşitli alimlerce ileri sürülmüştür. Ramazan gecelerinde çok ibadette bulunulmasını temin için, o gecenin hangi gecede olduğu gizlenmiştir Kadir gecesinin belirtileri Kadir gecesinin bazı alâmetlerinden söz edilmiştir. O gecenin sabahında güneşin parıltısız olarak, yani çevresinde ışık hüzmeleri görünmeden ve gözü rahatsız etmeden dolunay gibi doğup yükselmesi, o gece havanın nisbeten ılıman olması gibi. Ayrıca, karanlık yerlerden dahi nurlar parladığını farketmek, o gece yapılan duaların kabul olduğuna şahit olmak gibi haller de bu belirtilere dahil edilmiştir. Bu gecenin özel alâmetlerini farketmek, elbette herkes için mümkün değildir. Ancak ilâhi lütuf ve manevi keşifle birşeyler görülüp sezilebilir. Bununla beraber, o gece olağanüstü şeyler görüp ibadetten uzak kalmaktansa, hiçbir şey görmediği halde dua ve ibadet halinde olmak elbette daha iyidir. Kadir gecesini iyilik ve ibadetle ihya ederek araştırmak müstehap olduğu gibi, o geceyi zamanında farkeden kimsenin bu müşahedesini fazla açığa vurmadan gizlemesi, Allah’a şükür ve duada bulunması da müstehaptır. Kadir gecesini takib eden gündüz de, cuma gecesi ve gününde olduğu gibi hayır ve ihya bakımından o geceye dahil sayılır. Kadir gecesinin ihyası Bu geceyi ihya etmekten maksat, bir saat dahi olsa gecenin bir kısmının ibadetle, canlı ve uyanık geçirilmesidir. Kur’an ve hadis okuma, dua ve tevbe, tesbihat ve salâvat, dini sohbetler, gece namazı ve kaza namazları başta olmak üzere, Allah rızası için daha başka iyilik ve güzelliklerle, bu mübarek geceden mümkün mertebe faydalanmaya çalışmalıdır. Bu gece, duaların pek makbul oduğu bir gecedir. Kadir gecesi ümidi ve niyetiyle geceyi ihya eden, o geceye denk gelmese bile elbette bol sevaba kavuşur. Bu geceye mahsus, özel bir namaz ve ibadet şekli yoktur. Kadir gecesi namazı olarak, yatsıdan sonra bir nafile namaz kılınması öteden beri hoş görülmüş bir adet ise de, güvenilir kaynaklarada bu konuda bilgi mevcut değildir. Öyleyse herkes istediği gibi nafile namaz kılabilir. Kaza namazı borcu olanın ise, bolca kaza namazı kılması daha uygundur. Ramazanın son on gecesi, kadir gecesine rastlama ümidiyle ayrı bir öneme sahiptir ve ibadetlerle ihyası müstehaptır. Kadir gecesi, akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kılmakla veya yatsı ve teravihin kılınmasıyla kısmen ihya edilmiş olur. Yatsı ve sabah namazının cemaatle kılınması da böyledir. Tabii ki gecenin çoğunu veya tamamını ibadetle ihya etmek çok daha güzeldir. Hanımların namazları vaktinde kılıp, gecenin diğer amel ve adabını kollamakla; namaz kılma imkanı olmayan mazeretli kimselerin de ibadet niyetiyle dini eserler okuma, dinleme, tefekkür, dua, zikir ve tevbe gibi hallerle gecenin hakkını verip, hissedar olmaları mümkündür. Kadir gecesindeki sevaplar, bu gece açıktan bilinmese de bin aylık sevaba denktir. Ancak açıkça bilinseydi, bu gecenin günahları da bin aylık olurdu. Şu halde bundaki gizlilik büyük bir nimettir. Kadir Gecesi Namazı: Kadir gecesi namazının en azı iki rekat, ortası yüz rekat ve en çoğu da bin rekattır. Bu namaz iki rekat kılındığı takdirde her rekatinde iki yüz âyet okunmalı, yüz rekata kadar kılındığı zaman her rekatinde Fatiha Sûresinden sonra “Kadir sûresi” ile üç defa da İhlâs sûresi okunup her iki rekatta bir selâm verilmelidir. “Allahümme inneke afüvvün tühibbu’l-afve fa’fuannî Allah’ım! Sen affedicisin, bağışlamayı seversin; beni affet,” duası da tekrarlanmalıdır. Ayrıca bu gece 4 dört rekât olan şu namaz da kılınabilir Birinci rekâtta bir fatiha üç kadir suresi, İkinci rekâtta bir fatiha üç ihlâs suresi, Üçüncü rekâtta bir fatiha üç kadir suresi, Dördüncü rekâtta bir fatiha üç ihlâs suresi okunur. Namazdan sonra bir defa “Allahü ekber Allahü ekber la ilahe illallahü vallahü ekber Allahü ekber ve lillahil hamd” denir. Sonrasında yüz defa inşirah suresi, yüz defa kadir suresi okunur. Yüz defa da Resulullah’ın (asm) Hz. Aişe validemize öğrettiği şu dua yapılır; اَ للّهُمَّ اِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَا عْفُ عَنّىِ “Allahümme inneke afüvvün kerimün tühibbü’l-afve fa’fü anni.” Mümkünse, kandil gecesi olması hasebiyle bir de tesbih namazı kılmalıdır. (Mekasıdu’t Tâlibin) Namazdan sonra bir kere Teşrik Tekbiri “Allahu ekber, Allahu ekber, la ilahe illalahü vallahü ekber. Allahu ekber, ve lillahil hamd” 100 kere Kadr Suresi 100 kere İnşirah Suresi, ve 100 kere de Kadr duası “Allahümme inneke afüvvün kerimün tühıbbül afve fe’fu anni” okunur. Manası: “Allah’ım, şüphesiz sen, affedicisin, kerimsin, kullarını affetmeyi seversin, beni de affet(Ya Rabbi)” Tesbih namazı kılınırsa çok büyük sevap kazanılır. Tesbih Namazı şöyle kılınır: Günahların afvına vesîle olan tesbih namazı 4 rek’atlı bir namazdır. Bu namazı kılabilmek için şu tesbihi ezber bilmek gerekir: سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ وَلاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاللهُ اَكْبَرُ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيم “Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym” Kalben tesbih namazı kılmaya niyet edilir. “Allâhü Ekber” diyerek namaza başlanır. Yukarıdaki tesbih: Sübhâneke’den sonra 15 kere Zamm-ı sureden sonra 10 kere, Rükûda rüku tesbihinden sonra 10 kere, Rükûdan doğrulunca 10 kere, Secdede secde tesbihinden sonra 10 kere, Secdeden doğrulunca 10 kere, İkinci secde de secde tesbihinden sonra 10 kere, okunur. Böylece birinci rek’at kılınmış olur. İkinci rek’ate kalkılınca Fâtiha-i şerîfe’den önce yine 15 kere, diğer yerlerde de, tarif edildiği gibi 10′ar kere okunarak 4 rek’at tamamlanır. Tesbih namazının diğer tarafları aynen diğer namazlarda olduğu gibidir. Fark sadece okunan tesbihlerdir. İkinci rek’atte oturulduğunda, “Et-tehiyyâtü…”‘den sonra, “Allâhümme salli…“ ve “Allâhümme bârik…“, üçüncü rek’at için ayağa kalkıldığında da “Sübhâneke…” okunacaktır. Tesbih namazında her rek’atte okunan tesbih adedi 75′dir. Dört rek’atte 300 tesbih okunmuş olur. Bu gecede nasıl dua edelim? Bunu da Hazret-i Âişe (r.a.) vasıtasıyla yine Peygamberimizden, öğrenelim: “Dedim ki, ‘Yâ Resulallah, Kadir Gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?’ Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam “Allahümme inneke afüvvün tuhibbü’l-afve fa’fu annî (Allah’ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle) dersin’ buyurdu” Kaynaklar 1) Hak Dini Kur an Dili. 6:4592 2) Muvatta. İtikâf:6 3) Duhan Suresi, 3. 4) Hak Dîni Kur’ân Dili, 9:5970. 5) Müsned, 2:27. 6) Buhari, Siyam: 71, İbni Mâce, Dua 7)Yusuf Tavaslı Üç Ayların Fazileti |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|