Ajitasyon
Bu çoğu zaman relaksasyon veya konsantrasyon yoksunluğu ile beliren ve sübjektif kuruntulardan ötürü ortaya çıkan bir huzursuzluk durumudur. Aslında, huzursuzluğun mutlaka belirmesi gerekmez. Süjenin davranışı tekrarlamalı ve amaçsızdır; amaçlı görünse bile hiçbir amaca ulaşamaz.
Herhangi bir anksiete veya gerginlik durumuna bağlı olarak, etyoloji sözkonusu olmaksızın, bir dereceye kadar ajitasyon görülebilirse de, bununla ilgili hareketler nispeten sınırlı ve belirsizdir. Hasta sürekli olarak ayağını oynatır, üstünü başını düzeltir, bir pipo veya kalemle oynar, oturduğu yerde kıpırdanır, vs. Şiddetli ajitasyona daha az olarak ve başlıca depressif hastalıklarda, özellikle envolüsyonel melankolide (bkz.) rastlanır. Bu durumda hastanın bütün vücudu etkilenir, hattâ hasta uzun süreli bir işi yapamaz olur. Yerinde oturamaz, ayağa kalkar, gene oturur, odada dolaşır, ellerini oğuşturur ve durmadan hiçbir zaman tamamlamadığı işler yapmaya koyulur. Bazan, belirgin bir gerginlik veya ruhsal çöküntü olmasa bile, bu gibi davranışlara rastlanır. Bu durumlarda presenil veya arteriosklerotik olan bir demans proçesinden şüphe edilmelidir. Ajitasyonun tedavisi, temelindeki hastalığın tedavisiyle sağlanır. Şiddetli ajitasyonla birlikte kendini gösteren depressif hastalıklar çoğunlukla ECT veya trisiklik ilaçlara cevap verir. Ajitasyon belirgin olduğu zamanlarda da amitriptilin'in imipramin'den daha etkili olduğu düşünülmektedir. Depresyon kontrol altına alınıncaya kadar geçen süre içinde ve demans proçeslerinde, adamakıllı şiddetli ajitasyonları bile kontrol altına almak için fenotiazin'ler etkili olabilir. Daha az şiddetli depresyonlarda çok rastlanan anksieteyi ve hafif ajitasyonu kontrol altına almak için benzodiazepin'ler: klordiazepoksid ve medazepam yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte, hem fenotiazin'lerin, hem de trisiklik anti-depresanların ajitasyona yol açabilecekleri her zaman hatırlanmalıdır. Bu gibi oturma güçlükleri (akathisia) (orfenadrin gibi antiparkinsonizm ilaçları uygulayarak veya yukarda belirtilen ilaçların dozunu azaltmakla bir dereceye kadar kontrol altına alınabilir. Oysa bazan ilacı kesmekten başka çare yoktur.
|