![]() |
|
Türkler'in ve Yabancıların Biyografileri Ünlüler, Artistler, Aktörler, Sanatçılar , Rektörler, İş Adamları, Gazeteciler, Kaşifler, İdoller, Örnek Alınacak Kişiler - Biyografi |
![]() ![]() |
Seçenekler | Stil |
![]() |
#1 |
![]() Dünyanın en sevilen operalarını besteleyen Puccini, melodramdaki ustalığı, Tosça ve La boheme gibi operalarında sergilediği duygusal erotizm, Madam Butterfly'da ve Turandot'taki egzotizmle, ilk gerçekçi opera akımının temsilcisi olarak 19. yüzyılı 20. yüzyıla bağlayan bestecilerden biridir.
Puccini, 22 Aralık 1858'de Toskano bölgesinin sevimli kenti Lucca'da dünyaya gelir. Ataları yüz elli yıla yakın bir zaman dilimi içinde bu kentte Kilise müzisyenliği yapmışlardır. Giacomo, aile geleneğini sürdüren beşinci kuşağın üyesi olarak önce org çalmayı öğrenir. Annesi, üstün müzik yeteneğini ortaya çıkartmak için onu, Instituto Musicale'ye gönderir. On sekiz yaşında Lucca'da yapılan bir yarışmaya Juno başlıklı bir kantat ile katılır. Ödülü kazanmasa da yapıtın seslendirilmesi ve övülmesi onu yüreklendirir. Aynı yıl, komşu kentlerden Pisa'da izlediği Verdi'nin Aida operası ile İtalyan drama geleneğine ilgi duymaya başlar ve böylece opera bestecisi olmaya yönelir. Ailenin desteği ve İtalya Kraliçesi Margherita'nın bursu ile Milano'da Reale Konservatuvarı'na yazılır. 1880-83 arasında Antonio Bazzini ve Amilcare Ponchielli'nin öğrencileri olur. Ponchielli, ona tek perdelik opera yarışmasına katılmasını öğütler ve libretto'yu danışması için, yazar Ferdinando Fontana ile tanıştırır. Fontana ile işbirliği sonucu ortaya çıkan Le Villi, tıpkı Juno gibi hiçbir ödül kazanamaz. Ancak Puccini, piyano doğaçlamaları yaptığı bir toplulukta Boito'nun ilgisini çeker. Boito, bu operasının 1884'te, Milano tiyatrolarından birinde sahnelenmesini sağlar. Ardından İtalyan bestecilerinin yapıtlarını basmakla tanınan Ricordi Yayınevi tarafından basılır. Ricordi, bu başarının ardından Puccini'ye yeni bir opera ısmarlar. Beş yıl sonra ortaya çıkan Edgar, başarısızlıkla sonuçlanır. İlk büyük başarısı, üçüncü operası Manon Lescaut'dur. Jules Massenet (1842-1912)'nin aynı konudaki popüler yapıtı Manon'u çok iyi bilen besteci, Prevost'nun romanından doğrudan esinlenmiş ve yapıtı bambaşka bir boyutta ele almayı aklına koymuştur. Operaya uyarlamak için tam yedi libretist değiştirdikten sonra Manon Lescaut istediği düzeyde bir edebiyat-müzik işbirliğine ulaşır ve 1893'te hemen uluslararası üne kavuşur. İlk kez 1896'da Turina'da sahnelenen La boheme, kendi deneyimlerini de kattığı Fransa'daki bohem öğrenci yaşamını anlatır. Puccini'ye yeni kapılar açan bu yapıt, yalnız opera olarak değil, aryaların tatlı ezgileriyle resital programlarının, ev içi dinletilerinin dağarcığına da girer. 1900'de ortaya çıkan Tosça, daha erkeksi ve güçlü bir dramın sergilendiği, acımasız dünyanın gerçekleriyle yüklü, Victorien Sardou'nun bir oyunu üstüne yazılmış operasıdır. Tosça'da verismo stili (gerçekçi opera akımı) ile Pucinni'nin sanatı birleşir. 1904'te David Belasco'nun bir oyunu üstüne yazılan Madam Butterfly, Amerikalı bir denizci uğruna ailesini ve geleneklerini terk eden Japon geyşasının trajik gerçeğidir. Aslında bir geyşanın acıklı öyküsü o günlerin Japon yaşamının toplumsal gerçeğini simgeler. Operanın sonunda, denizcinin bir Amerikalı kadın ile geri dönmesi üzerine geyşa harakiri yapar. Madam Butterfly operasındaki "Bir güzel gün" başlıklı arya yazıldığı günden beri ününü hiç yitirmemiştir. Puccini bundan sonraki operalarında müzik dilini zenginleştirmeye özen gösterir. Altın Batının Kızı, 1910'da New York Metropolitan Operası'nda sahnelenir. Onu izleyen La rondine 1917'de, Il trittico (üç tek perdelik opera: Il tabarro, Suor Angelica ve gülünçlü operası Gianni Schicchi), 1918'de ortaya çıkar. Puccini, son operası, Gozzi'nin oyunundan kaynaklanan Turandot'u bitiremeden ölür. Son perdesi Franco Alfano tarafından tamamlanır ve 1936'da Milano'da sahnelenir. Güçlü bir dramatik soprano için yazılmış büyük bir roldür Prenses Turandot rolü. Kendisine âşık olan her erkeği öldüren, acımasız bir prensestir. Çin'de geçmesi, egzotik bir gizemsellik getirdiği gibi, bestecinin Çin müziği temalarını kendine özgü İtalyan müzik dili ile birleştirmesi masalsı bir ortam yaratır. Turandot, Puccini operalarının doruğu olduğu gibi uluslararası dağarcıkta tazeliğini hep koruyan son İtalyan operası olmuştur Puccini, 1891'de Torre del Lago'da edindiği bir konuta yerleşir ve tüm yaşamını orada geçirir. 29 Kasım 1924'te, altmış beş yaşında Brüksel'de gırtlak kanserinden ölür. Puccini, müziksel ya da dramatik bir yenilikçi olmadığı halde uluslararası alanda sürekli dikkat çekmiş, dinleyiciyi hemen avucuna alıveren yapıtları her dönemde büyük bir merakla beklenmiştir. Puccini'nin yeteneği, sahne duygusu, tiyatro içgüdüsü, çalgı renklerinin birleşimi ve gelişkin bir melodi duyarlılığı ile kendini gösterir. Verdi'nin yapıtlarıyla birlikte Puccini'nin operaları, bugün yeryüzünde halen İtalyan operasının başlıca temsilcileri olarak tanınırlar. Operalarındaki karakter tanımlamaları ve zengin orkestra yapısı, Debussy ve Schönberg gibi sonraki kuşağın bestecilerini etkilemiştir. PUCCİNİ'NİN BAŞLICA OPERALARI Le Villi (1884); Edgar(1889), Manon Lescaut (1893); La boheme (1896); Tosça (1900); Madam Butterfly (1904); Altın Batı’nın Kızı (La fanciulla del West) (1910); La rondine (1917); II trittico -3 tek perdelik opera- (Suor Angelica, II tabarro, Gianni Schicchi) (1918); Turandot (1926) - ölümünden sonra Franco Alfano tarafından tamamlanmıştır. |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|