ak parti'li adaya göre chp'ye yenilme nedenleri

[çakır]

Geçen hafta bugün sizlere, İstanbul’un ilçelerinden Silivri’nin CHP’li Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın AK Parti’nin başarılı belediye başkanı Hüseyin Turan’ı 29 Mart yerel seçimlerinde nasıl yendiğini “AKP’li başkanı överek bitiren CHP’li” başlıklı bir yazı ile aktarmıştım. Sayın Işıklar bu konudaki düşüncelerini kendisini davet ettiğimiz üniversitedeki Siyaset Sosyolojisi dersinde öğrencilerle paylaşmıştı. Öğrenciler konuyu bir de karşı taraftan dinlemek gerektiği düşüncesi ile Sayın Hüseyin Turan’ı dün derse davet ettiler ve kendisine önemli sorular yönelttiler. Öğrenciler açısından çok yararlı ‘case study’ oldu. Örnek bir vak’a üzerinden bir mesele farklı yönleri ile değerlendirildi. Öğrenciler, madalyonun iki cephesini birden görme imkanı buldular.
Bir kent için olmazsa olmaz denilebilecek en köklü meseleleri Silivri’de kısa sürede çözdüklerini (su, doğalgaz, altyapı, belediye, adliye, hastane, statlar, parklar ve diğer hizmetlerle) kalıcı eserler kazandırdıklarını belirten Hüseyin Turan, “yapılması gereken hizmetler öylesine yapıldı ki, vatandaşın şu da yapılsa ne iyi olur” diyebileceği bir konu kalmadığını anlattı. Kaldı ki seçimi kazanan CHP’li başkan da bu konuda Hüseyin Turan’ın hakkını teslim etmişti.
Yaptığın hizmeti unut, yenisini düşün...
Hüseyin Turan’ı dinlerken Rahmetli Turgut Özal’ın, İzmir’in efsane belediye başkanı Burhan Özfatura’ya söylediği, “seçmen açısından yapılmış hizmet yenilmiş çikolata gibidir. Seçmen yediği çikolataya bakmaz, daha yenilecek ne var diye bakar” şeklindeki sözünü hatırladım. Gerçekten de Sayın Özfatura en güçlü olduğu dönemde İzmir’in belediye başkanlığını kaybetti. Halbuki onun döneminde İzmir belediyecilik açısından başdöndürücü gelişmelere tanıklık etmişti. Özal haklı çıktı, Özfatura kaybetti.
Hüseyin Turan; “Yapılan hizmetleri takdir eden seçmenin siyasetçilere teşekkürü sandıkta oy vermek şeklinde olmalıdır. Ama kimi zaman çok farklı faktörler seçim sonucunu etkilebiliyor ve seçmenler” farklı mülahazalarla oy kullanabiliyor” diyor.
Nitekim seçimden 4-5 ay önce yaptıkları ankette Silivrililerin belediye hizmetlerinden memnuniyeti yüzde 60 civarında olduğu tespit edilmişken, belediyecelikle ilgili olmayan nedenlerle oyların seçime doğru hızla düşüşe geçtiğini ve seçimden bir hafta önce de CHP adayının yüzde 1.5 fark attığını söyledi. Bu veriler seçimi kazanan CHP’li aday Özcan Işıklar’ın rakamları ile de örtüşüyordu. GENAR araştırma firması da, sandığa yakın tüm ülke genelinde AK Parti oylarında inanılmaz bir kaçış olduğunu ve Hükümetin bunu durduracak atraksiyon yapamadığını, yapılan girişimlerin de kaçışı önlemeye yetmediğini araştırmalarında tespit etmişti.
Örneğin Silivri halkına söz verdikleri gibi şehri doğalgaza kavuşturmak için başkan seçildikten sonra hummalı çalışma yürüttüklerini ve defalarca günübirlik Ankara’ya gidip gelerek kısa sürede doğalgaz getirdiklerini anlatan Sayın Turan, ama gelin görün ki, seçimlere birkaç ay kala doğalgaza yapılan toplamda yüzde 47’lik zammın ters etki yaptığını, doğalgaza teşekkür yerine, yüksek faturaya tepkinin seçmen davranışı olarak belirleyici olduğunu anlattı.
Nüfusu 2 binin altına düşmüş belde belediyelerinin kaldırılması ülke açısından yararlı önemli bir karar olduğu halde, makamını kaybeden belde belediye başkanlarının AK Parti aleyhinde faaliyette bulunduklarını, başta CHP olmak üzere diğer partiler için çalıştıklarını anlattı.
Sayın Turan’ın önemli bir başka tespiti de şu: Ülke genelinde seçimlerde AK Parti’den aday olma şansı bulamamış olan parti mensuplarının “biz aday gösterilseydik kazanırdık” izlenimi oluşturmak için sağda solda kendi partileri aleyhinde yıpratıcı konuşmalar yapmış olması.
AK Parti karşıtı ittifaklar...
Hüseyin Turan yerel seçimlerde gözlenen CHP & MHP ittifakını da önemli bir ayrıntı olarak altını çiziyor. Yani, CHP’nin güçlü olduğu yerlerde MHP’nin CHP’yi, MHP’nin güçlü olduğu yerlerde CHP’nin MHP’yi desteklemesi gibi. Örnek de veriyor Hüseyin Turan ve diyor ki; “MHP 2007 seçimlerinde Silivri’de 12 bin oy alırken, 2009’da sadece 3 bin oy aldı. Bu oylar tabi ki CHP’ye gitti. Tıpkı MHP oylarının Antalya’da CHP’ye, CHP oylarının Balıkesir’de MHP’ye gitmesi gibi. ANAP, Demokrat Parti gibi diğer partilerin oyları da AKP dışındaki partilerde temerküz etti.
Seçimde sandık görevlisi olarak çalışan tanıdıklarım, örneğin Saadet Partililerin İstanbul Üsküdar’da ilçe belediyede kendi partilerine, büyükşehirde de CHP’li Kılıçdaroğlu’na oy verdiklerini tespit ettiklerini söylemişlerdi. Parti dayanışmaları bu tür seçimlerde taktiksel bir özellik taşıyor. Siyaset böyle birşey işte...
Hiç kuşkusuz Türkiye 2009 seçimlerine küresel krizin etkileri ile girdi. Sadece Silivri gibi küçük bir ilçede 16 bin kişinin işsiz kalması meselenin ciddiyetini anlatmaya yetiyor. Hüseyin Turan, CHP’li adayın 7.500 kişiye iş imkanı sağlayacakları yönündeki propagandasının da seçimi kazanmasında etkili olduğunu söylüyor.
İki ayrı yazımızda, aynı ilçe örneği üzerinden halef selef belediye başkanlarının zafer ve yenilgi bağlamanındaki taktiksel mücadelesini yansıttık. Amacımız, örnek bir vaka üzerinden ‘case study’ yaparak siyasete ilgi duyanların kendi seçim çevreleri üzerinden birer muhasebe yapmalarına yardımcı olmaktı.
Halef selef iki başkanın yorumsuz aktardığımız beyanları dilerim merak sahipleri açısından az da olsa yararlı olur. Soruları ve konuya ilgileri ile başkanların nazar-ı dikkatini celbeden, Diyarbakır’dan Trabzon’a, Antalya’dan Edirne’ye kadar çok sayıda siyasetçi ve yerel yönetici ile görüşerek ülkenin siyaset sosyolojisi açısından fotoğrafını çeken öğrencilerimi de kutluyor ve sömestr sonunda bunların artı puan olarak yansıyacağını kendilerine ifade etmek istiyorum.
Prof. Dr. Osman ÖZSOY

[kont]

Özfatura İzmir'de başarılı olduysa, başka bir sağ parti adayı da başarılı olabilir. yeter ki inatlaşmasın İzmirlilerle. bir de Ege Bölgesi'nde MHP oyları CHP'ye, CHP oyları MHP'ye gitti ama bunu seçmen yaptı. bunu yapan üst kademe siyasi yöneticiler değil seçmendi, kendilerince bir çözüm ürettiler.

yazı için teşekkürler