|
Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
01-22-2009, 17:50 | #1 |
Gardolabımda Ütüsüz Kalmış Satırlar
Gardolabımda Ütüsüz Kalmış Satırlar " Geceye kurban edilmiş bir karanlığa gözlerin miktarı bir umut yaktım. Sonra büyüdüm biraz. Sorma ne kadar büyüdün diye.. Sen kadar büyüdüm dün gece.. Ve bir türlü bitiremediğim önsözümü tamamlayıp, Lafzımdaki tüm alfabeyle söylüyorum; Seni bir Elif miktarı seviyorum..." Çıplaktım adım miktarı / seni giyindim bolca.. Seni tanıdığım zamanlardı acıya tuz basışlarım. Gömleğimden sızan kan rengine benziyordu göğümün rengi. Sen yoktun ilkin, kıyısızlığın eşiğindeydi gözlerim..Yarım yamalak sözlerim, yamalı susmalarım vardı dudağı kuyulara dayanmış..Çıplaktım adım miktarı, üryandım yaralarından feragat edip kaldırımları yatak bilen. Yer edinemedi sözlerim dudaklarımın cografyasında, ölemedi yüreğim kendi infazının avucunda.Tam vazgeçmişken umuttan, tam da sözlerimi sırtıma vurmuşken düştün düş'üme..Yalnızdım kalıbım kadar seni diktim önsözüme. Yarımdım, seninle tamamladım acıkta kalan yanlarımı.. Seni tanıdığımda gardolabında ütüsüz satırların vardı. Ertelenmiş, geçiştirilmiş ya da zamana ötelenmiş rüyaların vardı..Karanlığa çaldığın lakin tutmamış bir sabah yağmuru vardı kirpiklerinde birikmiş. Kıyısızlık dururken yüzünde, dağların arsızlığı vurmuş sevda rengine..Kaybetmişliğin rengi siyaha çalarken, koynuna döşenmekteydi ayrılık trenlerinin gri sirenleri..Bir yanı üşümekteydi ellerinin, diğer yanı ise idam sehpasındaki urganı düğümlemekteydi..Seni tanıdığım zamandı, gölgelerin karanlığa başkaldırışı. Biz ki acıya bağdaş kurmuş iki zamandık, susuşlara meyilli. Birbirine hiçbir zaman kavuşmayacak trenlerin tek suçlusuyduk. Sevdaya itham edilmiş romanların katili, yüreğinden sızan kanları susuz toprağa ifşa edilen iki hükümlüydük..Biz ki hüzne örülüydük..Sonra sırtlarımızı dayadık birbirimize. Kalabalıkların arasına iki kırık bedenle yürümektense; bir kız çocuğuna renkli balonlar alma suçuyla ölmeyi tercih ettik .. Kavganın ortasında, gölgenin avcuna, karanlığın sabahına bir filiz ekmeye yemin ettik biz..Günahlarımıza tövbe diye degil, Elif'in dilsiz duvağına dua saflığı katmak için aynı safa durduk. Ayak uçlarımıza dökülen gözyaşına biz umut ilave ettik ta ki bu iki beden bir canda vücut bulana kadar...Çünki bizim ekmeğimiz; hayata hüzün miktarı ölüm, ölüme bir dua miktarı hayat katmaktı. Başardık sevgili..Başardık..Kendi ayaklarının üzerinde durabilen sevdayız biz.. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|