sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Şiirler ve Yazılar > Hikayeler
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 05-15-2009, 04:24   #1
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart yaşanmış bir sevda masalı

“(*)Dünyada iki gül olsun biri kırmızı biri beyaz sen beni unutursan kırmızı gül solsun ben seni unutursam beyaz gül kefenim olsun”.

“Bir söylenceye göre düşman iki ailenin çocukları olan Ali ile Zehra biribirine ölesiye sevdalıymışlar. İki genç daha çocukken ailelerinin düşmanlığına rağmen gönül verip sevmişler biribirilerini. Aşkları gökle- yerin aşkı kadar büyük çiçekle suyun-aşkı gibi temizmiş.

Günler gecelere geceler günlere akıp giderken herkes aşkına göre almış hisesini hayatın pınarından.. Yıllar su gibi akıp gitmiş Ve yöre de herkesin dilinde Zehra kızın güzelliği söylenir Zehra kızın güzelliği konuşulur olmuş. Taa.. topuğuna kadar inen saçları simsiyah gözleri inci dişleri kıpkızıl dudakları pembe yanakları ve tanrı heykelleri gibi kusursuz bedeni ile perileri kıskandıracak kadar güzel ve alımlıymış…

Derken Ali ile Zehra büyüyüp evlenme çağına erişmişler ama evlenmelerine her iki tarafta bir türlü razı olmamış. İki düşman aile arasında kavgalar başlamış günlerce silahlar patlamış…

Zehra ile Ali de çevrelerine aşklarını biribirine bağlılıklarını kanıtlamak için evlerini terkedip iyi yürekli bir çobanın yardımıyla uzak bir vadideki mağaraya gizlenip yıllarca orada barınmışlar.

Zehranın kardeşleri her yeri aramış taramışlarsa da hiç bir yerde izine rastlamamışlar. Epey bir zaman yabani meyveler bitkiler kökler yiyerek ve geceleri çobanın köyden taşıdığı yiyeceklerle yaşamını sürdürmüşler...

Dolunaylı gecelerde iki derin vadi arasındaki mağaranın önünde oturup alt tarafından çağıl çağıl akan sulara bakarak dağlara taşlara türküler yakmışlar.

Zehra kızın saçları gece gözleri yıldız bakışları gökkuşağını andırırmış. Baktıkça rengarenk bir ahenk sararmış vadinin içini… Her sabah gün burada aşkla başlayıp aşkla bitermiş… Kuşların inceden soluyuşu ağacların nazlı nazlı sallanışı yaprakların hışırtısı bir başka güzelleştirirmiş çevreyi… Renk renk desen desen çicekler içinde pınarların da akışıyla bu renk ve ahenk harmonisi iki gönül coğrafyasının ve iki yurek ikliminin mutluluğuyla uzayıp gitmiş günler.

Genç adam sevdiği kıza her gün hayran hayran bakarak sazına sarılıp türküler dizermiş ırmaklara… Dağ taş dillenirmiş sesinde… Sevdiğinin gözleri denizin incileri dişleri mercan saçları gecenin karanlığı gülüşü bahar gülü kadar güzelmiş güldükçe cangülleri saçılırmış dağa taşa…

Sonra Zehra kızın kardeşleri iz sürüp yatmışlar pusuya. Herşeyden habersiz dağlara kayalara saz çalıp sevdiğinin ceylan gözlerine türküler söyleyen Ali tek kurşunla kayadan aşağı yuvarlamışlar.

Ağıt yakıp saçlarını yolan Zehra kız Ali nin acısına dayanamayıp ümitsizliğe kapılarak oda kendini aynı uçurumdan aşağı bırakır.

İkisi yan yana gömülür. Sonraları kızın baş ucuna ak erkeğin başucunda al bir gül fidanı çıkar ve her bahar yeşerip biri ak biri kırmızı gül açarak biribirine sarılarak tekrar kavuşurlar hiç ayrılmamak üzere....

Yelpınarın suyu gövdelerine değdikçe ağlamışlar iri iri yaşlar süzülmüş yapraklarından… Beyaz duvağını takıp tomurcuğuna ağıtlar yakmışlar kayalara dönüp sırtını munzur dağına. Ne zamanki acısı ne zamanki hasreti işlemiş kayalara Zehra kızın paramparça olmuş kayalar her parça kızıl bir ağgül olmuş kanamış. Yıllarca pınarlar kan akmış… Tarifsiz bir acı çökmüş her yana…

İşte o gün bu gündür her bahar biribirine kenetlenen bu iki çiçeğin olduğu yerde ağlama ve inilti sesleri duyulur geceleri… Halk arasında mağaranın önünde gömülü olduğuna inanılan bu iki sevgilinin xxxxnda ölmediklerinin onların değişik zamanlarda değişik şekillerde göründüğüne dair rivayet edilir. Halk arasında hala iki sevgilinin iki çiçeğe dönüşerek yaşadıklarına inanan yörenin gençleri. Bu söylentilerin de etkisiyle olacak ki her bahar mağarayı ziyaret ederek dilek tutup kısmet ve murat duası ederler...

Rüzgarın sesi bu yörelerde her gece yaşanmış efsaneleri fısıldar. Bazen yaşlı bir ninenin anlattığı masalda dillenir bazen de bir sazın tellerindeki ezgide...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 05:01


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog Snus Satın al düşmeyen takipçi satın al