03-25-2011, 12:41 | #1 |
İbn Hazm'dan öğütler ...
Eğer tutku gösterdiğin şeyi inceleyerek olursan bunun ne kadar gereksiz olduğunu anlayacaksın. Çünkü Yüce Allah tüm insanlığa emirlerini son derece açık ve saman yolundaki yıldızların parlaklığından daha canlı bir berraklıkla bildirmiştir. Öyleyse ey nefsim kurtuluşa doğru koş, keskin inci ağızlı bilenmiş kılıçlar gibi ol, nüfuz et iyice derinlere. Eğer insanlar yaratılmış incelikleri üzerinde düşünselerdi niçin yaratıldıklarını araştırsalardı gülme nedir bilmezlerdi, gülemezlerdi. Başkalarının hoşuna gitmeyecek sınavlarda, nefsini sınayan kişiyi paylama sakın. Dikenli çalıları yalazlı ateşe yaklaştırma sakın, çünkü onları yaklaştırdığın zaman duman göğe yükselir. Nasıl ki, kadınlar erkekler için yaratılmışsa hiç kuşkusuz erkekler de kadınlar için yaratılmıştır. Erdemli kişi kendine kötülük yapana iyilik yapan kişidir. Erdemli değilse kişi sen onu düzeltmeye uğraşsan bile yulardan kurtulmak için hileye başvurur. Ey sen, oyun oynayan her şeyi şakaya alan kişi! Zamanın sana karşı ne kadar sert ve acımasız olduğunu görmüyor musun? Korkmuyor musun zamanın belalarından. Sana söylenen öğütlerden yalnızca zamanın sana öğrettiği ilginç dersleri ezberlemeye çalış. Hiç kimse bu dünyanın bağrını delemedi. Kim bu kaleyi sarsmaya çalıştıysa kale duvarlarından çok uzaklara fırladı. Kendi kendime diyorum ki açık olan kapalı olan gibi değildir. İnsanlar ölümlüdür, ölümün çocuğudur her insan. Nefsini Küçük düşüren şerefini zedeleyen şeylere karşı kendini koru, tutkuyu bırak, çünkü tutku yokluk kapısının anahtarıdır. İnsanın bu dünyada alacağı tat nedir ki? Çünkü çok geçmeden ölüm gelip çatıyor, dayanıyor. Öyleyse bu denli kısa süren bir dünyaya bel bağlama, bizim fani oluşumuzu bizzat bu dünya haber veriyor. Fakat insan bu dünyayı ancak ona sahip olunca bırakıyor. Nice insanlar onu bırakıyor ama gönüllerinde hep ona bağlı kalıyor. Bir insan neyi istediğini iyi bilirse öteki insanların sahip olduğu her şeyin geçiciliğini kolayca fark eder. Bir kimse Rahman'ı tanısa emirlerine kesinlikle karşı gelmez. Dünyadaki krallıkları kendisine verseler bile. Takva ve dindarlık yolu yolların en iyisidir. Uzak görüşlülükle ve bu yola girenler ise yolcuların en iyisidir. Tam tersine kim bu yoldan saparsa çok sıkıntı çekecektir. Duygularına hakim olamayıp kendini tutamayansa hiç kuşku yok çok mutsuz olacaktır. Bu yola saf gönlüyle engin ruhuyla yumuşak ve güzel huyuyla yönelenlere ne mutlu. Onlar kimi kurtları içinde kemiren gizli kinlerden uzaktır. Sultanların şeref ve izzetinin, dilencilerin güvencesinin iki katına sahiptirler. Dolayısıyla onlar diledikleri gibi, yaşarlar diledikleri gibi ölürler. Ebedi alemde güleryüzlü sevimli olarak kurtuluşa ererler. Onlar karanlıkları yırtarak kainatı aydınlatan ışık sayesinde şeytani isteklerine karşı koyarlar. Kim Allah'ı gerçek anlamıyla tanırsa bilirse, kendine güvenilir bir sığınak bulmuş demektir. Gönlü ilahi güvence altında demektir. Eğer dünyada ceza olmayacağından emin olsaydık, eğer Allah'ın korkunç gazabından öfkesinden korksaydık. Eğer Allah'ın, yoldan çıkan azıp sapan, cinayet işleyen her kişiye hazırlandığı Cehennem ateşinden korksaydık. Hiç tereddütsüz, O'na itaat etmenin gereğine inanırdık. Öte dünyadaki cezaya rağmen bizi tutku peşine sürükleyen her şeyi geri teperdik. Bu dünyaya gönülden bağlanmayı kafamızdan çıkarırdık. Öteki huzur için zühd ve takvanın gereğine inanırdık ve yapardık. Bu dünyaya içten bağlananı sertçe eleştirirdik. Birkaç söz Birbirimize ihtiyaçlıyız İnsan karşısındaki kişiye değer verdiğinde ve kendisine de değer verildiğinde varoluşunu hissedebilmektedir. Bu da insani ilişkilerimizin bizler için büyük bir kazanç olduğunu gösteriyor. Yani, yakınlarımızı takdir ettiğimizde ve onların iyi taraflarını ifade etmekten kaçınmadığımızda aslında o kimselere değerlilik duygusunu hissettiriyor ve mutluluklarına katkı sağlıyoruz. Milligazete |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|