Mercedes Benz CLC 160 ''Yıldızı hak ediyor''

[Melancholy]

Üç günlük birlikteliğimizin ilk dakikaları. Mercedes Benz'in Pazarlama binası önünde test için tahsis edilen CLC160 ile ilk karşılaşmamız. Biraz heyecanlıyım. Sonuçta karşımdaki otomobil bir Mercedes yani Türkiye'de itibarın, kalitenin simgelerinden biri. Yalnız bir eksik var bu otomobilde ve bu eksik sanki iki kapıdan daha fazla... Ama kullanmaya başlayınca eksiğin sadece o iki kapı ve biraz da beygir olduğunu farkediyorsunuz. Ama konu konfor ve kalite ise CLC gene de bir Mercedes.

CLC kulağa ve göze yeni bir otomobil gibi gelse de easında eski C –Sportcoupe'nin devamı. Güncel C – Serisi'nin devamı olarak tanımlayabileceğimiz CLC bir önceki nesil C- Serisi'nin platformunu kullanıyor.

CLC, güncel C – Serisi ile aynı ön yüzü paylaşıyor. C –Serisi'ne ağırbaşlı bir görünüm kazandıran bu tasarım CLC'de spor bir görünüm sunuyor. Büyük Mercedes yıldızı diğer modellerde olduğu gibi radyotör ızagrasının ortasında yer alıyor. Profilden bakıldığında CLC ile C –Sportcoupe’den neredeyse ayrılmıyor. Uzun motor kaputu, C – sütununa doğru küçülen arka camlar sportif havayı destekliyor. Arka tasarım ise CLC'ye has. Geniş stoplar, ve neredeyse tüm bagaj kapağı boyunca uzanan LED'li üçüncü fren lambası arka tasarımı hareketlendiren detaylar. Çift çıkışlı bir egzoz kullanılsa da CLC, logodan da anlaşılacağı gibi 1.6 litrelik bir motora sahip.

İç mekana bakınca bir önceki nesil C – Serisi ile büğyük benzerlik taşıyor ve güncel C – Serisi ile kıyaslanınca çok daha elit bir görünüme sahip. Direksiyonun solunda elektrikli aynaların, farların kumanları yer alıyor. El frenini devreden çıkarmak içinde bu kumandaların altında yer alan kolu çekmek, devreye almak içinse her zaman olduğu gibi sol altta bulunan pedala ayakla basmak gerekiyor. Sade ve kolay okunabilen gsterge paneli de gene bir Mercedes klasiği... İç mekana ferahlık kazandırması amacı gümüş renkli olarak tasarlanan orta konsol çift parçalı cam tavanın desteğine rağmen çokta yeterli gelmemiş. Orta konsol üzerinde yer alan klima ve müzik sisteminin kontrolleri sorun çıkarmıyor. Cam açma düğmelerinin yeri ise gerçekten kötü seçilmiş. Kapı içlerine yerleştirilen düğmelere ulaşım sorunlu. İç mekanda acil olarak değiştirilmesi gereken tek şey bu düğmelerin yerleri. Mercedes’in buna kesinlikle bir çözüm bulması gerekiyor.

İki kapılı otomobillerde arka koltuklara geçiş her zaman en önemli sorun olmuştur. Easy-Entry – Kolay Biniş sistemine sahip olsa da CLC'de bu geleneği bozmuyor; Arka koltuklara geçiş zor.Böyle bir otomobilde çok önemli olmasa da CLC 310 litrelik bir bagaj hacmine sahip.
CLC’nin en önemli özelliği kaputun altında yatan 1.6 litrelik motor. Ülkemizde uygulanan vergi sisteminde 1.6 litrenin altında motor hacmine sahip otomobillere uygulanan avantajdan yararlanmak amacı ile geliştirilen bu motor sahip olduğu kompresör ile 5000 devirde 129 beygir güç ve 2500 ile 3500 devir aralığında ise 220 Nm'lik tork üretiyor. Yazının başında bahsettiğimiz beygir eksiği işte burda ortaya çıkıyor. 1490 kilogramlık ağırlığı ile bu motor CLC'ye kendisinden beklenen performansı sunamıyor. Tamam çok kötü değil ama tasarımın hakkını vermek, arkadan itişin keyfini yaşamak isterseniz o zaman bu motor size göre değil. 5 ileri otomatik şanzımanın tepkileri oldukça iyi. Vites geçişlerini devir göstergesinden takip ediyorsunuz sadece. Tüketim konusunda ise CLC savurgan olmaya oldukça meyilli bir otomobil.

CLC yol tutuş konusunda ise sahip olduğu yardımcı destek sistemlerini hiç yormuyor. Çizgisinden kolay kolay çıkmayan CLC çok zorlandığında önden kayma eğilimine giriyor. Direct –Steer direksiyon sistemi sürüş keyfini arttıran bir diğer unsur.
CLC'yi kullanım sırasında sürücüsüne kesinlikle keyif veriyor. İç mekan son derece sessiz. Süspansiyonu inanılmayacak şekilde konfor sağlıyor. İstanbul yollarının meşhur çukurlarını bile süspansiyon sayesinde farketmiyorsunuz. Görüş açıları konusunda zaman zaman sıkıntı yaşatabiliyor. Kalın A sütunları şehir içinde kesinlikle dezavantaj. Bir önceki nesilde bagaj kapağında bulunan küçük cam CLC’de kullanılmamış. Yüksek bagaj kapağı ile birleşince bu camın olmayışı gerçekten de sıkıntı yaratıyor. Standart donanımda bulunan park sensörü park manevralarında bu sıkıntıyı azaltsa da CLC’nin arka görüşü sorunlu olduğu gerçeği değişmiyor.

Mercedes Benz C- Sportcoupe 320 bin adetlik bir satış rakamına ulaştı. CLC böyle ağır bir yük ile piyasaya giriş yapıyor. Etiketinde 1.6 litrelik motorunda sağladığı avantaj ile 36 bin Euro yani kabaca bir hesapla 75 bin Türk Lirası yazıyor. Mercedes Benz kalitesi göz önünde bulundurulduğunda makul sayılabilecek bu fiyat CLC'yi listelerde üst sıralara çıkartıyor. Tabi CLC'yi seçmek için tek neden fiyat değil. Mercedes Benz CLC160 gerek tasarımı gerek donanımı ve arkasında duran Mercedes Benz sayesinde CLC'nin C-Sportcoupe’nin satış başarısını devam ettirecek gibi görünüyor.

Yazı: M.Onur ARSEVEN

mynet