02-19-2009, 15:38 | #1 |
Niğde Müzesi
Niğde Müzesi
Niğde Müzesi, Niğde ve çevresinde ortaya çıkan eserlerin 1933 yılında Halil Nuri Yurdakul isimli bir kişinin topladığı eserlerle ilk kurulma adımı atılmıştır. Toplanan eserlere önce bir yer aranmış 1936 yılında Karamanoğullarına ait bir yapı olan Akmedrese’de bir araya getirilmiştir. Akmedrese, Karamanoğlu Alâeddin Bey’in oğlu Ali Bey tarafından 1409 yılında yaptırılmış ve giriş cephesindeki mermerlerinden ötürü de Akmedrese ismini almıştır. Akmedrese’de toplanan bu eserleri korumak ve depolamakla,1937 yılında Niğde Lisesi öğretmeni Kemal Kiper fahri bir müze memuru olarak görevlendirilmiştir. Bundan sonra Akmedrese’nin restorasyonuna devam edilmiş ve eserlerin kabaca tasnifi yapılmıştır. II. Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle medrese, İstanbul müzelerinden özellikle Topkapı Sarayı Müzesi’nden getirilen eserlerin korunduğu bir depo olmuştur. Savaşın bitmesinden bir süre sonra bu eserler İstanbul’a gönderilmiştir. Niğde Müzesi 1957 yılında Müdürlük haline dönüştürülmüş, müdürlüğüne de müzenin kurucularından Mehmet Zeki Oral atanmıştır. Niğde ve çevresinde yapılan araştırma ve kazılar sonucunda ele geçen eserlerin artması, yeni bir müze binasına ihtiyaç göstermiştir. Niğde Kız Enstitüsü için ayrılan arazinin bir kısmına yeni bir müze yapılmasına karar verilmiş ve müzenin yapımına 1971’de başlanmıştır. Yeni müze binasının yapımı 1977 yılında tamamlanmış, teşhir ve tanzim düzenlemeleri yapıldıktan sonra 19 Kasım 1982’de ziyarete açılmıştır. Niğde Müzesi arkeoloji ve etnoğrafya bölümlerinden meydana gelmiştir. Müzenin arkeoloji bölümünde Pınarbaşı Höyük, Köşk Höyük, Tepecik Höyük ve Kaletepe opsidiyen atölyeleri kazılarından ele geçen buluntular sergilenmektedir. Bunların yanı sıra Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri dönemine ait örneklerin bulunduğu Göltepe Höyüğü, Antik Kastel Kalay Ocağı, Acemhöyük, Darboğaz kasabası mezar kalıntıları, Hitit Tanrıları’ndan fırtına ve bereket tanrılarının siteleri, Hitit hiyeroglif yazılı kitabeler, Göllüdağ arslanı, Kaynarca Tümülüsü buluntuları, Frig Çağı’na tarihlenen keramikler, Porsuk Höyük ve Helenistik ile Bizans Çağı buluntuları onları tamamlamaktadır. Arkeoloji bölümünde Roma Çağı’na tarihlenen pişmiş toprak ve cam eserler, mühür baskıları, çeşitli heykelcikler, Tyana antik kentine ait Roma İmparatorluk Dönemi kabartma eserleri, Roma çağının mezar stelleri de bulunmaktadır. Aksaray Ihlara Vadisi’nde bulunan ve X.yüzyıla tarihlenen rahibe mumyası, Aksaray Çanlı Kilise’de bulunan ve X.yüzyıla ait dört adet çocuk mumyası da bu bölümde sergilenmektedir. Müzenin bir de zengin bir sikke koleksiyonu bulunmaktadır. Bu bölümde Yunan, Roma, Bizans, İslam ve Osmanlı sikkeleri sergilenmektedir. Ayrıca bu bölümde Kapadokya yöresine ait çeşitli sikkeler, Gümüşköy ve Tepebağları definelerinde ortaya çıkan sikkelere de yer verilmiştir. Müzenin etnoğrafya bölümünde, yöresel giysilerin yanı sıra çeşitli dönemlerde kullanılmış kesici ve ateşleyici silahlar, el yazmaları, İlhanlı döneminde yapılmış olan Sungur Bey Camisi’ne ait ahşap kapı ve pencere kanatları, mihraplar, çeşitli şamdanlar, alemler, kapı kilitleri, takılar bulunmaktadır. Halı ve kilim yönünden önemli bir merkez olan Niğde’de dokunmuş düz yaygılara, halı ve kilimlere de etnoğrafya bölümünde yer verilmiştir. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|