|
Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
02-16-2009, 20:59 | #1 |
Aşıksanız,beklersiniz..
Aşıksanız, beklersiniz! "Ben hiç âşık olmadım" dedi. O zaman 'beklemek' nedir bilmezsin sen diye düşündüm. Kaygı içinde beklemenin büyüsünü hiç tatmadın demek. En küçük bir gecikmenin yaratabileceği iç fırtınaların sesini hiç dinlemedin. Yaklaşmakta olan kederleri hissederek, ama büyülenmiş gibi kıpırdamadan beklemedin hiç. Bütün ihtimalleri abartarak beklemenin yarattığı duygu karmaşasını hiç tanımadın. En sözüne sadık, en dakik âşığı bile beklerken endişelenirsiniz, âşıksanız. Bekleyişin arkasında, hem sonsuz bir haz ihtimali, hem korkular, hem de umut ve umutsuzluk saklıdır çünkü. Aşıksanız beklersiniz. Beklerken, beklemeyen insanları hiç anlamazsınız. Beklemeyenler de sizin gerginliğinizi anlayamaz. Siz beklerken, bekleyişinizin dışındaki herşey gerçekdışı gibi görünür. Çevrenizle ilişkiniz kesilir, sesler usulca uzaklaşmaya başlar, bekleyişinizle aranıza girebilecek herşeyden kaçınır, hatta nefret edersiniz, bekleyiş bir buhrana dönüşebilir her an. Aşık ve bekleyen taraf mı olmak istersiniz, yoksa aşksız yaşayıp bekleten taraf mı olmak istersiniz? Kaygılı ve kederli bir bekleyişin ardından, bütün düğümlerinizi çözebilecek, tutkulu bir beden tarafından kurtarılma ihtimali mi daha çekici görünüyor, yoksa hayatın bu cömert bağışını reddederek, aşksız ama kaygısız ve beklemesiz yaşamak mı daha çekici görünüyor? Hiç âşık olmamak, hiç beklememek, hiç aşk acısı çekmemek demek. Winnicott'a göre aşk ilişkisinde bekletenler âşık olmayanlar. "Ben bazen beklemeyen kişiyi oynamak isterim" diyor yazar. "Başka bir yerde oyalanmayı, geç gelmeyi denerim; ama her zaman yenilirim bu oyunda; ne yaparsam yapayım, boşuna, tam zamanında, hatta saatinden önce, orada olurum. Aşığın kaçınılmaz kimliği budur". "Bekletmek her iktidarın sürekli ayrıcalığı, insanlığın bin yıllık eğlencesi diyor Evelyne Bachellier. Ama bekletmenin de bazı riskleri vardır bence, öyle uzun uzun beklerken neyi ve neden beklediğinizi çözümleyip, kendinizi bu sapmadan kurtarma ihtimaliniz her zaman mevcuttur, tıpkı şu hazin hikâyede olduğu gibi. Bir zamanlar yüksek görevli bir bürokrat bir yosmaya tutkunmuş. Kadın, "yüz gece boyunca bahçemde, penceremin altında bir tabureye oturup beni beklersen, senin olurum," demiş. Doksan dokuz gece sessiz sedasız beklemiş yüksek görevli, ama doksan dokuzuncu gecenin sonunda oturduğu yerden kalkmış, taburesini koltuğunun altına alıp gitmiş. Atilla İlhan'ın dediği gibi, "İnsan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı". Hem de tam beklerken ve de tam o gelecekken.... |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|