sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Şiirler ve Yazılar
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz.

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-27-2009, 17:14   #1
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart Bırak ya...sus konusma!!!!



bırak ya!
senin koştuğun şey,
kendinden kaçmak sadece…

sen, o koca adamın minik kedisi
ne günahlar biriktirdin kimbilir beyaz teninde

kapı eşiğinde oynayan küçük kız
sıradan olmayacak kadar özeldin,
sobeleyip de yüreğimi sürüklemeseydin peşinden,
ben sensizde giderdim…
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Okunmamış 01-27-2009, 17:14   #2
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Bırak git bu yüreği..
Bu yürek seni çoktan terketti..
Şahidimdir sabahı iple çeken gecelerim..
Dudaklarımdan akan sözcükler şahidimdir..

Sen,sensizliği öğrettin bana..
Ben’se soğuk gecelerde yağan yağmurlarla,
Şiirlerimle eşlik ettim sana..
Şimdi Yokluğun bağrımda yanan bir kor ateş..
Suskunluğun cehennem ateşi kadar sıcak ve yakıcı..
Korkuyorum artık sessizliğinden..
Ama terketmeli
ve
Unutmalıyım seni…

Ben,tüm benliğimle..
Gururumu hiçe sayarak..
Tüm yaşanmışlıkların anısına..
Senin yoluna aptalca düştüysem..
Herkesi karşıma birer birer aldıysam..
Ve buna rağmen sesin titremeden..
“Bitti” ile başlayan son cümleni kurduysan..
Ve bu son sözünün sonuna noktayı koyduysan..
Bırak git bu yüreği…
Sana artık bir faydası olmaz..

Artık kendime daha fazla acı çektirmeden..
Seni beklemeden ve düşünmeden..
Yüreğimden çık git istiyorum..
Son gözyaşlarımla seni ıslatarak..
Öylece ,çaresizce seni bırakarak..
Bir kere olsun yüzüne bakmayarak..
Çekip gidiyorum yok olan varlığından..
Şimdi;
Bırak git bu yüreği..
Bu yürek seni çoktan terk etti..
Artık mühürlü bu yürek..
Sensizliğe yemin etti…..
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:15   #3
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart





Acizliğim başlardı kıyında..

Uğruna nelerimi vermedimki...

Karanlıklarımdan bile Vazgeçerdim senin Yanında..

ışığı bile severdim Senin Aydınlığında...

ama olmadı..

izin vermedin Damarlarında Dolaşmama...

ve şimdi sana son bir hamlem vardı;

sus konuşma ,, şimdi ölmek vaktiydi uğrunda...

son olarak bir de öldüm bu sevdaya....
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:16   #4
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Al tüm param bu dedim, boşver dedi sende kalsın
Bir parça yeter, ufak. Kopar ver yiyeceğinden
Etrafına bak, onlardan olma sakın
Yola koyul küçük küçük, git buralardan

Sokaklarda sapsarı yapraklar
Mazgallarda yağmurlar
Hangi kentte bu denli acı var
Başka nerde İstanbul kadar

Git, yapraklar yatağın olsun
Kırlangıçlar arkadaşların
Yildizlar yorganın olsun
Hem zaten gökte işsiz güçsüz duruyorlar

Benden geçti ama sen yap, git buralardan
Bitene kadar bitmez hayat, bitti mi de biter ama
İç tüm şaraplarını, bu dünyanın
Kay ıslak güvertelerinde, bütün güzel kadınların

Büyük aşklar hep senin olsun
Hem zaten boşu boşuna başkalarında duruyorlar
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:16   #5
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Üzerime devirip dağ gibi hüzünleri
Böyle çekip gitmek var mıydı ?
Var mıydı böyle bitirmek ?
Hani söz vermiştik birbirimize ?
Kaç zaman geçti aradan
Sen yoksun !
Sana sığındığım geceler
Alevleri gökyüzünde
Bir kumsal ateşiydi günahları yaktığımız .
Ve kan rengi şarapla yıkanmış
Bir hasret şimdi göğsümüze taktığımız .
Bilirim dönmeyeceksin artık !
Uzun zaman oldu
Belki çoktan unuttun .
Adın kaldı soğuk duvarlarında odamın
Sigara paketlerinde şiirlerin
Resimlerin bana gülen ,
Cüzdanımda saç telin .
Bir veda o geceden aklımda kalan
Kekremsi bir tat
Bir med cezir yüreğimde
Ben vurgun yemiş bir yaralı
Gemiler bana taşır bütün aşk yorgunlarını
Sen yoksun ...
Hayatımın ilkbaharında tanısaydım seni
Yasak umutlara ve acılara inat
Buruk bir şarap tadında olsaydı sevdamız
Yıllandıkça güzelleşen
Ve sen şiirler okusaydın geceleri
Saçlarımı okşarken .
Ellerimi tutsaydın ansızın
Yüreğim eriseydi gözlerinde
Yansaydım ateşinden .
Sen ağlasaydın mutluluktan
Ben ölseydim
Yalnızca beni sevdiğini bilseydim .
Seviyorum deseydin
Bi kere söyleseydin
Yanmazdım
Yanmazdım böyle çekip gitmeseydin ...
Bir veda o geceden aklımda kalan
Bir günah, belki yasak
Yanımda olsan şimdi, hiç konuşmasak
Ağlasak bin kere pişman olsak
Sonra yine bozsak yeminleri
Sarılsak sımsıkı
Öylece kalsak ...
Gittin ...
Kimbilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
Işığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
Körkütük aşkların ortasına düştün
Yalanların pençesine .
Belki birgün, bir gece
Dar bir vakitte belki
Hiç beklemezken seni gelirsin diye
Ben hâlâ burdayım
Sen yoksun !
Lanet olsun ...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:18   #6
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart





Sus!
Gecemizin çığlıklarını duyayım

Ağlayan gözleri görmeden,
Gecenin karanlığında kaybolayım
Konuşma, sesini çığlıklara karıştırma!
Yalnızca izle ve dinle!
Karanlığın geceye olan hâkimiyetini…


Sus!
Kayıp yıldızlar zifir yalnızlıklarına ışık yakmış bekler...
Gece gündüze seyreder
Alışılmamış bir yalnızlık senfonisi ilişir kulaklara
Masum ve güzel o büyülü ses herkesi etkiler!
Hiç bu kadar güzel olmamıştı yalnızlık
Vazgeçişler başladı, yalnızlığından kopuşlar
Olmayacaktı biten bir hikâyenin anatomisi çizilemezdi
Ve her ne olursa olsun bu hikâye deki kahraman tek değildi
Yarım kalmış cümleler gibi bu şehirde…
Gözlerine inmiş bir perde bu hikâyede

Ve ve ve
Bir yıldırım yalanır karanlığın sükûnetinden
Bir adam imgeleri hep beyaz
Mücahit bir sonbahar giydirmiş bedenine
Yağmur içen
Kan nöbetçisi batı düşlerinden
Yalnızlık ne güzel
Yakıştırma bedenin kalıp ölçülerine
Duvarları sindirip fikri-i düşüncen
Yardana kırbaçlayıp ruhunun içindeki umudu
Ve


Şeytansı tortuyu
Tutunamadık yalnızlığın ahir zamanından,
Yapamadık zamanın zamansızlığında,
Başaramadık yalnızlığı…
Sus!
Karıştırma daha fazla
İçimde savrulmuş duygu şehrini
Taş koyma sokaklarıma,
Çelme takma ayağıma
Sadece sus
Çığlıklarımın arasındaki gecenin koyu yalnızlığında



Sıyrılıp siyahın korku prangalarından
Nu insanlık koştuğu zehir zemberek taş sokaklarıma
Dikme zakkum zehrini
Sus!
Hayat tiyatrosunda bir es koyup
Locanın zimmete geçirilen sandalyesine
Sıyır at içindeki karanlığı
Gözlerinden bir bahar aksın
Mavi, yeşil, eflatun
Kızıl yıldızlar
Dökülsün avuçlarına
Çığlıklarıma tecavüz eden kadın
Sus
Dokunma yalnızlığa
Bana kalsın oda!

İçerde dolaşan parmak izlerin var hala!
Beni yaralayıp kanımı içiren sen
Yalnızlığa mahkûm edipte çirkin kahkahalarla gülen sen!
Sus!
Sus ve konuşma bir daha
Acıtma kabuk bağlamayan yaralarımı
Dokunma bir daha bana ve odama kirletme ellerinle
Sus!
Yorma dalgın kuşlarımı
Kanatlarını kırdın uçamazlar bir daha
Sus ve çık hayatımdan
Zehrini daha fazla boşaltma dünyama

Oysa hasretim sana
Zehrine panzehir olsa
Yoğunluğum alıp da gitse tek başına...
Unutulan sükûnet
Derin karanlık
Açan kan çiçekleri
Belâ hasretin
Ve yalnızlığın
Ve sessizliğin
Ve gelip gitmelerin ömrümün kıyılarına
Ve hayatında olup olmayısın
Ve her şey
Ve sen
Ve ben
Ve ve...
Ve elveda benim zehirli sarmaşığım
Ömrümün kangren yanı
Kesip de atamadığım kolcağızım benim
Bu hasret bir beni öldürür
Bir beni yalnızlık…


Ruhumu teslim etmek ne denli zor
Adını anmadan gitmek!
Yo bana göre değil sensizliği içime gömmek
Dur!
Susma! Konuş bu kez…
Yalnızlığımı bastıran güneşim ol!
Doğ gecelerime…
Çığlıklarımı sustur sen konuş bu gecenin sabahında!
Gözlerime bak son kez!
Gülümse dokunulmamış taze dudaklarınla
İçime attığım tüm dertleri bir gecede unuttur bana!
Renklerimi getir avuçlarıma ve sakın susma!
Son gecem senle mutlu geçsin şu beş günlük fani dünyada…
Unutma bir gün senide alacağım yanıma
Uzaklara gideceğiz
Kimselerin olmadığı sessiz diyarlara
Ölüm kokmayacak, kan olmayacak
Sevgimizle yaşayacağız
Korkular kendiliğinden silinip elveda diyecek bize
Sen yalnızca bu gece susma!
Gecenin sonu başlangıcımız olacak yeni bir dünyaya
Şimdi susma!
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:19   #7
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Sus , sakın konuşma
Bir kurşunsa sözlerin
Ölmek için henüz çok gencim
Sadece sus ,
Nolur bakma öyle
Bir mahkumken gözlerinde
Bak yüreğim titrek
Bir kurşunsa eğer sözlerin
Sus , sakın konuşma

Yaşarken öldürdün beni
Kaybolmuşluğum gözlerinden
Anlamsız bir dünyada yaşarken
Anlamını sensiz aradığım bu kahpe dünyada
Ömrüme yüklenen çile
Gönlüme motif gibi işlenen kara niye
Sende susuver , bakma öyle gözlerime
Yeter...

Madem kurşundan beter sözlerin
Durma hadi , hazırım sözlerine
Boşalsın mermiler dilinden
Bir ölüydüm seni sensiz yaşarken
Durma hadi boşalsın mermiler dilinden
Karşında bir kuklaya dönmüşken
Uğruna candan geçilmişken
Sevdanı yüreklere kazımışken
Durma sakın,
Sakın durma boşalsın mermiler dilinden...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:20   #8
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart







YANILMISIM!!!!
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:21   #9
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Bu Bir Elveda!!!


Bilseydim eğer senin birgün ansızın çekip gideceğini,
Kalbime hazırlardım gidişini...
SuS!!! LütfeN Birş€y SöYleme!!!
Konuşma...
Alışırım yalnızlığına
Vedalar acıdır S€vgilim... Lütf€n Sus!!! ve AnLatma

Dokunma!!! Tenim€ son kez de Olsa
Dokunma!!! Dokunma bana...
Sen gidince Acı çekerim Aklıma gelir Son gidişin...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-27-2009, 17:21   #10
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Karanlıklar,öksüzlükler duyamaz seni...Onlara hitap edemez artık cümlelerin...kes sesini!...
Matemlere,yaslara,onulmaz acılara gömülü bu omuzlar taşıyamaz senin tek bir heceni!...kes sesini!...
"Anı"denilen geçmiş vakitlerine mahkum şimdi,kendi kendini yiyip bitiren biri şimdi,sahiplenen bu omuzları...
Kendi kendine "sus"demekten usanan bir canlı "cansız" şimdi...yorma daha fazla bu mahkumu,kes sesini!...
Gözyaşından başka ıslaklık görmemiş gözleri,titremekte elleri,üşüyor dayanılmazlıkların girdabına tutulmuşluğun soğukluğunda,karanlıklara mahkum gibi...
Aydınlanmayacak gibi,soğuk bir duvara çarpmış,sendelemiş,bir daha kapıyı bulamayacak gibi şimdi...sadece mahkum...işit bunun sözlerini,tut istediklerini,kes sesini!

Sus işte,sus...
Sus ki kabuslara esir olmayayım henüz kendi esaretimden kurtulamamışken!..Kuyulara atmayayım,alışılmadıkların eline bırakmayayım ruhumu,sendelerim..kes sesini!...
Çöl gibi ya da hayır,hayır,kutup gibi,buz gibidir o yerler.Karanlıktır,korkarım.Ruhum istemez,kaçıverir...
O yerler ki birer seraptır aslında vahalarda belirmiş olan.Cezbetmesin oralar seni,aldanma seraplara.kes sesini!...

"Ben gidiyorum,ondayım,susturamazsın beni..asıl sen kes sesini!..."

Kendimle savaş verdirme bana,sus demekten bezdirdin beni,alıp kaçacağım seni..yorma beni!..kes sesini!...

"Boşa uğraşma,biliyorsun...Gelemem,ondayım,hep kalacağım...Sen gelmeyeceksin belki,ama ben,hep ondayım...Beni salıverirken onun yüreğiyle sevişmek için,düşünmüştün her bir şeyi...gelmesen de gittim..."

Sen benimsin yürek,terk etmemelisin beni.Gitmemelisin.Dur!Tamam konuş ama,dön bana.Ben senin sahibinim.gell!...

"Hayır,yürek kendini taşıyan bedene ait değildir.Beni özgür bıraktın,gittim.Bir daha gelmeyeceğimi bilmeliydin,emanet değildim,sen beni sonsuza dek vermiştin,bir an bile düşünmedin...Şimdi tekrar çağıramazsın beni,nafile!...Gelemem,ondayım dedim..."

Düşüncelerimde,köşede bucakta kalıvermiş,saklanmış bir giz olarak kal...Ben bile bilmeyeyim o gizi,unutmuş olayım mesela...Özgürlüğümü aldın elimden,aşkın albenisine kapıldın,gittin...Sızlatma içimi...

Ey kalp! Susmuyorsun...Durmadan bağırıyor,çığlık çığlığa kalıveriyorsun ansızlıklarda... Düşünemiyorum,susturuyorsun beni dahi...Sesleniyor,bağırıp çağırıyor,haykırıyor,istiyorsun!!...

"Evet,susmuyorum,haykırışlarım artacak...Sen var olduğun sürece -belki daha sonra bile- sürecek bu haykırışlarım...İstediğim tek o idi,ondayım...Artık gelmeyeceğim,milyon kere söyledim bunu sana,usanmadan yine söylerim,söyleyeceğim:GELMEYECEĞİM!..."

Bana söz bırakmadın,susturdun yine,bak!..Peki,git o halde...Özgürlüğümü,özgürlüğüne kat!...Azad oldun büyük bir coşkunlukla...Git,onda kaybol...Yokol aşk bahçelerinde,sevda kokusunu almışsın bir kere...Peki,azad edildin...

Kazı o narin tırnaklarınla aşkını,kazı taşlara,kayalara...Ölesiye kazı sevdanı...Haykırmanı...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 15:55


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog Snus Satın al düşmeyen takipçi satın al