|
Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey . |
Seçenekler | Stil |
12-28-2008, 18:27 | #1 |
Kuş Kanadıydım Semada...
Farkındalıkların değilmişleri tutmuş ellerimden Bıraksa farkındalık yakalayacak ensemden Bundandır boynumu büküşüm… Seslerin arasına saldım bedenimi,kelimeler sarıp sarmalıyor,ruhum yolunda yitmiş. Sayıklamaların yol ayrımındayım.Ses ver Ey Küskün Şair.. Yüzleşmekten korkmuyorum eşzamanlı itiraflardan senin kadar. Sesim sana vardığında sessizliğinin tercümanı olur göz yaşlarım.Tüm algılarım sana rezervli, susuşlarım isyan duraklı, iyi dinle… Ot kokan insanların tam ortasındayım. Özlem kokuyorum ve kan kızıl kırgınlık. Küsüşlerin tütün aralarında gizli; sarhoşluğuma sebep. Acı bir türk kahvesi kıvamında çökmüşlüğüm. Ters çevirip kapıyorum tüm noktalama işaretlerini. Hayra yoruyorum soru işaretlerimi, temiz havaya saldım şaşkınlıklarımı düz bir yazıyım şimdi boğaza karşı. Sesin yansıyor gün batımından. Ey Suskun Şair.. Es ver sessizliğine ki noktalamalarım bir şiirde anlam bulup dile gelsinler. Siteme bulanmış kelimelerin; saçlarımı sattığım rüzgara yoldaş. Yollar; varışlara… Yakın duraklarda, soluklanmalarda oluk oluk yüzüme çarpan farkındalıkların uyku mahmurluğu bulanmış gözlerime. Şaşkın bir çocuk yüzüyüm aynalarda. Ters yansıtır aynalar; ben sağına dokunurum sen solum acıdı dersin. Sancıların tutar mevsimsiz, sebepsiz..Sancıların beynimde ur olur , bıçak vuramam korkumdan pis hastalık bu sevda neylersin? Başkalarının kelimelerine vurgunsun şimdilerde.Bilirim hassasiyetin serde şairlikten. Gördüğüm sen misin? Açıyorum gözlerimi kocaman, gözümdün karanlığım olma. Kapıyorum bir gözümü; açığı kapamak için. Ama illaki gözlerimi yumdurmaksa çaban ve uyanmasın küçük kız dersen… Uykuya yatarım ben, dudaklarımı büzüp dalarım düşlere. Parmak kız olur, erguvanlara sararım tüm bedenimi. İstersen saklarsın yumruk yapıp. Ve belki bir gün uzanırken bir kara kediye aklına gelir avucundaki yitikliğim. Bir zaman kuş kanadıydım semada, yan yatsam suya değerdi.Değdi, ıslandım. Ağır çekiyor sağ yanım, solum sende kaldı.Sen turnaları bilir misin can? Sevda habercisidir. Martıların çığırtkanlığından geçtim, yüzüm semaya dönük. B-eklemedeyim… Eşsiz yaşayamaz turnalar; gidenin ardından intihar ederler. Eşikteyim düştüm düşeceğim. Biliyorum bu sefer tutmayacaksın. Ve ben yine martılara sevdalanacağım. Günler uzayacak ben tıp oynayacağım. Oysaki an kadar önceydi, ellerin ellerimdeydi. Şimdi, andan az sonraya adımım bugünden yarına yatışım geceden güne uyanışım yakındır pazarlıksız varışlar.... düşünmüyorum düş(l)üyorum. Düşlerim uzadıkça gecesi şizofren günlere uzanıyorum. Uykusuz gecelerimin çetelisini göz altlarımdaki halkalarda tutuyorum. Şişe ardından görünen yansıması b-içimsiz kaktüslere takılıyorum. Öylece yak-ışıksız. Gün susuyor, ben susuyorum, yutkunuyorum, yutkundukça adın batıyor boğazıma. Aklım karışıyor. Denize batırıyorum, duruluyorum. Duralıyorum… Gözlerin geliyor aklıma yosunlardan çalıntı, yaralarıma merhem… B-akmıyorsun içime can...... Uzanmıyorsun …. Susuyorsun. Sessizliğin “git” in çevirisidir bende. Yanlış anlamalara meyil verişin sebepsiz değildir elbet. Hep sen yanlış anladın dudaklarımın arasından çıkan her harfi. Sıra bende ; yanlış anlıyorum seni….. |
|
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|