|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
11-18-2008, 03:49 | #1 |
Eurovision faciası.. // Afşin Selim..
Eurovision faciası... Meşhur bir filozofa, “Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz” diye sormuşlar. “Onu almak için eğilmek lâzım da ondan!” demiş. Müjdeler olsun: Eurovision şarkı yarışmasında ülkemizi temsil edecek olan malûm bayana, TRT (Türkiye Radyo Televizyon Kurumu) tarafından 450 (dört yüz elli) bin YTL ödenecekmiş! Sahiden büyük işlere imza atıyor TRT. Eurovision (Avrupa Vizyonu) denilen mevzu, biz "az gelişmişler" için büyük bir ihtiyaç. Olanca şevkimizle destekleyeceğiz elbette. Sallandıracağız bayrağımızı. O gün maksat, yedi düvele bir Türk’ün ne denli maharetli olabileceğini ispat etmek. Bilhassa Batıya… Şayet onlar da çok ciddiye alıyor bu yarışmayı. Malûm bayana 450 bin YTL verilmiş, çok mu, helalı hoş olsun. Krizmiş, şuymuş, buymuş, pek mühim değil! Yeter ki, sisteme ve kurulu düzene her defasında yüklenilmesin; yok efendim, vatandaşın parası nasıl çar çur edilirmiş, TRT babalarının çiftliği miymiş falan diye… Şu ülkede kim sisteme ve kurulu düzene alternatif sunarsa, sistemin ve düzenin baş düşmanı odur zaten! Malum bayan ve benzerleri, hiçbir zaman tehlike arz etmez. Çağdaşlık icabı, her şey mübahtır. Evet, 450 bin YTL’de gözümüz mü vardır? Tabii ki. 450 bin YTL vakası "kader veyahut kısmet" ile de izah edilemez. Yahu bu nasıl iştir böyle? Ne diyorduk, ha, Eurovision deyip geçmeyin, büyük hâdise zira. Harikulade bir organizasyon. Türk’ün mikrofonla imtihanı! Müthiş bir adaletsizlik almış başını gidiyor memlekette… (Fatih Terim’in aylık maaşını da unutmayalım. Veya TRT’nin yılbaşı özel programı için Tarkan’a ne kadar ödediğini…) Çehresinde "derin bir üzüntünün izleri"ni taşıyan eşref-i mahlûkat için, Türkiye bir mustarip hane âdeta. Ne de olsa alışmışın ve kudurmuşun hikâyesi yazılıyor bu topraklarda… Esas mesele şu aslında: Etiket, marka ve fiyat menşeinde her ne varsa. Her şey ama her şey (kadın ve çocuk gibi) peşkeş çekme argümanı… Hırs, şöhret, iktidar, kâr, tılsımlı kelimeleri kurulu düzenin. Bencil, ben merkezli ve köpek nefsinin hizmetkârı insan... İstediğimiz de şu: Her şeyin derecelendirildiği kâinatta, muhtevası muğlak bir eşitlik hülyasından ziyade, adalet merkezli, insanı(eşref-i mahlûkatı, âdem’i, adam’ı, üstün olanı, şahsiyeti) yeniden var eden bir düzen… Öyle ya, insanoğluyuz biz, etoğlu değil! Afşin Selim |
|
|
|
11-18-2008, 03:50 | #2 |
Harika ve çok manidar bir yorum bu..
Ülkemizin adını daha hayırlı ve kaliteli işlerle duyurabilmek varken böyle insanları istismar eden yarışmalarla kazanmayı amaçlamak aslında kaybetmenin başlangıcıdır.. Ben birinci olunsa dahi gurur değil utanç duyarım..Bilgimizle,ilmimizle yarışabileceğimiz ve kazanabileceğimiz günlerde gelir mi acaba..? :locked: selametle.. |
|
11-18-2008, 13:34 | #3 |
çok konuşuyor bu köşe yazarları
|
|
11-18-2008, 17:38 | #4 |
köşelerinden konuşmak kolay tabi gelsinlerde bide ortada konuşsunlar görelim
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|