Kişilik kalp hastalığı riskini belirliyor
REKABETÇİ, titiz, panik, çok çalışan ve kavgacı gibi özelliklere sahip ‘A' tipi kişilikteki insanların, tam tersi özelliklerdeki ‘B' tipi kişiliğindeki insanlara göre kalp- damar hastalıklarına yakalanma risklerinin daha fazla olduğu belirtildi.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Abdurrahman Oğuzhan, insanların kalp-damar hastalıklarına yakalanmasında genetik yapı, stres ve düzensiz beslenme gibi unsurların yanı sıra, sahip olduğu kişilik tiplerinin önemli etken olduğunu söyledi. Aceleci, hırslı, rekabetçi, sabırsız, saldırgan, titiz, telaşlı ve panik gibi özelliklere sahip ‘A' tipi olarak nitelendirilen kişilikteki insanların, tam tersi özelliklere sahip ‘B' tipi kişiliğindekilere göre kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin yüzde 70 daha fazla olduğunu söyleyen Prof.Dr. Oğuzhan, ‘A' tipi kişiliğe sahip kişilerin kendilerine biraz daha dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Oğuzhan, şöyle konuştu:
“A' tipi kişiliktekile hırslı olur. Bunlar, sürekli başa oynamayı, zirvede olmayı sever. Kavgacı ve çatışmacıdırlar. Çok çalışırlar, her şeyi kafaya takarlar. Aynı anda birkaç iş yapmayı severler. Ev ve iş dışında sosyal değildirler. Kendilerine yeterince zaman ayırmazlar. İnce fikirli oldukları için hayatı sürekli sorgularlar. Bu nedenle hayatları sürekli stres altındaki bu kişilik tipindeki insanlarda oluşan gerginlik, damarlarda büzülmeye, kan basıncının, adrenalinin yükselmesine yol açar. Tansiyonu artırır, damarın iç duvarını döşeyen zara, endotele zarar verir. Bu etkenler kalp-damar başta olmak üzere birçok hastalığı tetikler. Oysa ‘B' tipi kişiliğindeki insanlar hallerinden memnun, sakin, işi oluruna bırakan, hobi edinen, sürekli sevimli olmaya çalışan yapıya sahiptir. Bu nedenle kalp- damar hastalıklarına yakalanma riskleri çok azdır. Daha sağlıklı yaşarlar. Bu konuda yapılan araştırmalarda da ‘A' tipi kişiliğindeki insanların, ‘B' tipi kişiliğindeki insanlara göre kalp-damar hastalıklarına yakalanma risklerinin yüzde 70 fazla olduğu sonucuna varılmış, hatta kalp-damar hastalıklarını daha zor atlattıkları belirlenmiştir.”
|