|
Galatasaray Aslanlarla alakalı tüm haber ve yorumlar burada. |
Seçenekler | Stil |
07-17-2010, 19:33 | #1 |
Serdar Özkan; "Kabullenilmek istiyorum"
"Kabullenilmek istiyorum" Galatasaraylı futbolcular Ayhan Akman, Mustafa Sarp ve yeni transfer Serdar Özkan düşüncelerini dile getirdi; Serdar camiaya mesaj gönderdi. Galatasaraylı futbolcular Ayhan Akman, Mustafa Sarp ve Serdar Özkan Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan Kamp Günlüğü programının canlı yayınına katıldı. Kamp ortamı nasıl, çalışmalar nasıl gidiyor? Serdar: İnanılmaz güzel bir ortam var. Zaten buradaki ağabeylerimi ve kardeşlerimi tanıyordum. Hiç sıkıntı çekmedim. Ayhan: Kamp ortamı gayet güzel geçiyor. Serdar yeni transferimiz. Umarım hem kendi için hem de Galatasaray için hayırlı olur. Galatasaray’a yeni gelen isimler, hepimizi tanıyan isimler. Güzel bir uyum içinde kampımızı sürdürüyoruz. İyi çalışıyoruz. Sahalar da çok güzel. Herşey yolunda. Galatasaray sabırlı hoşgörülü bir camia. Bu konuyla ilgili düşünceniz nedir? Ayhan: Galatasaray’a ilk geldigimde Florya Metin Oktay Tesisleri’ne ilk girdiğimde menajerime şunu söyledim: “Buranın kokusu bile farklı” İlk gün kulüpten ilk adımımı attığımda bu sözleri söyledim. Ben 10 yıldır Galatasaray’dayım bana gösterdikleri ilgi için hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İnşallah Serdar da uzun yıllar bu kulübün çatısı altında oynar. Serdar da senin gibi Beşiktaş’tan Galatasaray’a geldi. Bir kıyas yaptınız mı? Avantaj mı, dezjavantaj mı? Bu konuda Serdar’a telkin de bulunuyor musun, nedir bir büyük camiadan başka bir büyük camiaya gelmenin önemi? Ayhan: Galatasaray çok üst düzey bir camia. Galatasaray’ı tek Avrupai takım olarak görüyorum. Yapı ve organizasyon olarak çok üst düzey bir camia ve futbolcuların kariyerleri için çok önemli. Özellikle genç oyuncular için. Yeterki onlar o özveriyi göstersin. Galatasaray camiası futbolcuları benimsiyor ve gerekli başarı da burada elde edilebiliyor. Serdar da bu başarıları Galatasaray takımında daha rahat elde edebilecek. Zaten yetenekleri belli olan bir futbolcu. Yeterli mücadeleyi gösterince her yere gelebilecek bir futbolcu. Kampın genel havasıyla ilgili sen neler söylersin Mustafa? Mustafa: Çok yorucu bir dönem. İnanılmaz yüksek tempoda çalışmamıza rağmen keyifliyiz, çünkü bütün sezonun yükünü çekecek antrenmanları yapıyoruz. Buna da ihtiyacımız var. Ortam son derece güzel ve keyifli. Geçtiğimiz sezon senin içinde farklı bir heyecan vardı. Gaziosmanpaşa’da başlayan futbol yaşantında “hayallerimin forması” dediğin Galatasaray formasıyla buluştun. Sarı kırmızılı takıma geleli 1 yıl oldu. Neler yaşadın, nasıl bir duygu çok kısa paylaşır mısın Mustafa? Mustafa: Serdar’ın yaşadıklarını geçen sene bu dönem ben hissediyordum. Galatasaray takımını Galatasaray yapan en önemli etkenlerden biri aile bağlarıdır. Birbirine olan bu sevgi ve saygı, eski yeni ayrımı olmaksızın herkesin birbirine olan ilgisi. Burada hiçbir şekilde yabancılık çekmiyorsunuz. Bu etkenler, futbolcunun adaptasyon denilen dönemdeki büyük bir yardımcısı. Serdar’ın da dediği gibi böyle bir dönemi yaşamıyor, ben de yaşamamıştım. Bu sizin performansınıza da ister istemez yardımcı oluyor. Geçen seneden bu seneye Anadolu takımından gelmiş biri olarak arada uçurum var. Maç sayısı ve her oynadığınız karşılaşma büyük bir maç olması. Anadolu takımındayken yılda 4 veya 8 tane büyük maç oynuyorsunuz. Şimdi ben büyük takımda oynuyorum. Herkes bize tarihi maç gözüyle bakıyor. Galatasaray yılda ortalama 55-60 tane maç oynuyor. 60 tane büyük maç oynuyor. Kendisine tam konsantre olan bir takımla oynuyor. Bunun zorluklarını yaşadım ama bir kere kendi adıma sakatlanmadan bir sezon geçirdim ki bu bir futbolcu için çok önemli. Biliyorsunuz Galatasaray takımı sakatlık konusunda çok müzdarıp. Kendi adıma sakatlanmadan bir sezon geçirdiğim için son derece mutluyum onun dışında performansımla ilgili kendim yorum yapmıyorum. Son derece güzeldi. Hollanda Kampı’nda bu sene geçmiş kamplardan farklı bir takım olgusu var bunun sebebi nedir? Ayhan: Ben öyle değerlendirmiyorum. Çünkü sürekli güzel bir arkadaşlık ortamı var Galatasay’da. Büyüklerin küçüklere sevgisi küçüklerinde büyüklere saygısı her zaman üstdüzeydedir. Her dönemde böyle olmuştur. Bu sene farklı düşünülüyorsa tabi bu insanların kendi gözlemleridir. Ama ben kendi adıma bu seneki arakadaşlığın üst düzeyde olduğunu söyleyebilirim. Şu anda aramızda az yabancı oyuncu var. Belki onların da gelmesiyle beraber takım olarak dahada adapte olacağız. Kampımızın daha da iyi geçeceğini düşünüyorum. Galatasaray’ın gençler üzerinde değişik bir havası vardır. Burada gençlere daha çok şans verilir, gençlere daha sabırlı yaklaşılır. Sen de genç bir futbolcu olarak psikolojik bir avantajın olduğunu düşünüyor musun? Serdar: 23 yaşındayım ve genç bir futbolcu sayılırım ama bu yaşıma kadar çok şey yaşadım, o yüzden psikolojim herşeye hazır. Galatasaray’da yönetim de, teknik heyet de taraftar da sabırlı. Burada beni herkesin kabullenmesini istiyorum. Sonuçta başka bir büyük camiadan geldiğim için burada kendimi kabullendirmek için elimden gelen bütün özveriyi göstereceğim. Çok yönlü bir oyuncusun. Bu durumun buradaki kariyerin açısından önemli bir avantaj olduğunu söyleyebilir miyiz? Serdar: Tabi ki, günümüz futbolunda birçok mevkide görev alan futbolcu sayısı çok az. Genelde hep değişik mevkilerde oynayabilen oyuncular tercih ediliyor, bu da benim için bir avantaj... Bursaspor ne yaptı da yıllardır kimsenin başaramadığını gerçekleştirdi? Yeni rekabette Bursaspor’u da sayabilir miyiz? Mustafa: Kesinlikle sayabilirsiniz. Ben oranın havasını soludum, suyunu ekmeğini zamanında yedim. Yarım dönem Ertuğrul Sağlam’la başladık ve Bursaspor’da o dönemde birşeylerin yapı olarak değişeceğini çok net görüyordum ki Ertuğrul Hoca resmen açık açık bunu bana söyledi. “Seneye şampiyonluğa oynayan bir takım yaratacağım, gitme bu takımın içinde seni görmek istiyorum” dedi. Tabi yine de bir ihtimal vermiyorsunuz, üst düzey paralar harcayarak oyuncular getiren bir grup varken, son haftaya kadar mücadele edebileceğini ama şampiyon olamayacağını düşünüyorsunuz. Büyük bir özveriyle mücadele ettiler. Hiçkimsenin onları hesaba katmadığı, herkesin ‘’Bundan önce olduğu gibi Sivasspor misali sona kadar gelirler, şampiyonluk stresini kaldıramazlar’’ diye düşündüğü ortamda Bursaspor sonuna kadar getirdiği yarışı Sivasspor gibi bırakmadı. Son haftada şampiyon oldu, onları yürekten kutluyorum. Bundan sonra kesinlikle Bursaspor bu pastanın içinde var ve diğer Anadolu kulüplerinin de ayağa kalkmasında bu başarı büyük önem teşkil edecek. Anadolu takımları “Biz neden şampiyon olmayalım” diyerek ellerindeki herşeyi ortaya koyacaklar. Bundan sonra çok daha zorlu bir maraton bekliyor herkesi. Bursaspor’un şampiyonluğu futbol dünyasına beraberinde yeni bir değişiklik getirir mi? Ayhan: Bu sene daha belirleyici olabilir, kadrolarını kurup, kontrollü bir şekilde eklemeler de yaptılar. Kaliteli oyuncular transfer ettiler ama bu sene geçen yılkı başarıyı gösterip gösteremeyeceklerini bilemiyorum. Ben kendi işime bakma taraftarıyım. Bursaspor’un bir avantajı vardı, Sivasspor’un durumuna düşmedi. Sivasspor kadrosuyla oynarken, Bursaspor kadrosunu korudu ve üstüne takviye yaptı. O yüzden önümüzdeki dönemde neler olabileceğini bilemiyorum ama dört büyüklerin bu sene şampiyon olamaması tarihi bir olaydı. Ben de Bursaspor’u ve Ertuğrul Hoca’yı yürekten kutluyorum. Son iki sezonda işler pek iyi gitmedi. Tabi ki Galatasaray’daysanız başarı farzdır. Bu son iki sezon yaşanılan başarısızlık üzerinizde baskı oluşturuyor mu? Bunu nasıl üzerinizden atarsınız? Ayhan: Bu baskı sürekli var bizim üzerimizde ama bunu pozitif olarak algılamamız gerekiyor. Tabi iki sezondur şampiyon olamıyoruz ve bu yıl tüm hesaplarımız şampiyonluk üzerine olacak. Şampiyonlar Ligi’ne uzun bir aradan sonra katılmamız gerekiyor. Gerçekten o arena çok farklı bir arena. Orada olamayışımızdan dolayı biz oyuncular olarak çok üzülüyoruz. Taraftarımız da bence o lige susadılar. Yeni stadımızın da açılmasıyla birlikte o atmosferi düşündüğümde, Galatasaray’ın Avrupa’da yaptıkları, yapabilecekleri ortada olduğu için, bizim de bir an önce şampiyon olup Şampiyonlar Ligi’ne girmemiz gerekiyor. Senin de bir sözün var Ayhan... ‘’Aslantepe’de oynamayı hayal ediyorum’’ diye... Ayhan: Evet, ben on yıldır Galatasaray’dayım. Aslantepe’de oynayıp, iki sezon sonra da Galatasaray’da futbol yaşantımı noktalamak istiyorum. Umarım bu hayalimi gerçekleştiririm. Ayhan 1977 doğumlu bir futbolcusun. Türkiye gerçeklerinde hala zirvede olabilmen aslında bir mucize. Sen daha iyi bilirsin, futbolcuya bu seviyede bu kadar şans verilmez. Yani Ayhan Akman ne yaptı, hangi dengeleri bir araya getirdi ve hala Türk futbolunun zirvesinde? Ayhan: Türkiye Ligi gibi üst düzey bir ligde oynamak gerçekten çok zor. Futbolcular çok iyi bilir ki bazı yerlere gelebilmek çok kolaydır ama o seviyede o standartı korumak çok zordur. Ben yapı olarak çalışmayı çok seven bir insanım. İşime de çok saygı duyuyorum. O yüzden benim üç tane kuralım vardır; iyi antrenman yapmak, iyi dinlenmek ve iyi beslenmek. Ben bunu hayatım boyunca uyguladım. Bu noktaya gelebildiysem bunları iyi uygulayarak başardım bence. Bir futbolcunun yaşamı boyunca da bu üç noktayı uygulaması gerekiyor. Tabi işinize ne kadar saygı gösterirseniz, işinizi ne kadar severseniz onun geri dönüşü de size o kadar oluyor. Ben de gerçekten işime saygı gösterdim. Gerekli olan mücadeleyi gösterdiğim için bu noktaya gelebildim. Şükürler olsun ki Galatasaray’da bunları yaşadım. Futbolda tecrübe çok önemli. Sen de en tecrübeli dönemindesin, hala yeni bir şeyler öğreniyor musun? Ayhan: Ben birkaç sene önce bir röportajımda birşey söylemiştim. “Ben futbolu 25 yaşından sonra öğrendim” gerçekten de bu böyle. İnsan tabi ki gençken birşeyleri yapıyor, bunu yetenekle yapıyorsunuz ama işin şeklini çözemiyorsunuz. Benim de 25 yaşımdan sonra bazı şeyler kafamda oturmaya başladı. Çalıştığımız hocaların da çok katkısı oldu. O yüzden öğrenmenin kesinlikle yaşı yok. Yani ben çok genç oyunculardan da birşeyler alabiliyorum. Siz yeter ki birşeyler öğrenmek isteyin, bunu herkesten yapabilirsiniz. Benim hayat felsefem bu. Ben kendi çocuklarımı dahi evde seyrederim neler yapıyor diye. Doğru olan şeyleri bence alıp uygulamak gerekiyor. Serdar 23 yaşındasın ve kendine inanılmaz bir güvenin var ve sahaya çıktığında herşeyi yapabilecek güçte olduğunu gösteriyorsun. Bunu ben 30 yaşındaki futbolcu da bile görmüyorum diyor bir taraftarımız. Neler diyeceksin bu konuda? Serdar: Çok erken yaşta olgunluğa ulaştığımı düşünüyorum. Çok erken yaşta bazı şeyleri yaşadığım için, hayatta olgunluğa çok erken yaşta ulaştığımı düşünüyorum. Bu yüzden kendime çok güvenim var. Her zaman güvenim oldu kendime, olacak da... Peki Türk futbolunun altyapısından çıkan ender futbolculardan bir tanesisin. Biri sen, diğeri Kaptan Arda. Neden sayınız bu kadar az? Siz nasıl aradan sıyrıldınız, bunu nasıl başardınız? Serdar: Biz genç milli takımlarda Fransa ile oynadık, İspanya ile oynadık. Şimdi bakıyoruz Nasri Arsenal’de oynuyor. Ben Arfa Lyon’da oynuyor, Real Madrid’in forveti Karim Benzema... Yani biz bu oyuncularla hep birlikte oynadık ama onlardan 7-8 oyuncu çıkarken bizden daha az oyuncu çıkıyor. Bizde biraz psikolojik bir savaş var Türkiye’de. Genç oyunculara çok fazla sabredilmediğini düşünüyorum. O yüzden de altyapılardan oyuncular psikolojik olarak yetiştirilmediği için, üzerlerinde baskı hissettikleri zaman çöküyorlar. Yurt dışında bu oyunculara herkes sabır gösteriyor ve bu sabrın da karşılığını alıyorlar sonunda. Dünya yıldızları çıkarıyorlar. Şimdi 18-20 yaşındaki gençler çok parlak bir sezon geçirdiklerinde bir sezon sonra büyük takımlara transfer oluyorlar. Biraz futbolun yaşı küçüldü, transfer yaşı da biraz küçüldü gibi. Mustafa sen tabi şanslı oyunculardan birisin, olgun bir yaşta transfer oldun. Bunun sebebi Serdar Özkan’ın anlattıklarıyla bağdaşır mı? Mustafa: Kesinlikle buna katılıyorum. Yabancı oyunculara Türk futbolcusuna oranla daha çok saygı gösteriliyor. Bizim kendi evlatlarımıza, genç olanlara biz bunu gösteremiyoruz. Ondan sonra Serdar’ın saydığı gibi onların 11 tane milli oyuncusundan 8’i yurt dışında oynarken bizde sadece bu rakam 4-5’ te kalıyor. İşte on senede bir Serdar Özkan bir Arda Turan çıkarttığımız zaman, göğsümüzü gere gere geziyoruz. Bu aslında bizim çok büyük bir eksikliğimiz. Ama artık altyapıda da çok iyi hocalarımız var. Herkes sahalardan dert yakınırken, kışın ortasında ne kadar güzel sahalarda oynadığımızı herkes görüyor. En bozuk sahaların bunlarsa, öpüp başımıza koyalım bence. Ben birçok Anadolu takımında oynadım, deplasmanlara gittim. Anadoluda’ki oyuncular kötü sahalarda oynayıp sakatlanıyorlar. Aslında sistem olarak bunların hepsini elekten geçirmek lazım bence. Bu çok derin bir mevzu, böyle konuşmakla olmuyor. Ama genel olarak yerli oyuncuya biraz sahip çıkıp, biraz sahiplenirsek bizden de çok Arda’lar çok Serdar’lar çıkar. Oyuncularımıza değer verip onları korumamız gerekiyor. Bir de genç oyunculara biraz daha az sabır var Ayhan. Galatasaray’a 5 oyuncu geldi, 5’ide genç isimler. Bazı kesimler bu transferlere yanlış gözüyle baksa da sen çok tecrübelisin neler düşünüyorsun? Onlar bu baskıyı kaldırabilecekleri mi sence? Ayhan: Büyük camialarda hemen başarı isteniyor. Bu yılı göz önüne alacak olursak iki sezondur şampiyon olamıyoruz. Üzerimizde gerçekten baskı var. Hepimiz de biliyoruz ki bu sezon da başarılı olamazsak önümüzdeki sezon çoğu futbolcu arkadaşımız, belki ben de burada olamayabiliriz. O yüzden bu baskıdır, bunu olumlu kullanmak gerekiyor. Yeni genç arkadaşlarımızı düşünecek olursak bu baskının altından kalkmak her babayiğidin harcı değildir. Ama eğer bir oyuncuyu kazanmak istiyorsanız sabır göstermek zorundasınız. İşte büyük takımlar bu sabrı ne kadar gösterebilir bu tartışılır. Galatasaray bu takımlar arasında bunu en iyi uygulayanı diye düşünüyorum. Yani altyapıdan çıkıp da oynayan oyuncuları görüyorsunuz. Şimdi genç oyuncular sahaya çıktığında yanlarında Süper Lig’in en tecrübeli ismi Ayhan Akman duruyorsa, onlar senin neler yaptığına, nasıl yaptığına bakıyorlardır. Onlar bu konuda seni rahatsız ediyorlar mı? Ayhan: Ben nasıl yeni gelen arkadaşlarımızdan birşeyler öğrenmeye çalışıyorsam onlar da tabi sorular soruyorlar. Biz elimizden geldiği kadar herşeyi onlara anlatmaya çalışıyoruz. Hem davranış hem de taktik konuları beraberce yorumluyoruz. Özellikle dediğim gibi bu baskıyı atlatabilmeleri için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Serdar hangi kanatta oynamayı kendine daha yakın görüyorsun, kaç numaralı formayı giyeceksin? Serdar: Her iki kanatta da oynayabilyorum. Sağ tarafta oynadığım da sağ ayaklı olduğum için daha rahat oluyor ama sol kanatta oynadığımda da tersten girip pozisyona girebiliyorum. Tabi insanlar beni hep sağ kanat olarak biliyorlar. Bu yıl 77 numarayı giyeceğim. Aslında 7 numarayı çok seviyorum ama onu Aydın giydiği için 77 numaralı formayla mücadele edeceğim. Ailen sana bu konuda çok destek vermiş, bu konuyla ilgili neler söyleyeceksin? Serdar: Özellikle annem bu konuda bana çok yardımcı oldu, beni getirdi, götürdü bir buçuk saatlik yol gelip gidiyordu benimle birlikte. Cefa çekmeden, sefa sürülmüyor. Ben de çok cefa çekip, yorulup, istediğim yerlere gelebildim. Bir açıklaman var; ‘’En büyük hayalimiz Arda’yla beraber aynı takımda oynamaktı’’ diye. Birçok anınız var Arda’yla beraber ve şimdi aynı takımdasınız. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksin? Serdar: Bu söylediğimiz cümle bu sezon için söylenmiş bir cümle değil. Küçüklüğümüzden beri böyle bir hayalimiz vardı. Aynı takımda oynamanın hayalini kuruyorduk ama ben Beşiktaş’ta oynadım o da Galatasaray’da oynuyordu. Belki de ikimiz de birlikte Galatasaray’da oynayacağımızı tahmin etmiyorduk ama imkanlar burada beraber olmamızı sağladı. "Ben her maçtan sonra Arda’yı arar, bana not vermesini ve hatalarımı söylemesini isterim" diyordun. Burada da öyle birşey olacak mı? Serdar: Artık aramayacağım yanımda olacağı için. İnsanların dostlarının doğrularını yanlışlarını söylemeli diye düşünüyorum. Ben yanlış yapsam o doğruyu söyler, aynısı onun için de geçerli tabi böyle de olmalı zaten. Futbolun iki yönünden de oynayabiliyorsun, yıllar geçtikçe geriye dönük oynamaya başladın sence hangisi bölge daha keyifliydi? Ayhan: İki bölgenin de kendine göre avantaj ve dezavantajları var. Ama tabi ki Türkiye’de gol atan ve attıranların daha çok konuşulduğunu düşünürsek, futbolun keyfi de gol atmak ve gole yakın oynamaksa tabi ki forvet ve forvet arkası oynamak daha keyifli. Ama ben futbolu orta saha oynamaya başladıktan sonra öğrenmeye başladığımı düşünüyorum. İki görev de çok farklı, Mustafa da bilir ki önliberoyla daha önde oynayan arkadaşlarmızdan çok şey bekleniyor. O maçı kazanmak istiyorsanız öncelikle o görevi yerine getirmek zorundasınız. Belki de daha sonradan forvete destek vermeniz gerekebilir. Ama öyle maçlar oynuyorsunuz ki ileri çıkamıyorsunuz ve verilen görevler için değerlendirmeler de yapmak gerekiyor. Ama benim tercihim her zaman olduğu gibi ilk başlarda oynadığım mevkimdi, ama çok uzun zamandır daha defansif oynuyorum. Türkiye Ligi’nde geride bıraktığın 17 seneyi değerlendirir misin? Ayhan: Şimdi eğer buradaysam, tabi ki uzun yıllardır büyük takımlarda oynuyorsam bunu haketmişimdir diye düşünüyorum. Şükürler olsun her futbolcunun yaşayamayacağı şeyler de yaşadım. Avrupa üçüncülüğüm, Türkiye’de 3 şampiyonluk kupam var. Dönüp geriye baktığımda daha da başarılı olabileceğimi, ya da bir Avrupa hedefinin gündemimde olabileceğini düşünüyorum. Ama ben elimden gelen herşeyi yaptım ve yeteneklerimi iyi çalışarak ortaya koydum. Bulunduğum konum itibariyle de son derece memnunum. Hedefim Galatasaray’da futbolu bırakmak, eğer onu da yapabilirsem futbolculuk anlamında istediğim herşeye ulaşmış olacağım. Aynı mevkide mücadele edeceğin yeni transfer Lorik Cana’yı değerlendirir misin? Mustafa: Son derece hırslı, agresif ve "Bir savaş olursa en önde giderim" cümlesi herşeyi açıklıyor. Umarım hiçbir sakatlık yaşamayız. Son derece iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum . Gün geçtikçe de daha iyi olacağını inanıyorum. Kampın henüz başındayız, 10 gün oldu ama ben onun Galatasaray’a çok yarar sağlayacağını rahatlıkla söyleyebilirim Sezona başlangıcı öncesi fiziksel olarak hazır hissediyor musunuz? Mustafa: Kesinlikle hissetmiyoruz. Yoruluyoruz, maç oynarken kendimizi iyi hissetmiyoruz, hava bizi yoruyor, yapmak istediğimize beyin hükmetmiyor. Kampa başlayalı iki hafta oldu, iki haftada istediğin seviyeye ulaşman mümkün değil. Liglerin başlamasına bir ay var ve bu çok uzun bir süre. Performasımız her geçen gün katlanacak velig başlayana kadar herkes fit duruma gelecek. Lorik de buna ayak uydurup takıma çok yararlı olacak diye düşünüyorum. Serdar saçlarını kestirmeyi düşünüyor musun, yoksa Ayhan’ın gazabına uğrayıp gençler gibi saçlarını kestirmek zorunda kalır mısın? Ayhan: Kesim operasyonumuz var ama Serdar yaşından dolayı bu olaydan kurtarıyor. Serdar: Ben tecrübemle kurtarıyorum. Şu anda saçlarımı kestirmek gibi bir düşüncem yok, ama tabi ki kampın bitmesine on gün var ve Mustafa Ağabey saçlarım konusunda eleştiri getiriyor. Belki kamp dönüşü kestirebilirim. Son olarak yeni sezon için dileklerinizi, kuralardan sonraki düşüncelerinizi alalım. Mustafa senle başlayalım. Bir Sırbistan, bir de Beyaz Rusya ekibi muhtemel rakipler arasında. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Mustafa: Öncelikle sakatlıksız, kasasız belasız bir sezon diliyorum. Galatasaray’ın 3-4 sezondur bu konulardan çektiği büyük sıkıntıların bir daha yaşanmayacağı bir sezon diliyorum. Eğer bunlar olmazsa Galatasaray her iki kulvarda da çok başarılı olur diye düşünüyorum. Özellikle iki sezondur bu konuda çok sıkıntı çektik. Hem Avrupa’da hem Türkiye’de tam kırılma anlarında bu tür sıkıntılar yaşadık. Bu yıl böyle birşey yaşamayıp, bütün kulvarlarda çok iyi bir sezon geçireceğimizi düşünüyorum. Siz neler söyleyeceksiniz? Ayhan: Mustafa’nın da dediği gibi, umarım sakatlıksız, kazasız belasız bir sezon geçirip hedefimiz olan şampiyonluğu yaşarız. Söyleyeceklerimiz bunlar, taraftarımız her zamanki gibi arkamızda ve yanımızda olsun istiyoruz. Bunları söyleyebilirim şimdilik. Serdar: Ağabeylerimin söylediklerini ben de söyleyeceğim ama, gerçekten bir futbolcu için en kötü şey sakatlıktır. Umarım hepimiz için hayırlı bir sezon olur. Bu sene şampiyon olmak için çok çalışıp sezon sonunda istediğimiz başarıyı elde edeceğiz. Ajansspor |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|