02-26-2009, 13:46 | #1 |
Sen güldüğün zaman
Sen güldüğün zaman
Gelip gözlerine konan yıldızlar olurdu. Sevdanın goncaları filizlenirdi Sen güldüğün zaman. Babil'in bahçeleri gül kokardı Güller sen. Ve sen güldüğün zaman Evreni bir sevinç kaplardı. Sızılayan nehirler Kahkahalarla çağlardı. Kuşluk vakitleri Mavi hülyalara uçardı turnalar, Hülyalar gülerdi Sen güldüğün zaman. Uzak bir memleketin yokuş bir yolunda Topaç çeviren çocuklar olurdu. Topaçlar güler, Çocuklar gülerdi. Nemrut imana gelir, İstanbul fatih sultan'ına güler, Dağlar ovalara, Yorgun toprak Yağmur bulutlarına gülerdi. Ve sen güldüğün zaman Semenderler kaçar Taşların altına saklanırdı. Melekler güler, Taşlar gülerdi Sen güldüğün zaman. Sen güldüğün zaman Denizde mercan, Dağda ceylan, Tende can, Canda canan gülerdi. İsfahan'da bir hakan, Tarlada günebakan... Sen güldüğün zaman Derinimdeki o kara sevdan... Alemler gülerdi Sen güldüğün zaman, Alemler gülerdi... Eski bir değirmende öğütülen Başaklar gülerdi. Nazlı menekşeler Mor sabahlara, Yüreği kor aşıklar Zor ahlara, ******* günahlara gülerdi. Sen güdüğün zaman Uslanmayan çocukluğum gülerdi. Ve o uslanmayan çocukluğum Senin en güzel gülüşündü. O gülüşün benim en masum düşümdü. Son güldüğün zaman Ansızın ölüşümdü. Sen güldüğün zaman Ölüm bile gülerdi... |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|