Kaynatılarak içilen sarı çiçek bitkisinin etkinliğini araştıran bilim adamları, bitkiden elde edilen molekülün farelerde kan şekerini düşürdüğünü belirledi.
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer Mungan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'da halkın bazı hastalıkları iyileştirici etkisi olduğu gerekçesiyle sıklıkla kullandığı bitkilerin etkinliğini araştırdıklarını söyledi. Göller bölgesinde yaygın yetişen 'sarı çiçek' (helichrysum plicatum) bitkisinin, halk tarafından, şeker hastalığına iyi geldiği gerekçesiyle kaynatılarak içildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Mungan, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Ana Bilim Dalı ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı iş birliğiyle bitkinin antidiyabetik ve antioksidan etkilerinin mekanizmasını saptamak için çalışma yaptıklarını anlattı.
Çiçeğin saflaştırılan ham maddesinden elde edilen ekstrenin, diyabet oluşturulan gebe farelere 14 gün boyunca uygulandığını dile getiren Prof. Dr. Mungan, 15'inci gün yapılan testlerde farelerde kan şekerinin düştüğünü kaydetti.
Çalışmanın gebe modeller üzerinde süreceğini ve farelerin doğan yavrularında da testler yapılacağını belirten Prof. Dr. Mungan, ''Tüm çalışmalar olumlu sonuçlanırsa antidiyabetik özelliği olan yeni bir molekül, diyabet tedavisinde kullanılabilecek. Diyabet tedavisinde yeni bir molekülün ortaya çıkmasına öncülük edeceğiz'' dedi.
KALP HASTALIKLARINI ÖNLEYİCİ ETKİ
Çalışmada, sarı çiçek bitkisinin kan yağları lipitleri ve trigliseridi düşürücü etkisinin saptandığına da dikkat çeken Prof. Dr. Mungan, ''Bu yeni molekül, lipitleri düşürerek diyabete bağlı komplikasyonları önlüyor olabilir. Bununla birlikte trigliseriti de düşürüyor ve buna bağlı kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde etkisi olabilir'' diye konuştu.
Sarı çiçek bitkisinin Türkiye'nin doğal bitki örtüsünde mevcut bir kaynak olduğuna işaret eden Prof. Dr. Mungan, elde edilen bitkisel ekstrenin, pankreas dokusu ve lipit ****bolozması üzerindeki olumsuz etkilerinin başka çalışmalarla değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
(AA)