sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > GÜNCEL HABERLER - SİYASET > Köşe Yazıları
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz.

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 11-29-2007, 12:30   #1
Kullanıcı Adı
nehir
Standart Sadece perşembe sevişin AYŞE ARMAN

Psikiyatri profesörü Mehmet Sungur ile başlayan röportajımız bugün de devam ediyor.

Cinsel ilişkinin sıklığı da, çiftler arasında soruna yol açıyor mu?

- Evet böyle vakalar da geliyor. Çiftlerden biri, “15 günde bir yeter” derken, diğeri her gün istiyor. Genellikle de, daha sık cinsel ilişkiyi talep eden erkek oluyor. Kadın, kocası her yaklaştığında, “Şimdi uyarılacak ve cinsel birleşme isteyecek” diye düşünüyor ve kendini gündelik dokunmalardan bile geri çekiyor. Erkek ise, “Karıma dokunmaya bile çekinir oldum, çünkü reddedilmekten korkuyorum” diyor. Ve karı-koca giderek birbirinden uzaklaşıyor…

Ne öneriyorsunuz?

- “Time table.” Yani zaman tablosu. “Madem siz çok seks istiyorsunuz, siz de az, gelin bunun adını koyalım” diyorum, “Haftada bir gün olsun seks. Sadece perşembe günleri. Akşam 6 ile 8 arası.” İlk bakışta yadırganabilir. Terapist onlara hangi gün, hangi saatte seks yapacaklarını söylüyor gibi abartılı algılanabilir. Ama “Perşembe 6 ile 8 arasında” dediğimde, kadın başka gün seks olmayacağını bildiği için rahatlıyor, 6 gün kendini gayet iyi hissediyor. Erkek de rahatlıyor çünkü bir sürpriz olmayacağını bilen karısı artık kendisinden kaçmıyor. Ve tabii, eskiden seks hiç yokken, şimdi en azından haftada bir gün seks yaşayabiliyor. Ve yavaş yavaş Perşembe seksleri, keyifli bir oyun haline geliyor. Hatta bir süre sonra çiftin, haftada iki gün isteyeceği bir şey haline dönüşebiliyor…

Erkekler 3 şeyi aynı anda yapamıyor

Erkek, üç şeyi aynı anda yapamıyor. Klozetin kapağını kaldırması gerektiğini biliyor, bunu akıl ediyor ama işi bittikten sonra tekrar indirmeyi unutuyor! Sabahları ise ayrı bir felaket. Çünkü sabah ereksiyonunu hesaba katamadığı için, oturağın arkasını da ıslatıyor. Kadın geliyor, klozete oturuyor, buz gibi. Çünkü erkek, kapağı indirmemiş. Sinirleniyor, kendi kendine “Yine unutmuş!” diyor. İndiriyor, tekrar oturuyor ve sırtını yaslıyor. Bu sefer de sırtı ıslanıyor! İyice çileden çıkıyor. Oysa, ciddiye almamak gerekiyor. Yapılması gereken, kadın ve erkek arasındaki bu farklılıkları kabul etmek ve gülüp geçmek…

Aklından geçenleri biliyorum

Eşler, kavgadan yıldıkları için giderek, konuşmaktan korkar hale geliyorlar çünkü şöyle düşünüyorlar: “Nasıl olsa yine kavga edeceğiz, e o zaman konuşmaya hiç başlamayalım daha iyi.” Bir başka felaket de şu: Uzlaşamadıkları için, birbirlerinin akıllarını okumaya başlıyorlar. Bir seansta da şu geldi başıma. Kadın kocasına, “Aklından geçenleri çok iyi biliyorum. O yüzden sana söyleyeceğim şeyi söylemekten vazgeçiyorum” dedi. Öbürü de cevap yetiştirdi: “Aklımdan geçirdiğimi zannettiğin şeyi ben biliyorum. O zannettiğin şeyle, benim aklımdan geçen arasında hiç bir bağlantı yok!” Ben de dedim ki, “Kusura bakmayın bir de ben varım burada ve ben sizin anlattıklarınızdan hiçbir şey anlamıyorum…”

Beni ikon ilan edenlere teşekkürler

Dün Sabah’ın Pazar ilavesinde kendimle ilgili bir haber gördüm.

Sabahçı arkadaşlar, benim gazetecilikte bir ekol olduğumu düşündükleri için, başlığı, “Ayşe Arman gazeteciliği” diye atmışlar, bir sürü insana da benimle ilgili sorular sormuşlar.

Birkaç maddi hata var: Oktar Babuna, Fettullahçı değil, Adnancı./ Ben hiç arabada mastürbasyon yapmadım. Çok özür dilerim, bu kadar yaratıcı olamadım. Ama mastürbasyona karşı değilim, savunurum ve severim./ Kumkapı cinayetindeki Zeynep Uludağ’ı aklamadım, sadece “Her kadın bu cinayeti işleyebilirdi” diye başlık attım, hálá da bu başlığın arkasında duruyorum.

Yine de sonsuzzz teşekkürler.

En çok da beni bu kadar ciddiye aldıkları için. Bir de itiraf ediyorum, bu ikon meselesine bayıldım. Dün Nejla izinliydi, Alya sürekli tepemdeydi, ağzımdan şöyle bir laf çıkıverdi: “Alya ben bir ikonum, lütfen bana bağırmaktan vazgeçer misin?”

Alya tabii, pek iplemedi.

Olsun.

Bu tür şeyler beni gaza getiriyor. Ve ben gaza gelmeyi çok seviyorum. Bir ikon olarak size layık olmak istiyorum! Daha çok çalışacağım. Birkaç kilo da veririm, sizi mi kıracağım. Ama baştan anlaşalım: İğne deliğinden geçemem, hep iriydim, iriliğimden taviz vermem (yine de Nur’un yanında ufak tefeğim!) ayaklarımı da küçültemem. Ama gerisini yaparım.

Dünkü haberi okuyan sevgilim, muzip muzip gülümsedi ve “Senden bir ricam var” dedi, “Emret” dedim, “Ne istersen yaparım.”

“Daha da açık giyin…” dedi.

Sevgilimin istekleri karşısında boynum kıldan incedir.

ayşe arman köşe yazarı
nehir isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 19:31


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog Snus Satın al düşmeyen takipçi satın al