![]() |
|
SonForum Siyaset Meydanı Siyasetle ilgili haber,yorum,araştırma ,siyasi tartışma bölümü,siyasi serbest kürsünüz . |
![]() ![]() |
Seçenekler | Stil |
![]() |
#1 |
![]() Saadet'in Ankara adayı Veysel Candan her fırsatta Ergenekon zanlılarını savunan ve hükümeti eleştiren Baykal gibi AKP'yi suçladı.
Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ART ekranlarında canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu’nun bu haftaki konuğu SP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Veysel Candan’dı. Veysel Candan, son dalgasında Türk ****l Sendikası Başkanı Mustafa Özbek’in de gözaltına alındığı Ergenekon Davası'nın 28 Şubat’ın bir hesaplaşması olduğunu kaydetti. Hesaplaşmanın bugün bu gözaltılarla ve iddianamesi tam olmayan bu dava ile yapıldığını ifade eden Candan, “Bu iş daha uzun zaman sürer gider. 28 Şubat CIA ile Pentagon’da hazırlanmıştır. ABD ile ilişkiler bugün gözden geçirilmelidir. Türkiye’de ekonomik bir harp var. Pastadan kimin pay alacağı kavgası var. Fakirler mi, zenginler mi alacak? Yolsuzluğun partisi olmaz. Bugün 28 Şubat’ın hesaplaşması yapılıyor. Amerika’nın Guantanamo’da yaptığını, AKP bugün Silivri’de yapıyor” dedi. Candan'ın ART'de yayınlanan bu açıklamaları Yeniçağ Gazetesi tarafından da büyük biçimde haberleştirildi. GAZETEDEKİ HABER ŞÖYLE: Saadet Partisi (SP) Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Veysel Candan, yerel seçim öncesinde tartışma yaratacak iddialı açıklamalarda bulundu. Veysel Candan, kendilerinin değil, AKP’li Melih Gökçek’in oyları böldüğünü söyledi. Candan, Türkiye genelinde değerlendirme yaparken de, çok tartışılacak sözler kullandı ve “Silivri ABD’nin Guantanamosu gibi” dedi. Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ART ekranlarında canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu’nun bu haftaki konuğu SP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Veysel Candan’dı. Yerel seçim öncesi “oy bölüyorlar” şeklindeki iddialara sert yanıt veren Veysel Candan “Asıl oy bölen onlar. AKP bölmeyi iyi bilirler. Onlar benim partimi bırakıp gittiler” dedi. AKP’nin milli duruşu yok Bu sözleriyle Milli Görüş’ten kopan yol arkadaşlarına sitem eden Candan, hükümeti de milli duruşu olmamakla suçlayarak şöyle konuştu: “Milli duruşları yok. Olmadığı için de her şeyi satıyorlar. Satacak bir şey kalmadı. Türkiye ekonomisinde milli gelirler su gibi akıyor. Petrol yabancıda Doğalgaz yabancıda... Siz Amerika’da gidip bir liman alamazsınız. Ülkenin kâr eden şirketlerini dahi sattılar. Kâr eden bir şirket neden satılır?” SP adayı Veysel Candan, Türkiye’nin uluslararası arenada daima dik duruş sergileyen bir ülke olması gerektiğini, çünkü Türkiye’nin aslında ihtiyaç duyan değil, ihtiyaç duyulan bir ülke olduğunu ifade etti. Ekonomik harp var Candan, “Başbakan’ın Davos’taki tepkisi haklıydı. Ben olsam o moderatöre belki iki de tokat atardım. Ama buraya döndüğünde daha somut adımlar atması gerekiyordu. Mesela, İsrail uçaklarının uçuşunu durdurabilirdi ya da çeşitli alanlardaki işbirliğini askıya alabilirdi” dedi. Veysel Candan, son dalgasında Türk ****l Sendikası Başkanı Mustafa Özbek’in de gözaltına alındığı Ümraniye davasının 28 Şubat’ın bir hesaplaşması olduğunu kaydetti. Hesaplaşmanın bugün bu gözaltılarla ve iddianamesi tam olmayan bu dava ile yapıldığını ifade eden Candan, “Bu iş daha uzun zaman sürer gider. 28 Şubat CIA ile Pentagon’da hazırlanmıştır. ABD ile ilişkiler bugün gözden geçirilmelidir. Türkiye’de ekonomik bir harp var. Pastadan kimin pay alacağı kavgası var. Fakirler mi, zenginler mi alacak? Yolsuzluğun partisi olmaz. Bugün 28 Şubat’ın hesaplaşması yapılıyor. Amerika’nın Guantanamo’da yaptığını, AKP bugün Silivri’de yapıyor” dedi. Kızılırmak öldürür SP’li Candan, Kızılırmak’ın Ankaralıların sağlığını tehdit ettiğini belirterek şunları söyledi: “Biliminsanlarına göre Kızılırmak’tan gelen su, beton kanalla getirilmesi gerekirken demir borularla getirildi ve bu borular beş on yıl sonra eriyecek. Demir boruların içinde demirsülfat oluşuyor ve bu büyük oranda sağlığı tehdit ediyor. Yakında Ankara’nın birçok yerinde böbrek klinikleri kurulur. Ankara’nın suyunun temizlenmesi için arıtma tesislerinin kurulması şart. Bu eninde sonunda kurulacak. Yapılmazsa insanların böbrekleri iflas eder.Sonra Ankara’nın her yerine diyaliz merkezi kurmak zorunda kalırsınız.” En büyük Cumhuriyet projesi Cevizoğlu’nun ”Hayalinizdeki en büyük projeniz nedir? Ne ile anılmak istersiniz?“ şeklindeki sorusuna ”En büyük projem Ankara’ya Master İmar Planı“ yapmaktır” yanıtını veren Candan’a izleyiciler de “Bir Cumhuriyet projeniz var mı?” diye sordu. Veysel Candan’ın yanıtı şöyle oldu: “Vatanına, milletine bağlı, aydın insanlar yetiştirmek en büyük cumhuriyet projesidir.” Yönetim boşluğu var Veysel Candan aday olduğu Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde bir yönetim boşluğunu ileri sürerek rakiplerine yüklendi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde sadece yolsuzluk ve israfın önüne geçildiğinde çok şeyler yapılabileceğini belirten Candan, en büyük projesinin “master imar projesi” olduğunu açıkladı. Hiçbir dış kaynak, kredi kullanmadan kentin yeniden imarını yapabileceğini ve konut ihtiyacını karşılayabileceğini iddia eden Candan, “Doğru yönlendirilirse gelecek nesillerin dua edeceği en büyük iyilik, imar planıdır” dedi. SP Adayı Veysel Candan, Başkan seçilirse neler yapacağını hangi projeleri hayata geçireceğini şöyle anlattı: Hovardaca para harcıyor “Ankara Belediyesi hovardaca para harcıyor. Bir yerde yolsuzluk varsa orada parti yoktur. Yolsuz insanın partisi olmaz. Ankara’nın ilk ve en büyük sorunu imar sorunu. İnsanların yaşamlarını kolaylaştıracak alanlar oluşturulmalı. Halktan önce alanlara gidip imar planları oluşturulmalı. Hiçbir dış kaynak kullanmadan bunu yapacağımızı söylüyorum. İşimiz dışarıdan para bulmaktan zor, ama bu yapılabilir. ” Korkuyu besleyen utanmalı Programa telefonla katılan bir izleyici, Ümraniye davasıyla insanların içine sürüklendiği dinlenme korkusuna dikkat çekti Programı Trabzon’un Of ilçesinden telefonla arayan Hakkı Karakullukçu adlı izleyici, insanların bu dava ile içine sürüklendiği dinlenme korkusuna dikkat çekti. Karakullukçu “Biz eşimizle dostumuzla konuşurken ’dinleniyor muyum?’korkusuyla ’iyi ki varsın bayrağım, Türkiyem’demekten çekinen zihniyeti anlayamıyoruz” dedi. Paranoyak yaptılar Hulki Cevizoğlu da bu yorum üzerine “Bu korku iktidar eliyle, bakanların söylemleriyle beslendi. Bugün tanık olduğum bir durumu anlatayım ki, gençler kitap yazarken koysunlar. Politika ve basınla ilgisi olmayan bir arkadaşımın hastanedeki annesini ziyarete gittiğimde, ’bu oda dinleniyor mudur?’dedi. Toplumu gerçekten paranoyak yaptılar. İnsanları bu korkuyla yaşar hale getirenlerin utanması gerekmiyor mu?” diye sordu. __________________________________________________ ____ Bu haberin değişik sitelerde yayınlanmasının ardından Saadet Partisi Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Veysel Canan yazılı açıklama yaptı: İşte Candan'ın ilgili açıklaması: Öncelikle ifade etmek gerekir ki; söz konusu program 27.02.2009 tarihinde 22:00 da başlayıp sabah saat 04:00 a kadar sürmüştür. Bu program içeriğinde program yapımcı ve sunucusunun bir sorusu üzerine mealen “28 Şubat’ın en büyük mağdurunun bizim partimiz olduğunu, Ergenekon soruşturmasının sonuna kadar sürdürülmesini, ancak bu soruşturma esnasında hukuka uygun davranılmasını, kendimize yapılacak haksızlığa karşı çıkarken başkasına yapılan haksızlığa da karış çıkmamız gerektiğini, bu çerçevede insanların hakkında dava açılmadan ve iddianame hazırlanmadan aylarca tutuklu kalmasının haklı gerekçeleri bile haksız kılabileceğini, gündüz vakti bulunabilecek insanların gece yarısında gözaltına alınmasının pek hoş bir durum olmadığını ancak ortada hukuksuz bir yapılanma varsa bununda sonuna kadar soruşturulması gerektiğini” söylemişken, 6 saatlik program içerisinde 10 dakika konuşulan konudan böyle bir sonuç çıkarılması ve bu şekilde haberleştirilmesi, hak, hukuk ve izanla bağdaşmamaktadır. Nitekim 28 Şubat sürecinin en büyük zararı partimize ve bize olmuştur. Bu bağlamda bizim ne Ergenekon kapsamında gözaltına alınanlarla ne de hukuksuz davranış biçimi sergileyenlerle ortak paydada buluşmamız söz konusu değildir. Haberin bu şekilde yapılması bizim düşüncelerimizi yansıtmadığı gibi, haber yapanların kendi düşüncelerine yandaş arama çabası olarak görülebilir. Oysa böyle bir haksızlık öncelikle benim ve partimin hakkına tecavüzdür. Çünkü parti politikamız ülkede Ergenekon yada başka bir isimle haksız ve hukuksuz bir yapılanma var ise bunun sonuna kadar soruşturulması ve anayasal bir suç olan ihtilal arayışında olan varsa bunların en şiddetli bir şekilde cezalandırılması, bu sürecin de hukuka uygun olarak sürdürülmesi şeklindedir. Tüm kamuoyuna saygıyla duyurulur. haber7 |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|