02-19-2009, 11:57 | #1 |
Resim ve Heykel Müzesi (Beşiktaş)
Resim ve Heykel Müzesi (Beşiktaş)
İstanbul ili Beşiktaş ilçesinde, Dolmabahçe Sarayı’nın Veliaht Dairesi’nde bulunan bu müze günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlıdır. Osmanlı Veliahdı Abdülmecit Efendi bu veliaht dairesinde yaşamış, burada resim yapmış, Batı müziği konserleri verdirmiştir. Veliaht Dairesi yaklaşık 3.672 m2’lik bir alan üzerinde kurulmuştur. Osmanlı hanedanının yurt dışına çıkarılmasından sonra uzun süre boş bırakılmıştır. Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kurucusu ve ilk müdürü olan Osman Hamdi Bey ve ondan sonra gelen Halil Ethem Bey de Müze-i Hümayun’un yanı sıra bir resim ve heykel müzesi kurmak istemiş, ancak bunu günün şartlarından ötürü gerçekleştirememişlerdir. Cumhuriyetin ilanından sonra, boş duran bu yapı Atatürk’ün dikkatini çekmiş ve değerlendirilmesini, Resim ve Heykel Müzesi yapılmasını istemiştir. Bunun üzerine Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlı olarak kurulması planlanan müzenin tahsisi 22 Haziran 1937’de Milli Saraylar Müdürlüğü’nden istenmiştir. Bunun ardından 18 Ağustos 1937’de Veliaht Dairesi Güzel Sanatlar Akademisi’ne bu amaçla tahsis edilmiştir. Müzenin müdürlüğüne Galatasaray Lisesi Resim Öğretmeni Halil Dikmen getirilmiş, Onun yanı sıra dönemin konu ile ilgili kişilerinden Ahmet Muhip Dranas, Ressam Cihat, Ressam Hamdi, Ressam Nuri İyem ve Ressam Rahmi Artemiz beyler de görevlendirilmişlerdir. Resim ve Heykel Müzesi’nin kurulma çalışmalarına başlanmışsa da elde yeterli koleksiyon bulunmuyordu. Bunun için de çoğu dağınık vaziyette resimlerin toplanmasına çalışılmıştır. Başlangıçta toplanan resim koleksiyonlarının büyük bir kısmını Dolmabahçe Sarayı’ndaki tablolar oluşturmuştur. Bu tablolar arasında Türk ressamlarının yanı sıra Fransız, İtalyan ve Rus ressamlarının eserleri de bulunuyordu. Dolmabahçe Sarayı’ndaki bu koleksiyonlar Sultan Abdülmecit, Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit zamanında meydana getirilmişti. Bu arada Ankara Halkevi’nden, Ankara Vakıflar Müdürlüğü’nden, CHP merkezinden, Başbakanlıktan, Gazi Terbiye Enstitüsü’nden, Ankara Etnografya Müzesi’nden, İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nden, Müzik Öğretmen Okulu’ndan ve Ankara Belediyesi’nde bulunan çeşitli resimler de buraya getirilmiştir. Kısa süre içerisinde teşhir ve tanzimi yapılan müze 20 Eylül 1937 günü ziyarete açılmıştır. Atatürk Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan II. Türk Tarih Kongresi’nden çıkar çıkmaz bu müzeyi gezmiş, Akademi Müdürü Burhan Toprak ve müze müdürü Halil Dikmen tarafından bilgilendirilmiştir. Ayrıca Atatürk müzenin halka ücretsiz olarak gezdirilmesini de istemiştir. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi II. Dünya Savaşı sırasında güvenlik gerekçesi ile boşaltılmış ve müze kapatılmıştır. Bu binada bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından öğrenim verilmiştir. Müze 1951 yılı Ağustos’unda yeniden ziyarete açılmıştır. Müzenin müdürleri arasında başta Prof.Dr. Nurullah Berk olmak üzere gibi ünlü ressamlar görev almışlardır. Resim ve Heykel Müzesi’nde Halil Ethem Bey’in Elvah-ı Naşiye koleksiyonu başta olmak üzere Türk resim sanatının çeşitli heykel, seramik, özgün baskıların yanı sıra ağırlığı resimler oluşturmaktadır. Buradaki yapıtların büyük bir kısmı periyodik olarak Ankara ve İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzeleri ile Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki resim galerilerinde sergilenmiştir. Müzede sürekli resim sergileri açılmakta olup, içerisinde bir de resim onarım atölyesi bulunmaktadır. Üniversite tarafından kısa süreli resim kursları halka yönelik olarak açılmaktadır. Müze içerisindeki eserler yirmi ayrı salonda sergilenmektedir. Burada Bonnard, Pablo Picasso, Albert, Marquet, Salvator Valeri, Warnia Zarzecki, Andre Derain, Raoul Dufy, Maurice Utrillo, Henri Matisse ve A. Dunoyer de Sagonsac, Kasımpaşalı Hilmi, Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyit, Hüseyin Zekai Paşa, Halil Paşa, Hoca Ali Rıza, Ahmet Ziya Akbulut, Hikmet Onat, Osman Hamdi Bey, Nurullah Berk, Şeref Akdik, Cevat Dereli, Refik Epikman, İhsan Özsoy, İsa Behzat, Nazmi Ziya Güran, Feyhaman Duran, Namık İsmail, Avni Lifij, Sami Yetik, Ömer Adil, Melek Celal, Belkıs Mustafa, Müfide Kadri, Güzin Duran, Nazlı Ecevit, Zeki Kocamemi, Ratip Aşir Acudoğlu, Cemal Tollu, Elif Naci, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eşref Üren, Eren Eyüboğlu, Arif Kaptan, Sabri Berkel, Ferruh Başağa, Fikret Mualla, Cihat Burak, Neşet Günal, Şükriye Dikmen, Özdemir Altan, Devrim Erbil, Neşe Erdok, Şadi Çalık, Hüseyin Gezer, Hadi Bara, Kuzgun Acar, Ali Teoman Germener, Tamer Başoğlu, Yavuz Göray gibi sanatçıların resim, heykel ve özgün baskıları bulunmaktadır. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi 1976–1980 yılları arasında yangın geçirmiş ve bu nedenle de bir süre kapalı kalmış, 1981 yılında yeniden ziyarete açılmıştır. Beşiktaş Caddesi, Beşiktaş Tel : (212) 261 42 98 Basın Müzesi (Eminönü) İstanbul Eminönü ilçesi Divanyolu Caddesi’nde bulunan Basın Müzesi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yönetimindedir. Müzenin bulunduğu yapı Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından 1865 yılında yaptırılmıştır. Maarif-i Umumiye Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) ve İstanbul Darülfünun (Üniversite) hizmetindeki binada daha sonra Osmanlı Sansür Heyeti çalışmış ve 1908’de Şehrülemaneti’ne (İstanbul Belediyesi) devredilmiştir. Bu yapı 1908’den 1983`e kadar Belediye’nin bazı birimlerine hizmet vermiştir. Nezih Demirkent’in başkanlığındaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ile İstanbul Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl arasında yapılan anlaşmayla Cemiyete kiralanmıştır. Cemiyet tarafından 1984–1988 yılları arasında restore edilen bina, 9 Mayıs 1988’de Basın Müzesi olarak hizmete açılmıştır. Basın Müzesi Türkiye’nin ilk, dünyanın da basın ile ilgili dördüncü müzesidir. Basın teknolojisi ve bu teknoloji ile üretilen çeşitli eserlerin sergilendiği müzenin zemin katında baskı makinelerine yer verilmiştir. Burada 1870 tarihli taş baskı makinesi, 1892 yapımı tipo baskı makinesi, prova tezgâhı, Alman yapımı 1930 tarihli düz baskı yapan iki adet el pedalı, Alman Leipzig yapımı Spies marka ofset makinesi ve bunun yanı sıra dizgi, entertip dizgi makineleri, matbaa bıçakları, tahta ve kurşun kalıplar, klişe malzemeleri sergilenmiştir. Müzenin birinci katında İbrahim Mütefferika’nın 1729’de Türkiye’de kurduğu ilk matbaanın dokümanlara dayanılarak yapılmış maketi, bu matbaada basılmış gazete örnekleri, çeşitli yazılı belgeler, gazetelerle ilgili bilgi ve tablolar, basımda kullanılan araç ve çeşitli makineler bulunmaktadır. Bu bölümde Türk gazetecilik tarihinin başlangıcı olan 1828 tarihli Vakayi-i Mısrıye Gazetesi de görülmektedir. Ayrıca II. Meşrutiyetle birlikte başlayan yayına geçen gazeteler, Milli Mücadele sırasındaki çeşitli gazeteler de burada bulunmaktadır. Basın sanayisi ile ilgili çeşitli eserler, XIX. yüzyıldan kalma cilt presi, günümüzde kullanılan klişe makinesi, Radiofoto, Telefoto cihazlarının ilk örnekleri, telex cihazları ve 1970’li yıllarda kullanılmaya başlayan dizgi makinelerine de burada yer verilmiştir. Müzenin ikinci katında sergi salonları ile bir de sanat galerisi vardır. Bu salonlarda 20’şer günlük aralarla seramik, ebru, hat, tezhip ve minyatür çalışmaları düzenlenmektedir. Bu atölyelerde yapılan eserler sergilenmektedir. Müzenin üçüncü katı kütüphane ve dokümantasyon merkezine ayrılmıştır. Burada çeşitli gazete, dergi, kitap, küpür, tez ve danışma kaynaklarının yanı sıra Türkiye’de basınla ilgili her türlü bilgi ve belgeler bulunmaktadır. Bunların yanı sıra müzenin 25 kişilik okuma, 100 kişilik konferans salonu vardır. Bu arada müzede bir de basın şehitleri galerisi kurulmuştur. Müzenin dördüncü katı ise tamamen yönetimle ilgili birimlere ayrılmıştır. Divanyolu Caddesi No:84 Çemberlitaş, Eminönü Tel : (0212) 513 84 58 Faks : (0212) 513 84 57 Özel Müzeler Sadberk Hanım Müzesi (Sarıyer) İstanbul ili Sarıyer ilçesi, Büyükdere Piyasa Caddesi üzerinde bulunan Sadberk Hanım Müzesi’nin bulunduğu yapı XIX. yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılan üç tam bir çatı katından meydana gelmiştir. Avrupa mimari üslubundaki bu yapı kâgir zemin üzerine ahşap bağdadi üslupta yapılmış ve Azaryan Yalısı ismi ile tanınmaktadır. Azaryan Yalısı bahçesi ile birlikte 4.280 m2’lik bir alanda bulunmaktadır. Yalı bu alanın 400 m2’lik bölümünü kapsamaktadır. Yalının dış cephesi restorasyon sonucunda X şeklinde ahşap süslemelerle kaplanmış ve böylece Boğaziçi yalılarından cephe görünümü ile ayrılmıştır. Bina cephesindeki kabaralar nedeni ile halk arasında Vidalı Yalı olarak anılmıştır. Bu yalı Vehbi Koç tarafından 1950 yılında satın alınmış, 1978 yılına kadar yazlık olarak kullanılmıştır. Bundan sonra Vehbi Koç’un eşi Sadberk Hanım’ın anısına ve Onun ismi ile bir müze yapılmasına aile tarafından karar verilmiştir. Yalının restorasyon projesi ve uygulamasını Prof.Dr. Hakkı Eldem 1978–1980 yılları arasında yapmış, iç mekânlar müze olacak şekilde düzenlenmiştir. Başlangıçta Koç koleksiyonlarının sergilendiği müze 14 Ekim 1980’de ziyarete açılmıştır. Müzenin giriş katında, hediyelik eşya dükkânı ve küçük bir çay salonu bulunmaktadır. Bugün kullanılmayan ana girişin tavanı, eski Roma mimarisinden esinlenilmiş kartonpiyer kasetlerle süslenmiştir. Zemin kattan duvarları mermer taklidi kalem işleri ile boyalı ahşap merdivenlerden çıkılan birinci ve ikinci katların ortasında ana salonlar, bunların iki yanında da odalar bulunmaktadır. Günümüzde bu odalar sergilenme mekânları olarak kullanılmaktadır. Yalının çatı katında ise teşhir edilmeyen eserlere ait depolar, çalışma odaları ve bir de kitaplık bulunmaktadır. Sadberk Hanım Müzesi’nde Koç Vakfı Koleksiyonlarının yanı sıra Hüseyin Kocabaş’ın eserleri 1983 yılında satın alınmıştır. Bunlara yer sağlamak amacı ile yalının hemen yanı başında bulunan ve XX. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılan harap durumdaki yalı satın alınarak yeniden yapılırcasına restore edilmiştir. Betonarme olarak yapılan yapının ön cephesi ahşap kaplanmış, yangına karşı önlem olmak üzere yan tarafı da ahşap taklidi mermer sıvalıdır. Bu yalı önden üç, arkadan zeminle birlikte dört katlıdır. Girişinde çok amaçlı olarak kullanılan bir salon ile konservasyon laboratuarına yer verilmiştir. Y. Mimar İbrahim Yalçın’ın iki yıl süreli çalışmasından sonra bu bölüm “Sevgi Gönül Binası” ismi ile 24 Ekim 1988’de ziyarete açılmıştır. Müzenin bu bölümünde Hüseyin Kocabaş’a ait eserlerin yanı sıra arkeolojik eserler sergilenmiştir. Sadberk Hanım Müzesi’nde eserler Sevgi Gönül Binası’nda arkeoloji bölümü, Azaryan Yalısı’nda da İslâm sanatı, Osmanlı sanatı ve etnoğrafik eserler ayrı bölümler halinde kronolojik olarak sergilenmiştir. Müzenin Anadolu Uygarlıkları Bölümünde Geç Neolitik ve Erken Kalkolitik Çağlar (MÖ. 5400–4750), Eski Tunç Çağı (MÖ. 3200–200), Asur Ticaret Kolonileri ve Hitit çağlarını kapsayan Tarihi Çağlar (MÖ. 2000–1200), Demir Çağ (MÖ.1200–750), Urartu Çağı (MÖ.860–580), Frig Çağı’na (MÖ.750–300) ait çeşitli kap kacaklar, fibulalar, heykelcikler sergilenmektedir. Müzenin Yunan Uygarlığı Bölümünde, Miken Çağı (MÖ.1450–1200), Geometrik Çağ (MÖ. 1050–700), Orientalizan ve Erken Arkaik çağlar (MÖ. 700–550), Arkaik Çağ (MÖ.570–460), Lydia dönemi (MÖ. VII.-VI. yüzyıl), Klasik Çağ (MÖ. 475–334), Helenistik Çağ’a (MÖ.330–30) ait eserler sergilenmektedir. Müzenin Roma Uygarlığı Bölümünde, Roma Çağı’na (MÖ.30-MS.395) ait çeşitli kap kacaklar, kandiller, bronz heykelcikler, terakota eserler bir araya getirilmiştir. Bizans Eserleri Bölümünde, Hıristiyanlığı simgeleyen rölikerler, haç motifleri, altın ve gümüş süs eşyaları, çanak çömlekler, kandiller sergilenmiştir. Müzenin heykeltıraşlık eserleri ve mezar stelleri bölümünde Roma Çağı Roma portreleri, çeşitli tanrı heykelleri, torsolar ve büstler bir araya getirilmiştir. Bunun yanı sıra cam eserler bölümünde Roma döneminde ve daha önceki dönemlere ait alabastronlar, koku şişeleri, bardaklar, kâseler ve sürahiler bulunmaktadır. Süs eşyaları boncuklar olarak ayrı bir bölümde sergilenmiştir. Müzenin Nümizmatik Bölümünde, Arkaik Çağ, Klasik Çağ, Helenistik Çağ ve Roma ile Bizans sikkeleri sergilenmiştir. Bunların yanı sıra Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi altın ve gümüş paraları da ayrı bir bölüm halinde düzenlenmiştir. Bunların arasında Fatih Sultan Mehmet’in, Kanuni Sultan Süleyman’ın, Sultan II. Mustafa’nın, Sultan III. Ahmet’in, Sultan III. Mustafa’nın, Sultan II. Abdülmecit’in, Sultan II. Abdülhamit’in ve Sultan Mehmet Reşat’ın döneminde basılmış sikkeler, altınlar bulunmaktadır. Müzenin İslâm Sanatları bölümü Erken İslâm sanatı eserlerinden, VII.-X. yüzyıldan başlayarak Memluklu, Osmanlı döneminin sonuna kadar gelen çeşitli cam, maden, keramik, çini gibi eserleri kapsamaktadır. Bu eserler arasında XI.-XIII. yüzyıl Selçuklu sanatının maden, keramik ve çinileri, şamdanları, çeşitli figürinleri, şişeleri sergilenmiştir. Unların yanı sıra Eyyubilerin (1171–1250) ve Memlukların (1250–1517) maden, çini eserleri, Timurluların (1370–1506) ve Safavilerin (1501–1753) eserleri bir araya getirilmiştir. Müzenin Osmanlı dönemi eserleri ayrı bir bölüm halinde düzenlenmiş ve burada genel kapsamlı olarak Osmanlı sanatı anlatılmıştır. Bu bölümde Osmanlı gümüş eserleri, tombak ve pirinç eserler, mineli eserler, çini seladon ve porselenler, bronz sürahiler, maşrapalar, kazanlar, aynalar, leğenler, şamdanlar, gülaptanlar, buhurdanlar, fenerler, alemler, gümüş fincan zarfları, karlıklar, tatlı takımları, divitler, çeşitli kutular, mücevherat kutuları, nargileler, çubuklar, saatler, Mink dönemi seladon çiçeklikleri, Lunk ve Young dönemi seladonları, İznik işi çiniler, seramikler, Kütahya çini ve seramikleri, Çanakkale sersamikleri farklı örneklerle en ince detayına kadar sergilenmiştir. Bunların yanı sıra XVIII. yüzyıldan itibaren yapılan Avrupa porselenleri, Beykoz ve Bohemya camları, Osmanlı sanatının ortaya koyduğu hat ve tezhip sanatı eserleri, çeşitli işlemeler, berber örtüleri, ustura keseleri, ayakkabılar, terlikler, çizmeler, Osmanlı amiral üniformaları, peçeteler, oyalar, ipekli dokumalar ünik örnekler olarak sergilenmiştir. Müzenin Etnoğrafya Bölümünde, Osmanlı devri kadınlarının sokakta ve evde giydiği giysiler, gelenek ve görenekleri yansıtan mankenlerle şekillendirilmiş sahnelere, özellikle kahve ikramı, gelin hamamı, kına gecesi, damat traşı, loğusa gelenekleri, sünnet düğününe yer verilmiştir. Bu bölümlerde mankenlerin ve otantik eşyaların yardımı ile sergilemeler yapılmıştır. Sadberk Hanım Müzesi çağdaş müzecilik koşullarına uygun düzenlemeleri nedeni ile 1988 Europa Nostra ödülüne layık görülmüştür. Piyasa Caddesi No:27–29 Büyükdere, Sarıyer Tel : (0212) 242 38 13 Fotoğraflar, www.sadberkhanimmuzesi.org.tr adresinden alınmıştır. M.Rahmi Koç Sanayi ve Teknoloji Müzesi (Beyoğlu) İstanbul ili Beyoğlu ilçesi, Haliç’in kuzey kıyısında, Hasköy Piri Paşa Mahallesi’nde yer alan M.Rahmi Koç Sanayi ve Teknoloji Müzesi iki ayrı binadan oluşmuştur. Bu yapılardan bir tanesi Osmanlı Lengerhanesi, diğeri de Hasköy Tershanesi’nin bir bölümüdür. Lengerhane, Sultan III. Ahmet (1703–1730) zamanında XII. Yüzyıldan kalma bir Bizans temelleri üzerine yapılmıştır. Lenger sözcüğü çıpa ve zincir anlamına gelmektedir. Lengerhane olarak da çıpa ve zincirlerin yapıldığı yer tanımlanmaktadır. Lengerhane Sultan III. Selim (1789–1807) zamanında onarılmış, Cumhuriyetin ilanından sonra 1951 yılına kadar Maliye Bakanlığı tarafından kullanılmış, Tekel-Cibali Tütün Fabrikası’nın ispirto deposu olmuştur. Lengerhane 1984 yılında yangın geçirmiş, üst örtüsünün büyük bir bölümü yanmıştır. Bundan sonra terk edilen yapıyı Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı 1991 yılında satın almış ve 2,5 yıl süren, Garanti Koza firmasının yaptığı restorasyon çalışmasından sonra Rahmi Koç Sanayi ve Teknoloji Müzesi olarak 13 Aralık 1994’te ziyarete açılmıştır. Müzenin gelişmesi sonucunda bina yetersiz kalmış, Lengerhane binasının karşısında bulunan harabe halindeki Hasköy Tersanesi satın alınmış, tarihi kızak orijinaline uygun olarak restore edilmiştir. Tershane binası Osmanlı Deniz Hatları Şirketi (Şirketi Hayriye) tarafından 1861 yılında gemilerinin bakım ve onarımı için yapılmıştır. İki atölyeden oluşan Tershane, zamanla genişletilmiş, 45 m. uzunluğunda buhar gücü ile çalışan kızak 1884 yılında buraya eklenmiştir. 1910 yılında ise elektrikle çalışan ikinci bir kızak daha yapılmıştır. Şehir Hatları Vapurlarından 1938 yılında hizmete giren ve yaklaşık 50 yıl Boğaziçi’nde hizmet veren Kocataş ve Sarıyer gibi ilk gemiler burada yapılmıştır. Tershane binası bazı kamu kuruluşlarının kontrolünde kalmış, 1984 yılında Ulaştırma Bakanlığı’nın mülkiyetine geçmiştir. Rahmi Koç Müzesi ve Kültür Vakfı tarafından satın alınmış ve müzeye eklenmiştir. Bu bölüm Temmuz 2001’de ziyarete açılmıştır. Günümüzde müze 11.250 m2’lik bir alanı kapsamaktadır. M.Rahmi Koç Sanayi ve Teknoloji Müzesi’nde yer alan eserlerin büyük bölümü Rahmi Koç’un özel koleksiyonlarından meydana gelmiştir. Bunun ardından çeşitli kurum ve kuruluşlardan, kişilerden bağış veya satın alma yolu ile müze koleksiyonları geliştirilmiştir. Müzenin Lengerhane bölümünün birinci katında çeşitli kara ve deniz araçları, sanayide kullanılan buhar makineleri, buhar türbinleri ve buhar kazanlarının orijinalleri veya modelleri sergilenmiştir. Bunların arasında yandan çarklı gemi makineleri, gaz veya buharla çalışan içten yanmalı motorlar, sıcak hava motorları bulunmaktadır. Bu bölümdeki orijinal eserlerden birisi de 67 numaralı Şirketi Hayriye’nin Kalender Vapurunun orijinal ana makinesidir. Kalender Vapuru 1911 yılında İngiltere tezgâhlarında yapılmıştır. Buharla çalışan üç genleşmeli orijinal bir motordur. Müzenin bu bölümünde lokomotif ve vagon maketlerinin bulunduğu vitrin içerisinde lokomotiflerin gelişimi kronolojik olarak sıralanmıştır. Rocket adı verilen 1829 yapımı lokomotif, buhar ile çalışan tramvay, itfaiye aracı, yol yapımında kullanılan silindirler, tek silindirli tarım çekme makinesi modelleri ile Türk lokomotifleri sergilenmektedir. Bunların yanı sıra 1700-1900’lü yıllarda yapılmış olan çeşitli saatler ve saat mekanizmaları da burada bulunmaktadır. Lengerhane’nin asma katında XIII. yüzyılda İslâm astronomi bilginlerinin gökcisimlerini hesaplamada kullandıkları usturlaplar, bir yüzünde trigonometrik hesap cetvellerinin bulunduğu çeyrek daire şeklindeki rub’u tahtaları ve farklı dönemlerde yapılmış güneş saatleri bulunmaktadır. Bu objeler arasında astronomi araçlarından XVIII. yüzyıla ait iççubuk, XIX. yüzyıla tarihlendirilen sekstant, oktant ile çeşitli güneş sistemi modelleri, teleskoplar, çeşitli dürbünler bulunmaktadır. XVIII.-XIX. yüzyıllarda kullanılmış mikroskoplar, çeşitli bilimsel aletler, vakum pompaları, camdan ve ahşaptan yapılmış abaküsler, hesap makineleri, Edison ampul kopyaları, elektostatik aletler, dinamo ve galvanometreler de onları tamamlamıştır. Müzenin iletişim araçlarının sergilendiği bölümde ilk telefonlar, Edison monografının replikası, telgraf cihazı ve XIX. yüzyıl sonunda kullanılan çeşitli gramofon modelleri de bulunmaktadır. Müzedeki radyolar ayrı bir bölümde sergilenmiştir. Burada 1910–1945 yıllarına ait çeşitli modellerde kulaklıklı, hoparlörlü, ağaç mobilyalı radyolar ve radyo pikaplar bulunmaktadır. Ayrıca XIX. yüzyıla tarihlenen üç boyutlu görüntü sağlayan stereoscoplar, kameralar, fotoğraf makineleri, daktilo makineleri ve siyah-beyaz televizyonlar da onları tamamlamaktadır. Lengerhane’den ek binaya geçişi sağlayan merdivenlerin duvarlarında XX. yüzyılın başlarına tarihlenen gemi modelleri, Osmanlı savaş gemilerinde kullanılmış küçük kalibreli toplar, gemilerin yön bulmasını sağlayan “DF” antenleri sergilenmiştir. Merdivenin bitiminde ve salona ulaşıldığında Bademli Zeytin Fabrikası’nın buhar ile çalışan orijinal ana makinesi ile presi görülmektedir. Müzenin havacılık bölümünde XIX.-XX. yüzyılda kullanılan Alman, Fransız, İngiliz ve İtalyan yapımı keşif, avcı ve bombardıman uçak modelleri ile onların orijinal uçak motorları sergilenmiştir. Bu bölümde Nazi Almanya’sının Romanya Ploesti rafinerisine yaptığı saldırıdan dönerken 1943’te denize düşen Amerikan B–24 bombardıman uçağının denizden çıkarılmış pilot kabini, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nden alınan 1894 Alman yapımı kâğıt ve pul basım makineleri bulunmaktadır. Ayrıca XIX. yüzyıla tarihlenen İngiliz yapımı madeni para basma makinesi de burada sergilenmiştir. Müzenin bisiklet, motosiklet ve çocuk arabaları ayrı bir bölüm halindedir. Burada P.Michaux ve oğullarının yaptığı ön tekerleğin ortasına yerleştirilmiş ilk pedallı bisiklet, 1867 Fransız yapımı velespet, 1870 İngiliz yapımı penny-farthing gibi yüksek tekerlekli bisikletler, Amerikan 1992 yapımı Harley Davitson motosikleti, İngiliz 1913 yapımı Royal Enfield sepetli motosikleti, çocuk bisiklet ve pusetleri ayrı ayrı sergilenmiştir. Bunların yanı sıra ziraatta kullanılan buhar makineleri, 1880’li yılların orijinal seyyar buhar makineleri, çekici buharlı traktör müzedeki alt salonun ortasına yerleştirilmiştir. Bu bölümdeki vitrinlerde de XX. yüzyılın başlarında kullanılmış çeşitli araba markaları, modelleri, lokomotifler ve oyuncaklar bir araya getirilmiştir. Müzenin denizcilik bölümü ayrı bir önem taşımaktadır. Bu bölümde eski dalgıç giysileri, dalgıç donanımları, gemi modelleri, gemi figürleri, gemi yelken donanımları, kampanalar, yalpa müşirleri, fenerleri görülmektedir. Ayrıca çeşitli gemilere ait resimler de duvarlara yerleştirilmiştir. Bunların yanı sıra XIX. yüzyıl sonunda İngiltere’de nehirlerde kullanılmış çift kürekli gezinti kayıkları, pusulalar, sekstantlar, deniz kronometreleri de vitrin içerisinde yer almaktadır. Müzenin bu bölümünde bir köşeye 1922 yılında İngiltere’de yapılmış John Mc. Kay isimli geminin orijinal parçalarından yararlanılarak yapılmış telsiz odası ile kaptan köşkü yapılmıştır. Buradaki seyir aletleri, anons devreleri, gerçek bir kaptan köşkünü çağrıştırmaktadır. Müzenin bir diğer bölümünde ise, buhar makineli gemilerin buhar basınç göstergeleri, buhar ile çalışan tulumbalar, onlara yardımcı makineler, pervaneler, şaftlar ve dıştan takma deniz motorları sergilenmektedir. Müzenin açık teşhir alanlarında Ayancık Kereste Fabrikası’na Çangal ve Zingal bölgelerinden tomruk taşıyan 1930 yapımı dekoviller; Üsküdar-Kadıköy Tramvayları, T.A. şirketine ait 20 numaralı Kadıköy-Moda Tramvayı, en kötü hava koşullarında bile batmayan 1951 yapımı kıyı emniyet kurtarma botu, çeşitli gemi demirleri, şamandıralar, yüzer havuz, buhar kazanı, Zafer savaş gemisinin torpido tüpü, F–104 Starfighter savaş uçağı bulunmaktadır. Hasköy Caddesi No:27 Beyoğlu Tel : (0212) 250 89 38 Fotoğraflar, www.rmk-museum.org.tr adresinden alınmıştır. Sakıp Sabancı Müzesi (Sarıyer) İstanbul ili Sarıyer ilçesi İstinye Caddesi Emirgân’da Atlı Köşk olarak tanınan yapıda Sabancı Üniversitesi’nin Müzesi bulunmaktadır. Köşkün bulunduğu arazi Sultan IV. Murat tarafından Revan seferi sırasında Osmanlı ordusuna sığınan Yusuf Paşa’ya bağışlanmıştır. Yusuf Paşa’nın ölümünden sonra Osmanlı Mirine geçen bu arazide bazı köşk ve yalılar yaptırmıştır. Bu arazideki Sahilhane 1848–1884 yılları arasında Süleyman Refet Paşa ile eşi Farmatüzehra Hanım’a, Hoca Misak’a, Mustafa Reşit Paşa’nın eşi Adile Hanım’a, Mısırlı Mehmet Ali Paşa’ya, Mustafa Nail Paşa’ya, Masutzade Simon Bey’e, Hidiv İsmail Paşa’ya ve Hidiv Mehmet Tevfik Paşa’ya geçmiştir. Bu arazi Sultan II. Abdülhamit’in fermanı ile 1884 yılında Osmanlı Maliyesi tarafından satın alınmıştır. Buradaki Sahilhane Karadağ Kralı I.Nikola’ya ihsan edilmiş ve hem ikametgâh hem de Karadağ sefarethanesi olarak kullanılmıştır. Sahilhane 1913 yılında Karadağ Kralından geri alınmış, Sultan Mehmet Reşat’ın torunu Behiye Sultan’ın mülkiyetine geçmiştir. Harap bir durumda olan bu Sahilhane’yi 1925 yılında satın alan Hidiv İsmail Paşa’nın torunu Prens Mehmet Ali Hasan tarafından, mimar Eduard de Nari’ye yeniden yaptırılmıştır. Günümüzde Atlı Köşk olarak tanınan bu yapı Prens Mehmet Ali Hasan’ın ablası Prenses İffet Hanım’a geçmiştir. İstanbul’da yazlık bir ev arayan ve 1949 yılında İstanbul’a gelen Hacı Ömer Sabancı bu köşkü beğenmiş ve Prens Mehmet Ali Hasan’ın oğullarından 1951 yılında satın almıştır. Bu arada Hacı Ömer Sabancı'nın Mahmud Muhtar Paşa'nın Moda'daki Mermer Konağı'nda yapılan müzayededen satın aldığı bronz at heykelini köşkün önüne koymasıyla bina, halk arasında “Atlı Köşk” olarak anılmaya başlamıştır. Köşk, Hacı Ömer Sabancı'nın 1966 yılında ölümünden sonra, Sakıp Sabancı ve ailesi tarafından 1969–1999 yılları arasında konut olarak kullanılmıştır. Atlı Köşk Sabancı Üniversitesi’nin 49 yıl süre ile kullanımına verilmiş, içerisindeki Sakıp Sabancı’nın toplamış olduğu çeşitli eserlerle birlikte Sakıp Sabancı Müzesi olarak 2002 yılında ziyarete açılmıştır. Köşk çağın ileri teknolojisi ile müzeye dönüştürülmüş, ana yapıya yeni bir galeri eklenmiş ve 3.500 m2’lik alanda her türlü uluslar arası düzeyde sergilemeye uygun konuma getirilmiştir. Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Üniversitesi'nin bünyesinde yer almakta olup aynı zamanda bir eğitim kurumu olma özelliği taşımaktadır. Müze'de çeşitli düzeyde eğitim programları yapılmakta, ayrıca hafta sonları müzik etkinliklerine de yer verilmekte, sürekli ve geçici sergileme ile etkinlikler, internet aracılığıyla da geniş çevrelere yansıtılmaktadır. Son yıllarda burada açılan Picasso ve Rodin sergileri ile ünü uluslar arası düzeye erişmiştir. Müzede XIX.-XX. yüzyıllara ait yerli ve yabancı ressamların tabloları, yazma eserler, porselenler ve madeni eserler, çeşitli heykeller, XVIII.-XIX. yüzyıl Çin Famille Noire, Famille Verte porselenleri, poligrom vazolar, dekoratif tabaklar, Sevres vazoları, XIX. yüzyıl Fransız porselenleri, Berlin ve Viyana atölyelerinde yapılmış Alman porselenleri sergilenmektedir. Müzedeki eserler Hacı Ömer Sabancı tarafından ilk defa 1940 yılında oluşturulmaya başlamış, 1970 yılından sonra da Sakıp Sabancı tarafından daha da zenginleştirilmiştir. Müzenin giriş katındaki üç odada Sabancı ailesinin köşkte yaşadığı dönemde kullandıkları mobilyalar, XVIII.-XIX. yüzyılın sanat eserleri ile döşenmiş olarak olduğu gibi korunmaktadır. Atlı Köşkün birinci katında Sakıp Sabancı koleksiyonundaki Osmanlı hat sanatı eserleri sergilenmektedir. Buradaki yazma eserler 400 yazı örneğinden oluşmuş, Osmanlı yazı sanatının 500 yıllık geçmişini kronolojik olarak ortaya koymaktadır. Bu yazma eserlerin başında Kuran’lar, çeşitli dua kitapları, beraatlar, fermanlar, şiir kitapları, levhalar ve yazı takımları gelmektedir. Müzenin resim koleksiyonlarında ise Türk resim sanatının tarihi süreç içerisindeki gelişimi, Avrupa’nın romantizm, gerçekçilik (realizm), doğacılık (natüralizm), izlenimcilik (empresyonizm), izlenimcilik sonrası dönem (post-empresyonizm) resimleri bulunmaktadır. Bunları kübik resmin örnekleri olan fuavizm, kübizm, modernizim sonrası dönemi eserleri tamamlamıştır. Sabancı Müzesi resim koleksiyonunda XIX. yüzyılın başından günümüze kadar gelen Türk ressamlarının eserlerine de geniş yer verilmiştir. Bunların arasında Osman Hamdi Bey, Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Fikret Mualla gibi ressamların tabloları bulunmaktadır. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşamış, eser vermiş veya Osmanlılar tarafından yurt dışından davet edilmiş yabancı ressamların eserleri de bulunmaktadır. Bunların arasında Fausto Zonaro ve İvan Ayvazovski gibi sanatçıların eserleri de bulunmaktadır. İstinye Caddesi No:22 Emirgân, Sarıyer Tel : (0212) 229 55 18 Faks : (0212) 252 32 93 Fotoğraflar, www.thy.com adresinden alınmıştır. 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi (Beyoğlu) İstanbul ili Beyoğlu ilçesi, Karaköy Meydanı Perçemli Sokak’ta bulunan 500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, Zülfaris Sinagogu içerisinde 25 Kasım 2001’de açılmıştır. Zülfariz Sinagogu 1671 yılında yapılmış, günümüze gelen yapı eski temeller üzerine büyük olasılıkla XIX. yüzyılın başında yeniden yapılmıştır. 1882 yılında sinagogun etrafındaki Ehal çerçevesi Samuel Malki tarafından yaptırılmıştır. Kamondo ailesi tarafından 1890 yılında sinagog onarılmıştır. Bunun ardından 1968, 1979 yılında yeni bir onarım daha geçirmiştir. Son olarak Kamhi ailesinin maddi ve Jak Kamhi'nin değerli katkıları, Naim Güleryüz’ün tasarımı ile 500. Yıl Vakfı Kutlama Programı çerçevesinde müze olarak düzenlenmiştir. Türk Yahudilerinin kültür mirasıyla ilgili verileri korumak, derlemek, sergilemek ve yorumlamak için açılan müze üç bölümden oluşmaktadır. Ana sergi salonunda Türk Yahudilerinin Müslüman geniş toplumla beraberlik ve iletişimi, etkileşimi, ülkenin sosyal ve toplumsal yaşamına katılımları, obje, belge ve fotoğraflarla anlatılmıştır. Sinagogun galeri bölümünde geçmiş dönemlere ait Yahudilerle ilgili insan manzaraları bulunmaktadır. Etnografya bölümünde ise; doğum, sünnet, çeyiz, düğün gibi günlük yaşamdaki çeşitli sahneler, Türk Yahudilerinin gelenek ve göreneklerini yansıtmaktadır. Müzede İspanya’yı terk etmek zorunda kalan ve Sultan II. Beyazıt’ın çağrısı üzerine Osmanlı topraklarına gelen Seferad Musevilerinin yaşam öykülerine yer verilmiştir. Tarih boyunca Türklerle iç içe yaşayan, 700 yıllık beraberliğin öyküsü, hoşgörüsü müzede görülmektedir. Karaköy Meydanı, Perçemli Sokak Beyoğlu Tel : (0212) 292 63 33 – 44 Faks : (0212) 244 44 74 Özel Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi (Beyoğlu) İstanbul ili Beyoğlu ilçesi İstiklâl Caddesi’nde, Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde bulunan bu müze Kazım Taşkent’in 1953 yılında başlayan girişimi ile toplanan koleksiyonlardan oluşmuştur. Öncelikle İslâm öncesi ve sonrasına ait sikkelerin bir araya getirilmesi ile başlayan koleksiyonlar, bağışlar ve satın alma yolu ile daha da zenginleşmiştir. Kısa süre sonra bunlara arkeoloji, İslâm sanatı ile ilgili objeler, resimler ve etnografik malzemeler de eklenmiştir. Başlangıçta 1971 yılında sergi biçiminde başlayan çalışmalar müzeye dönüştürülmüştür. Yapı Kredi Kültür Merkezi, kültürel alanda müze, kütüphane ve sanat galerisi olarak hizmet vermek üzere 29 Ağustos 1992 yılında açılmıştır. Müzede MÖ VI. yüzyıldan başlayan ve günümüze kadar gelen çeşitli uygarlıklara ait 55.000 parçadan oluşan sikke koleksiyonu bulunmaktadır. Koleksiyon daha çok Emevi, Abbasi, Memluklu, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı sikkelerinden meydana gelmiştir. Bunların arasında Halife Abdülmelik tarafından 696 yılında bastırılan Emevi sikkesi günümüze gelen iki örnekten yalnızca biridir. Bunun yanı sıra Yunan, Roma ve Bizans sikkeleri de koleksiyonu tamamlamaktadır. İslâm ve Osmanlı sanatı ile ilgili çeşitli çini, maden ve yazma eserler de müzede ayrı bir koleksiyon halinde sergilenmektedir. Bunların arasında çeşitli çiniler, tombak tepsiler, sahanlar, şamdanlar, buhurdanlıklardan meydana gelen madeni eserler bulunmaktadır. Müzenin etnoğrafik eserler bölümünde XVIII. ve XIX. yüzyıllara tarihlenen Türk işleme sanatını yansıtan 500 parçadan oluşan bir koleksiyon bulunmaktadır. Türk kumaşları, Yörük kilim ve heybeleri, çorap ve kolonlar, iğne oyaları, tığ işi keseler, peşkirler, ayna örtüleri, yorgan yüzleri, bohçalar, makramalar, kavuk örtüleri, yastık yüzleri, yağlıklar, uçkurlar, berber önlükleri, havlular, çevreler etnoğrafik bölümün önemli eserleri arasındadır. Bunların yanı sıra saatler, tespihler, çeşitli nişan ve madalyalar, servis takımları, şekerlik takımları ve tatlı takımları da bulunmaktadır. Ayrıca halı ve kilim örneklerine de müzede yer verilmiştir. Ürdün Kralı tarafından Atatürk’e hediye edilmiş müzikli sigara kutusu, Atatürk’ün imzası bulunan Türkçe Kuran, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım’a, Falih Rıfkı Atay’a yazdığı mektuplar, Atatürk’ün cep saati Atatürk ile ilgili bölümünde sergilenmektedir. Ayrıca müzede Türk temaşa sanatını oluşturan Karagöz figürleri de bulunmaktadır. Ragıp Tuğtekin tarafından tamamlanmış olan bu figürlerde Karagöz yapım tekniği, oyunları anlatan iki yazma da müzenin önemli eserleri arasında yer almaktadır. İstiklâl Caddesi No:285 Beyoğlu Tel : (0212) 245 20 41- 293 37 10 Faks : (0212) 293 07 23 İstanbul Modern Sanat Müzesi (Beyoğlu) İstanbul ili Beyoğlu ilçesi, Karaköy’de, Meclis-i Mebusan Caddesi, Liman İşletmeleri Antrepo alanında bulunan Türkiye’nin ilk sanat müzesi Eczacıbaşı topluluğunun çalışmaları ile Oya Eczacıbaşı tarafından açılmıştır. Benzerleri Avrupa’da bulunan modern sanat müzelerinin uzun yıllardan beri Türkiye’de kurulmasına çalışılmıştır. Oya Eczacıbaşı’nın girişimleri sonucunda Galata’da XIX. yüzyıl sonunda yapılmış Denizcilik İşletmeleri’nin 4 no.lu antrepo binasında 11 Aralık 2004 tarihinde açılmıştır. Türkiye’de Modern Sanatlar Müzesi kurma düşüncelerinin ilk adımı 1987’de İstanbul Kültür Sanat Vakfı kurucusu ve başkanı Nejat Eczacıbaşı tarafından atılmış ve yer olarak da Haliç’deki Feshane Binası düşünülmüştü. Feshane 49 yıllığına İstanbul Belediyesi’nden kiralanmış, Paris’teki Orsay Garı’nı müzeye dönüştüren Mimar Gae Aulenti tarafından düzenleme ve restorasyon çalışmalarına başlanmıştı. Çalışmalar iki yıl sürmüş, tam olarak bitmemesine rağmen İstanbul 3. Bianel’e ev sahipliği yapmıştı. Ne var ki, İstanbul Kültür Sanat Vakfı ile İstanbul Belediyesi arasında bazı sorunlar çıkmış; Belediye müzesi kendisi işletmek istemiş, fakat bunu kabul etmemiş ve sonunda Feshane terkedilmiştir. Bundan sonra yeni kurulacak müzeye sürekli yer aranmış, sonunda hükümetin yeni müzenin kurulmasını desteklemesi ile İstanbul’da Modern Sanat Müzesi açılmıştır. Müzenin çağdaş bir konuma getirilmesini Eczacıbaşı Topluluğu üstlenirken, Akbank sinema bölümünü, Fuji Film fotoğraf bölümünü yapmış, Nejat Eczacıbaşı Vakfı koleksiyonlarını, Mimar Sinan Üniversitesi 20 eserini, İş Bankası da koleksiyonlarının kullanma hakkını, Nejad Devrim ve Fahrelnisa Zeyd en önemli eserini, Özdemir Altan da kendi yapıtını müzeye bağışlamıştır. İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde, halka açık bir sanat kütüphanesi, yapıtların sergilendiği alan, süreli sergi salonu, modern fotoğraf koleksiyonları, 100 kişilik sinema salonu ve denize karşı bir restoran ve mağaza yer almaktadır. Meclis-i Mebusan Caddesi Liman İşletmeleri Antrepo Sahası No.4 Karaköy-Beyoğlu Tel : (0212) 334 73 00 Faks : (0212) 243 43 19 Ercüment Kalmık Müzesi (Beşiktaş) İstanbul ili Beşiktaş ilçesi, Gümüşsuyu Sarayarkası Sokak’ta bulunan bu müze Ayşe ve Ercüment Kalmık tarafından 1997 yılında kurulmuştur. Müze ünlü Türk ressamı Ercüment Kalmık tarafından yapılan eserlerden oluşmaktadır. Müze XIX. yüzyıl sonlarına tarihlendirilen Ercüment Kalmık’ın evinde düzenlenmiştir. Evin arka bahçesindeki, ressamın sanat atölyesi olarak kullandığı tonozlu yapı, ince ve şeffaf bir köprü ile ana yapıya bağlanmıştır. Günümüzde sergileme alanı dışında kalan üst katta ressamlar için geçici sergiler düzenlenmektedir. Ercüment Kalmık (1908–1971) Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olmuş, Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı atölyelerinde resim çalışmalarını sürdürmüş, ardından Paris’te Andre Lhote’nin atölyesine devam etmiştir. Eserlerinde figüratif anlatımlara önem vermiş ve sonraki yıllarda soyutlamaya yönelmiş 1950’lerden sonra da kübizmin etkisinde kalmıştır. Sarayarkası Sokak No:35–37 Gümüşsuyu, Beşiktaş Tel : (0212) 517 66 08 Hüseyin Rahmi Gürpınar Müze Evi (Adalar) İstanbul ili Adalar ilçesi, Heybeliada’da denize hâkim bir tepede, Türk edebiyatında önemli bir yeri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1912–1944 yılları arasında yaşadığı evi, ölümünden 70 yıl sonra Kültür Bakanlığı tarafından onarılmış ve doğumunun 136. Yılı olan 19 Ağustos 2000 tarihinde müze ev olarak ziyarete açılmıştır. Hüseyin Rahmi Gürpınar Ahmet Mithat Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat Gazetesi’nde yazarlığa başlamış, daha sonra yazılarını İkdam Gazetesi’nde sürdürmüştür. Meşrutiyet döneminde iki mizah gazetesi yayınlayan yazar, daha çok romanları ile ün yapmıştır. Romanlarında Osmanlı toplumunun yaşamını gerçekçi ve mizahi bir üslupta kaleme almıştır. Yaşamının son 30 yılını Heybeliada’nın Burgazada’sına bakan yönündeki ağaçlık bir alanda bulunan 3 katlı evinde geçirmiştir. Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi Adalar Vakfı Başkanlığı tarafından düzenlenmiştir. Müze içerisinde XIX. yüzyıldan kalma halı ve mobilyalar, çeşitli örtüler, minderler başta olmak üzere yazarın kullandığı yemek, oturma ve yatak odaları otantik eşyaları ile birlikte sergilenmektedir. Bunun yanı sıra yazarın yazıları da burada bulunmaktadır. Heybeliada, Adalar-İstanbul Sait Faik Müzesi (Adalar) İstanbul ili Adalar ilçesi, Burgazada Çayır Sokak’ta bulunan yazar Sait Faik’in yaşadığı ahşap ev annesi Makbule Abasıyanık tarafından müze olarak kullanılmak kaydı ile Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlanmıştır. Sait Faik Abasıyanık babasının 1939’da ölümünden sonra kışın Şişli’de, yaz aylarını da Burgazada’da geçirmiştir. Yaşamının son on yılını Burgazada’da geçiren yazar, eserlerinin büyük çoğunluğunu burada yazmıştır. Müze olan ev bahçe içerisinde iki katlı bir yapı olup, birinci katında sofa, misafir odası, ikinci katında yine bir sofa ile sergi odası, arşiv odası ve yemek odası bulunmaktadır. Sait Faik Abasıyanık’ın ölümünden sonra Burgazada’daki evi Darüşşafaka Cemiyeti tarafından içerisindeki eşyaları ile birlikte müzeye dönüştürülmüş ve 11 Mayıs 1964’te ziyarete açılmıştır. Müzede yazarın kullandığı mobilyalar, el yazmaları, mektupları, notları, defterleri, fotoğrafları, gazete ve dergilerde yazmış olduğu yazılar, kitapları ve kişisel eşyaları sergilenmektedir. Çayır Sokak No:15 Burgazada, Adalar Tel : (0216) 381 21 32 Orhan Kemal Müzesi İstanbul ili Beyoğlu ilçesi, Cihangir semtinde, Akarsu Caddesi’nde bulunan müze, Orhan Kemal Kültür Sanat Koordinatörlüğü’nün katkıları ile 2000 yılında açılmıştır. Müze üç katlı bir yapı olup, sergileme alanı dışında kitaplık ve giriş katında da İkbal Kahvesi isimli bir kafe bulunmaktadır. Müzede Orhan Kemal’in Ara Güler tarafından çekilmiş özel yaşamı ile ilgili fotoğrafları, kitaplarının orijinal ilk baskıları, özel mektupları, Onun hakkında yazılan yazılar, çeşitli makaleler, kendisi ile ilgili doktora tezleri sergilenmektedir. Ayrıca yazarın çalışma odası, daktilosu, yatak odası, özel eşyaları ile ölümünden sonra alınan maskı da burada sergilenmiştir. Akarsu Caddesi No:32 Cihangir-Taksim/Beyoğlu Tel/Faks : (0212) 243 67 82 Hilmi Nakipoğlu Fotoğraf Makineleri Müzesi (Bakırköy) İstanbul ili Bakırköy ilçesinde bulunan bu müze, Hilmi Nakipoğlu tarafından kurulmuştur. Müzede Hilmi Nakipoğlu’nun topladığı fotoğraflar ve fotoğrafçılıkla ilgili malzemeler sergilenmektedir. Bunlar arasında 1896 yılında yapılmış fotoğraf makinesinden başlayarak günümüze kadar gelen çeşitli marka ve ölçüde 900 adet fotoğraf makineleri sergilenmektedir. Ayrıca taşınabilen ve taşınamayan stüdyo tipi fotoğraf makineleri, çift objektifli makineler, casus veya mini makineler, Leica filmle kullanılan makineler, poloraid filmle kullanılan makineler de onları tamamlamaktadır. Başta Roll filmi olmak üzere çeşitli filmler ve aksesuarlar da burada bulunmaktadır. Nefus Nakipoğlu Zihinsel Engelliler Okulu 4. kat, Osmaniye Caddesi No: 18/B, Bakırköy Tel : (0212) 543 09 20 Çağlar Boyu Aydınlatma ve Isıtma Araçları Müzesi (Eminönü) (Özel Mehmet Yaldız Müzesi) İstanbul ili Eminönü ilçesinde, Cankurtaran Mahallesi, Dalbastı Sokak’ta bulunan bu müze, dünyadaki ilk aydınlatma ve ısıtma araçlarının bir araya getirildiği bir müzedir. Mehmet Yaldız’ın çoğu Anadolu’dan olmak üzere dünyanın farklı yerlerinden topladığı 40.000 yıllık geçmişi olan taş, maden, pişmiş toprak ve porselen kandiller; yemek pişirilen ocaklar, şamdanlar, kurmalı gaz lambaları, Beykoz kandilleri, kömür ve soba ütüleri, kuzineler, Selçuklu mangalları, Osmanlı buhurdanları, havagazı lambaları, çeşitli soba ve avizeler, yağ lambaları, ispirto ve karpit lambaları bu müzede sergilenmiştir. Bunların yanı sıra Bizans ve Roma dönemine tarihlenen kandil ve fenerler de bulunmaktadır. Cankurtaran Mahallesi, Dalbastı Sokak No:16 Sultanahmet-Eminönü Tel : (0212) 517 66 08 Deniz ve Su Ürünleri Müzesi (Beykoz) İstanbul ili Beykoz ilçesinde Milli Eğitim Bakanlığı Denizcilik ve Su Ürünleri Meslek Lisesi bünyesinde bulunan bu müze 1988 yılında ziyarete açılmıştır. Müzede sergilenen eserlerin büyük çoğunluğu Türkiye çevresindeki denizlerin yanı sıra Kızıldeniz, Hint Okyanusu ve Pasifik Okyanusu’ndan derlenmiştir. Müzede 59 adet mercan, 869 adet mollüsk, 585 adet dondurulmuş balık teşhir edilmektedir. Bunların yanı sıra denizcilik ile ilgili çeşitli araştırma araçları da burada bulunmaktadır. Beykoz-İstanbul Tel : (0212) 413 21 32 PTT İstanbul Müzesi (Eminönü) İstanbul ili Eminönü ilçesi, Hobyar Mahallesi’nde, yeni postanenin arkasında ve alt katında bulunmaktadır. Ulaştırma Bakanlığı İstanbul PTT Başmüdürlüğü yönetiminde bulunan müze, Posta, Telgraf ve Telefon ve Pul olmak üzere üç ayrı bölümden meydana gelmiştir. Müzede ilk defa 23 Ekim 1840’ta başlayan, posta hizmetlerinde kullanılan araç ve gereçler sergilenmektedir. Ayrıca burada posta hizmetlerinin günümüze kadar geçirdiği devreler de görülmektedir. Müzede posta çantaları, merkez çantaları, posta kutuları, posta hatlarını gösteren haritalar ile bugün de kullanılan otomatik damgalama makineleri bu bölümde bir araya getirilmiştir. Müzenin Telgraf ve Telefon bölümünde; ilk defa 9 Eylül 1855’te Edirne-Şumnu arasında çekilen ilk telgraf hattı, 1881 yılında İstanbul Soğukçeşme ile Yeni Cami psotane binası arasındaki ilk telefon tesisatından bu yana kullanılan mostar, Hük telgraf cihazları, elektro-mekanik ve elektronik telem primor cihazları, çeşitli telefonlar, manuel ve otomatik telefon santralleri ile PTT fabrikalarında yapılmış telefonlar sergilenmektedir. Müzenin pul bölümünde ise Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kadar gelen çeşitli pullardan meydana gelmiş koleksiyonlara yer verilmiştir. Hobyar Mahallesi Yeni Postane Sokak, Zaptiye Caddesi No:25 Eminönü Tel : (0212) 520 90 37 Faks : (0212) 520 50 37 Özel TÜRVAK Sinema ve Televizyon Müzesi (Beykoz) İstanbul ili Beykoz ilçesi, Kavacık’ta bulunan bu müze Türk Sinema-Televizyon yayıncılığını geliştirmek ve bu konuda çalışan yayıncıları eğitmek ve emekçilerine destek olmak amacı ile Türker İnanoğlu Vakfı (TÜRVAK) tarafından kurulmuştur. Müzede ilk sesli çekim yapan kamera, Türkiye’ye ilk gelen sinema gösterim makinesi, TRT’de kullanılan sinema ve televizyon ile ilgili araç ve gereç örnekleri sergilenmektedir. Ayrıca orijinal film senaryoları, film anlaşmaları ve sözleşmeleri de yine burada sergilenmiştir. Müzenin dokümantasyon bölümünde 22.000’e yakın kitap, 10.000 yerli ve yabancı filmin video kaseti, filmlerin orijinal afişleri ve filmlerden alınmış fotoğraf kareleri sergilenmiştir. Müzenin tiyatro odasında ise Darülbedai’den günümüze gelen tiyatro biletleri, el ilanlarının yanı sıra Muhsin Ertuğrul, Vasfi Rıza Zobu, Raşit Rıza, Bedias Muvahhit ve Behzat Budak gibi tiyatro sanatçılarının fotoğrafları başta olmak üzere diğer sanatçıların da fotoğrafları ile oyunlarından alınmış sahnelere yer verilmiştir. Şehit Teğmen Mehmet Ali Yılmaz Sokak NO:4 Kavacık, Beykoz Tel 0216) 425 19 00 Faks 0216) 425 19 18 İstanbul Oyuncak Müzesi (Kadıköy) İstanbul ili Kadıköy ilçesinde, Göztepe semtinde bulunan müze, şair-yazar Sunay Akın tarafından ailesine ait köşkte kurulmuş, 23 Nisan 2005 tarihinde ziyarete açılmıştır. Müzenin tasarımını Ayhan Doğan yapmıştır. Müze 500 m2’lik bir alanda kurulmuş olup, 4000 adet oyuncak sergilenmiştir. Oyuncakların sergilendiği her oda birer tiyatro sahnesi görünümünde teşhir edilmiştir. Müzede sergilenen oyuncaklar Sunay Akın tarafından yurt içi ve dışından toplanmıştır. Müzedeki en eski oyuncak 1817 yılına ait Fransa’da yapılmış oyuncak bir kemandır. Ayrıca Amerika’da 1820 yılında yapılmış bebek ile 1860 yılına ait misketler, Almanya’da yapılan yaklaşık yüz yıl öncesine ait teneke oyuncaklar ile porselen bebekler müzenin oyuncak örneklerindendir. Müzenin giriş katında Kızılderililerin günlük hayatlarını yansıtan figürlerin yer aldığı “Vahşi Batı” bölümünde George Washington'dan Nixon'a kadar A.B.D başkanlarının oyuncakları sergilenmiştir. Kızılderililerin köyleri, kovboy kasabaları, Amerika Kuzey-Güney Savaşları’nda mavi ceketliler, kaleler burada görülmektedir. Ayrıca Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yapılmış oyuncaklar, bez bebekler, tel arabalar, İstanbul’da üretilmiş teneke oyuncak kalıpları, Eyüp oyuncakları ile Sultan II. Abdülhamit dönemine ait gölge oyunlarının kahramanları onları tamamlamaktadır. Müzenin birinci katında batan Titanik’te ölen yolcuların anısına 1912’de yapılan siyah renkli oyuncak ayı, oyuncak gemiler ve uçaklar bulunmaktadır. Müzenin sirk odasında dönme dolaplar, palyaçolar, bebek arabaları, piyanolar, oyuncak okul, porselen bebekler, istasyonlar, tüneller ve raylar üzerindeki trenler, inekler bulunmaktadır. Müzenin ikinci katında ise; oyuncak askerler, kurşun askerler, Noel Baba, Süpermen, Batman ve Cindirella gibi masal kahramanları ile uzay odası da bulunmaktadır. Müzedeki tahta oyuncaklar, şatolar, üç tekerlekli bisikletler de onları tamamlamaktadır. Müzede 70 kişilik bir toplantı ve gösteri salonu bulunmakta olup, müzeye katkıları nedeni ile bu salona İyigün Özütürk’ün ismi verilmiştir. Ayrıca müzede bir de kafeterya ve oyuncakçı dükkânları bulunmaktadır. Ömerpaşa Caddesi, Dr.Zeki Zeren Sokak No:17 Göztepe, Kadıköy-İstanbul Tel : (0216) 359 45 50 – 51 Fotoğraflar, www.istanbuloyuncakmuzesi.com adresinden alınmıştır. Pera Müzesi (Beyoğlu) İstanbul ili Beyoğlu ilçesi, Tepebaşı’nda Bristol Oteli olarak tanınan yapı içerisindeki müze, Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından kültür amaçlı olarak kurulmuştur. Müzenin bulunduğu Bristol Oteli 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından otel olarak yapılmıştır. Yakın zamanlara kadar otel işlevini sürdüren bu yapıyı Mimar Sinan Genim restore etmiş ve aynı zamanda da donanımlı bir müzeye dönüştürmüştür. Müzede Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın özel koleksiyonları sergilenmektedir. Yapının birinci ve ikinci katları müzeye ayrılmıştır. İkinci katta Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi bulunmaktadır. Müzenin çok amaçlı sergi salonları dördüncü ve beşinci katlardadır. Bodrum katında ise Oditoryum-fuaye bulunmaktadır. Müzenin büyük bir bölümünü Anadolu ağırlık ve ölçüleri koleksiyonu oluşturmaktadır. Burada eski çağlardan günümüze kadar gelen çeşitli malzeme ve tekniklerde üretilmiş tartı ve ölçü aygıtlarından örnekler sergilenmiştir. Bunun yanı sıra Kütahya ve çini seramikleri koleksiyonunda da Kütahya işi çini ile seramikler sergilenmiştir. Müzenin önemli bölümlerinden birisi de resim koleksiyonlarının yer aldığı bölümdür. Bu koleksiyon 300’den fazla tablodan oluşmaktadır. Oryantalist resim koleksiyonu ayrı bir bütün halindedir. Bu bölümde XVII.-XIX. yüzyıllar arasında Osmanlı yaşamından esinlenmiş olan Avrupalı oryantalist ressamların eserleri bir araya getirilmiştir. Bunların arasında Osman Hamdi Bey’in resimleri ile Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tablosu da yer almaktadır. Meşrutiyet Caddesi No:141 Tepebaşı, Beyoğlu Tel : (0212) 334 99 00 Faks : (0212) 245 95 11 Sabri Artam Vakfı Otomobil Müzesi (Üsküdar) İstanbul Üsküdar ilçesi, Çengelköy’de bulunan Sabri Artam Vakfı Otomobil Müzesi 1997 yılında ziyarete açılmıştır. Dört katlı müzenin ilk iki katı ziyarete açık olup, burada değişik tarihlere ait 50 otomobil sergilenmektedir. Giriş katında modeli ve sahibi nedeni ile farklı özellikleri olan yakın yıllara ait otomobiller sergilenmektedir. Müzede 1957–1988 yıllarına tarihlenen Ferrari marka arabalar bulunmaktadır. Ayrıca 1957 model 12 silindirli, 200 km. hız yapabilen, kırmızı 250 GT Boano ile, Ferrari’nin kaybettiği oğlu Dido’nun adını taşıyan, 1970 model, altı silindirli, 240 km. hız yapabilen, sarı 246 GT Ferrariler de bulunmaktadır. Müzenin ikinci katı klasik model otomobillere ayrılmıştır. Burada sergilenen otomobiller yapıldıkları dönem ve markalarına göre teşhir edilmektedir. Bosna Bulvarı No:104 Çengelköy Tel (0216) 316 6863 Proje4L Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi (Beşiktaş) 2001 yılında "Proje4L İstanbul Güncel Sanat Müzesi" adıyla Türkiye'deki güncel sanatı ve sanatçıları desteklemek amacıyla kurulan ve inşaat döneminden itibaren bir müze olarak tasarlanan mekân yaklaşık 2000 metrekarelik alanda, pek çok sanatçıya yaratıcılıklarını sanatsal üretime dönüştürebilme imkânı sunmuştur. Kısa sürede uluslararası standartlara ulaşan ve Türk çağdaş sanatının yurt dışında saygınlık kazanmasına önemli katkıda bulunan Proje4L, genç sanatçılarımızın dünya çağdaş sanat platformunda tanınmalarına destek oldu. Müze, 2005 yılından itibaren, Elgiz Koleksiyonu'nu kalıcı olarak sergilemeye başladı. Halen "Proje4L Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi" adı altında "özel koleksiyon müzesi" kimliğiyle faaliyet göstermektedir. Dinamizmini, "Artvarium" adı ile kurduğu proje odasını süreli projeler için sanatçıların kullanımına sunarak sürdüren Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, ayrıca düzenlediği koleksiyonculuk eksenli konferans ve paneller aracılığıyla çağdaş-sanat-severlerini buluşturan bir paylaşma ortamı yaratıyor. Harman Sokak Harmanci Giz Plaza Levent 34394 Istanbul Tel: 00 90 212 281 51 50 Fax: 00 90 212 283 17 99 |
|
|
|
12-06-2020, 13:48 | #2 |
Gitmedim hiç paralı mı girişi?
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|