|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
10-06-2008, 11:14 | #1 |
Pusuda değil, hücumda şehit olmuşlar
Dağlıca saldırısı sonrasında sağlıklı, detaylı bilgilendirme yapılamadığı için uzun süre yanlış ve eksik değerlendirmeler, tehlikeli spekülasyonlar ortaya atılmıştı. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı dördüncü kez yazılı açıklama yapmaya mecbur kalmıştı. Genelkurmay, dün pazar olmasına karşın Aktütün’deki hain saldırıyla ilgili bilgilendirme toplantısı yaptı. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız haritalar ve slayt gösterileriyle desteklediği bilgilendirmesinin sonunda 50’den fazla soruyu yanıtlayarak, merak edilen tüm konulara açıklık getirdi.
En önemli ayrıntı, askerlerimizin kamuoyunun sandığı gibi pusuda değil, tam tersine teröristlere yönelik hücumda şehit oldukları bilgisiydi. Olay şöyle cereyan etmiş: Saldırıdan önceki gece askerlerimiz bazı şüpheli görüntüler elde etmişler. Bunun üzerine saldırı sabahı 05.00’te tamamı profesyonel askerlerden oluşan Jandarma Özel Harekat Bölüğü olay yerine sevk edilmiş. Bu sırada birliğimizde 291 personelin, 2 tank, havan topları ve uçaksavarların da bulunduğunu öğrendik. Geceki görüntüler üzerine topçu ateşi uygulaması yapılmış. Sanıyorum askerlerimiz pusuda yakalansalardı şehit sayımız daha da artabilirdi. Şehitlerimizin 13’ünün şarapnel parçaları yüzünden hayatlarını kaybettiğini öğrendik. Iğsız, “bir yerde çok sayıda eylemin olması terör örgütü açısından o bölgenin önemini gösterir” dedi. Sınıra çok yakın bir bölgede, geçiş noktası olduğu için Aktütün karakolu hayati önemde. Askerlerimiz kahramanca savaşarak vazifelerini yapmışlar. Onlara şükran borçluyuz. Aktütün dahil olmak üzere sınır bölgesindeki beş birliğimizin yeri değişiyor. “Keşke daha önce yapılsaydı” diyoruz ama maddi imkânların sınırlılığı nedeniyle ancak kademe kademe bu beş karakol, Aktütün, Alan, Samanlı, Yeşilova ve Umurlu taşınabilecek. Aslında proje geçen yıl başlatılmış. Lidersiz, canları pahasına savaşmışlar Iğsız’ın üzerinde önemle durduğu konu, tepedeki askerlerimizden lider konumda olan birinin şehit düşmesine, dördünün yaralanmasına rağmen, hiç zafiyet gösterilmeden çatışmanın aynen sürmesi, askerlerimizin canları pahasına mücadelesi... Komutanlar, ilk gece iki kayıp askerimizin PKK’nın elinde olduğundan kuşkulanmışlar ancak çeşitli emareler sonucunda şehit oldukları değerlendirmesi ağırlık kazanıyormuş. İstihbarat zaafı sorularına “kesinlikle söz konusu değil” yanıtını veren Iğsız, ABD ile istihbarat paylaşımında sorun yaşanmadığını üç kez tekrarlama ihtiyacı hissetti. Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na İkinci Ordu Komutanlığı’ndan gelen ve Aktütün’ü görevi boyunca üç kere ziyaret eden Hasan Iğsız, içtenlikle terörle mücadelenin çeşitli boyutlarını ve zorluklarını bizlere anlattı. “Başarının kriteri kayıp vermemektir” anlayışına karşı çıkan Iğsız, “öyle olsa kışladan çıkamayız” diyerek, “şehit verdiğimiz zaman ne hissettiğimizi bir Allah bir de biz biliriz” dedi. Açıklamalarında sık sık, “yaptığımız, bölücü terör örgütüyle silahlı bir mücadeledir. Bu unutulmasın” vurgusunu yapan Hasan Iğsız, saldırının zamanlamasını ve hedefini bence şu sözlerle en net şekilde özetledi: “Örgüt kırılma noktasında. Çıkış arıyor. Firarlar artmış. Ele başları arasında anlaşmazlıklar tırmanmış. Çıkış, ses getirecek ve az riskli bir eylem. Sınırdaki o bölgeyi bunun için seçtiler. Ama başaramadılar. Çok zayiat verdiler. Neden gündüz? Bu onların tercih ettiği bir zamanlama değildi. Askerlerimiz erken fark edip saldırınca buna mecbur kaldılar. Neden ekim? Kış aylarında eylem yapamayacaklar. Ses getirip tabanlarını bir arada tutmayı istediler. Tezkere öncesine denk gelmesiyle ilgili şüpheler de ihtimal dışı değil.” Çok yerinde bulduğum iki uyarısının ilki şuydu: “Mücadele devletle terör örgütü arasındadır. Vatandaşlarımızı bu işe karıştırmayın. Tek bir vatandaşımızı bile bu kapsamda değerlendirmeyin. Provokasyonlara dikkat edin” İkinci uyarısı da şöyleydi: “Televizyonlarda uzun uzun taktik tartışmalar yayınlanıyor. 20 sene önceki bilgilerle, yorumlamalarla eksik ve yanlış değerlendirmeler yapılıyor.” Hasan Iğsız’ın son sözü şuydu: “askerlerimiz bir hiç uğruna şehit olmadılar. Kahramanca vazifelerini yaptılar.” İsmail KÜÇÜKKAYA Akşam |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|