Polemikçiler gaz çıkardı, rahatladı…

Sıkıntılıydılar.

Aslında muhalif polemikçiler demek daha doğru olacak.



Ne diyorlardı ;

- Derhal harekat yapılmalı.

- Kimseden icazet alacak değiliz.

- Bunlar ABD"den habersiz bir şey yapamaz.

- Zaman kaybediyoruz.

- Hedef Barzani.

- Ordu harekete geçmeli.

- Asker bugünler için var.

- Sen gitme, Bush senin ayağına gelsin.



Sonra ne oldu?

6-7 eylül olayları, Kahramanmaraş ve Sivas olaylarını anımsadılar,

Aman ha, kardeşi kardeşe düşürmeyelim, demeye başladılar.



Ya şimdi ne diyorlar ;

Söz artık askerdeymiş!

Türk komutan, ABD"li komutan ve Irak"taki ABD"li komutandaymış!

Türkiye ile ABD"nin ortak kararında Iraklılar yokmuş!

ABD de Türkiye gibi kararlılığını göstermiş!



Günlerdir Başbakan"a en ağır eleştirileri yöneltip dolduruşa getirmeye çalışanların kafasına “dank” etti.

Neymiş efendim, Başbakan ABD"den istediğini almış…

Almış da acaba daha fazlasını alamaz mıymış!



Epey sıkıntılıydılar.

Bu sıkıntıları yüzünden ortalığa pis kokular yaymaktan kaçınmadılar.

Sonunda kabul ettiler ki,

Devlet büyük bir bütünlük sergilemiş!

Türkiye, haklılığını diğer ülkelere iyi anlatmış!

İyi bir diplomasi sınavı verilmiş!

Kaçırılan askerlerin teslim edilmesi bu baskının sonucuymuş!

Meğer ki ABD zaten bir yıldır Genelkurmay"a istihbarat veriyormuş!

Türkiye"nin hedefi, ABD"nin de hedefiymiş!



Ortalığı gereksiz yere kötü kokular sarmıştı.

Herhalde artık rahatlamışlardır!

Sedat ÜRETEN