sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Türkler'in ve Yabancıların Biyografileri
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Türkler'in ve Yabancıların Biyografileri Ünlüler, Artistler, Aktörler, Sanatçılar , Rektörler, İş Adamları, Gazeteciler, Kaşifler, İdoller, Örnek Alınacak Kişiler - Biyografi

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 02-24-2010, 10:30   #1
Kullanıcı Adı
cl0ud
Standart Peter Ilyich Tschaikovsky Hayatı, Biyografisi ve Yaşamı Hakkındaki Yazılar

Peter Ilyich Tschaikovsky Hayatı, Biyografisi ve Yaşamı Hakkındaki Yazılar

Çaykovski’nin acıklı hayatının filmcilere konu olması birtesadüf değildir. Çünkü yazdığı bir çok eserler arasında yedi senfoniden ikisi, doğru bir değerlendirmeye engel teşkil edecek derecede popüler olmuştur. Diğer taraftan hayatı birtakım uydurmalara yol açacak bir esrar perdesi altında kalmaktadır. Fıkra tarzındaki herşeyi bir kenara bırakarak Çaykovski’nin şahsiyetini tarihin çerçevesi içinde ciddiyetle incelemeye çalışmamız gerektir.


Sadece Glinka ile başlayan Rus müziğinin temsilcisi olarak değil, aynı zamanda senfoni besteci olarak da tarihi bir mevkii vardır. Tıpkı Berlioz, Schumann, Brahms, Bruckner, Dvorak ve Cesar Franck’ta olduğu gibi Çaykovski’de asrın senfoni çapında eser yaratma zevki tecelli etmiştir. Ancak bunu anladıktan sonra Çaykovski’nin bu alandaki payını ölçmek mümkündür.


Çaykovski, zamanın bu yarışına ve gelişme cereyanlarına katılmayı hiç düşünmemişse de payı az değildir. Fakat şu iki noktayı hesaba katmalıyız: Birincisi, bu suretle ortaya çıkan Rus müziğinin henüz GENÇ olup batıdaki şümullü ve kesif ifade kudretini haiz olmaması, ikinsicisi ise daha MODERN yönlerde çabalıyan vatandaşlarının teşebbüslerine yanaşmayan Çaykovski’nin mutlaka GÜZEL olan müzikten başka birşey vermek istememesidir. Bu hususta kendi benliğini ifade etmek isteğiyle Schumann’a yakındı ve ancak ilhamın nuru ile heyecan duyan sanatkar ruhunun derinliğinden doğan müzik yazmaya gayter etti. Puşkin’in EUGEN ONEGİN’inden lirik bir opera yapan Çaykovski bu şairin güzellik idealini seslerle aksettirdi. Fakat tsil ve ifade bakımından yeni tesirler ilave ederek ona romantizmin itirafçı ruhunun heyecanını verdi ve Rus hususiyetlerini de katarak diğer Rus bestecilerine yaklaştı. Çaykovski’nin şiddetli ve gürültülü hamlelerinden, geniş bir saha toplayan şehvetli hislerle dolu kısımlara anş olarak geçmek itiyatından korkmamalıdır. Eser bir bütün olarak yine mükemmel bir formun güzelliğine bürünmüştür. Bilhassa orkestra eserlerinde fevkalade olan bu güzelliğin sihirine dinleyici meftun kalmaktadır. Bu güzellik, Çaykovski’nin kendi kendini anlattığı ve sonsuz yalnızlığını ifade ettiği yerlerde en çok belirmektedir.


Yedi senfonisinden beşincisi ve kendisinin vasiyetnamesi ve REQUİEM’I denilen PATHETİQUE adlı altıncı senfonisi müzik dünyasının benimsediği eserlerdendir. Dördüncü senfoni de buna layık olabilirdi. Bu yedi senfoni ile dokuz operasını, iki balesini, konçertolarıyla oda müziği eserlerini armoni ve yapılış bakımından tetkik etmek zamanı gelmiştir. Bu yapıldığı takdirde umulmayan sonuçlar elde edilebilir.


Fakat şimdilik dünyanın meraklı rivayetler halinde devam ettirdiği ve eserlerinden okumaya çalıştığı hayat hikayesiyle iktifa etmek zorundayız. Bu hikayede, Çaykovski’nin kendini tamamen müziğe vermeden önce memur olduğu, sonra Moskova konservatuarında öğretmenlik yaptığı ve bir zaman da müzik tenkitleri yazdığı şeklindeki olaylardan çok, evlilikteki bedbahtlığına dair esrarlı şaiyalar, Nadjeshda von Meck ile olan dosrluğu ve çeşitli tahminler zikredilmektedir. Hatta Çaykovski’nin intihar ettiği bile söylendi. Fakat ispat edilemedi. (Ölümünün intihardan mı yoksa koleradan mı olduğu konumuz dışındadır).


Dünya realitesi Çaykovski’yi korkutuyordu. Bu yüzden inzivaya çekildi ve kendi içine kapandı. Hayatının son yılları huzursuzluk içinde geçti. Moskova ile Floransa, Simaki ile Bayreuth arasında mekik dokudu. (Bayreuth’da iken bütün iyi niyetlerine rağmen Wagner’in alemine intibak edemedi.) Mektuplarında ve yazılarında yeni bir devrin habercileri olan Debussy ve Busoni gibi iki ismin geçmesi ilgi çekici bir olaydı.
cl0ud isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 15:20


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı