|
Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
01-08-2011, 00:42 | #1 |
Parantez İçinde Taşıyorum Ellerini...
hayattan hep kaçtın. koşarak boşluğa döndün ellerimden boşluktan sola döndün boşluk bir ağırlığa döndü taşıyamayacağın kadar topladın nefesimden sen, belki sonra sağa döndün. çok uzaklaştın kendinden… ardından cadde kesildim bilmiyorum kaç şerit göz yaşı unuttun bende.. yalanın hala sıcaktı, çok uzaklaşmış olamazdın benden çocukluğumda bir yerde -durmalıydın- ayrılık lunaparkında çarpışan anılar vardı hayata çarptım sol elimi kaybettim sağ elini kaydettim kağıdın her yerine.. aklımda trafik çok sıkıştı yüreğimdeki araba mezarlığına indim kendimi işedim kendimden büyük ihtimal tanrıya sıçradı çünkü polisler geldi bir polis copu gibi girdin içeri, kimse görmedi kimse hissetmedi yaşamımın bir lobunu kaybettiğimi. yaşımın ufaklığı diyalize bağlandı tüm karşıtlıklar geçer dediler beni senden bana mülteci düşürmeye çalıştılar büyürsün geçer geçerken büyürsün dediler. hayatı hep kustun benim payıma kalan mıydı sustuğun? eşit değildik biz eşit olamazdı sesimizdeki iz uykumu yitirmiştim gece yetmezliğinden şiirler bitmedi geçmedi. bir kabız geçmiş ilerlerken içimden, bir halt değişmedi. sağ bulunmam ufak bir ihtimal! solak doğmam ve senin hep solumda oturman da öyle.. yani sana kendimi yazarken sürekli koluma çarpmış olman sadece bu. istediğim tek kişilik bir sıra ve iki kişilik bir aşktı belki biraz kısaydı avuçlarımdaki çizgiler avuçların neden hep sağırdı ellerime karşı bilmiyorum birilerinin kaldırmasını beklerken üzerimden beni anlayamayacaksın hiçbir kağıdı anlamanı beklediğim gibi. cümlelerime ömür biçerken mutlu olacaksan sana sessizliğimdeki morgu gezdirmeliyim.. dilin kemirgen dokundukça kıtalara ayrılan iniltileri ardında sesimin muhtemeldir ölmek için yaşıyoruz yani ölümü yaşarken taşıyoruz. hayata hep kandın. palavra atmalıydım son mektupta öpmek istemiştim çünkü seni dudaklarımı sana bıraktığımda buz dolu bir küvet içinde bulmuştum gülümseyişimi ve tek bir telefon numarası -tek bir telefon konuşması: hepsi son- adın muson yağmuruydu ve üşüdüm son cümlede çünkü havanın seni soluması gerekiyordu çünkü yardım etmeyecekti birleşmiş milletler gecenin çölleşen tenine. alışırım sanıyordum -bir kaç tur daha kendimi kandırıyordum- -bir kaç tur daha geç kalıyordu zaman- ama geçmedi denedim sağlık karnemin sayfaları yetmedi seni benden atmaya. beni senden atmaya kaç uyku hapı gerekti? hayattan hep kaçtın. ardından gelmeye kalktım bir ara tekrar yol yoruldu ve ben her yolu denedim inan dua bile ettim kaç din varsa o kadar kaç din eskittiyse tanrı, ben o kadar takvim eskittim. kaç adama böldün kendini kaç adam tükürdün üzerime kaç adım attın nefesimden bilmiyorum… bir gün belki ben dururum ve bütün insanlar önümden geçer sen sanarım birini, biri beni bir başkası sanar ve karşılaşırsak o gün tanışmışız gibi gelebilir belki.. belki gülümsersin.. belki bir anı gelir aklına.. -anının güzelliğinden mi beni taşıyorsun yoksa benim için mi anını bilinmez- belki dudağında bana tanıdık bir küfür olur dudağımda senden kalma bir çukur. yürürüm hayata belki seni ardımda bırakıp, adımlarımı hızlandırırım belki gelmek istersin peşimden gelsen kaç cümle gelebilirsin bilmiyorum kaç cümle gidebildin ki zaten? Emre Gürcan |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|