![]() |
![]() |
#1 |
![]() Nevşehir Yeraltı Şehirleri
![]() Yeraltı şehirlerinde ilk yerleşimin başlangıcı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapılan araştırmalarda Prehistorik döneme ait aletlerin bulunuşu o dönemde de burada bir yerleşimin olduğunu göstermektedir. Ancak bu yerleşim sonraki dönemlerde görüldüğü gibi yeraltı şehirleri özelliğini taşımamaktadır. Prehistorik Çağ insanı buradaki mağaralarda yaşamışlardır. Yeraltı şehirleri Bizans döneminde en gelişmiş şekline ulaşmış ve bu şehirler kurulurken de büyük olasılıkla önceki kültürleri yok etmiştir. Bu yapılanma katlar halinde olup, uzun koridorlarla birbirlerine bağlanmış altlı üstlü barınaklar, evler meydana gelmiştir. Bunların her birisi de birbirlerine gizli geçitlerle de bağlanmışlardır. Bu yeraltı şehirlerinde giriş kapıları özel bir manivela ve yuvalarla açılıp kapanabilen yuvarlak taşlarla kapatılmıştır. Yeraltı şehirlerinin katlar arasındaki bölümleri birbirinden ayıran yuvarlak kapakların dışarıdan açılması mümkün değildir. Bunların çapları 1-2,5 m. olup, enleri de 30-50 cm. civarındadır. Ağırlıkları ise 200 ile 500 kg. arasında değişmektedir. Bu yuvarlak sürgü taşlarının ortasındaki delik, kapının açılıp kapanmasına olanak sağladığı gibi, içeriden saldıran düşmanın görülmesine ve onlara ok veya mızrakla karşı konulmasına da yaramaktadır. Bunların yanı sıra saldırıya açık olmayan bölümlerden ahşap kapılara da yer verilmiştir. Bu kapılar iki veya üç sürgülü olarak yapılmışlardır. ![]() Yeraltı şehirlerinde uzun galeriler labirente benzer tünellerle birbirlerine bağlanmıştır. Bunlar saldırıda bulunanların hareketlerini kısıtlamak için dar, uzun, alçak ve galeriler halindedir. Tüften oyulmuş duvarlara aydınlatmayı sağlamak amacı ile kandil ve mumlar için küçük oyuklar yapılmıştır. Bu kandillere keten tohumundan elde edilen, altın sarısı renkte bezir ismi verilen yağlar konuluyordu. Yeraltı şehirlerinin hiçbirisinde bezir yağını üreten imalathanelere rastlanmamıştır. Bunlar büyük olasılıkla dışarıdan temin edilmiş ve içeride yiyecek maddeleri gibi depolanmıştır. Yeraltı şehirlerinin girişlerinde ahırlara yer verilmiştir. Bunun da nedeni hayvanların dar geçitlerden alt katlara götürülmesinin zor olmasındandır. Ahırların duvarlarına oldukça kaba oyulmuş oyuk ve delikler açılmış olup, hayvanların yemlenmeleri ve bağlanmaları da bunların yardımı ile sağlanmıştır. ![]() Yeraltı şehirlerinde katlar arasında iletişim ve havalandırma sorunu son derece güzel bir şekilde çözümlenmiştir. Bunun için katlar arasında 5-10 cm. çapında haberleşme delikleri açılmıştır. Ayrıca katlardan yukarıya açılan bacaların yardımıyla da havalandırma sağlanmıştır. Bu bacalar aynı zamanda su kuyusu olarak da kullanılmıştır. Bu şehirlerde uzun süre yaşamı idame ettirebilmek için yaşama alanları, oturma birimleri ve mezarlıklara da yer verilmiştir. Yeraltı şehirlerinde tuvalet konusu henüz tam olarak aydınlığa kavuşmamıştır. Sadece Tatlarin ve Güzelyurt (Gelveri) yeraltı şehirlerinde tuvalet bulunmuştur. Kapadokya ve özellikle Nevşehir’deki yeraltı şehirleri Kaymaklı ve Derinkuyu’da bulunmaktadır. Derinkuyu ile Kaymaklı yeraltı şehirleri arasında bu iki şehri birbirine bağlayan 9 km. uzunluğunda bir tünel bulunmaktadır. Yöredeki bazı yeraltı şehirleri arasında bu tür tünellerin bulunduğu sanılmaktadır. Bu şehirlerde arkeolojik araştırmalar yapılmış, bir bölümü temizlenerek ziyarete açılmıştır. Bunlardan Derinkuyu Yeraltı Şehri Nevşehir’e 29 km. uzaklıkta 85 m. derinliğinde yedi katlı bir şehirdir. Buradaki bölümler geniş eğimli, basamaklı koridorlarla birbirine bağlanmış mekânlardır. Derinkuyu’da iki ve üçüncü kattan sonra 214 basamakla daha alt katlara inilmektedir. En alt katta da haç planlı bir kiliseye yer verilmiştir. Derinkuyu ve Kaymaklı’daki yeraltı şehirlerinde 15.000-60.000 kişinin barındırdığı da sanılmaktadır. Derinkuyu Yer altı Şehri (Derinkuyu) ![]() Şehir 18-20 kat olarak düzenlenmiştir. Günümüzde bu katlardan yalnızca sekizi temizlenerek ziyarete açılmıştır. Bugünkü şekli ile 52 havalandırma bacası içerideki hava sirkülâsyonunu düzenlemektedir. Derinkuyu’da bir yeraltı şehrinde bulunması gereken tüm özellikler vardır. Giriş katında ahırlar, yemekhane bölümü, kiler, kilise, şarap ve şıra yapım mekânları bulunmaktadır. İkinci katta özel misyonerler okulu olup, okulun bulunduğu bölüm oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Üzeri diğer yeraltı şehirlerinde olmayan bir şekilde beşik tonozlarla örtülmüştür. Buradaki ana salonun çevresinde bir takım odalar bulunmaktadır. Yer altı şehrinde üç ve dördüncü katlardan sonra aşağı katlara doğru merdivenlerle inilmektedir. Yedinci katta kapalı Yunan haçı planında bir kilise vardır. Kilisenin bitiminde de mezarlara rastlanmaktadır. Tatlarin Yeraltı Şehri (Acıgöl) ![]() Şehrin giriş kapısı yıkılmış olup, içerisine batı yönünde açılan iki ayrı mekândan girilebilmektedir. Yeraltı şehri oldukça geniş bir alana yayılmış olup, yalnızca çok küçük bir bölümü temizlenebilmiştir. Günümüzde iki katına girilebilen şehirde geniş mekânlar, erzak depoları ve kiliseler bulunmaktadır. Bu şehrin büyük bir manastır veya askeri bir garnizon olduğu da sanılmaktadır. Tatlarin Yeraltı Şehri girişinden kavisli bir koridordan dikdörtgen planlı bir alana ulaşılmaktadır. Girişte bulunan 1,5 m. çapında, ortası delikli olan sürgü taşı, içeriye giriş ve çıkışı kontrol etmektedir. Girişin sağındaki bir mekânda üç iskeletin bulunması, burasının bir zindan olmasını akla getirmektedir. Girişin çevresinde mutfak, kiler ve tuvaletler bulunmaktadır. Bu alanın Roma döneminde mezarlık olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Yeraltı şehrinin ikinci katında ahırlara yer verilmiş ve burası sütunlarla desteklenmiştir. Ambar olarak düşünülen mekânlar oldukça geniş ölçüdedir. Bu mekânlarda da havalandırma bacalarına yer verilmiştir. İçerideki ilk iki mekân bir koridorla birbirine bağlanmış olup, bu koridorda tuzaklar ve bağlantıyı kesen sürgü taşı bulunmaktadır. Özkonak Yeraltı Şehri (Avanos) ![]() Mazı Yeraltı Şehri (Ürgüp) ![]() Mazı Yeraltı Şehri de bu vadinin dik yamaçlarındadır. Yeraltı şehrine farklı yerlerden dört ayrı girişten girilmektedir. Şehrin asıl girişi ise düzensiz olarak örülmüş bir koridor halindedir. İçeride de yeraltı şehirlerinde karşılaşılan yuvarlak sürgülü taşlardan yapılmış bir kapısı bulunmaktadır. Girişin karşısında geniş bir ahır ve bu ahırın ortasında da kayaların oyulması ile oluşturulan hayvanların su yalağı bulunmaktadır. Sıra halindeki bu ahırlar arasındaki bir mekân şaraphane olarak kullanılmıştır. Üst kısım moloz taşlardan örülmüş ve buraya üzümlerin dökülmesi için de bir baca yapılmıştır. Bu bölümden kısa bir koridorla yeraltı şehrinin kilisesine ulaşılmaktadır. Bu koridorda da yine yuvarlak taştan bir giriş kapsı bulunmaktadır. Bu kilise Kaymaklı yeraltı şehrindeki kilisesinden farklı olarak girişi kabarmalarla süslenmiş, kenarına da alçak platformlar yapılmıştır. Ayrıca giriş yanındaki oda da büyük olasılıkla din görevlilerine aittir. Kilisenin yanında yaklaşık 20 m. derinliğinde bir su kuyusu bulunmaktadır. Kilise apsisinin yanındaki bir dehlizle de şehrin diğer mekânlarına geçiş sağlanmıştır. Ayrıca buradaki bacanın iki yanındaki küçük bacalar yukarıya tırmanmayı sağlamaktadır. Yeraltı şehrindeki üst katlara çıkış bu tür bacalar sayesindedir. Üst kattaki salon ve odalar birbirlerine dar ve uzun tünellerle bağlanmıştır. Burada yeterli bir araştırma yapılmadığından şehrin ne kadar bir alana yayıldığı bilinmemektedir. Özlüce Yeraltı Şehri (Merkez) ![]() Sivasa Gökçetoprak Yeraltı Şehri (Gülşehir) Nevşehir ili Gülşehir ilçesinin 35 km. batısında, Gökçetoprak Köyü yakınlarında bulunan bu yeraltı şehrini ilk kez 1989 yılında Fransız araştırma ekibi bulmuştur. İtalyan asıllı Roberto Bixio ve Stefano Saj Commissione Nazionale Cavita Artificiali de 1991 yılında burada araştırma yapmışlardır. Sivasa yeraltı şehrinin bulunduğu alan diğer yeraltı şehirlerine göre farklı jeolojik yapıya sahiptir. En altta kızılımsı kahverengi renkte olan çamur taşı, onun üzerinde kalınlığı 3-4 m.yi bulan aglomera (iri taneli tüf) ve en üst kısımlarında da sert bir volkanik kayaç olan andezit kaya blokları bulunmaktadır. Yeraltı şehri, çamur taşı ve aglomera formastasyonunun içine kazılmıştır. Buradaki platonun yamacına oyulan yeraltı şehrinin oldukça dar bir girişi vardır. Günümüzde tam olarak temizlenmemiş olan yeraltı şehrinden yalnızca iki kat tespit edilebilmiştir. Ortaya çıkarılan her iki katta da oldukça büyük, ancak düzgün olmayan dikdörtgen mekânlar birbirlerine dar ve uzun koridorlarla bağlanmıştır. Bu koridorları birbirinden ayıran kapı taşları dışarıda hazırlanılarak içeriye getirilmiş ve koridorların girişlerine yerleştirilmiştir. Yeraltı şehrinin ikinci katında bugün de içerisinde su bulunan 15 m. derinliğinde bir su kuyusu bulunmaktadır. Günümüzde Gökçetoprak Köyü’nün kuzey ve batı yamaçlarında yöre halkı tarafından depo, samanlık ve ahır olarak kullanılan ve tam araştırması yapılmamış çok sayıda yeraltı şehri olduğu bilinmektedir. Nevşehir yöresindeki yeraltı şehirleri XII.yüzyıldan sonra önemini yitirmiş ve terk edilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|