|
Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
04-03-2008, 17:59 | #1 |
nesef almadan çığlık atmak
Nefes Almadan Çığlık Atmak... İnsanlar kimi zaman mutlu olmayı, kimi zaman içine kapanıp konuşmaktan iğrenmiş olmayı seçerler... Karamsarlık bu mudur? Birşeylerle vakit geçirmek, daha doğrusu kendini oyalamak.İmkansızlıklarla dolu bu hayatta, birşeyleri başarabileceğimize inandırılmak!Başaramayacağımızı bile bile başarmaya zorlanmak... Peki tüm bunlar mı iter insanı karanlığa?.. Kişinin kendine zaman ayıramadığı bu dünyada iki satır yazı yazabimek için coğrafya dersinden çıkıp, teneffüsün gelmesi ve tarih dersine gireceğini düşünerek iki satırı hızlı hızlı yazmaya çalışmak ölüm gibidir.Tek fark mezar yerine derse girersin... Umut yoktur kimi zaman, hiçbirşey seni mutlu etmez.Mutlu insanları gördükçe saçmaladıklaırnı düşünür, yalnız kalmak istersin...Ne ölümdür umurunda olan ne de yaşam... Sadece o anı bir karanlık odada zerre ışık görebilmek için yaşarsın. Bir küçük ışık... O ışığı bulmaya çalışırken aklında bir çok soru oluşur sen farkında olmadan. Burası neresi? Ben kimim? Niye yaşıyorum? ve en sonunda Yaşamak nedir? Karamsarlıkta öyle bir boyuta gelirsin ki bir zaman sonra, tek gerçeğin siyah olur.Renk yoktur senin için.Işığı asla göremezsin. İntihara yönelmişken, ölümün eşiğinden Bill'in sesinden Spring Nicht'le hayata dönersin birden! İşte budur seni hayata bağlayan en önemli şey. Hayata dönersin dönmesine, peki sonra?.. Seni karanlığa iten onca sebebe ne olur? Hepsi bir nefesle toprağa yayılan küller misali... Dağıldıkça dağılır küller.Gözlerinle seçemezsin nerelerde olduklarını. Sonra bulunduğun dünyanın en güzel ormanından başını güneşe doğru çevirirsin...Işığa doya doya bakarsın... İşte bu nefes almadan çığlık atmaktır!.. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|