sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Şiirler ve Yazılar
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz.

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 12-03-2008, 15:46   #1
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart Murat Sinan Ağar siirleri

Martılar Denizde Ölür

Martı denize aşıktır
Her kanat çırpışında denize düşmekten
Onun ellerinden ölmekten korkar
Bilmez ki gülün dikeninden ölmek
Toprağına su vermekten daha güzeldir
Ama az da olsa haklıdır martı
Düşünür ki denize düştüğünde mutlaka ölecek
Haklıdır
Çünkü onu kendine aşık etmeden mezara girmez
Mezara girmeden istifa etmez
Biraz da nankördür martı
Deniz kendisine her bakanın gölgesini göstermez
Martı da her gün denize bakar da
Denizdeki yansımasının değerini bilmez
Bazen düşünüyorum
Benim hayatımın da martınınkinden farkı yok
Kıyaslıyınca anlıyorum
Yaşamak aşık olmakmış
Ölüm sensiz yaşamakmış
Bir kaç renkten oluşan
Cansız bir fotoğrafla avunmakmış
O fotoğraf sadece yatarken değil
Her an yaşarken bakmakmış
Çare çaresizlik
Sevmek seni hatırlamakmış
Martılar denizde ölür Denize bakmak yas tutmakmış
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Okunmamış 12-03-2008, 15:47   #2
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart

Dostlarım
Sıradan bir gün bitiminde
Bir gece yarısı
Bütün dostlarım toplanmış
Umudum
Hayalim
Kaderim
Gözyaşım
Hüsranım
Ve Yanlızlığım
Demişler "ne yapmalı"
Suçu ve suçluyu aramaya başlamışlar hep birlikte
Büyük karar almak üzere toplandıkları bu heyette
İlk sözü Hayalim almış
Sayemde sahip olduğu yorgunluğu
Ve kendini savunma arzusuyla
Demiş,
"Bu çocuk neden bu kadar hayale dalmış,
Niye bu kadar yanlız kalmış"
Sorusuna almak istediği cevap için
Yanlızlığıma akmış
"Ben miyim" demiş Yanlızlığım
"Ben miydim suçlu olan...
Bana geldiğinde tükenmişti
Umudu onu terk etmişti"
Umudum düşünmüş bir an
"Hayır" demiş
"Suçlu ben değildim...
Ben onun beni var etmesini beklemedim.
Hiç olmazsa hüsrana uğramasını istemedim"
O da suçluluk damgasını takmış
Topu Hüsranıma atmış
"Kesin sesinizi" diye bağırmış Hüsranım
"Sizdiniz onu yanlız eden
Hayallerini söndüren
Umutlarını öldüren
Kan ile yazılmış kaderiydi
Onu bana gönderen"
Gülümsemiş Kaderim
"Ben mi dedim" demiş
"Açan her gülü solsun,Yüreği solmuş papatyalar yolsun diye...
Ben mi talep ettim,
Gecesi güneşini kiprit çakıp yaksın diye...
Ben mi emrettim,
Gözyaşı yağmur misali aksın diye"
Gözler Gözyaşımın üstünde
Kimseden ses çıkmamış
Herkes
SAnki gerçek suçlu bulunmuş gibi
Gözyaşıma bakmış
Gözyaşım önce başını eğmiş
Sonra ayağı kalkmış
"Evet" demiş
"Suçlu benim...
Bu çocuk hiç gülmedi
Hep beni kullandı ağladı
Çoğu zaman kahroldu
Sel oldu çağladı
Bazen umutsuz oldu
Bazen hayale daldı
Bazen yanlız kaldı
Sağına soluna baktığı zaman
Hiçbirnizi yanında bulamadı
Tamam
Kabul ediyorum
Gülmenin ne demek olduğunu
Hiçbir zaman bilmedi
Yanlız şunu aklınızdan çıkartmayın
Şunuda unutmayın
Bu çocuk hiçbirinizi beni sevdiği kadar sevmedi....
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 12-03-2008, 15:48   #3
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart

DELİ KIZ

Coğrafya fakültesi üçüncü sınıfın
En çalışkan öğrencilerinden biriydi o
Saçları omuzlarının altında son bulur
Güldüğü an fakültenin tüm kızları Gamzeyi kıskanır olurdu
Hiçbir dersi kaçırmazdı
Ders olmadığı zamanlar kafeteryaya gider otururdu
Onu ilk orada görmüştüm zaten
Birinci sınıfa yeni başlamıştım ben
Tam hatırlamıyorum ama
Galiba eylül ayının ilk haftasıydı
Ders bitti kafeteryaya gittik arkadaşlarla
Onun oturduğu masanın yanındaki masaya oturduk
Beş dakika geçti geçmedi
Gamze geldi
Sandalyeye oturdu
“Bi Türk kahvesi alabilir miyim” dedi
Giydiği,
Yediği,
İçtiği
Kullandığı her ne olursa olsun Türk malı olacak
Şunu söyleyebilirim
Bugüne dek yabancı bir ürüne beş para vermedi
Bizim Turgaya sordum
“Bu kim” dedim
“Aman bulaşma
Delinin tekidir” dedi
Başımı çevirip bi daha baktım
“Ne bakıyorsun be
Dön önüne” dedi
Korkudan başımı nasıl çevirdiğimi bilmiyorum
Aradan yirmi dakika geçti geçmedi
Bizimkiler kalkacak oldu
Kolumu tuttu Turgay
Kulağıma eğildi
“Salak mısın oğlum
Bu deli adamı keser” dedi
“Sil aklından geçenleri”
Bizimkiler gitti
Bi kaç dakika gizlice izledim Gamzeyi
Fazla geçmedi
Bir hışımla ayağa kalktı
Bana baktı
Yandın oğlum, dedim kendi kendime
Allah’tan bi şey yapmadı
Buranın havası bozuldu deyip gitti
Garson sordu Gamzeye
“Rahatsız eden mi var hanımefendi” dedi
Suratını astı
“Rahatsız etseler senden mi yardım isteyeceğim” dedi
Eyvah, dedim içimden
Doğru galiba Turgayın söyledikleri
Turgay haklı
Haklı da
Ne yapayım
Hoşlandım ondan...

Ufak bir araştırma yaptım fakültede
Gamzeyi sorduklarımın bazıları yaka silkiyor
Bazıları da, gençliğine yazık, deyip
Nasihat ediyordu
Hatta
“Bana sorma n’olur” diyenler bile oluyordu
Sanki genç bir kızı değil de
Azılı bir katili araştırıyordum
Aradan yaklaşık iki hafta geçmişti
Gamzeden hoşlandığım neredeyse bütün fakülteye yayılmış
Herkes beni konuşur olmuş
Fakültede benim için
Birinci sınıftan bir çocuk eceline susamış, deniyormuş
“Ya Turgay” dedim
“Bu kız neymiş böyle”
“Söylemiştim ben sana Sinan” dedi
“Uzak dur” diye
Karşılıklı konuşurken
Turgay birden sustu
“Oğlum ne oldu ”
Hiçbir şey söylemiyor
Turgay ne oldu, diyorum
Ha bire yutkunuyor
Sonunda konuştu nihayet
“Sinan hakkını helal et”
“Nasıl yani” dedim
Sessizce, “arkana bak” dedi
Arkamı döndüm
Dönmez olaydım
Ulan arkadaş
Keşke şu kıza hiç bulaşmasaydım
Hangisine yanayım şimdi
Rezil oluşuma mı
Gözümün morarışına mı
Yoksa pişman oluşuma mı!..

Bir hafta boyunca ne fakülte ne bi şey
Evden dışarı adımımı atmadım
Fakat
Fakat anlatılmaz bi duygu filizlenmeye başladı yüreğimde
İstemiyordum
Açıkçası korkuyordum ama
Ama galiba Gamzeye aşık oluyordum
Birkaç gün daha geçti
Ya Sinan dedim kendi kendime
Sende erkek misin be
Sevdin mi sevdin
Çık Gamzenin karşısına
Seviyorum de
Gerekirse çarp iki tane
Bir hışımla çıktım evden
Fakülteye gittim
Uzaktan gördüm Gamzeyi
Neyse, dedim
Sonra söylerim
Belki hala sinirlidir…
Söyleyemedim
Turgayı gördüm az ilerde
“Turgay” diye sessizce seslendim
“Ooo Sinan” dedi
“Bağırma lan” dedim
“Gamze duyacak “
“Sinan” dedi
“Söyle” dedim
“Senin sonun ne olacak”
“N’olacak abi
Kabul ettirene kadar zorlayacağım
Şimdi yine konuşmaya gidiyorum”
“Ey Allah’ım” dedi Turgay
Ölümü bu kadar arzulayan birini görmedim”
“N’olursa olsun Turgay
Deneyeceğim şansımı”
İnanın şu denemelerimin ardından
O pansumana verdiğim paralarla sağlık ocağı yaptırırdım
“Ya arkadaşlar” dedim bizimkilere
“Bu kızı etkilemek için ne yapmak lazım”
Hep bir ağızdan
“Dediler onun gibi olmak”
“Nasıl yani” dedim
“Nasılı var mı” dedi Turgay
“Al eline bi tespih
At omzuna ceketi
Giy Çarşamba ayakkabıları
Bas topuklarına
Git adam gibi konuş”
Görseniz nasıl gaza geliyorum
Bizimkilerin dediklerinin hepsini yaptım
“Çocuklar” dedim
“Hakkınızı helal edin
Ben Gamzenin yanına gidiyorum”
Turgay seslendi
“Sakın korkma Sinan” dedi
Demesi kolay
Dıştan aslan gibi görünüyorum ama
İçimdeki kedi miyavlayıp duruyor
Gamzeye gittikçe yaklaşıyorum
Bu defa o içimdeki kedi dile gelmiş
Gitme diye bağırıyor
Aman be Sinan, dedim
“Yürü
Yapsa yapsa ne yapar
Ya öldürür ya güldürür”
Sonunda gittim
Parktaki bankta tek başına kitap okuyordu
Seslendim
“Gamze” dedim
“Yine mi sen be” dedi
Ööf, diye bağırdım
“İki dakika dinle be…
Delikanlıyız dedik
Kıza el kalkmaz dedik
Ses etmedik
Adamı dinden imandan çıkarma
Anla artık
Sevdik”
“Öyle mi” dedi
“Öyle tabi” diye bağırdım
Durdu durdu
“Güzelmiş ayakkabıların” dedi
Şaşırdım
“Sağol” dedim
Gülümsedi
“Çıkarsana birini” dedi
“Nasıl” dedim
“Sen çıkar çıkar” dedi
Çıkardım
Bir kendi ayakkabılarımla dayak yemediğim kalmıştı
Allah razı olsun Gamzeden
Sayesinde kemiklerim o duyguyu da tattı
Dayak esnasında gözlerim okuduğu kitaba kaydı
Üzerinde -uzak doğu sporları- yazılıydı
Niye sinirlenmişti ki yine
Halbuki ayakkabı halis Türk malıydı...

Olmuyordu böyle
En iyisi başka yöntemler kullanmalı
Uzaktan uzaktan tavlamalıydım
Pardon
Tavlamaya çalışmalıydım
Aklıma bir fikir gelmişti!
En iyisi bir mektup yazmalıydım
Geceleyin elime defterimi aldım
Bir sayfasına ağlar taşlar şahidim olsun seviyorum” şeklinde başlayan
Bir mektup yazdım
Dedim, yarın bu sayfayı kopartır
Bir yolunu da bulup
Onun defterinin arasına koyarım
Sonra vurdum kafayı yattım
Sabah oldu
Kafeteryaya gittim
Gamze oradaydı
Sanırım ilk dersi boştu
Uzaktan izledim
Nerede içeri girecek yürek
Fazla sürmedi
Gamze kalktı
Çantasını aldı çıktı
Şu bendeki şansa bakın
Defteri masanın üzerinde kaldı
Unuttu gitti
Ben de masaya gittim
Baktım defteri benimkinin aynısı
Sanırım tek ortak yanımız buydu
Tam kağıdı yırtıp
Onun defterinin arasına koyacaktım ki
Turgay dışarıdan bağırdı
“Sinan koş
Bizimkiler dışarıda kavga çıkardı”
Defteri masanın üzerine bırakıp koştum
Ortalık sakinleşti
Eyvah, dedim içimden
Defter masada kaldı
Üstelik ikisi de birbirinin aynı
Koşarak kafeteryaya gittim
Orda ki çocuğa sordum
Dedim “şu masada iki defter vardı,
Gördün mü”
“Gördüm” dedi
“Unutmuşlar diye birini aldım
Birini de alıyordum ki
O deli geldi
Bu defter benim, diyerek aldı gitti
üzgün konuş” dedim
“Ver şu defteri”
Defteri aldım
Eyvah!
Ben yandım
Bu Gamzenin coğrafya defteri
Gerçi sonra
Sonra düşündüm de
Bu şekilde olmasa da
Benimde istediğim buydu zaten
“Mektubu okusun da
Gerisi önemli değil” dedim
Ama çok önemliymiş
Bilemedim…

Aradan iki gün geçti
ve haberi aldım
Meğer hocası Gamzeye dağlarla ilgili bir araştırma yaptırmış
Araştırdıkları da bu defterde yazılıymış
O günde hocası, yazılarını bağıra bağıra okutturmuş
Gamze başlamış
Dağlar taşlar şahidim olsun seviyorum”
Ve idam anı
Bugün yüzde yüz ölüyorum
Gamze gebertecek beni
Çok korkuyorum
Okulda gizli gizli ders bitimini bekliyor
Saklanıyorum
Beni gören herkes ceset muamelesi yapıyor
Adam hayatında besmele çekmemiş
Ardımdan bana bakıp
Avuçlarını açmış Fatiha okuyor
O günden itibaren gizli gizli okula gidiyor
Yine aynı gizlilikte derslere giriyordum...

Bi hafta başıydı
İlk ders bitti
Herkes çıktı dışarı
Bense oturdum
Aldığım notları temize çekiyordum
Birden kapı açıldı
Ve Gamze içeri girdi
“Ooo Sinan
Merhaba” dedi
Dondum kaldım
Azrail Gamzenin kılığına girmiş
Canımı almaya gelmiş sandım
Yavaş yavaş yaklaştı
Sandalyeye oturdu
Yanıma yanaştı
“Ne o
Yine benim ödevimi mi yapıyorsun” dedi
“Şey Gamze” dedim
“Sus” dedi
“Sen ne kadar inatçısın be
Sevdin
Sevmedim
Teklif sundun
Kabul etmedim
Israr ettin
Dayak yedin
Anladım Sinan
Sen benden de delisin”
Ağzımdan tek kelime çıkmadı
Aslan tarafından köşeye sıkıştırılmış Ceylan gibiydim
Öylece ölümümü bekledim
Bi kaç dakika hiç konuşmadı
Bana baktı
Ve birden bağırdı
“Konuşsana” dedi
“Susmamı istemiştin ya” dedim
“Erkek ol biraz” dedi
“Seviyor musun yoksa hala”
“İznin olursa” dedim
“Senin gibi bir erkeğe iznimde olmaz
Sevgimde” dedi
Dedi ve gitti
Sanırım bu sevda başlamadan bitti
Çok üzüldüm
Çok ağladım ama ne fayda
Belki önceleri ufak bir oluru vardı bu işin ama
Ama şimdi hiçbir tutarı yok
Çok düşünmüştüm
Haklıydı galiba Gamze
Onun o deli gönlüne layık bir yürek yoktu bende
Unutursun be Sinan, dedim kendi kendime
Unutursun
Aşk dediğin dört yapraklı yonca
Bulması zor ve değerli de olsa
Elbet kurutursun
Yalnız yaşamak kolaydı da
Her gün onu görüpte yaşamaya çalışmak zordu...

Bir sabah
Bahçede bir erkekle kol kola gördüm Gamzeyi
Dünyam karardı
Hayat durdu sandım
Koşarak Turgayın yanına gittim
Aldım bahçeye geldim
Sordum
“Kim bu Turgay”
“Ne bileyim abi” dedi
“Senin çevren geniştir
Araştır” dedim
“Tamam bakarız” dedi
Aradan bir gün geçti
Turgaydan haber yok
İki gün geçti ses yok
Üç gün oldu
Gelen de yok
Giden de yok
Kafayı yedim
Başlarım araştırmasına, dedim
Sabah, fakültenin kapısından az uzakta
Yakaladım Gamzenin yanındaki genci
“Gel buraya” dedim
Başka hiçbir şey söylemedim
Artık Allah ne verdiyse
Tekme tokat girdim
Çocuk çok şaşırdı şaşırmasına da
N’oluyor, diyecek hali kalmadı
Fakülteye girdim
Dersin başlamasına beş dakika ya var ya yok
Turgay geldi
“Öğrendim Sinan kim olduğunu
Kayınçon sayılır
Amcasının oğluymuş” dedi (?)
Hızımı almışım, durur muyum
Çocuğa attığım dayaktan Turgayı mahrum bırakmadım
“Bu şimdi mi söylenir” dedim
Bizim salağı nerdeyse hastanelik ettim
Ettim, ettim de
Peki ya sonra
Gamze de bunları duyunca
Mutlaka beni de, Turgayla kuzeninin yanına gönderir
Yapar bilirim
Üstelik haberi tez almış
Beni aramaya başlamış
Kaçmadım bu defa
O güldürmedi
O öldürsün dedim saklanmadım
Kafeteryada oturuyordum geldi yanıma
“Sen kimsin be” dedi
“Kimsin
Neyimsin ki beni kıskanıyorsun
Üstelik kuzenimi dövüyorsun
Ve geçmişsin karşıma
Aptal aptal yüzüme bakıyorsun”
“Bağırma Gamze” dedim
Bastı tokadı
“Gamze bilmiyordum,
Özür dilerim” dedim
Bi daha vurdu
“Gamze üzgünüm” dedim
Yine vurdu
Tuttum kolunu
Attım tokadı
Gözleri doldu
“Yıkıl” dedi
“Yıkıl karşımdan”
Daha fazla dayanamadım
“Bana bak Gamze hanım” dedim
“Daha ötesi yok
Seni çok sevdim
Biliyorum sen sevmedin
Belli ki hiçbir zaman da sevmeyeceksin
Ama şunu aklından çıkarma
Şunu unutma
Seni unutmam”...
“Unutamam”

O günden sonra
Onu yaklaşık iki hafta görmedim
Fakültenin kapanmasına üç hafta vardı
Bi gün,
Sınıfta tek başıma oturmuş son sınavlara çalışırken
Tarih tekerrür etti
Kapı açıldı
Gamze içeri girdi
“Ne var yine Gamze” dedim
İstediğin oldu işte
Her şey bitti”
Gamzenin elinde, o hiç unutmadığım coğrafya defteri vardı
Yanıma oturdu
“Sinan” dedi
“Hoca yine bir araştırma konusu verdi
Düşündüm de senin yazdıkların benimkilerden daha güzel
Ve anlamlı gibiydi
Artık bende seviyorum Sinan
Dağlar taşlar şahidim olsun ki” dedi...

Aradan üç hafta geçti
Fakülte bitti...
O yaz nişanlandık
Ve ertesi sene sade bir törenle evlendik
Dağı taşı istemedik
Onun nikah şahidi amcasının oğlu oldu
Benimki de Turgay
Nikah masasında bile deliliği üzerindeydi Gamzenin
İmzayı attıktan sonra ayağıma öyle bir bastı ki
Parmaklarım koptu sandım
Onu o gelinlik bile değiştirmemişti
Gamze yine aynı Gamzeydi
Hiçbir zaman da değişmedi...

Yaa…
İşte böyle çocuklar
Anneniz eskiden böyle bir deliydi.
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 12-03-2008, 15:49   #4
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart

Üçümüzde delikanlıydık güya
Bir giydiğimizi bir daha giymez
Herkesin sevdiği şeyi biz sevmezdik
Delikanlılığın kitabından bahsederlerdi
Çoluk çocuk kitabı diye okumaya tenezzül etmezdik
Asaletimiz tavan yaptığı zaman
Birbirimize bile pas vermezdik
Aşklarından ölürlerdi gezdiğimiz kızlar
Biz hiçbirini gülün dikeni kadar sevmezdik
Güya delikanlıydık üçümüzde
Halbuki nerde…

Niye gelmişti ki o kız bizim mahalleye
İlk geldiği günden kararımızı vermiştik
O da diğerleri gibi üçümüzü de sevecekti
Önce Muratla sürtecek
Sonra Leventle kol kola gezecek
Daha sonra tarafımdan defedilecekti
Uymadı hesap kitaba
Salı günü öğleden sonra iki gibi kursu varmış
Gittik
Peşindeyken de karar verdik
Her zaman ki senaryo
Murat kızın yanına gidecek
Saatin var mı diye soracak
Kız, var deyip söyleyecek
Muratta, yarın bu saatte o zaman, diyecek
Kız da ardından yapılacak iltifatlara dayanamayıp
Yelkenleri suya indirecek
Ama nereden bilebilirdik ki
Kız Murat’a, “salak” şeklinde cevap verecek
Levent yırtılıyor gülmekten
Vay salak vay, diyerek
Murat çok bozuldu ama ne yapsın
Hangisine yanacak
Yıllarca toz değdirmediği karizmasının yerlere düşüşüne mi
Yoksa bizim gözümüzden düştüğüne mi üzülecek
Tamam çocuklar, dedim
İntikam saati yakın
Yarın bu kız gününü görecek
Hiç uğraştırmadı beni kardeşim
Benim yorulmamı istemedi
Yarın öğleden sonra, kızı kendine Levent köle edecek
ki eder bilirim
Namussuz koleksiyonuna yüz küsürüncüyü ekleyecek
Bir plan yapmışız
Kızın aklı başından gidecek
Ardından yelkenler suya kesinlikle inecek
Çaresiz
Kız Levent’e, seninim, diyecek
İki de kız ayarlamışız bunun gittiği kurstan
Her o kızı görmelerinde
Levent’i paylaşamıyorlarmış gibi kavga edecekler
Bilmezsiniz
Kızlar çok severler
Zor ve paylaşılamayan erkekleri
Plan iyi işlemiş
Kızlar ne zaman o kızı görseler
Bir yandan Levent’i övmüşler
Bir yandan da saç baş yolmuş birbirlerine girmişler
Yakışıklı kardeşim tam teşkilat kursun bitimini beklerken
Biz geriden geriden
Murat’ın alınacak intikamının şerefine yaktık birer sigara
Neyse uzatmayalım
Kurs bitti bizim kızlar çıktı dışarıya
Planın son bölümü gereği
Başladılar, aşkım diyerek Levent’e doğru koşmaya
Leventte o sıra oradan tesadüfen geçiyor güya
Sonunda bizimkide çıktı
Levent iki kızı da bi kenara itti
On numaralık bakışlarıyla kıza uzun uzun baktı
Kız birden şaşırdı
Şaşkınlıktan birkaç kez sağına soluna baktı
Ve final anı
Levent kıza yaklaştı
Dedi “melekler dünyada yaşar mıydı”
Kız iyice şaşırdı
Ve sonrasında biz de şaşırdık
Kız elini kaldırdı
Hiç unutmam
Levent’i tam üç buçuk dakika şamarladı
Ve bizim Murat
Bu benden de salakmış diyerek gülmeye başladı
Bense öyle sinirlenmiş
Öyle çıldırmıştım ki
Bir yandan da öyle bir korku sarmıştı ki içimi
Bu kızı ben de tavlayamazsam
Arkadaşlarımın intikamını alamazsam yanmıştık
Yeryüzündeki tüm karizmamız sıfıra düşecekti
Ama el elden üstündür
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar
Üçüncü bendim
Ve benim kollarıma düşecekti

Benim yöntemlerim farklıydı bizimkilerden
İlk başta kibar olacaksın arkadaş
Hiçbir kız hoşlanmaz kaba saba esprilerden
Ve “sevmeye mecbursun” gösterilerinden
Ben gülün manasını bilirdim
Ve her kızın gönlünde açabilme özelliği olduğunu da
Gece yarısı tek başıma bir plan yaptım
Plana göre,
Kız sabah evden çıktıktan sonra
Otobüs beklediği durağa yüzlerce gül koyacak
Sonra yavaş yavaş kıza doğru ilerleyecek
Yerdeki güllerden birini alıp koklayacak
Ve “ben sevdim
Sen istersen sev
İstersen sevme” deyip, yavaşça uzaklaşacaktım
Sonrasında da,
Kız en geç üç gün içerisinde bana kalbini kaptıracaktı
Sabah oldu ve planım işlemeye başladı
Bizimkiler gizlice izliyorlar
Durak da şansıma boşaldı
Sapık var, diyen kaçtı
Ve beklenen an
Kız geldi
Yerdeki güllere baktı
Planım gereği yavaşça yaklaştım
Güllerden birini aldım
İçtenlikle kokladım
“istersen sev…” dedim
Lafın sonunu dinlemeden polis imdat diye bağırmaya başladı
Unutmuşum bir arka sokakta karakol olduğunu
Polis arkada ben önde koşmaya başladım
Onu sevmem için tehdit ediyor diye şikayet etmiş
Tam üç gün arandım
Sonra geri almış da şikayetini
Rahatladım...

Olmadı!
Başaramadık hiçbirimiz
Aylar sonra kız göçtü gitti
Eminim ki o kız şu an
Eski mahallemde üç salak vardı diyerek bizi anıyor
Biliyorum ki unutmuyor
Şimdi mi
Şimdi
Başıma bi uğursuzluk gelir diyor da
Kara kedi bile önümüzden geçmeye tenezzül etmiyor
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 09:57


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog Snus Satın al düşmeyen takipçi satın al