|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
|
Seçenekler | Stil |
11-09-2009, 09:47 | #1 |
mhp kongresinde yuhalanan misafir
MHP Pazar günü 9. olağan Kongresi’ni yaptı. Sebebi hikmeti nedir bilinmez, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli değil aylar öncesinden, birkaç yıldır nedense bu kongre ile ilgili oldukça gergindi. Halbuki değil MHP’de, Türk siyasi tarihinde de eğer bir genel başkan kendisi istemez ise genel başkanlıktan bir kongrenin ardından indirilişi çok vaki değildi. Hele böyle bir durumunun gelenekleri oldukça güçlü olan MHP’de gerçekleşme ihtimali pek mümkün görünmüyordu. Kongreyi analiz edeceğim ama önce şu noktanın altını çizmek gerekiyor. Malum, partilerin büyük kongresine diğer partiler de davet edilirler. Partiler bu tür kongrelerde partinin önde gelen isimlerinden birini partiyi temsilen gönderirler. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son aylarda AK Parti’ye yönelik ağır sataşmaları dün nihayetinde etkisini gösterdi. Sayın Bahçeli’nin konuşmasının ardından misafirler tek tek anons edilirken, sıra AK Parti adına MHP Kongresi’ne katılmış olan Salih Kapusuz’a gelince, alkışlar birden kesildi, yerini yuhalamalar aldı. Türk siyasetinde ender karşılaşılan bir durum bu. Hele bırakın siyasi görüş ayrılığını, dini, milliyeti, ideolojisi ne olursa olsun, hatta düşman bir ülkenin temsilcisi bile olsa misafire karşı yapılmaz böyle bir davranış. Hele Türk geleneğinde bunun örneğini göstermek mümkün değildir. Kaldı ki, siyasi nezaketi ile bilinen Sayın Bahçeli’nin bu davranışı onayladığını asla düşünmüyorum. Kendisi veya parti yetkililerinden biri Salih Kapusuz'u telefonla arayıp özür bile dilemiş olabilirler. Kongreyi Hürriyet gazetesi adına izleyen Zeynep Gürcanlı yaklaşık bir ay arayla yapılan Türkiye’nin iki büyük siyasi partisi, yani AK Parti ile MHP kongresini karşılaştırırken ilginç bir saptamada bulunarak, AK Parti Kongresi 3 Ekim’de, tam bir “düğün” havasında yapıldı. MHP’nin 9. Kongresi’nde ise “ölüm” teması ağırlıklıydı diyor. Hakikaten de Sayın Bahçeli “Sonsuza Kadar Var Ol Türkiye” sloganının önüne çıkarıldığı kongrede Türkiye’nin nasıl var olacağı, yani parlak yarınların nasıl inşa edileceğinin üzerinde durmadı. Bol bol dünden örnekler verdi. Şehitleri andı. Sık sık “kuşatma” sözcüğünden söz etti. Türkiye’nin sadece dışardan değil, “içerden de” kuşatıldığını öne sürerken AK Parti’yi işaret etti. Bahçeli yaklaşık iki saatlik konuşmasında en çok Başbakan Erdoğan’a yüklendi. Erdoğan’ı “dış mihrakların taşeronu” ya da “işbirlikçisi” gibi sıfatlarla andı. Türk tarihindeki tüm olumsuzlukların faturasını AK Parti Hükümetine çıkardı. “Türkiye’ye karşı 9. Haçlı seferi” benzetmesi yaptı. Olan bitenin tek sorumlusu olarak Başbakan Erdoğan’ı gösterdi. Şark kurnazlığı başarılı oldu 9. Olağan Büyük Kurultaya 36 saat kala yazılı bir açıklama yapan Sayın Bahçeli büyük bir şark kurnazlığına imza attı. Hükümetin kongre sürecini önlemek, sabote etmek ve milliyetçi-ülkücü iradeyi etki altına almak gibi çabalar yürüttüğünü ve delege yapısına sızmaya çalışıldığını iddia etti. Karşısına çıkmas muhtemel adayları sözde Genel Başkan adayları olarak nitelendirdi ve bunların AK Parti ile işbirliği halinde olduğunu ima etti. “Hükümetin elindeki kamu gücünü kullanarak kurultayın huzurunu bozmayı, partinin vakarına zarar vermeyi, mensuplarını tahrik etmeyi ve bu yolla siyasal kazanç sağlamayı planladığına dair güçlü emareler alındığını” iddia etti ve kongrede yaşanması muhtemel olumsuzlukların sorumluluğu Adalet Ve Kalkınma Partisi hükümetine ait olacaktır” dedi. Sayın Bahçeli bu açıklaması ile rakip adayları öylesine zor durumda bıraktı ki, kongre salonunda rakip adaylardan herhangi biri lehine slogan atılması durumunda AK Parti işbirlikçisi olarak baskı altına alınmalarının yolunu açtı. Rakip adayları salona dahi giremez hale getirdi. Bahçeli’nin AK Parti üzerinden rakipler üzerinde kurmak istediği baskı sonuç verdi. Rakipler, aday olmak için gereken 40 delegenin imzasını dahi bulamadılar. İlk kez Haber7, MHP tüzüğünde "Genel Başkanlık için aynı kişi ara vermeksizin 5 defadan fazla seçilemez' hükmü olduğunu ve Bahçeli'nin bu yıl içinde yapılacak kurultayda aday olamama riskinin bulunduğunu dile getirmiş ve Bahçeli’nin CV’sinde nedense yazmayan bir kongre daha olduğunu olduğunu ve Bahçeli’nin şu ana kadar 5 kez seçildiğini belgeleri ile açıklamıştı. Sayın Bahçeli dünkü kongrede bu sıkıntıdan da kurtuldu ve parti liderine seçilmesi durumunda ömür boyu genel başkanlık imkanı tanıyan tüzük değişikliğini gerçekleştirdi. Çözüme katkı... Son sözümüz şu olsun. Sayın Bahçeli genel başkanlık seçimiyle ilgili stresi üzerinden attı. Tahminim odur ki, Başbakan Erdoğan’ın da bundan sonra kendisi ile sıcak iletişim geliştirmesi durumunda, açılım konusunda yol gösterici, çözümü kolaylaştıcı, kucaklaştırıcı bir çizgiye gelmesi de ihtimal dahilindedir. Sayın Bahçeli’nin MHP’ye genel başkan seçildiği ta ilk günden bu yana parti teşkilatlarını provakasyona gelmemeleri konusunda uyarması ve engellemesi ülke için büyük bir şanstır. Kişisel kanaatimiz odur ki, şer odakları Sayın Bahçeli’yi bu çizgiye çekemediklerinden dolayı Büyük Birlik Partisi üzerinde yoğunlaştılar ve merhum Muhsin Yazıcıoğlu’na ömrünüm son günlerinde, “Bizim tarlayı çok önceden sürmüşler' deme durumunda bırakmışlardır. Yani teşkilatları provakasyona alet etmek için içlerine sızmışlar demek bu. Sayın Yazıcıoğlu hayatta olsaydı aklı selimi temsil eder ve açılıma destek verirdi. Ölümüne neden olanların en büyük emeli de sanırım, böylesine kritik bir sürece girerken Sayın Yazıcıoğlu’nu hayatta bırakmamak oldu. MHP kongresi ülkemize hayırlı olsun. BBP’nin Yazıcıoğlu sonrası seçilen yeni lideri Yalçın Topçu’yu da, yeniden seçilmesi nedeniyle Sayın Bahçeli’yi de kutluyoruz. Ülkemizin içinden geçtiği kritik süreçte sağduyunuza ülkenin çok ihtiyacı var. Prof. Dr. Osman ÖZSOY |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|