Makyaj ve Güzellik
“Kadınlar var olduğundan beri güzel görünmeye çalışmıştır” dersek herhalde yanlış olmaz. Hatta bu cümledeki kadınlar yerine insanlar sözcüğünü koymak da mümkün. Elbetteki güzel görünmek için de çeşitli aksesuarlar, giysiler ve boyalar kullanılıyor. Günümüzde artık bu işin adına makyaj deniliyor. Makjay yapmayan kadın hemen hemen yok gibi. Çünkü makyaj ve güzellik birbirinden ayrılmayan yapışık ikizlere benziyor. Bu yakınlık bugün olduğu gibi geçmişte de böyleydi. İsterseniz size mitolojiden hoş bir örnek anlatalım.
Göz kamaştırıcı güzelliğe sahip Afrodit güzellik tanrıçasıdır. Efsaneye göre dalgaların köpüklerinden doğmuştur. Bir ilkbahar sabahı, Kıbrıs Adası kıyılarında kıpırtısız olan denizden birden bire köpüklü beyaz bir dalga ile hareketlenir. Bu dalga ile birlikte bir sedef kabuğu kıyıya vurur. Sedefin kapağı açıldığında içinden güzeller güzeli Afrodit çıkar. Beraberinde aşk tanrısı olan oğlu Eros da vardır. Kumsalda yürüdükçe bastığı yerlerde renk renk güzel kokulu çiçekler açar. Zaman tanrıçaları olan Horalar onları karşılar ve önce Afrodit’i güzelce yıkayıp vücudundaki deniz suyunu temizlerler. Uzun saçlarını örüp başını altın bir taç ile süslerler. Üzerine tülden süslü elbiseler giydirip, boynuna kıvılcımlar saçan kolyeler taktılar. Daha sonra onu ve oğlunu alıp Olimpos’a çıkardılar. O günden sonra Afrodit ve aşk tanrıçası olarak diğer tanrı ve tanrıçalarla birlikte Olimpos’ta yaşamaya başlar. Afrodit güzelliği ile yalnızca tanrıların değil, insanların da gönlünü fetheder. İnsanların kalplerine sevgi ve aşk tohumları serper, onlara sevinç ve neşe verir. Diğer yandan kimi zaman bu neşe ve sevinç aşk acısına da dönüşebilir. Güzel tanrıça tüm doğaya da söz geçirebilir. Tek bir tatlı bakışıyla kudurmuş dalgaları sakinleştirir, nefesi ile deli gibi esen dalgaları dindirir, kurumuş çiçekleri tekrar canlandırır, dünyayı süsler, güzelleştirirdi.
Öykümüzden de anlaşılacağı gibi çok eski zamanlardan beri süsleniriz. Süslenmenin temelinde ise beğenilme ve güzel görünme yatıyor. Yapılan araştırmalar makyaj yapmanın psikolojimiz üzerinde çok etkili olduğunu gösteriyor. Makyaj yapanların büyük bir çoğunluğu; makyaj yaptıktan sonra moralinin düzeldiğini, kendini daha mutlu hissettiğini belirtiyor. Tarihsel gelişimini araştırtığımız zaman makyajın cinsel mesajlar içerdiğine de tanık oluyoruz. Örneğin zooloji bilgini Desmond Morris “Çıplak maymun” adlı kitabında yüzümüzdeki bazı organlarımızın cinsel bölgelerin birer kopyası olduğunu ileri sürüyor. Morris’in yorumu şöyle; “Görüntüsel bir takım önemli işaretlerin yanı sıra bazı kokular da cinsel bir rol oynar.” Morris aynı şekilde, dudak boyası, makyaj ve parfümlerin; dudak, yüz kızarması ve vücut kokusu gibi şeyleri daha belirginleştirecek şekilde kullanılmasının da cinsellik içerdiğini savunuyor.
|