|
Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
02-20-2009, 02:23 | #1 |
kızıl bir düş...
adam tedirgin ve sabırsız oturduğu kanepeden gözünü ayıramadığı yağmurlu gökyüzü ile arasındaki pencere camına kıyısından da olsa bakmadan edemiyordu.vakit sabahtı ama başka bir gezegene aitmişçesine kendi içindeki ateşin rüzgarla oynaması gibi zamanla ve güneşle oynuyordu.yağmur damlaları adamın parmaklarını kıtlatışına eşlik eder bir halde cama vururken an geliyor bir konçertonun coşkun anına gelinmiş gibi onu tırmalarcasına şiddetini artırıyordu. O anlardan birinde artık dayanamayarak ayağa kalktı . Küçücük odasında rengi bir zamanlar kahverengi olduğu sanılan bozlaşmış döşemesinden paslı makasların çıktığı ‘’dost’’ çekyatından başka iki gözlü bir şifonyer yalnızlığına renk katıyordu. Parmaklarıyla saçını büküp çevirdiği halde pencereye doğru döndü.dışarıya bakamayacakmıydı yine? Yeniden başamı dönecekti? Oysa burayabu odaya kadar gelebilmişti. Baktı…… telefonuna gelen o çağrıdan bu yana bütün evi arkadaşlarının odalarını meraklı bir tarla faresi gibi defalarca gezinmişti.göreceğini bildiği fakat görmekten korktuğu birşey vardı orada o yüzden bakamazdı. Ama baktı yüzleşti. Başlangıçta göğe odaklanan bakışları yavaşça aşağıdaki bahçenin parke taşlı dar yoluna oradan da yol boyunca bloğun kapısına doğru inmeye başladı orada olmasa daha mı iyiydi acaba? Bunu bilemiyordu oysa kız oradaydı. Gemici paltosuna benzeyen siyah kabanına dökülen o akşam güneşi gibi kızıl kızıl parlayan saçlarını gördü ilk andakenarları kızarmış ve uyuşmuş gözkapaklarıyla yumdu gözlerini. Içinde nefret vardı…… ve karanlıkta düşündü saçlarının arasından akan ve soğuk betona düşen damlaları düşündü.orada iki büklüm oturmuş çilli yanaklarından seken buz gibi damlaları. Ara sıra hızlanan rüzgar aklına geldi saf ve sıcak dudaklarına ipek tenine dokunan rüzgarın onu üşütmesinden içinden birşeyleri söküp karanlığa uçurmasından korktu. Açtı gözlerini… ‘’saçları hala parlıyor tanrım’’ öfkeli bulutların arasından çıkmaya çalışan günışığına aldırmıyorlardı sanki ışığa ihtiyaç duymuyordu. ‘’hayır zayıflık bu’’ o anda bir kez daha çaldı telefon kız başını yana doğru hafifçe eğerken yukarı baktı. Bal rengi gözlerini görmeye çalıştı uzaktan telefon hala çalıyordu… ‘’ merhaba.. Içeri gel lütfen lavobodaydım bakamadım ok’’ kelimeler dilinin üzerinde uçurumdan yuvarlanan kayalar gibiydi ama kızın sevincini hissetti. Kız bir çırpıda ayağa kalkmaya çalıştıysa da zorlandı ama apartmanın kapısına doğru ilerledikçe hızlandı. Aynı onu izleyen adamın kalp atışları gibi. Adam artık ayakta duramıyodu pencere çıtalarından destek alarak biraz soluklandı. ‘’ tamam geliyorum canım’’ demişti kız. Sesi öylesine canlı öyle duru çıkmıştı ki adam artık bacaklarına söz geçiremediği gibi gözyaşı bezlerine de hükmedemiyordu. Bu kadar inat ne içindi? Kin ve intikama ne gerek vardı? Madem kendine itiraf edemiyordu bari ona söylemeliydi onu boşuna kırdığını yersizce kıskandığını ve mecburiyetten olduğunu ilgisizliğinin. ‘’ söyleyemem içimden geçenler bambaşka’’ kızın boy kompleksi yüzünden giydiği o kaba topuklu ayakkabılarının merdivenleri döverken çıkardığı ses apartman boşluğunu doldururken adam kendini kapıya doğru atmaktaydı. Geçen ayrılık günlerinde ona yolladığı hakaret dolu mesajları düşünüyor aslında onu ne kadar çok sevdiğini kendisine anlatmanın da ne denli zor olduğu fikri içini kemiriyordu. Kızın ona özür dilemesini onun peşinde koşmasını çok istediğini ve bunu başardığına neden sevinemediğini de hesaba katıyordu artık birazdan ellerini uzatıp minicik parmaklarıyla kapı tokmağını kavrayacak ve ancak aşık bir kalbin duyabileceği kadar zarif bir edayla kapıyı vuracak.kapı açıldığında hüznün ve duruluğun kanat gerip anlam verdiği dünyalar güzeli gözleriyle adama bakacak hatta bakmayacak onu hapsedecek. öyle de oldu…. Kızı ağırladı adam ikramlar yaptı onu küstürmemeye çalıştı. Kızı konuşturmadı ilk başta aşkını anlattı gözyaşlarını lav nehri misali içine akıtırken şiirselleşmişti kendince.kendini ifade etti ettikçe de tükendi. Ve kız özetle şöyle karşılık verdi: ‘’ sen en iyi arkadaşımsın … zekana ve hırsına hayranım senin.. Seni kaybetmek dünyada isteyeceğim enson şey olsa gerek… amaben sana hiçbir zaman ümit vermedim ki canım…eğer yanlış anlaşıldıysam özür dilerim … çok önemlisin benim için lütfen kendine bana arkadaşlığımıza zarar verme çünkü ben evleniyorum nişanlandım’’ parmağındaki alyansa hiç dikkat etmemişti ya artık önemi yoktu. çünkü gözyaşının son damlasıda yüreğine düşmüş yakıp kül etmişti. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|