sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > SAĞLIK - KADIN-ERKEK-CİNSELLİK > Psikoloji
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Psikoloji Psikoloji ye dair herşey

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-26-2012, 15:58   #1
Kullanıcı Adı
Cady
Arrow Kişilik Gelişim Süreci

Gelişim kavramını çeşitli alanlara bölümleyerek incelemek bilimsel açıdan nasıl bir kısıtlılık yaratıyor ve gelişimi gerçek anlamıyla ifade etmeye yeterli olmuyorsa; aynı durum kişilik gelişimi için de söz konusudur. Diğer alanlarla olan yakın ilişkisi olmaksızın inlenemeyecek olan kişilik gelişimine, tüm gelişim alanlarının birlikte oluşturduğu bütün bir yapı gözüyle bakılmasının sağlıklı bir yaklaşım olacağı kanısındayım.



Konunun uzmanı olsun ya da olmasın, kişilik kavramı hakkında herkesin söyleyecek bir sözü vardır. Günlük hayatın birçok alanında karşı karşıya geldiğimiz kişilikle ilgili sayısız yorum mevcutsa da kişilik gelişimiyle ilgili kaynak ve araştırma açısından ne yazık ki elimizde hatırı sayılır bir bilimsel birikim bulunmamaktadır.



Doğumla birlikte, döllenmeden itibaren belirlenmiş kişilik özelliklerinin kalıtımsal bir öz üzerinde geliştiği (Altınköprü, 2002; Başaran, 1988; Kulaksızoğlu, 2003; Uğur, 1994) yaygın olarak kabul gören bir yargıdır.



Kişilik gelişimi üzerinde “kalıtım mı yoksa çevre mi etkilidir?” yönündeki soru, yıllardır süregelen bir tartışma konusudur. Yapılan araştırmaların birçoğu, bu iki unsurun, her birey üzerindeki etki sınırı tam belirlenememekle birlikte, kişilik üzerindeki etkisinin ortaklaşa olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte; kalıtım ya da çevre faktörlerinden herhangi birinin kişilik gelişimi sürecinde diğerinden daha baskın olduğunu savunanlar da yok değildir.



Kalıtım ve çevrenin kişiliğin yapılanması üzerindeki yansımalarını istatistiksel verilerle sunması açısından Shutteworth’un yapmış olduğu araştırma dikkat çeker niteliktedir. Kalıtımın kişiliği %70; çevrenin ise %30 oranında etkilediğini belirten Shutteworth’a göre; çevre faktörleri içinde ailenin yeri, diğer çevre unsurlarından daha önceliklidir (Altınköprü, 2002).



Bu görüşün aksini savunan birçok araştırmacı ise, kalıtımsal nitelikleri tamamen göz ardı etmemekle birlikte; çevre faktörünün etkisiyle doğuştan getirilen birçok özelliğin değişebileceğine dikkat çekmektedir.



Tüm araştırmacıların ve teorisyenlerin üzerinde fikir birliğine vardığı nokta ise, aile içi etkileşimin desteğiyle yapılanan ve kendine özgü bir nitelik kazanan kişilik özelliklerinin yaşamın ilk yıllarında geliştiğidir (Altınköprü, 2002; Alıcıgüzel, 1998; Aksoy & Mağden, 1993; Bowlby, 1999; Başaran, 1989; Güngör, 2001; Kulaksızoğlu, 2003; Uğur,1994). Hatta kimi araştırmacıların düşünceleri, kişilik gelişiminde doğum öncesi dönemin büyük öneme sahip olduğu yönündedir (Cüceloğlu, 2000).



İlk çocukluk döneminde aile çevresinde meydana gelen yaşanmışlıkların durağan olmasından ötürü, çocukta görülen kişilik özelliklerinin çok fazla değişmediğini gösteren araştırmalar, bu dönemde kazanılan kişilik özelliklerinin yerleşik hale geldiğini doğrular niteliktedir.



Aynı zamanda bu araştırmalardan çıkarılan dikkat çekici bir husus da, ilk çocukluk döneminde yerleşen kişilik özelliklerinin temel eğitim döneminde de değişmeksizin özünü koruduğudur (Adler, 1996; Başaran, 1988).



Tüm bu bilgiler, genel bir bakış açısıyla sayısal olarak değerlendirilecek olunursa; kişilik özelliklerinin neredeyse %70’inin yaşamın ilk 5 yılında şekillendiği ve bu dönemde kazanılan özelliklerin bireyin tüm hayatını büyük ölçüde etkilediği sonucunu ortaya çıkarmaktadır (Başaran, 1989; Güngör, 2001).



Buradan yola çıkılarak, kişilik yapısındaki şekillenmenin, gelişimin ilk evrelerindeki deneyimlerle yakından ilintili olduğu (Williams, 2002) yanı sıra bireysel ve yaşantısal farklılıkların da kişilik gelişiminde büyük öneme sahip olduğu görülmektedir.



Bu bağlamda, bilimsel çalışmalarda yaygın olarak görülen “Ne kadar insan varsa, o kadar kişilik vardır.” savı yukarıda sözü edilen birey ve yaşantı farklılıklarına dayanmaktadır (Başaran, 1989; Güngör, 2001).



Kişilik gelişimi bireyin doğumundan itibaren dönemlere ayrılarak incelediğinde; doğduğu andan itibaren “Ben” ve “Ben olmayan” ı birbirinden ayırt edemeyen, henüz kendi varlığının bilincinde olmayan bebeğin (Güngör, 1993; Tan, 1992; Tolman, 1996), ilk aylardan itibaren kendi fiziksel benliğine ilişkin duygular geliştirdiği ve dış görünüşünün farkına varmaya başladığı görülmektedir.



Duyuları yetkinleştikçe, çevresinde konuşulan dili algılamaya ve zamanla anlamaya başlayan bebeğin, psikolojik benliğine dair duyguları da geliştikçe kendini başkalarından ayırt etme özelliği kazandığı görülür ( Başaran, 1988; Güngör, 1993; Tan, 1992; Ülgen & Fidan, 2002). Ancak edindiği bu yeni özellikle, fiziksel benliğinin ayırdına daha iyi varan çocuk, kişiliğini henüz tam olarak kazanmış değildir (Williams, 2002).



Çocuğun “Ben” kavramının, diğer bir ifadeyle “Benlik sınırları” nın belirlenmesinde, en önemli rol anne ve babanındır (Cüceloğlu, 2000; Tan, 1992). Çünkü anne-babanın çocukla kurmuş olduğu iletişim biçimi, çocuğun benlik gelişimini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilecek önemli bir noktadır (Güngör, 1993). Bu yönüyle çocuğun sosyal yönden uyumlu ve güvenli birey olarak topluma kazandırılabilmesi için olumlu bir benlik kavramına ihtiyaç duyduğu da bilinmektedir (Önder, 2000).



Kişilik gelişimi açısından önemli bir boyut olan benlik gelişiminin tamamlanmasında, yalnızca anne ve babanın değil; toplumunda bireyi çevreleyen diğer insanlarla olan etkileşimi bakımından, önemi yadsınamaz (Tolman, 1996). Çünkü çocuk çevreden edindiği güven ve değer duygusunu da içinde bütünleştirerek öz benlik kavramına ulaşmaktadır (Cüceloğlu, 2000).



Buna göre, kişiliğin aile, akraba, arkadaş ve okul çevresi, derken genişleyen sosyal çevrenin etkisiyle kazanılan bir yapı olduğu ve bu sosyalleşme sürecinin kişiliğin şekillenmesinde büyük öneme sahip olduğu şüphesizdir.



Sosyalleşme sürecinin, kişiliğin gelişimi üzerindeki etkisini ise, tek faktör olarak algılamak yanlıştır. Çünkü kişilik; yaş, cinsiyet, gelişim hızı ve evreleri, zeka ve mizaç gibi etmenlerin sosyalleşmeyi etkilemesiyle de gerçekleşmektedir (Başaran, 1992). O halde kişiliği, belli bir zaman dilimi içindeki davranış türü olarak değerlendirilmek yerine; geçmiş-şimdiki zaman-gelecek üçgeni içinde oluşan bütün bir yapı olarak ele almak daha doğru görülmektedir. Çünkü kişilik, bedensel ve çevresel niteliklerin dışında bireysel farklılıklara da bağlı olarak gelişen bir yapıdır.



Gelişim evrelerinden temel eğitim döneminde çocuk, katıldığı yeni çevrede kurmuş olduğu ilişkiler doğrultusunda bireysel özelliklerini daha iyi değerlendirme şansına sahip olur. Bunun yanı sıra, kendi cinsiyetinden oluşan gruplara ait olmaya başlayan temel eğitim çocuğu, arkadaş ve öğretmenlerinin de kişiliğinden etkilenmek suretiyle, kendi kişilik özelliklerini pekiştirmektedir (Alıcıgüzel, 1998; Başaran, 1988; Kulaksızoğlu, 2003)



KAYNAKÇA

Adler, Alfred. (1996). İnsanı Tanıma Sanatı. (Çev. Kamuran Şipal). İstanbul: Say Yayınları.

Alıcıgüzel, İzzettin (1998). Çağdaş Okulda Eğitim ve Öğretim. İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Altınköprü, Tuncel (2002). Eğitim Açısından Çocuk Psikolojisi Çocuğun Başarısı Nasıl Sağlanır. İstanbul: Hayat Yayınları.

Aksoy, Ayşe & Mağden, Duyan (1993). Denetim Odağı ile Benlik Saygısı Arasında Bir İlişkinin İncelenmesi. 9. YA-PA Okul Öncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (s.134-137).

Başaran, Fatma (1992). Psikososyal Gelişim. 7-11 Yaş Çocukları Üzerinde Yapılan Bir Araştırma. 2. Baskı. Ankara Üniversitesi. Ankara: Psikologlar Derneği Yayınları.

Başaran, İbrahim Ethem (1989). Eğitime Giriş. 7. Baskı. Ankara: Sevinç Matbaası.

Başaran, İbrahim Ethem (1988). Eğitim Psikolojisi Modern Eğitimin Psikolojik Temelleri. 9.Baskı. Ankara: Sevinç Matbaası.

Bowlby,John.(1999). Psikoanaliz ve Çocuk Eğitimi ( Ed. John Bowlby ), Çocukları Anlamak Ailelere Çocuk Psikolojisi El Kitabı (s.69-93). 2. Baskı. (Çev. Ahmet Yazıcı). İstanbul: Gendaş A.Ş.

Cüceloğlu, Doğan (2000). İçimizdeki Çocuk. 26. Basım. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Güngör, Abide (1993). Çocukta Benliğin Gelişimi. 9. YA-PA Okul Öncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (s.121-123).

Güngör, Abide (2001). Çocukları Tanıma Teknikleri. Gazi Üniversitesi- Anaokulu/Anasınıfı El Kitabı (s.90-107). İstanbul: YA-PA Yayın Pazarlama- San. A.Ş.

Güngör, Abide (2001). Anne Baba Çocuk İletişimi. Gazi Üniversitesi- Anaokulu/Anasınıfı El Kitabı (s.319-341). İstanbul: YA-PA Yayın Pazarlama - San. A.Ş.

Güngör, Abide (2001). Özel Durumlarda Çocuk “Boşanma, Ölüm ve Hastalığın Çocuk Üzerindeki Etkileri. Gazi Üniversitesi Anaokulu/Anasınıfı El Kitabı (s.382-396). İstanbul: YA-PA Yayın Pazarlama San. A.Ş.

Kulaksızoğlu, Adnan (2003). Farklı Gelişen Çocuklar. İstanbul: Epsilon Yayıncılık.

Önder, Alev (2000). Yaşayarak Öğrenme İçin Eğitici Drama Kuramsal Temellerle Uygulama Teknikleri ve Örnekleri. 2. Baskı. İstanbul: Epsilon Yayıncılık.

Tan, Hasan (1992). Psikolojik Danışma ve Rehberlik. İstanbul: M.E.B. Yayınları Öğretmen Kitapları Dizisi: 163.

Tolman, Barlas (1996). Toplum Bilimine Giriş. Ankara: Murat & Adım Yayıncılık.

Uğur, M. Müfit (1994). Medikal Psikoloji. İstanbul:Sahaflar Kitap Sarayı

Ülgen, Gülten & Fidan, Emel (2002). Çocuk Gelişimi. 9.Basım. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Williams, Lawrence (2002). Çocuğunuzu Keşfedin. (Çev. Miyase Koyuncu). İstanbul: Hayat Yayınları.
Cady isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Okunmamış 10-17-2024, 13:32   #2
Kullanıcı Adı
yildizlarkayar
Standart

Güzel bir yazı olmuş kişisel gelişim için Banisteriopsis caapi lianasının yapraklarıyla hazırlanan ve psikoaktif özelliklere sahip bir içecektir.Hazırlama yöntemleri ormanın derinliklerinde yaşayan ilkel bir topluma kimler tarafından nasıl öğretildi bu büyük bir merak konusudur. 2. Dünya savaşı sırasında bu karışımın peşine düşen Nazi Alman subayları bu ilkel halkın çayı hazırlama aşamaları sırasında uyguladıkları karmaşık yöntemleri şaşkınlıkla izlemiş ve tüm bu bilgiler Adolf Hitler'e rapor edilmiştir. Nazi Almanyası'nın inanılmaz yükselişinde bu çayın etkisi olduğu söylenir. Kaynak :https://ayahuascacayisatinal.com/
yildizlarkayar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 05:15


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog