12-02-2007, 15:41 | #1 |
KayKay
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."
Karne -------------------------------------------------------------------------------- Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir: -"Getir bakayım şu karneyi!" -"Al baba..." Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf. -"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!" -"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..." gerçek cesaret -------------------------------------------------------------------------------- Kara'cıların komutanı bir asker çağırmış. Asker; - "Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş. Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek; -"İşte cesaret" demiş. Hava'cıların komutanı bir asker çağırmış. Asker yine; - "Emret komutanım" diyerek komutanının yanına gitmiş. Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yereçakılmış ve can vermiş. Komutan da diğeri gibi dönerek; - "İşte cesaret " demiş. Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve; -"Emret komutanım" demiş. Komutan; -Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma demiş. Asker; -"Hadi lan" demiş.. Komutan diğer komutanlara dönerek - "İşte asıl cesaret bu " demiş. fadime -------------------------------------------------------------------------------- temel ile fadime ormanda giderken eşkıyalar önlerimi keser ve öldürmeden önce isimlerini sorar ve ilk fadimeye sorar fadimenin ismini duyan eşkıya derki ben seni öldüremem rahmetli anamın adı ve sert bir şekilde temele döner senin isminne diye sorar temel korkarak adım temel ama arkadaşlar bana hep fadime diye hitabederler Yaşlı Teyze -------------------------------------------------------------------------------- Amerika'daki bir haydutluk okuluna yeni giren bir çocuk,üst hatlarıyla birlikte ilk tecrübesine çıkar.İlk durak bir markettir ve şefleri:"Kasadaki bütün paraları alın." der ve yeni çocuk:"Burası benim tanıdığımın.Yapma ,eyleme."der. Diğer bütün haydutlar hep bir ağızdan:"Sen sus, şef ne derse o olur."derler. İkinci durakları bir posta aracıdır.Şef:"Postacıdaki bütün paraları alın." dedikten sonra çocuk yine atılır ve diğer haydutlar yine "Sen sus şef ne derse o olur." der.Sıra son işe gelmiştir.şef kasabadaki bütün kadınlara tecavüz edilmesini emreder.Çocuk arabada gördüğü yaşlı kadını kormak ister ve "Teyze yaşlı yazıktır,günahtır." der.yaşlı teyze hemen atılır:"Sen sus şef ne derse o olur laz inadı....... -------------------------------------------------------------------------------- üç laz kimin daha inatçı olduğunu tartışıyormuş.1.si ben okadar inatçıyımki dün akşam eve gece yarısıgeldim.kapıyı çalıyorum, karım sesleniyor kim o diye inat değilmi sabaha kadar kim olduğumu söylemedim.2.si dün dişçiye gittim,dişçi sordu hangi dişin ağrıyor diye,inat değilmi hepsini çekti tek ağrıyan dişim kaldı yine söylemedim.3.sü oda birşeymi ben evlendiğim gece karıma bir kızdım o gün bu elimi sürmüyorum.der diğerleri hemen atılır nasıl olur yahu senin iki çocuğun var derler. 3.sü inat değilmi kimden olduğunu bile sormuyorum. Yaşanmış Bir Fıkra -------------------------------------------------------------------------------- Bu hikaye trakyada geçmis gerçek bir olay; Yasli bir amca, eşeginin üzerinde karayolunda seyretmektedir. Bunu gören trafik polisleri, amcaya takilmak isterler ve durdururlar. Polis : Be amca, necin dakman golani? ( Golan: Emniyet kemer ) Amca : Dakmam be iste! Polis : E bak gördün mü, simdi ceza keseceyik. Amca : Kes bakalim ne keseceysan da gidecem,acele isim var. Polis : Peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam eşege mi? Amca : Polis : Yani cezayi sana yazarsak beş milyon , eşege yazarsak üç milyon. Amca : Bana kes o zaman. Polis : Neden sana keseyon amca? Amca : Onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu karavana -------------------------------------------------------------------------------- Teskere zamanı yaklaşmıştır. Ayni tertip askerlerden bazıları oturup karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak isleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar : -Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi? -Evet. -Sen Osman, benim sigaralarımdan otlamayacaksın değil mi? -Otlamayacağım. -Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi? -Yıkattırmayacağım. Herkesten gerekli yanıtı alınca Mehmet : -İyi, bundan sonra ben de karavanaların içine işemeyeceğim sarışın fıstık -------------------------------------------------------------------------------- BOŞ VERSENE GÜZELİM Adam, lüks erkek kuaföründe oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmektedir. Manikürü yapan sarışın fıstık adamın ilgisini çekmekte gecikmez. - Güzelim, bu gece benimle çıkmaya ne dersin? Kız gülümser ; - Özür dilerim ama ben evliyim. - Boş versene!!! der adam ve : - Seninkine telefon et bu gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle! - İstersen sen söyle, şu anda seni tıraş ediyor. 8 Numaralı Kutu -------------------------------------------------------------------------------- Doktorun biri yeni bir muayene açmış. Kapıya yazmış... "Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz..." Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor... Her gelen hasta iyileşip gidiyor... Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş... Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış... "Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum..." Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:" Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin" Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş... "Ama Bu b**!!!!!" Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.." Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş... Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun... "Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!" Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş. Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda b** var!"... Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...." Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı... Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra.." Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum..." Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla, "S.cem, seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış.. Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!!!! yeni geldim -------------------------------------------------------------------------------- Temel apartmanın onikinci katından düşmüş. Arkadasları hemen gelip sormuşlar: "Ne oldu lan Temel" demişler. Temel`de:"VALLAHA BEN DE YENI GELDIM" demiş. trafik kazası -------------------------------------------------------------------------------- Temel bir gun traktorle giderken fireni patlar etrafına bakan temel ne yapcanı bilemez bir tarafta kurulu bir pazar diger tarafda oynamakta olan bir çoçuk görur pazara giden yolu secersem çok insan ölür çoçugun tarafına gidersem bir çoçukla olayı kurtarırım der ve ertesi gun gazetede söyle bir manşet pazara giren traktor yuz kişiyı ezdi.temele sorarlar nasıl oldu temelden söyle bir cevap herşey çoçugun pazara koşmasıyla başladı. uzman -------------------------------------------------------------------------------- Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölcüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaşları buna çok şaşırıyorlarmış.Bir gün bunu komutana götürmüşler ve olan biteni anlatmışlar.Komutan inanmamış. -"söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç demiş".Asker aşağıdan yukarıya komutanı süzmüş ve " 1.75 efendim demiş."Komutan "Doğru hayret nasıl bildin" demiş.Asker "Bilirim tabi efendim ben kereste uzmanıyım demiş" suçlu -------------------------------------------------------------------------------- Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bir fax gelmiş: - Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi Bushun Pulu -------------------------------------------------------------------------------- Başkan Bush'un yeni talimatı: - Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak. Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş; - Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi? - Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş; - Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..." Konu alfonzo28 tarafından (12-02-2007 Saat 15:48 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|