Sendin bu şehirde olmama neden. Şimdi çağırıyorlar beni uzak diyarlardan ve ben senin gözünün içine bakıyorum. Bir şeyler söyle diye. O kadar anlamsız ki gözlerin. Hiçbir şey ifade etmiyor. Halbuki dudaklarından çıkacak bir söze bakacak burada kalmam.
Kal demeni bekliyorum, kal. Sensiz bu şehirde yaşamak anlamsız, gözlerin anlamsız, her şey anlamsız. Sensiz bırakma beni, kal de. Sevemem, sevemem diye diye zorla sevdim, sevmez olaydım demek istemiyorum. Sevmek güzel şey. Hayata bağlıyor insanı. Sevilmek daha güzel. İşte bu ikisi birlikte oldu mu hayatta olmanın anlamını daha iyi anlıyor insan. Şarkılar daha anlamlı, yürümek, koşmak, şarkı söylemek… her şey anlamlı. Öyle bir yoldayım ki seçim benim elimde ama benim sadece sevmem yetmez bu şehirde kalmaya. Seninde bir şeyler söylemen gerekecek. Fazla bir şey istemedim sadece sevdim. Koştum, koştum yoruldum. Her gece dua ettim, bir şeyler değişsin diye. Olacaksa olsun ya da olmayacaksa olmasın. Belirsizlikti sıkan aslında canımı. Oysa o, bilmiyorum beyninin içinde dolaşmadım sonuçta. Ne hissettiğini bir türlü anlayamadım. Başlarken beni sevecek misin diye sorduğunda düşünmüştüm ama bu kadar da sevebileceğimi düşünememiştim. Öyle sevdim ki hayat döndü zaman geçti ama ben hala olduğum yerde kaldım. 1 sene bana bir gün gibi geldi. Karşılık bulamadım gibi geldi, bazen de dünyanın en çok sevilen ve bununla dünyanın en mutlu adamı oldum. Sonuç olarak benim karar vermem lazım.
Gidiyorum bu şehirden, uzak diyarlara. Bir yanım burada sadece kal demeni beklemekte… bu güzel şehir sana emanet ruhum da…