sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > GÜNCEL HABERLER - SİYASET > Köşe Yazıları
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz.

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 03-03-2009, 11:53   #1
Kullanıcı Adı
kelebek35
Standart Hangi parti kapatılmayı hak ediyor? (Ekrem DUMANLI)

DTP'nin tavrı ortada; 'Gelin, beni kapatın' diye pas atıyor adeta. Zaten birileri de bu partiyi kapatmak için can atıyor.
Parti içinden de kapatılması için azami gayret sarf eden derin bir ekip olduğu aşikâr. Bu duruma rağmen böyle bir partiyi kapatmak çare mi? Tabii ki değil. Varoluş sebebini etnik milliyetçiliğe dayayan ve her geçen gün eriyen bir partinin şimşekleri üzerine çekerek mağduriyet pozisyonuna girmesi kısa vadede kendisine puan kazandırabilir. Kısa vadede; o kadar. Siyasette sonuna kadar direnmek; bunu yaparken de demokrasi içinde kalabilmek, hukuk içinde faaliyet göstermek gerekir. Çetin bir sınavdır bu. Demokrasiye inanmayan, ara yollara sapabilir. Yine de kapatmak çare değil. Tabii ki terörle doğrudan irtibat içinde olmadığı sürece...

DTP konusunda oldukça titiz bir görüntü veren yargı, benzer bir durum başka bir parti için geçerli olduğunda niçin sus pus oluyor acaba? Mesela Doğu Perinçek'in partisi hakkında hiçbir yasal işlem yapılmıyor. Parti kapatmak hukuki sürecin kaçınılmaz bir sonucuysa, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya niçin İşçi Partisi'ni de mercek altına almıyor? Üstelik İP, çok net bir şekilde terör örgütü olmakla suçlanıyor. Parti başkanı Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticisi suçlamasıyla 1 yıldır tutuklu. Parti genel sekreteri tutuklu, başkan yardımcısı tutuklu, partiye bağlı mevkute yetkilileri tutuklu, partinin propaganda aracı olan televizyon yöneticileri tutuklu. Terör örgütü zanlısı olmaktan onca adam tutuklu-tutuksuz yargılanır da hakkında kapatma davası açılmaz mı? İP'e dava açamıyorsan, DTP'ye niye açıyorsun demez mi insanlar?

Kaldı ki burada çok kritik bir nokta daha bulunmakta. Çünkü gazetelere yansıyan bazı iddialara göre, AK Parti ile ilgili hazırlanan kapatma davasının iddianamesi İP merkezindeki bilgisayar kayıtlarında çıkmıştı. YARSAV üyesi bazı savcıların da olaya müdahil olduğu, kapatma davasının İP'in yönlendirmesiyle şekillendiği de iddia edilmişti. Hal böyleyse, İP hakkında hiçbir kapatma davasının açılmaması başka anlamlara da gelebilir. Bu derecede bir 'yandaşlık' olmasına inanmak çok zor; ancak neresinden bakarsanız bakın en iyimser şekliyle bir çifte standart imajından bahsetmek mümkün.

Benzer bir durum AK Parti ile CHP arasında da var. Nasıl oluyorsa AK Parti için kapatma sebebi sayılan her şey, CHP için övgü nedeni haline geliyor. Hukuk şahıstan şahısa, kurumdan kuruma değişir mi? Bir eylemi birileri yaptığında o, suç olarak kabul ediliyor; aynı fiil başkası tarafından işlendiğinde öyle bir suçtan da suçludan da bahsedilmiyor.

Her mahalleye Kur'an kursu kampanyasını seçim meydanlarında CHP değil de AK Parti yürütseydi, Sayın Başsavcı bu duruma kayıtsız mı kalacaktı? Çarşaflı hanımefendileri öbek öbek toplayıp parti rozetini Deniz Baykal değil de Tayyip Erdoğan taksaydı, yargı bu duruma sükût mu edecekti? 'Kadiri tarikatı üyeleri'nin CHP tarafından aday gösterildiği gibi benzer bir 'tarikat töreni'ni AK Parti yapsaydı savcılık harekete geçmeyecek miydi? Başörtülü bir hanımefendi belediye meclis adaylığına CHP'den değil de AK Parti'den başvursaydı yargıdan bazı sesler yükselmeyecek miydi?

Yanlış anlaşılmasın; hiçbir partinin kapatılmasını istemiyorum. İP'i kapatmaya ne gerek var mesela; zaten binde 3 oy bile alamayan marjinal bir parti. DTP de demokrasi içinde kalıp söylemini demokratikleştiremedikçe eriyip gidiyor. Bu partiler için 'Kapatılsın' denemez ki! Ancak ortada kamu vicdanını derinden yaralayan şu soru hâlâ duruyor: Bazı partilerin kapatılabilmesi için kırk dereden su getiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı niçin bazı partiler söz konusu olduğunda derin bir sessizliğe bürünüyor? Yargıda çifte standart olduğuna dair bir kanaat oluşursa alınan her karara gölge düşer. Zaten başta başkanları olmak üzere bazı YARSAV üyeleri yargıda ideolojik bir kamplaşma olduğuna dair şüpheleri üretti, çoğalttı. Bu durumda tek çıkış yolu var: Bir an önce yargı reformunu gerçekleştirmek .


ZAMAN
kelebek35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Okunmamış 03-04-2009, 23:19   #2
Kullanıcı Adı
CanDostu
Standart

( DTP ) Teröristlerin partisi milleti dolduruşa götürüyolar bişe bilmeyen, haberleri olmıyan kardeşlerimizi suç işlemeye davetiye veriyolar buna izin vermeyiz vermiyecezde içimizdeki hainleri temizleyecez ALLAH Teala'nın izniyle inşaALLAH
CanDostu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 04:47


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı