|
Sağlık - İlgili Haberler ve Son Gelişmeler Sağlıkla ilgili haber ve yorumlar burada.sorularınız sorunlarınız,tedavilerle ilgili bilgiler ,ağız ve diş sağlığı . |
Seçenekler | Stil |
12-02-2009, 12:54 | #1 |
Gribi Önlemek İçin Öneriler
Kış aylarının müzmin hastalığı gribe karşı, uygulanacak 10 yöntemle tedbir alabiliriz. Uzmanlara göre, gribi önleyecek 10 metot şunlar:
*Soğuk duş: Sanılanın aksine, soğuk su ile duş almak hasta etmediği gibi solunum yollarındaki kan dolaşımını düzenliyor ve vücudun virüslere karşı savunmasını artırıyor. * Sauna: Saunanın buharlı ortamında yeterince terlenildiği zaman, soğuk su dolu bir küvetin içine girilmeli. Bu şekilde damarlar hareketleniyor ve ****bolizma düzenleniyor. * Ayaklar için sıcak-soğuk su banyosu: Ayakların, yaklaşık 12 derece soğukluktaki su kabına sokulması önerisinde bulunan uzmanlar, Kısa süre sonra da 40 derece sıcaklıktaki suya sokun. Bu işleme bir süre devam ettikten sonra, son olarak soğuk suyla tamamlandırın. Ayaklarınıza uyguladığınız sıcak-soğuk su banyosu, ağız ve gırtlak bölümündeki mukozanın sıcaklığının bir derece yükselmesini sağlar. Bu hastalığa yol açan virüsleri anında yok eder diyor. * Egzersizler: Haftada en az iki kez egzersiz yapmak, vejetatif sinir sistemini düzenliyor ve vücudun serbest radikallere karşı savunmasını artırıyor. * Beslenme: Sağlıklı beslenme kurallarına uyulmasında ve vitaminli besinler tüketilmesinde fayda var. Özellikle soğan ve sarmısak gripden koruyor. * Diş etinin fırçalanması: Uzmanlar, suyla gargara yapmanın, diş etlerinin, dilin ve damağın fırçalanmasının, mukozanın virüslere karşı savunma mekanizmasını kuvvetlendirdiğine dikkat çekiyor. * Giysiler: Soğuktan koruyan kalın bir kazak yerine, ince olan birkaç giysinin giyilmesinin daha sağlıklı. * Sıcaklık: Uzmanlar, odanın çok fazla ısıtılmaması ve sürekli havalandırılması gerektiğini de ifade ediyor. * Uykusuz kalmayın: Kışın vücudun enerjiye ihtiyacı olduğunu için uzun süre uyumaya dikkat edilmesi gerekiyor. * Güneş ışınları: Güneşten gelen ultraviyole ışınlar savunma mekanizmasını daha iyi çalıştırdığı için güneşten her mevsim yararlanılması öneriliyor. |
|
|
|
12-02-2009, 12:58 | #2 |
Doç. Dr. Topbaş, yaptığı açıklamada, havanın soğuması ve okulların açılmasıyla toplu yaşam ve insanların birbirlerini etkilemesinin büyük oranda arttığını, sadece 15 milyon çocuğun okullarda bir arada bulunduğunu belirtti.
Isı farkının hissedilir oranda arttığını, insanların seyahat etmesinin gribal enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmaların bir anda ABD'den Türkiye'ye, Türkiye'den Çin'e gitmesine neden olabileceğini ifade eden Topbaş, şöyle konuştu: ''Bulaşıcı hastalıklar, sıklığı ve sonuçları açısından gözardı edilemez. Bunlardan biri solunum sistemiyle bulaşan hastalıklar. Bunların da aslında yelpazesi çok geniş. İki temel etken var, normal sağlıklı bireylerde. Biri bakteriler, diğeri virüsler. Bunların değişik türleri, bu değişik türlerin de türleri var. Dolayısıyla karşımızda yüzlerce mikroorganizma bulunuyor. Bu hastalıkların ortak belirtisi kırgınlık, bitkinlik, yorgunluk, halsizlikle birlikte şiddetli baş ağrısı, ateşin 38.5 derecenin üzerinde olması, kas ve eklem ağrıları. Bunlar bizi grip tanısına götüren önemli belirtilerden ancak bunun teşhis edilebilmesi için mutlaka kan tahlili yapılması gerekiyor. Yüzlerce mikroorganizma, gribal enfeksiyon adını verdiğimiz durumlara neden olabiliyor.'' Grip mevsimine girildiğine dikkati çeken Topbaş, ''Sıkça rastlanan bu hastalık grubu, kişinin okul başarısından okula devamına, işe devamına kadar birçok durumu etkileyerek ekonomik kayıpları beraberinde getirebiliyor. Bu hastalıkları tamamen önlemek mümkün değil ama sıklığını ve şiddetini azaltmak mümkün'' dedi. Topbaş, bu tür hastalıklardan korunmada mutlaka kişisel hijyen kurallarına uyulması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: ''Kişisel hijyen, bütün hastalıkları önlemede temel noktamızdır. Ellerimizi birbirimize temastan önce, temastan sonra, yemekten önce ve sonra, çoğu zaman ihmal ediyoruz ama tuvalete girmeden önce, çıktıktan sonra mutlaka bol sabunlu suyla tamamen, iyi bir şekilde yıkamamız gerekiyor. Yüz temizliği de çok önemli. Sabah ve akşam olmak üzere en az iki defa yüzümüzü yıkamamız, dişlerimizi fırçalamamız gerekiyor. Ortak havluların özellikle toplu yaşanan yerlerde kullanılmaması daha uygun olacaktır. Ortak kullanılan bardaklar, tabaklar, kaşıklar, çatalların mutlaka çok iyi şekilde, uygun makinelerde, uygun deterjanlarla belirli sürelerde yıkanması gerekiyor.'' -''ÖNEMSİZDİR, ATLATIRIZ DİYE İHMAL EDİYORUZ''- Hastalık belirtisi taşıyan kişilerin başka insanları da düşünerek mutlaka doktor kontrolünden geçmesi gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Topbaş, ''En çok ihmal ettiğimiz noktalardan biri 'Nasıl olsa gribal enfeksiyondur, önemsizdir, atlatırız' diye bakılması. Ama değişimler nedeniyle gribal enfeksiyonlar oldukça etkili olabilir ve başka insanlara da bulaşabilir. Özellikle okul çağı ve öncesi çocuklarla süt çağındaki çocukluk döneminde bu tür enfeksiyonlar ölümlere neden olabilmektedir'' diye konuştu. Topbaş, 65 yaşın üzerindeki kişilerde astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan insanlarda bu hastalıkların ölümle sonuçlanabileceğine dikkati çekerek, ''Grip olduğumuzda sadece kendimizi değil çevremizdekileri de düşünmeliyiz. Ülkemizde 65 yaş üzerindeki insanlara astım ve kronik akciğer hastalığı olanlara grip aşısı ücretsiz yapılabiliyor. Bu aydan itibaren aşı olunabilir, tam zamanıdır'' dedi. -''SİGARA KULLANIMINI AZALTMAMIZ GEREKİYOR''- Bu tür enfeksiyonların artmasına neden olan etkenlerden birinin de sigara kullanımı olduğunu söyleyen Topbaş, ''Sigara kullanımını azaltmamız gerekiyor. Çünkü sigara kullananlarda bu tür enfeksiyonlar daha ağır seyredebiliyor. Akciğer hastalığına zemin hazırlama ve tedavilerinde başarısızlıklara zemin hazırlaması nedeniyle sigaranın mutlaka bırakılması gerekiyor. Son çıkarılan yasa, toplumun ve sigara kullanmayanların korunması açısından çok önemli bir işlev görüyor'' diye konuştu. Doç. Dr. Topbaş, hem önlem hem de hastalığa yakalandıktan sonraki süreçte beslenmeye de dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: ''Aşırı beslenmeden çok, sıvı alımını düzenlememiz gerekiyor. Hasta olsak da olmasak da bol sıvı, su, çay, süt, meyve suları, ada çayı ve karanfil çayı gibi bitkisel çayların bol miktarda tüketilmesi gerekir. Çünkü virüsün akciğerden ve solunum sistemimizden atılabilmesi için su alınması şarttır.'' |
|
12-02-2009, 13:46 | #3 |
teşekkürler
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|