![]() |
|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
![]() ![]() |
Seçenekler | Stil |
![]() |
#1 |
![]() [FONT='Tahoma','sans-serif']Yaklaşık 5 aydır yazsam mı yazmasam diye düşündüğüm, ülke gerginken bir de biz tuz biber ekmeyelim diye sürekli ötelediğimiz konunun yazma vakti demek şimdiymiş.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Dün öğleden sonra ajanslara önemli bir haber düştü. Seferberlik Bölge Başkanlığındaki arama ve soruşturmayı sürdüren Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili ile Hakim Kadir Kayan’a gönderilen zarflardan 8'er adet Kaleşnikof mermisi çıkmış. Her kim yada kimler yaptı ise, açık bir tehdit mesajı bu. Zarfların Ankara'dan postalandığı belirlenmiş. [/font]
[FONT='Tahoma','sans-serif']Olayın ardından Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekipleri inceleme başlatılırken, mermiler incelenmek üzere Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Laboratuvar Daire Başkanlığına gönderilmiş.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Bilindiği gibi Hakim Kadir Kayan, Seferberlik Bölge Başkanlığındaki aramaları sırasında zehirlenme tehlikesine karşı yemeğini sefertasında götürdüğü iddiaları basına yansımış ve yalanlanmamıştı. Hakim Kadir Kayan’ı takip ettiği iddia edilen askeri araçlarla ilgili ayrıntılara girerek konuyu uzatmayalım. [/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Ertuğrul Özkök Hürriyet’in yayın yönetmenliğini bıraktığı gün (2 Ocak’ta) kaleme aldığı ve son günlerde yaşanan olayları değerlendirdiği “Maazallah o silah çekilseydi” başlıklı yazı, zamanı gelince yazarız dediğimiz konuyu aktarmanın yerinde olacağını düşündürdü. Üstelik Hakim Kadir Kayan’ın etrafını sardığı anlaşılan tarassut ve tehdit çemberi yazıya başlık olan anekdotu aktarmanın zamanının geldiğini gösterdi.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Aylar önce güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgiye göre, Silivri’de devam eden davanın kilit sanıklarından (ismini vermeyeyim) ünlü emekli bir generalin gözaltına alındığı sabah, asker olan korumaları ile kapıya gelen polisler arasında ciddi gerginlik yaşanır. O kadar ki, savcılığın gözaltı kararını paşaya tebliğ ederek emniyete götürmek isteyen polislere generalin korumaları bunun mümkün olmadığını söylerler.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Korumalar bir yerde haksız da sayılmazlar. Bir generalin evinden alınıp götürülmesi görülmüş vaka değildir. Hafızalarında böyle bir görüntü yoktur. Üstelik kapıya dayanan polis olunca, kamuoyunun yabancı olmadığı nedenlerle mesele biraz daha hassasiyet kazanmaktadır. O sabah orada yaşanmakta olan hadise, demokrasi tarihimizde ilk kez gerçekleşmektedir. [/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Polisler görevleri gereği savcılık talimatını yerine getirmekte kararlıdırlar. Talimatı yerine getirmeden oradan ayrılmak niyetinde olmadıklarını belli ederler. Bunun üzerine korumalar tavırlarını biraz daha sertleştirir. Görevlerini yerine getirme konusunda bir engelle karşılaştığını düşünen polisler kararlılıklarını biraz daha artırınca iki tarafta ellerini bellerindeki silaha götürür. Hassaslaşan durumu içerideki paşaya aktaran korumalara paşanın cevabı, “tamam gelsinler” olur. Gerisi malum...[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Son günlerde yaşanan benzer olaylarla ilgili Ertuğrul Özkök’ün bahsi geçen “Maazallah o silah çekilseydi” başlıklı yazısında aktardığı örneklerden biri şöyle: [/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']“...Dün Milliyet Gazetesi'nde okudum. Siz de gözünüzün önüne getirin, bakın aynı ürpertiyi hissedeceksiniz. Olay 4 Aralık günü meydana geliyor. Erzincan MİT Bölge Müdürlüğü'ne sivil bazı şahıslar gelip, arama yapmak istediklerini söylüyor. Gelen kişi, Erzurum Özel Yetkili Savcısı. Kapıda güvenlik görevlileri var. Güvenlik görevlisi “Başbakanlık'tan izin almanız gerekir” diyor. Savcı arama kararını gösteriyor ve gerilim yükselmeye başlıyor. İşte o an, kapıdaki güvenlik görevlisi hiç beklenmedik bir hareket yapıyor. Elini beline atıp, silahının kılıfını açıyor.”[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Özkök’ün aktardığı son olay, aylar evvel dinlediğimiz hadisenin doğruluğunu da bir bakıma teyit eder bir mahiyet taşıyor. Ortamın hassas olduğu aşikar.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Fakat şu unutulmamalı; Kurumlar arası güven zedelenmesin gerekçesi altında kanun önünde imtiyazlı kişi, sınıf ve zümreler de oluşturulmamalıdır. Kurumlar arası uyum ve güven, yasalar her kişiye ve zümreye aynı şekilde uygulandığı zaman daha da güçlenir. Kamuoyunun kurumlara olan güveni bu şekilde artar. TSK’ya son yıllarda güvenin zedelendiğine dair genel kanı neden var? Zanlıları koruduğu şeklindeki algıdan dolayı. Bu görüntü değişmeli, herkes hesap verebilir olmalıdır.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Bir başka habere göre, Erzincan'da kimi çevrelere yönelik komploda ismi geçen 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'a ifade vermeyi reddetmiş. Şanal'ın, yazılı bir çağrı pusulası mı çıkaracağı yoksa Paşa'yı karargaha giderek dinlemeyi mi tercih edeceği merak ediliyormuş. Dileriz bu iddialar doğru değildir. [/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Ülkenin hakim ve savcılarına saygı göstermek öncelikle kanun adamlarının görevi olmalı ve topluma örnek bir görüntü sergilemelidirler.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Milliyet gazetesi, darbe hazırlığı yapıldığı iddia edilen 2003 - 2004 döneminde görevde olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına’nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği 10 saatlik ifadesine ulaşmış. Fırtına, savunmasına “Suçlamaların onur kırıcı olduğunu” ifade etmiş. Bu tür suçlamalardan aklanmanın yolu da, yine yargıya güvenmek ve kendini Yüce Türk Adaletine emanet etmektir.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Böyle bir kritik aşamada yargı mensuplarının görevi de, kurumu yıpratacak görüntülerden sakınmak olmalıdır. Kimi yargı mensuplarının (örneğin YARSAV eski başkanının) tavırlarında olduğu gibi, yargının güvenini sarsarak tuzu da kokutmalıdır. [/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Daha yaşanabilir ve güvenli Türkiye özlemine herkes katkı yapmalıdır.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Silahlar değil, ötekine sinesini açan samimi duygular öne çıkmalıdır.[/font] [FONT='Tahoma','sans-serif']Prof. Dr. Osman ÖZSOY[/font] |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|