![]() |
|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
![]() ![]() |
Seçenekler | Stil |
![]() |
#1 |
![]() Show TV Cumartesi akşamı Derbiye Doğru adıyla G. Saray - F. Bahçe maçı öncesi güzel bir program hazırlamış. Keyifle izledim.
Her iki takımın eski oyuncularının tarihi derbilere ilişkin görüşlerini derlemişler, unutamadıkları maçları anlattırmışlar. En çok ilgimi, önce Galatasaray'da (1984-1990), sonra da Fenerbahçe'de (1990-1995) sol bek mevkiinde oynayan Semih Yuvakuran’ın sözleri çekti. Semih’in sözleri F. Bahçe – G. Saray maçlarına son 20 yıldır hakim olan ruh halini çok güzel özetliyordu. Türk takımları, Avrupa kupalarında şimdiye dek 5 ve daha farklı skorlarla toplam 21 maç yitirdi. Ertuğrul Sağlam Beşiktaş'ın teknik direktörü iken, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda İngiltere'nin FC Liverpool takımına 8-0 yenilmesi hezimetler zincirinin en ağırlarındandı. En acısını ise 1962-63 sezonunda Altay yaşadı. İzmir'in siyah-beyazlı ekibi, 1962-63 sezonunda İtalya'nın AS Roma takımına 10-1 yenildi. İşte Fenerbahçe, 1992-93 UEFA Kupası’nda Sigma Olomouc takımına 7 – 1 elenince, takım karizmayı fena çizdirir. Türkiye’de itibar birden yerlerde sürünür. Bu sonuç, F. Bahçe’nin Avrupa kupalarında aldığı en ağır hezimetlerden biridir. Semih röportajda diyor ki, “Allah’tanki o hafta sonu G. Saray ile maçımız vardı. Bu her zamanki gibi kendimizi toparlamak için iyi bir fırsattı.” Nitekim F. Bahçe moralsiz olarak çıktığı o maçı da 1-0 alır. En rahat maçlar... Yıllardır dikkat ediyorum, F. Bahçe – G. Saray maçları Fener’in ligde en kötü olduğu dönemlere denk geliyor. Hiç tereddütsüz denilebilir ki, F. Bahçe taraftarları takımları 2. Lig takımları ile bile maça çıktığında sonuçtan asla emin değiller. Takımlarına o kadar güveniyorlar. Fakat G. Saray maçlarına çıkılırken o kadar rahatlar ki... Kesin alacaklarına inanıyorlar. Bu rahatlık, G. Saray takımına fevkalade olumsuz sirayet ediyor. Maça çıkarken daha ezgin olarak başlıyorlar. Ruh hallerine adeta, Fener’e yenilmek kaderleri imiş gibi peşin bir algı hakim oluyor. G. Saray’ın bu şartlarda beynindeki Fener’i hayalinde yenmeden sahada mağlup etmesi mümkün görünmüyor. Fenerbahçe, Galatasaray ile oynadığı son 11 lig maçından 9'unu kazanıp, 1'inde berabere kalıp, sadece 1'ini yitirdi. En ilginç istatistik ise, F. Bahçe tam 11 sezondur G. Saray’ı Ali Sami yen’de mağlup ediyor. Fener Fobisi... Ezeli rakipleri olan Beşiktaş ve G. Saray ile yaptığı son 21 lig maçında sadece 2 kez yenilen, 16'sını kazanan, 3'ünde de berabere kalan ''Sarı Kanaryalar'', bu maçlarda rakip fileleri toplam 34 kez havalandırıp, kalesinde sadece 15 gol gördü. ![]() "Cam tavan sendromu" hakkında bilgi almak isteyen okuyucularımız olabilir. Bu konuda yapılmış, çoğu kişinin bildiğini tahmin ettiğim araştırmayı aktararak yazımı sonlandırayım. Önce şu notu düşelim. Pireler sıçrama yetenekleri ile tanınan canlılardır. Bir pire 30 cm yükseklik ve 50 cm uzaklığa çok rahat sıçrayabilir. Araştırma şöyle: Bilim adamları deney amacıyla kullanmak üzere pireleri 20 santim derinliğinde bir fanusun içine koyarlar. Fanusun üstüne cam kapatırlar. Ardından fanusu alttan ısıtmaya başlarlar. Sıcaklığı hissetmeye başlayan pireler rahatsız olur. O ortamdan kurtulmak için yukarıya doğru zıplamaya başlarlar. Ama her zıplayışta kafalarını tavandaki cama çarparak yere düşerler. Tekrar tekrar deneseler de, nafile... Her zıplayışta başlarını çarpıp aşağıya düşerler. Engel görünmez olduğu için, kendilerini neyin engellediğini bir türlü anlayamazlar. Üst üste yaptıkları denemeler pirelerin zihinlerinde bir "özgürlük sınırı", yükseldiklerinde karşılarına çıkması muhtemel bir engelin var olduğu etkisi oluşturur. Deneyin ikinci aşamasına geçilir... Aynı pirelerin içinde bulunduğu fanusun üstünü kapatan cam bu defa kaldırılır. Engel yoktur artık... Fanus yine ısıtılır. Görülür ki, pireler en fazla 20 santim zıplıyor... Hâlbuki bir pire 30 santim çok rahat sıçrayabilmektedir. Daha yükseğe zıplama imkânları, özgür olma imkânları vardır ama kafayı çarpmamak için buna cesaret edemezler. Çünkü artık "görünmez engel" zihinlerindedir... Orada bir engel olduğunu sanırlar. "Yapamayız, hiç boşuna denemeyelim" diye düşünürler. Bilim adamları buna "Cam tavan sendromu" diyorlar. Sözün özü, G. Saraylı oyuncular beyinlerindeki engelleri aşarlarsa, Fenerbahçe ile ancak mücadele edebilecek durumdalar. Bu gidişle, kötü günlerinde Fener’e moral olan “kötü gün” dostu olarak Fenerlileri daha yıllarca sevindirmeye aday görünüyorlar. Spor deyip geçmeyin. "Cam tavan sendromu" olarak nitelendirilen ve G. Saray’a da hakim olmaya başladığını düşündüğümüz bu açmaz, motivasyon seminerlerinde üzerinde durulan işin A, B, C’si haline gelmeye başladı. Konu sporu aştı, bilimadamlarının da üzerinde düşünmesi gereken örneklerden biri haline geldi. Bir sonraki maçı tahmin edemeyen var mı? Prof. Dr. Osman ÖZSOY |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
#2 |
![]() bakalım ne zamana kadar sürecek.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|