![]() |
|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
![]() ![]() |
Seçenekler | Stil |
![]() |
#1 |
![]() Sözüm Ankara’daki Tekel işçilerine.
Başkent Ankara’nın meyhaneleriyle meşhur Sakarya sokağında eylem yapıyorlar. Benzerlerini hurdacılar sitesinde ya da Rio de Janerio’nun çevresinde görebileceğiniz türden naylon kent kurulmuş sokağın ortasına. Basın için iyi malzeme. Herkesin bir hesabı var. Birisi hükümeti yıpratmak için iyi bir fırsat diyor. Destek adı altında oy kapmaya çalışıyor. İki yıl önce hükümete evet diyen bir başkası, şimdi koltuk sevdasına yan çiziyor. Ama bu arada ezilen çimler oluyor. Ama korkarım birgün sizi aniden unutacaklar. Emek, sefalet veya ekmek mücadelesi (artık ismine ne diyorsanız) bir süre sonra bitecek. Bunun tarihi de 1 Mart olacak. Zaten Tekel işçilerin neredeyse tamamı tazminatı aldı. Yani hukuken işinden ayrıldı. Bunlardan 1.400 kadarı da 4C için imzayı attı. Ankara’da kalan 200 kişi, diğerlerinin haklarını savunuyoruz diye kendini yiye dursun. Birileri çoktan anlaşma masasına oturdu bile. Aslında Ankara’daki 200 kişiyi serbest bıraksalar, birileri zorlamasa, gaza getirmese, hemen koşacaklar 4C için. Ama nafile. Farklı güçler iş başında. Hatırlayın 2 kadın Tekel işçisi Başbakanın evinden güle oynaya çıkmamışımıydı. Tatmin olduk Başbakanın sözlerinden demişlerdi. Sonra bir gece geçti o iki kadının fikri değilse bile zikri değişti. Hayır, biz 4C’ye geçmeyiz sonuna kadar eylemdeyiz dediler. Eminim içleri yana yana söylediler bu sözü. Bir günde ne oldu? Birşeyler oldu kesinlikle. Umutlar şimdi Danıştay’a bağlanmış. 4C’yi Danıştay’a götüreceklermiş. Sözde pazartesi götüreceklerdi. Ama çıt yok. İşçiye Danıştay umudu vermeye çalışanlarda biliyor ki oradan birşey çıkmaz. Benim tahminim itiraz etseler dahi Danıştay’dan hiçte sevinecekleri bir haber alamayacaklar. Eğer bir şey çıkacağını bilselerdi zaten hükümet karşıtları çoktan bunu akıl eder 4C için koşardı Danıştay’ın kapısına. Sizi düşünen yok aslında. Destek sadece sözde. Gerçekten olsaydı geçtiğimiz haftalarda yapılan o iş bırakma eyleminde cılız bir grup değil milyonlar olurdu meydanlarda. İki üç marjinal partinin yanınızda olması sizi umutlandırmasın. O partiler gün gelir dağılıverir yanınızdan. Sizden ekmek yiyemedikleri gün satarlar sizi. Hani diyeceksiniz ki adil mi bize yapılan. Bence Hükümet bu konuda iyi bir kriz yönetimi yapamadı. Önce çok sert tepki verdi, ardından çözüm için yavaş hareket etti. Olayların bu noktaya gelmesinden tabi ki onunda payı var. Ama sonuçta Tekelcilere sağladıkları imkanlar başlangıçtan kat be kat ileride. Yani hiçte azımsanacak bir noktada değil. Canlı yayınlara güvemeyin. Gün gelir bıçak gibi kesilir onlar. Sizden 200 metre aşağıda bir parkta eylem yapan emekli uzman askerler var. 45 yaşında sokağa atıldık diyorlar. Kimse bakıyor mu?. İyi malzeme değiller mi? Ama basın nedense onları görmüyor. Neden? Hükümete vurmak için iyi fırsat gibi görünüyor ama bir ucu askere dokunuyor diye susuyorlar. Görmezden geliyorlar. İşte o basın eğer işine gelmezse sizi bir anda unutuverir. Bu ayın sonunda yapılacağı duyrulan müdahaleden sonra bir iki haber de daha yer bulacaksınız. Sonra 1 Mart sabahından itibaren çevreniz boşalacak. Siz ağlarken bakacaksınız ki sizin dışınızda herkesin cukkası sağlam. Sizi gaza getiren sendika yöneticileri ve siyasi parti liderleri hala koltuklarında rahatça oturuyor olacak. Sizin haklarını savunuyoruz dediğiniz diğerleri 4C’ye geçmiş olacak. Sizin Ankara’daki masraflarınız bir süre sonra ağır gelecek konfederasyonunuza. Bir tek Ankara’da eylem yapan 200 kişi kalacak. O gün diyeceksiniz ki “ hani bize arka çıkacaktınız. Sizin dediğiniz gibi direndik. İmzalamadık. Şimdi niye susuyorsunuz” Ses gelmeyecek karşı taraftan. Boynunuz bükülecek. En büyük zararı Ankara'da oturan o 200 kişi görecek. Benden söylemesi. Az bir zaman kaldı. Bunlar yakında sizi de satacak... Mehmet Kıvanç |
|
![]() |
![]() |
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|