11-30-2007, 20:54 | #1 |
Eskişehir
ESKİŞEHİR
GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 13.652 km² Nüfus: 641.057 (1990) İl Trafik No: 26 İsa'dan önce birinci bin yılda Porsuk Nehri kıyılarında Frigyalılar tarafından kurulan Eskişehir Türkiye'nin en önemli yol kavşaklarından birisidir. Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi tarihi kişileri yetiştiren Eskişehir Lületaşı, çeşitli haslıklara iyi gelen sıcak su kaynakları ile de ünlüdür. Eskişehir kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, mutfağı ve alışveriş olanakları ile önemli bir turizm çekim merkezi olmayı hedeflemektedir. İLÇELER: Eskişehir ilinin ilçeleri; Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Han, İnönü, Mahmudiye, Mihalgazi, Mihalıççık, Seyitgazi ve Sivrihisar'dır. Seyitgazi: Zengin bir tarihi olan Seyitgazi'nin 18 km. güneydoğusunda, Bardakçı köyünde, güneye inen antik yol üzerinde Roma Çağı'nda kurulmuş, Bizans Çağı'nda da önemini korumuş bir dini merkezi olan Santabaris antik kenti bulunmaktadır. İlçenin Üçler tepesinin doğuya bakan yamaçları üzerinde 150 m. yüksekliğindeki 1207-1208 tarihlerinde 1.Alaattin Keykubad'ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırılan Seyyit Battal Gazi Külliyesi (cami, türbe ve imarethaneler) yer almaktadır. 1511-1517 tarihleri arasında Osmanlılar tarafından eklenen medrese binaları ilçenin tarihi dokusunu zenginleştirmiştir. İlçeye 7 km. uzaklıktaki Arslanbeyli Köyü'nde yer alan Sücaeddin - i Veli Türbesi, İki Çeşme mahallesinde Selçuklu Hamamı'nı önemli tarihi eserler arasında saymak mümkündür. Han: Eskişehir'e 86 km. uzaklıkta antik yol üzerinde bulunan ilçe Romalılar tarafından kurulmuştur. Bizans Çağı'nda dini bir yerleşme alanı olan ilçede toprak altındaki yumuşak kaya mezarları bulunmuştur. Sivrihisar: Zengin bir tarihi olan ilçe Hitit, Frig, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu dönemlerinin önemli merkezlerinden birisi olmuştur. Anadolu Selçukluları döneminde bir uç beyliği olan ve önemli bayındırlık çalışmalarının yapıldığı kentte o dönemde yapılan eserlerden (8 cami,16 mescit, 5 hamam,1 kervansaray, 2 kümbet, 8 çeşme ve 1 sübyan mektebi) pek azı günümüze ulaşmıştır. İlçenin en önemli tarihi eserlerinden birisi olan Haznedar Cami ilçe merkezindedir. Anadolu Selçuklularından Hazinedar (Maliye Nazırı) olan Necibiddin Mustafa'nın kendi adına yaptırdığı caminin içerisi minyatürlerle doludur. Merkezde yer alan diğer bir önemli camide Selçuklu mescidi yıkılarak Hicri 898 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Camisi'dir. Caminin zarif bir minaresi ve önünde çeşmesi vardır. Sivrihisar'ın 16 km. doğusunda Ballıhisar köyünde yer alan Pessinus Şehri bir Frig yerleşmesidir. Kent Romalılar döneminde de önemini korumuştur. Çağında büyük ve tanınmış bir şehir olan Pessinus ticaretin yanında tanrıça Kybele ve Attis için yapılan ayinleri ile de ünlüydü. Üzerinde asırlarca kanlı ve çok önemli savaşların cereyan ettiği Eskişehir’in bilinen târihi Hititlere dayanır. Hititler zamânında bu bölgeye “Masa” denirdi. Hititlerden sonra Frigyalalılar bölgeye hâkim oldular. Başkentleri Gordion (Polatlı civârı) bu bölgeye yakın olduğundan, krallığın önemli bir bölgesiydi. Eskişehir’in eski ismi “Dorylaion” olup, Frigyalılar zamânında Eretrialı Doryleos tarafından kurulmuştur. Frigyalılardan sonra Lidyalılar bölgeye hâkim olmuşlardır. M.Ö. 6. asırda Persler, Lidya Devletini yıkarak topraklarını istilâ etiler. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender Persleri yenerek Anadolu’yu işgâl etti. Makedonya İmparatorluğu İskender’in ölümü üzerine komutanları arasında taksim edildi. Porsuk Çayının kuzeyinde Bitinya ve güneyinde Galatya krallıkları kuruldu. M.Ö. 1. asırda Roma İmparatorluğu bu bölgeyi ilhak etti. M.S. 395 Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, bütün Anadolu gibi bu bölge de Doğu Roma (Bizans) payına düştü. Bizans imparatorlarından bâzıları Eskişehir’de oturdular. Bizans’ın kuvvetli bir askerî üssü hâline geldi. Sâsânîler, İstanbul ve Üsküdar önlerine giderken buradan geçtiler. 708 senesinde Emevî kumandanı Abbâs İbnü’l-Velid Eskişehir’i fethetti. Abbâsîler devrinde ise Hasan ibni Kahtaba 778’de Eskişehir önlerine kadar geldi. Araplar Dorylaion’a “Durûlîye” dediler. 1071 Malazgirt Zaferinden az sonra Anadolu Fâtihi ve Anadolu’da Türkiye devletinin kurucusu Selçuklu Kutalmışoğlu Birinci Süleymân Şah’ın başkumandanlığı altındaki Türk orduları Eskişehir’i fethettiler. Birinci Haçlı Seferinin en büyük ve en kanlı meydan muhârebesi Eskişehir ovasındaki Porsuk civârında cereyân etmiştir. “Dorylaion” (Eskişehir) (Porsuk) Meydan Muhârebesi olarak târihe geçen bu savaşta, Kılıç Arslan emrindeki Türk ordusu, Haçlı ordusunu hezîmete uğrattı. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhûriyetinin varoluşunun kökleri Alparslan’ın Malazgirt ve Kılıç Arslan’ın, Sultan Mes’ûd’un Eskişehir zaferlerine dayanır. 1175’te Bizans İmparatoru Manuel Kommenos Eskişehir’i işgâl etti. Ertesi sene Birinci Mes’ûd’un oğlu İkinci Kılıç Arslan, Bizans imparatorunu Miryakefalon (Karamukbeli) Meydan Muhârebesinde yenerek Eskişehir’i geri aldı. On üçüncü asır başlarında Eskişehir Bizans sınırında bir “uç” olarak bulunuyordu. Ertuğrul Gâzi ve oğlu Osman Gâzi uç beyi idiler. 1289’da Eskişehir-Bilecik- Kütahya vilâyetlerinin kesiştiği bölge, Osmanoğullarının elindeydi. Orhan Gâzi, Eskişehir’in bütün topraklarını Osmanlı Devletine kattı. Osmanlılar, şehrin kendisine Eskişehir derken, civârındaki topraklara “Sultanönü” dediler. Sultanönü; merkezi Kütahya’da olan (1451’den önce Ankara) Anadolu Beylerbeyliği eyâletinin 14 sancağından biriydi. On dokuzuncu asır başlarında geriledi ve kasaba hâline geldi. Yirminci asır başlarında ise Hüdâvendigâr (Bursa) eyâletinin Kütahya sancağına bağlı 5 kazâdan birinin merkeziydi. On dokuzuncu asrın sonlarında Eskişehir’den demiryolu geçince, yeniden gelişmeye başladı. 1894’te Eskişehir’de 17 câmi, 3 medrese, 4 tekke, 25 han, 700 dükkan ve 2 kervansaray vardı. Rum, Ermeni gibi gayri müslim halk sayısı sâdece 2000 idi. 20 Temmuz 1921 ile 2 Eylül 1922 arasında 1 sene 1 ay 13 gün Yunan işgâlinde kaldı. Yunanlılar Eskişehir’den kaçarken en az yarısını yıktılar, yaktılar ve harâbe hâlinde terk ettiler. Cumhûriyet devrinde sancaklara (mutasarrıflıklara) “vilâyet-il” denilince, Eskişehir il olmuştur. Cumhûriyet devrinde en hızlı gelişen şehir Eskişehir’dir denilebilir. Demiryolu ve karayolu kavşağı olması, sanâyi tesisleri, uçak ve demiryolu fabrikası ve Anadolu’nun en büyük askerî hava meydanına sâhib olması, Eskişehir’in gelişmesinde mühim rol oynamıştır. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|