02-19-2009, 14:50 | #1 |
Eskişehir Cami ve Mescitleri
Alaettin Keykubat Camisi (Merkez)
Eskişehir Odun Pazarı’nda, Alaettin Parkı’nın içerisinde bulunan Alaettin Keykubat Camisini Selçuklu Sultanı I. Alaettin Keykubat 1220 tarihinde yaptırmıştır. Ancak caminin ve minaresinin yapımı ile ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür. Caminin eski minaresinin yazıtında Kırşehir Valisi Emir Nuriddin Cibril bin Caca’nın yardımıyla yapıldığı yazılıdır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla cami orijinal konumunu kaybetmiştir. İstiklal Savaşı sırasında Yunanlılar Eskişehir’den kaçarken şehri yakmışlar, şehirden pek az eser yanmaktan kurtulmuştur. Alaettin Keykubat Camisi de bunlardan birisidir. Cami l946-l951 yıllarında Eskişehir Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmıştır. Cami onarım öncesinde 21.00x17.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı, kesme taş duvarlı bir yapı olup üzeri toprak damla örtülü idi. Bugün caminin üzeri kiremit kaplı ahşap çatılıdır. Caminin yanında sol tarafta bulunan minare kaidesi düzgün kesme taştan, gövdesi yuvarlak ve tuğladan, tek şerefelidir. Gövdenin kaideye yakın yerinde üç silme kuşak bulunmaktadır. Kurşunlu Cami ve Külliyesi (Merkez) Eskişehir’in güneyinde, Yukarı Mahalle Odun Pazarı’nda bulunan Kurşunlu Külliyesini, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı veziri Gazi Melek Mevlana Mustafa Paşa 1525 yılında yaptırmıştır. Kubbesinin kurşunla kaplı olmasından ötürü de Kurşunlu Cami olarak tanınmıştır. Cami üzerindeki kitabesinde Mimar Sinan’ın eseri olduğu yazılıdır. Ancak Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tuhfetü’l –Mimarin de külleyenin yalnızca kervansarayının ismi yazılıdır. Caminin yanı sıra yapı topluluğu misafirhane,yemekhane, mutfak,kervansaray ve sıbyan mektebinden meydana gelmiştir. Çeşitli dönemlerde onarım geçiren cami l966 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Kesme taştan yapılmış olan cami tümüyle yıkılmış ve l961-l962 yılında yeniden yapılmıştır. Osmanlı mimarisindeki tek kubbeli camiler plan düzenindedir. Caminin önünde bulunan son cemaat yeri sivri kemerlerle birbirine bağlı altı mermer sütunun oluşturduğu beş bölümlüdür. Bunların üzeri pandantifli beş küçük kubbe ile örtülüdür. Kubbelerin içerisi kalem işleriyle bezenmiştir. Son cemaat yerinin ortasındaki giriş kapısı hafifçe içeri çekilmiş, basık kemerlidir. Kapının üzerinde caminin kitabesi yer almaktadır. Girişin hemen üzerine ahşap ve sonradan yapılmış kadınlar mahfili yerleştirilmiştir. Kare planlı ibadet yeri,14.90x14.90 m. ölçüsünde olup, tromplu merkezi ve sekizgen kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe ve tromplar kırmızı, mavi, sarı, siyah ve beyaz renklerde kalem işleriyle bezenmiştir. Burada rumi ve palmet motifleri ve kıvrık dallar boş yer bırakmamacasına tüm yüzeyleri kaplamıştır. Caminin içerisi alt sırada dikdörtgen çerçeveli ikişer, üst sırada da sivri kemerli alçı şebekeli birer, kubbe kasnağında da dört pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap dikdörtgen bir çerçeve içerisinde mukarnaslı yuvarlak bir niş şeklindedir. Mermer taklidindeki mihrap geç devir kalem işleriyle bezenmiştir. Mihrabın köşelerinde birer Mevlevi sikkesine yer verilmiştir. Caminin kuzeybatı köşesinde taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, beyaz mermerden tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Caminin doğusunda bulunan medrese, misafirhane ve yemekhane olması gereken bölümler art arda iki ayrı mekandan meydana gelmiştir. Bunlardan birinin medreseden çok zaviye olması kuvvetle muhtemeldir. Külliyenin güneydoğu köşesinde “L” şeklinde yerleştirilmiş olan zaviye, araziden ötürü camiye göre daha yüksek konumdadır. Batı yönündeki girişi merdivenlidir. Revakların üzeri meyilli ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Revakların arkasında dershane olduğu sanılan pandantifli bir kubbe ile örtülü ve revaka da geniş bir kemerle açılan bir mekan bulunmaktadır. Burası doğu, güney ve batı duvarlarında birer pencere ile aydınlatılmıştır. Revaktaki hücreler 2.15x2.65 m. ölçüsünde olup üzerleri beşik tonozlarla örtülmüştür. Hücrelerin her birisinde ocak, dolap ve güneye bakanlarında birer pencere bulunmaktadır. Bu yapı günümüzde kullanılmamaktadır. Avlunun güneyindeki kapı ile batıdaki yemekhane arasındaki bölümün misafirhane olduğu sanılmaktadır. Bu yapının önünde, iki yandan merdivenle çıkılan bir sundurma ve iki kenarı kapalı, üzeri çatılı bir revak bulunmaktadır. Burada 5.20x5.20 m. ölçüsünde dört oda bulunmaktadır. Bu odaların da her birinde birer ocak ve bunun iki yanında da birer küçük dolap bulunmaktadır. Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğünün bir birimi olarak kullanılmaktadır. Mutfağın karşısında yemekhane olduğu sanılan bir mekan bulunmaktadır. Avlunun batı kapısı yanındaki bir kapıdan içerisine girilen holde basık kemerli bir diğer kapı ile asıl yapıya girilmektedir. Bu yapı 9.30xl9.30 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Muntazam düzgün taştan olan bu yapının üzeri beşik tonozla örtülüdür. Günümüzde Odun Pazarı Belediyesi Nikah Salonu olarak hizmet vermektedir. Yemekhanenin karşısında bulunan mutfak 8.80x8.80 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Bu yapı da düzgün kesme taş, moloz taş ve tuğla kullanılarak yapılmıştır. Yapı topluluğunun kuzey yönünde kervansaray bulunmaktadır. Kuzey cephesindeki basık kemerli bir kapıdan girilen kervansaray l8.20x37.70 m. ölçüsündedir. İç mekandaki sekinin yanında on altı ocak bulunmaktadır. Dışarıya mazgal pencerelerle açılan kervansaray kademeli bir arazide bulunduğundan ötürü yapı da buna uydurulmuştur. Yapının ortasındaki altı adet kare ayak kemerlerle birbirine bağlanmış ve üzeri de beşik tonozlarla örtülmüştür. Günümüzde bu yapı kendi kaderine terk edilmiş, harap durumdadır. Caminin doğusunda yer alan sıbyan mektebinin önünde üç yöne doğru ikişer kemerle açılan bir revak bulunmaktadır. Bunun arkasındaki basık kemerli bir kapıdan 5.50x5.50 m. ölçüsünde kare bir mekana geçilmektedir. Üzeri tromplu sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Bu yapıda da moloz taş ve Bizans dönemine ait devşirme malzeme kullanılmıştır. Bu yapı da kendi haline terk edilmiş olup günümüzde kullanılmamaktadır. Ulu Cami (Sivrihisar) Eskişehir, Sivrihisar ilçesinde bulunan Ulu Cami Selçuklu Emiri Mikail bin Abdullah tarafından 1274- l275 yılında yaptırılmıştır. Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından, Sivrihisar Kadısı Hızır Bey de bu camiyi l440 yılında onarmıştır. Osmanlı mimarisindeki Ulu Cami plan tipinin bir uygulaması olan bu yapı, aynı zamanda günümüze ulaşan Orta Anadolu’nun en büyük ağaç direkli camilerinden birisidir. Dikdörtgen planlı caminin iç mekanını, mihrap duvarına dik 67 ağaç direk altı sahna ayrılmıştır. Bu direklerden dördü kendisine özgün olup üzeri kabartma motiflerle bezenmiştir. Bu ağaç direkler üzerinde Bizans dönemine ait başlıklar da kullanılmıştır. İbadet mekanının üzeri düz bir dam ile örtülmüştür. Caminin kuzey yönündeki kapısı üzerinde l275 tarihli yapım kitabesi, doğu kapısında da l440 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır. Caminin mihrabı yuvarlak bir niş şeklinde olup, bezeme yönünden oldukça basittir. Buna karşılık minberi Selçuklu sanatının ortaya koyduğu ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden biridir. Minber geçme tekniğinde, kabartma rumi ve palmet motifleriyle bezenmiştir. Ayrıca üste bulunan köşk kısmında kareler içerisine alınmış birbirlerini kesen sekizgenlerden oluşan örgü motifleri Selçuklu sanatının tipik örnekleri olarak burada karşımıza çıkmaktadır. Cami içerisinde aynı şekilde bezenmiş, ceviz ağacından oyma tekniği ile yapılmış dolap kapakları da bulunmaktadır. Burada ismi yazılı olan Hasan bin Mehmet, caminin ağaç işlerini yapan usta olmalıdır. Cami yanındaki taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minare kaidesindeki kitabeden minarenin Hacı Habib bin Taymış tarafından 1412’de yapıldığı öğrenilmektedir. Caminin yanında bugün müftülük binasının olduğu yerde XIII.yüzyılda yapılmış bir medresenin olduğunu kaynaklardan öğrenilmektedir. Gecek Ulu Camisi (Sivrihisar) Eskişehir, Sivrihisar ilçesi Geçek Köyü’ndeki Ulu Camiyi, giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre; Umur Bey’in oğlu Selçuk Bey 1175’de yaptırmıştır. Cami yapılan onarım ve tamirler nedeniyle özeliğini kısmen de olsa yitirmiştir. Cami kare planlı olup üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin önünde yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış dört sütunun taşıdığı üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır.Yuvarlak kemerli dikdörtgen söveli bir kapıdan girilen caminin içerisinde bezemeye rastlanmamaktadır. Beş köşeli mihrap mukarnaslı sona ermektedir. Orijinal minberi günümüze gelememiştir. Bugünkü minber yakın tarihlerde Kılıç Mescitten getirilmiştir. Caminin yanında taş kaideli yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Hoşkadem Camisi (Sivrihisar) Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan Hoşkadem Camisini XIII.yüzyılın sonlarında Anadolu Selçuklularının Hazinedar Başısı Necibiddin Mustafa, eşi Hoşkadem Hatun için yaptırmıştır. Cami kare planlı olup üzeri on iki köşeli kasnağa oturan merkezi tuğla kubbe ile örtülmüştür. Kubbe içeriden mukarnaslarla bezenmiştir. Bu mukarnaslar aynı zamanda taşıyıcı bir görev üstlenmiştir. Duvarları taş ve tuğladan yapılmıştır. Burada bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla kullanılmıştır. Caminin içerisindeki yuvarlak niş şeklindeki mihrabı da mukarnaslıdır. Camiye bitişik olan taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli minare oldukça kalın bir görünümde olup bu minare Anadolu’da yapılmış ilk Selçuklu minare örneklerindendir. Kurşunlu Cami (Sivrihisar) Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan Kurşunlu Camisini Hoca Osman oğlu Hoca İbrahim 1343 yılında küçük ölçüde bir mescit olarak yaptırmıştır. Şeyh Baba Yusuf l492’de bu mescidi büyütmüştür. Cami kare planlı olup önünde dört yuvarlak sütunun taşıdığı üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu bölümlerin üzeri küçük kubbelerle örtülüdür. Caminin duvarları bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla ile örülmüştür. Giriş kapısı sivri kemerlidir ve burada ahşap çift kapı bulunmaktadır. Girişin üzerine caminin banisi ile yapım tarihini gösteren üç dizelik bir kitabe yerleştirilmiştir. İbadet mekanın üzeri de kurşun kaplı bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin yuvarlak niş şeklindeki, mukarnaslı mihrabı sütunlarla çevrelenmiştir. Bu sütunlar zikzak şekillerde olup benzerlerinden ayrılmaktadır. Caminin yanında taş kaide şeklinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Kılıç Mescit Camisi (Sivrihisar) Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan Kılıç Mescidini Oğuzların Kılıç boyu yaptırmıştır. Kitabesi günümüze gelememiş, arşiv kayıtlarında da bununla ilgili bir belgeye rastlanmamıştır. Günümüze harap bir halde geldiğinden mimari yapısı hakkında da bir bilgi edinilememiştir. Yalnızca Ord.Prof. Dr. A.Süheyl Ünver l972 yılında yaptığı incelemede mescidin içerisinin bezeli olduğundan söz etmiştir. Minberi Sivrihisar Ulu Camisine götürülmüştür. Mülk Köyü Mescidi (Türbeli Mescit) (Sivrihisar) Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan bu mescidi XII.yüzyılın ilk yarısında Sultan İzzeddin Keykavus’un Sancaktarı Aslanoğlu Doğan Bey yaptırmıştır. Mesçit dikdörtgen planlı olup iki ayrı bölümden meydana gelmiştir. Mescidin önünde üzeri beşik tonozla örtülü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinden kare planlı sekizgen külahlı ayrı bir bölümden ibadet mekanına geçilmektedir. Buradaki altı kollu yıldızlar ve geometrik geçmelerin oluşturduğu bir firiz buradaki girişi çepeçevre kuşatmaktadır. Selçuklu camilerinde bu tür bir geçişe rastlanılmamıştır. Bu bakımdan mescidin bu tür girişi oldukça ilginçtir. İbadet mekanın üzeri düz örtü sistemindedir. Mihrap mukarnaslı, oymalı ve kabartma motiflidir. Hamam Karahisar Camisi (Sivrihisar) Eskişehir Sivrihisar Hamam Karahisar Köyü’nde bulunan camiyi XII.yüzyılın ortalarında Emir Seyfettin Kızıl yaptırmıştır. Cami kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür. Önünde son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri ile ibadet mekanını kubbeler ile tonozlar birlikte örtmektedir. Bu yapı şekli Selçuklu yapıları için oldukça ilginç bir örtü sistemidir. Kubbelerin dışında kalan bölümler beşik tonozlarla örtülüdür. Kubbeler ile beşik tonozlar ibadet mekanını ortasında bütünleşmiş ve ortada tuğlalardan değişik bir motif meydana gelmiştir. Halk arasındaki bir inanışı göre tepedeki bu motif kem gözlere karşı bir nazarlık anlamını gütmektedir. Caminin mihrabı yuvarlak bir niş şeklindedir. Cami içerisinde sanat tarihi yönünden bir bezemeye rastlanmamaktadır. Seyit Battal Gazi Cami ve Külliyesi (Seyitgazi) Eskişehir, Seyitgazi ilçesinde, Üçler Tepesi’nde bulunan Seyit Battal Gazi Külliyesi bir avlu içerisinde cami, türbe, medrese, imaret ve hankahtan meydana gelmiştir. Yapı topluluğunun camisi kitabesinden öğrenildiğine göre; Kılıç Arslan oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında XIII.yüzyılın başında yapılmıştır. Sultan II. Bayezid zamanında da l511’de onarılmıştır. Caminin önündeki son cemaat yeri sivri kemerlerle birbirine bağlanmış yedi sütunun taşıdığı bir çatı ile örtülmüştür. Son cemaat yerinden üç kubbeli ve üç bölümlü uzun bir giriş koridoruna onun ardından da kare planlı ve kubbeli ibadet yerine girilmektedir. İbadet yerini örten kubbe on altı köşeli bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Kasnağın ilginç bir yapı şekli bulunmaktadır; kare kasnağın köşeleri kırılarak sekizgene oradan da on iki köşeli kasnağa geçilmektedir. Mihrap sivri kemerli bir niş şeklindedir. Minber beyaz mermerden olup üzerinde bezeme elemanlarına rastlanmamaktadır. Minare kare kaideli olup üzerine tuğladan yuvarlak gövdeli tek şerefelidir. Külliyenin ortasında dikdörtgen planlı medrese bulunmaktadır. Medrese alışılagelenin dışında biraz çarpık olup üzeri kubbe, yanları da tonoz örtülüdür. Bunun çevresindeki imaret ve hankah ile Bektaşi dergahı özelliklerini taşımaktadır. Ayrıca türbedar odası ile Seyit Battal Gazi ile Ahmet ve Mehmet Beylerin türbeleri de burada bulunmaktadır. Külliyenin tümünde yapı malzemesi olarak taş, mermer, tuğla ve Bizans yapılarından toplanmış devşirme malzemeler kullanılmıştır. Bardakçı Köyü Camisi (Seyitgazi) Eskişehir Seyitgazi ilçesi Bardakçı Köyü’nde bulunan caminin kitabesinde banisinin ismi bulunmamaktadır. Buradaki kitabeden l336 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Dikdörtgen planlı caminin üst örtüsünü dokuz ağaç sütun taşımaktadır. İbadet mekanını üzeri içten tavan, dıştan da toprak damla örtülmüştür. Bu yapı sonraki yıllarda yıktırılmış ve yerine mimari yönden hiçbir özelliği olmayan bugünkü cami yapılmıştır. |
|
|
|
02-19-2009, 14:51 | #2 |
Eskişehir Medreseleri
Kurşunlu Medresesi (Merkez) Eskişehir’de Kurşunlu Camisi’nin doğusunda bulunan medrese, misafirhane ve yemekhane ile birlikte art arda iki ayrı mekandan meydana gelmiştir. Bunlardan birinin medreseden çok zaviye olması kuvvetle muhtemeldir. Külliyenin güneydoğu köşesinde “L” şeklinde yerleştirilmiş olan zaviye, araziden ötürü camiye göre daha yüksek konumdadır. Batı yönündeki girişi merdivenlidir. Revakların üzeri meyilli ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Revakların arkasında dershane olduğu sanılan pandantifli bir kubbe ile örtülü ve revaka da geniş bir kemerle açılan bir mekan bulunmaktadır. Burası doğu, güney ve batı duvarlarında birer pencere ile aydınlatılmıştır. Revaktaki hücreler 2.15x2.65 m. ölçüsünde olup üzerleri beşik tonozlarla örtülmüştür. Hücrelerin her birisinde ocak, dolap ve güneye bakanlarında birer pencere bulunmaktadır. Bu yapı günümüzde kullanılmamaktadır. Seyit Battal Gazi Medresesi (Seyitgazi) Eskişehir Seyitgazi ilçesinde bulunan Battal Seyit Gazi Külliyesi’nin ortasında dikdörtgen planlı medrese bulunmaktadır. Medrese alışılagelenin dışında biraz çarpık olup üzeri kubbe, yanları da tonoz örtülüdür. Bunun çevresindeki imaret ve hankâh ile Bektaşi dergahı özelliklerini taşımaktadır. Ayrıca türbedar odası ile Seyit Battal Gazi ile Ahmet ve Mehmet Beylerin türbeleri de burada bulunmaktadır. Külliyenin tümünde yapı malzemesi olarak taş, mermer, tuğla ve Bizans yapılarından toplanmış devşirme malzemeler kullanılmıştır. |
|
02-19-2009, 14:51 | #3 |
Eskişehir Kervansarayları
Kurşunlu Kervansarayı (Merkez) Eskişehir, Yukarı Mahalle’nin Odun Pazarı kesiminde Kurşunlu yapı topluluğunun bir bölümünü kervansaray oluşturmaktadır. Kurşunlu yapı topluluğunu, XVI.yüzyılın ilkyarısında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mustafa Paşa yaptırmıştır. Yapı topluluğunun bir bölümünü oluşturan iki yapının kervansaray olduğu iddia edilmiştir. Bazı araştırmacılar bunların kervansaray, bazıları dergah veya imaret olabileceği kanısındadırlar. Kesme ve moloz taş ile tuğladan meydana gelen kervansaraylar günümüze oldukça harap bir durumda gelmişlerdir. Bu yapılar dikdörtgen planlı ve beşik tonozludurlar. Seyit Battal Gazi Kervansarayı (Seyitgazi ) Eskişehir Seyitgazi ilçesinde bulunan bu kervansaray XVI. yüzyılda yaptırılmıştır. Kervansarayın kitabesi bulunmadığı gibi arşiv belgelerinde de onunla ilgili bir bilgiye rastlanamamıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu kervansaraydan söz etmiştir. Kervansaray dikdörtgen planlı bir yapı olup moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Kalıntılarından ortada dikdörtgen revaklı bir avlu, bunun çevresinde de hücreler olduğu anlaşılmaktadır. Kervansaray günümüze yıkık durumda gelebilmiştir. |
|
02-19-2009, 14:51 | #4 |
Eskişehir Türbe ve Kümbetleri
Şeyh Edebali Türbesi (Merkez) Eskişehir’de Şeyh Edebali’nin Türbesi Yukarı Mahalle Mezarlığındadır. Ancak Şeyh Edebali’nin Türbesi Bilecik’de bulunmaktadır. Buradaki türbe gerçekte bir makamdır. Bu türbenin XIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.Türbe XIX.yüzyılda onarılmıştır. Seyit Battal Gazi Türbesi (Seyitgazi) Eskişehir, Seyitgazi ilçesinde bulunan Seyit battal Gazi Külliyesinin bir bölümünü oluşturan Seyit Battal Gazi Türbesi, Selçuklu Sultanı I.Alaaddin Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun tarafından 1207-1208 yıllarında yaptırılmıştır. Türbe kesme taştan, iki katlıdır. Kesme taştan kareye yakın planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür. Türbe içerisinde Seyit Battal Gazi’nin mezarı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Seyit Battal Gazi’nin Anadolu’da bir çok yerde makamı vardır. Eyvan Türbe (Seyitgazi) Eskişehir Seyitgazi ilçesinde bulunan Eyvan Türbe XIII.yüzyılın ortalarında yapılan eyvan tipi türbelerin en eski örneklerinden birisidir. Türbenin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber Alaeddin Keykubat’ın annesi için yaptırıldığı söylenmektedir. Türbe kesme taştan yapılmış olup, altında mumyalık bölümü bulunmaktadır. Mumyalığın yanındaki merdivenlerle üst kata çıkılmaktadır. Sonraki yıllarda türbenin önüne bir dergah ile revaklı bir avlu eklenmiştir. Üryan Baba Türbesi (Seyitgazi) Eskişehir Seyitgazi’ye 6 km. uzaklıkta bulunan Üryan Baba Türbesi’nin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Büyük olasılıkla Selçuklu dönemi Ahi dervişlerinden birisine aittir. Türbe kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür. Yapımında moloz taş ve yer yer de tuğla kullanılmıştır. Şücaeddin Veli Baba Horasani İlyas Türbesi (Seyitgazi) Eskişehir Seyitgazi ilçesinde, Aslanbeyli Köyü’nde bulunan Şücaeddin Veli Baba Horasani İlyas Türbesi günümüze harap bir durumda gelmiştir. XVI.yüzyılda moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Kare mekanlı türbenin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Himmet Dede Türbesi (Seyitgazi) Eskişehir, Seyitgazi Kümbet Köyü’nde bulunan bu türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir. Selçuklu kümbetleri şeklinde yapılan türbenin 1229’da yapıldığı bilinmektedir. Ancak Himmet Dede’nin de kim olduğu bilinmemektedir. Büyük olasılıkla Selçuklu dönemi ahilerinden birisidir. Türbe moloz taş ve tuğladan yapılmış olup yuvarlak gövdelidir. Üzerini sekizgen konik bir külah örtmektedir. Cephesinde herhangi bir bezemeye rastlanmamıştır. Alemşah Kümbeti (Sivrihisar) Eskişehir Sivrihisar ilçesinde Ulu Caminin karşısında bulunan Alemşah Türbesini Melik Şah, kardeşi Sultan Şah için 1327-1328 yılında yaptırmıştır. Türbe iki katlı kare planlı bir yapı olup, kesme taştan yapılmıştır. Yapımında yer yer tuğlalara da yer verilmiştir. Türbenin alt katında mumyalık bölümü bulunmaktadır. Mumyalığın kapı süslemelerinde Selçukluların çok sık kullandığı motiflere rastlanmaktadır. Bu bölüm 13 mermer kesme bloktan yapılmış olup, her bölüm beş ayrı motifle bezenmiştir. Burada balık, geçme yıldızlar, geometrik geçmeler , örgü ve çengel motifleri görülmektedir. Dıştan yuvarlak gövdeli türbenin üzeri içten kubbe, dıştan da piramidal bir külah ile örtülüdür. Hoca Yunus Kümbeti (Sivrihisar) Eskişehir Sivrihisar ilçesinde Ankara kara yolu üzerinde bulunan kümbeti Hoca Yunus Paşa XIV.yüzyılın başlarında yaptırmıştır. Türbe kare planlı moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Türbenin üstünü yüksek kasnaklı tuğladan bir kubbe örtmektedir. Bezemesiz olan türbe çok harap bir durumdadır. Yunus Emre Türbesi (Mihalıççık) Eskişehir Mihalıççık İlçesinde Yunus Emre Köyü’nde (Sarıköy) Türk Halk Edebiyatının Ozanı Yunus Emre’nin (l240-1320) türbesi bulunmaktadır. Ancak Anadolu’da Karaman, Aksaray, Sıvas, Ünye, Erzurum, Bursa, Kula, Kütahya, Sandıklı ve Isparta’da Yunus Emre’ye ait makam ve türbeler bulunmaktadır. Bunlardan hangisinin gerçekten Yunus Emre’ye ait olduğu çeşitli iddialara rağmen kesinlik kazanamamıştır. Mihalıççık’ı Yunanlıların işgali sırasında bu türbe yıkılmış ve 6 Mayıs l949’da açılarak ozanın bozulmamış cesedi mezarın 50 m. uzağında yeni yapılan türbesine konulmuştur. Türbenin taşları Hacı Bektaş-ı Veli’nin Türbesinden ve çevresinden getirilen taşlarla yapılmıştır. Türbe sekiz sütunun taşıdığı üzeri kubbe ile örtülü, açık bir mezardır. Türbenin ortasında Yunus Emre’nin sandukası yerleştirilmiştir. Türbenin yanında bir de çeşme bulunmakta olup üzerinde “Haktan inen şerbeti iç, içtik elhamdülillah” yazılıdır. |
|
02-19-2009, 14:51 | #5 |
Eskişehir Hamamları
Eskişehir’in özelliklerinin başında doğal olan sıcak su kültürü gelmektedir. Nitekim gezgin ve coğrafyacı Paul Lucas “Eskişehir güzel çeşmelerle doludur. Hepsinden sıcak sular akar... Şehirde bu suların aktığı bir çok hamam vardır” diyerek şehrin yer altı su ve su kaynaklarının zenginliğinden söz etmiştir. Bugün Eskişehir ve çevresinin yaklaşık 3-5 m. altında su kaynakları bulunmaktadır. Bu nedenle de Eskişehir’de doğal sıcak su kaynağı olan hamam, kaplıca ve içmeler vardır. Bunlar daha çok şehrin merkezinde “Sıcaksular” olarak isimlendirilen bölgede toplanmıştır. Selçuklu Hamamı (Mihalıççık) Eskişehir, Mihalıççık ilçesinde, İki Çeşme Mahallesi’nde bulunan Selçuklu Hamamının kitabesi bulunmamaktadır. Hamamın mimari yapısından, XIII.yüzyılın başında Alaettin Keykubad’ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Selçuklu hamamları arasında değişik bir planı bulunmaktadır. Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelen hamamın sıcaklığı sekizgen yıldız şeklinde bir plan göstermektedir. Her yüzde yıldız şeklinde nişlere yer verilmiştir. Üst örtü kubbelidir. Bardakçı Köyü Hamamı (Mıhalıççık) Eskişehir, Mıhalıççık ilçesi Bardakçı Köyü’nde bulunan hamamın mimari yapısından Osmanlı döneminde, XIV-XV.yüzyıllarda yapıldığı anlaşılmaktadır. Kitabesi günümüze ulaşmadığından, kaynaklarda da ismine rastlanmadığından banisi ve yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Hamam dikdörtgen planlı olup soyunmalık, ılıklık ve sıcaklıktan meydana gelmiştir. Halvet bölümü çifttir. Hamamı oluşturan bölümlerin üzeri kubbelidir. Hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Günümüze yalnızca üç küçük kubbeli sıcaklık ve külhan bölümleri gelebilmiştir. Seyidler Hamamı (Sivrihisar) Eskişehir, Sivrihisar ilçesinde bulunan bu hamamı Seyyid Nurettin’in kızı Seyyide Nuriye Hatun 1490’da yaptırmıştır. Hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Plan olarak haç biçimli, dört eyvanlı köşe hücreli hamamlar gurubundandır. Eyvanların üzerleri kasnaklı kubbeler ile örtülüdür. Sonraki yıllarda hamamın önüne camekanlı bir bölüm ile bir de havuz eklenmiştir. Hamam Karahisar Hamamı (Sivrihisar) Eskişehir, Sivrihisar ilçesi Hamam Karahisar Köyü’nde bulunan bu hamam Roma dönemine aittir. Umur Bey tarafından ll75’de üst bölümü yenilenmiş, kadınlar ve erkekler bölümü olarak çifte hamam tarzında düzenlenmiştir. Kadınlar ve erkekler bölümlerinin üzerleri kubbelerle örtülmüştür. Kesme ve moloz taş ile tuğladan yapılan hamam son yıllarda yenilenmiş ve eski özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Eskişehir hamamları arasıda Çifteler Hamamı, Sivrihisar’da kiliseden dönüştürüldüğü söylenen Sivrihisar Kumacık Hamamı, Seyidi Hamamı ve Küçük Hamam isimli hamamlar da bulunmaktadır. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|