sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > SONFORUM BÜYÜK ATLAS - ŞEHİR REHBERİ > Doğu ve Güneydoğu Bölgesi > Erzurum
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-13-2008, 11:46   #1
Kullanıcı Adı
Kalpsiz_
Arrow Doğubeyazıt

Doğubeyazıt



Türkiye'nin doğuya açılan kapısı olan Doğubayazıt, tarih boyunca çok sayıda kavim ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Yüzyıllar süren bu uzun serüvende ilçe; Urartular, Asurlar, Medler, Persler, Roma ve Bizans hakimiyetinde kaldıktan sonra Halife Hz. Osman döneminde İslam akınlarıyla tanışmıştır. Doğubayazıt bir yandan Anadolu'da yaşamış, savaşmış, uygarlıklar ve kültürler oluşturmuş bütün kavimlerin izlerini taşırken, bir yandan da doğal güzellik ve folklorik zenginliğiyle de gün geçtikçe önem kazanmaktadır.


Tarihçe

Malazgirt zaferinden önce 1064'de Kars'ın fethi ile Doğubayazıt da Selçuklu topraklarına katılmış, ancak daha sonra Moğol istilası ile Timur'un işgalinden de nasibini almıştır. Sonraki dönemde Akkoyunlular ve Karakoyunlular arasında zaman zaman el değiştiren ilçe XV. yüzyıl sonlarında Safevilerin eline geçmiş ve nihayet 1514'de Çaldıran Savaşından sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında sancaklar vilayet haline dönüştürülünce, Doğubayazıt aynı adla vilayet merkezi olur. Ancak 1927 yılında vilayet merkezinin bugünkü Ağrı'ya taşınmasıyla Doğubayazıt buraya bağlı bir ilçeye dönüştürülür.


Ulaşım


Karayolu: Doğubayazıt, Türkiye-İran transit yolu üzerinde yer aldığı için karayoluyla buraya ulaşmak oldukça kolaydır. İlçede faaliyet gösteren üç otobüs firması Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum, Ağrı, Van, Iğdır ve diğer önemli merkezlere düzenli seferler yapmaktadır.

Havayolu: Ayrıca tarifeli uçuşlarla Ağrı, Van ve Erzurum'a gelindiği takdirde, buralardan Doğubayazıt'a karayoluyla hemen hemen günün her saatinde ulaşmak mümkündür.


İshakpaşa Sarayı


1789' da vezir olan Hasan Paşanın oğlu İshak Paşanın Doğu Bayazıt'da bir tepe üzerinde, yaptırdığı saray, 360'ı bulan oda ve salonları ile Osmanlı saray teşkilatına uymaktadır. 760 m2'lik bir alanı kaplayan sarayın yapımının 99 yıl sürdüğü söylenmektedir. ''U'' şeklinde, iç içe iki avlu çevresinde toplanmış binalarının mimarisinde (cami-harem daireleri-aşevi-hamam, selamlık-merasim ve eğlence salonu-türbe vs.) mükemmel taş işçiliği, oymacılığında ve duvar süslemelerinde ise Fars, Selçukluve Osmanlı medeniyetlerinin ortak etkisi görülür.

İshak Paşa Cami, sarayın ikinci avlusunda, harem ile selamlık daireleri arasında yer alır. Beden duvarları sarayın iki katı yüksekliğindedir. Cami, kubbesi ve minaresi ile bütün saraya hakimdir. Sivri kemerli, mukarnaslı büyük portalleri Osmanlılardançok Selçuklu mimarisini hatırlatır. Taş üzerine iri plastik natüralist bitki süslemeleri Türk sanatına yabancı, Kafkaslardan gelen etkileri gösterir.

Tamamen Türk üslubu ile yapılmış kare planlı minaresi başlı başına bir abide görünümündedir. Caminin kıble tarafında dış duvarlarının hemen kenarına inşa edilmiş olan sekizgen türbe, Selçuklu türbe mimarisi geleneğine uygun olarak iki katlıdır. Dıştan tamamen (kubbe dahil) kesme taştan yapılmış cami ve türbelerin pencere kenarları ve bazı yüzeyleri ağaç ve çiçek tasvir eden Rokoko tarzı işlemelerle süslenmiştir.


Ağrı Dağı

Doğubayazıt ovasının kuzeydoğusunda yükselen ve 5165 metreyle sadece Türkiye'nin değil, aynı zamanda Avrupa'nın en yüksek zirvesi olan Ağrı dağı, ülkemizin dağ turizmi bakımından en yüksek potansiyeline sahip volkanik dağlarından biridir. Ağrı dağı, dağcılık sporuyla ilgilenenlerin aradığı bütün özelliklere sahiptir. Amatör dağcıların rahatlıkla çıkabileceği kolay güzergahları olduğu gibi, profesyonel dağcıların aradığı tırmanılması zor tarafları da bulunmaktadır. Tırmanış mesafesinin yüksek olması ve çıkışın başladığı yere kadar motorlu araçlarla gidilebilmesi de önemli bir avantajdır.

Yüzyıllardır gezginlerin, bilginlerin ve kavimlerin dikkatini çeken Ağrı dağı ülkemizde ve dünyada türkülere, efsanelere, araştırma ve mitolojiye en çok konu olan dağdır. Nitekim Nuh tufanı öncesinde, Hz. Nuh ve beraberindekilerin bindiği geminin, sular çekilince bu dağda karaya oturduğu asırlardır söylenegelmiştir.

Ağrı dağının bir diğer özelliği ise kaidesinin oturduğu ovadan bakıldığında, yekpare bir kitle halinde birden yükselivermesidir. Himalaya ve Ant gibi yüksek dağlarda bu yükselme aşama aşama olduğu için Ağrı dağının bu görkeminden yoksundurlar. İşte bu gizemli ve heybetli dağa ulaşmak için Doğubayazıt sadece en önemli eşik değil, aynı zamanda en büyük olanaktır. Çünkü asırlardır bir çok gezginin uğrak yeri olan belde, dağ turizmi açısından uzun yılların donanımı ve deneyimine sahiptir.


Meteor Çukuru


Doğubayazıt' ın 35 Km. doğusunda İran sınırına 2 Km. uzaklıkta kolayca ulaşılabilen bir yerdedir. 1892 yılında düşen gök taşının meydana getirdiği bir çukurdur. Dünyada büyüklük ve derinlik itibariyle Alaska'dakinden sonra ikinci büyük meteor çukurudur. Genişliği 35 m. Derinliği 60 m.dir.


Nuh'un Gemisi


Doğubayazıt' a bağlı Telçeker ve Üzengili köyleri arasındaki bir bölgede yer alan doğal bir anıttır. Türkiye-İran transit yoluna 4 Km. uzaktadır. Bu anıt, gemi biçimli bir siluet şeklindedir. Bu benzerliğinden dolayı Nuh tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı ve siluetin bu gemiye ait olduğu söylenmektedir. Bu söylentiden hareketle çok sayıda bilim adamı bölgeye gelerek araştırmalarda bulunmuştur. Her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilen bu doğal anıt bugün doğal sit alanı ve açık hava müzesi olarak koruma altına alınmıştır.


Balık Gölü

Doğubayazıt' ın 60 Km. Kuzeybatısında yer alır. 2241 metre rakımıyla Türkiye'nin en yüksek göllerinden biridir. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyıdaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenir. Gölün kuzey tarafında, üzerinde tarihi kalıntılar da bulunan 4 dekar büyüklüğünde bir ada bulunmaktadır. Bu ada üzerinde kuluçkaya yatan kadife ördek popülasyonuyla göl, Türkiye'nin en önemli 100 kuş alanından biri olarak kabul edilir. Ancak balık gölünün bölgedeki asıl ünü yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Fakat tamamen doğal bir ortamda yetişen bu balığın sofralara gelişi o kadar kolay olmamaktadır. Çünkü göl kış aylarında metrelerce kalınlıkta buz tabakasıyla kaplanır. Balıkçılar işte bu kalın buzda açtıkları deliklerden balık avlayabilirler.


Dogubayazıt Sazlığı

Doğubayazıt ilçesi ile Ağrı dağı arasındaki boşlukta yer alan iki gölü ve bunların arasında uzanan bataklıkları kapsar. Bu sazlık da Türkiye'nin en önemli 100 kuş alanı arasında bulunmaktadır. Sazlık, Balık Gölünden ve Tendürek Dağlarından gelen derelerle beslenir. Bölgede yaygın kuş türleri ise çayır delicesi, erguvani, balıkçıl, boz ördek, pasbaş, turna, patka, kızılgaga, ve kızılbacak olarak sayılabilir.


Buz Mağarası

Doğubayazıt' ın kuzey doğusunda Küçük Ağrı dağının eteklerinin bittiği düzlükte bulunmaktadır. Örneğine çok az rastlanabilecek doğal bir anıt niteliğindedir. Mağara toprağın 7-8 metre altında yer almaktadır. 100 metre uzunluğu ve 50 metre genişliğindeki mağara içinde bir limon büyüklüğünden insan büyüklüğüne kadar, buzdan birçok sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Işık tutulduğunda kristal gibi parlayan ve renkten renge giren buz parçalan seyredenleri hayretler içinde bırakmaktadır. Mağaranın en önemli özelliklerinden biri de yazın soğuk, kışın sıcak olmasıdır. Mağaranın kapısında sürekli sıcak ve soğuk hava akımları bulunur.


Keşişin Bahçesi

Eski Doğubayazıtın hemen altında adeta bir vaha görünümünde, yemyeşil büyük bir bahçedir. 16.Yüzyilda ortaya çıktığı sanılan ve asırlarca Anadolu'da dilden dile anlatılan, ''Kerem ile Aslı'' hikayesinin bu bahçede geçtiği söylenir. Hikaye ayrı dinlerden oldukları için evlenemeyen iki gencin acı sonla biten aşklarını anlatır.


Kaleler, Cami ve Türbeler

Doğubayazıt Kalesi
Doğubayazıt ilçe merkezine 7 Km. uzaklıkta, İshakpaşa Sarayı yakınındaki sarp bir kayalık üzerine kurulmuştur. Kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak burada bulunan kabartmalı bir mezar, kalenin bir Urartu eseri olduğunu göstermektedir. Tarih boyunca bir çok devlet arasında el değiştiren kale, Yavuz Sultan Selim' in Çaldıran seferi sırasında Osmanlıların eline geçmiştir.
Bayazıt Camii
Bayazıt Kalesinin güney eteğinde yer alan ve Osmanlı hükümdarı I. Selim tarafından yaptırıldığı kabul edilen bir eserdir. Caminin yer aldığı vadi yamacı düzeltilerek duvar örülmek suretiyle düz bir teras oluşturulmuş ve üzerinde bu camii inşa edilmiştir. Camii fazla bir tahribat görmemekle beraber yerleşim yerlerine uzaklığından dolayı bugün kullanılamamaktadır.
Ahmed-i Hani Türbesi
1651 Yılında doğan ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmeyen Ahmed-i Hani'ye ait bir türbedir. Türbenin yanında sonraları bir de camii yapılmıştır. Ahmed-i Hani ünlü ''Mem u Zin'' adlı eserin yazarıdır. Ahmed-i Hani bu eserde, Emir Zeynettin'in güzellikleriyle dillere destan olan Zin ve Sili adlı iki kız kardeşinin Memo ve Tacettin ismindeki iki gençle olan aşklarını şiir şeklinde anlatır. Aynı adla sinemaya da uyarlanmıştır.


Ne yenir?

Doğubayazıt'a gelenler onun sadece tarihi ve doğal değerleriyle değil, aynı zamanda zengin mahalli mutfağıyla da tanışırlar. Örneğin, Türkiye'nin hiç bir yerinde benzerini dahi bulamayacağınız iri bir portakal büyüklüğündeki "Abdigör Köftesini burada tadabilir, közde demlenen semaver çayını keyifle yudumlayabilirsiniz.


Bunları yapmadan dönmeyin
İshak Paşa Sarayını görmeden
Ağrı Dağı'na tırmanmadan
Doğubayazıt Kalesini gezmeden
Abdigör Köftesi yemeden, semaver çayından içmeden
Kalpsiz_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 08:13


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog