sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > EĞİTİM - ÖĞRETİM - KARİYER > SonForum Makale Arşivi > Diğer Dersler
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 11-22-2010, 13:16   #1
Kullanıcı Adı
denizci
Standart Doğru İletişim İçin Teknikler

Doğru İletişim İçin Teknikler
İletişim günümüzde önemli bir psikolojik beceri olarak kabul ediliyor.Belki de günümüz dünyasında üretim ve verimliliğe çok önem verildiğinden.Bu verimliliğin sağlanmasında teknoloji ve makineler kadar insan faktörü de önemli yer tutuyor.Çok sayıda insanın koordineli çalıştığı şirketlerde,fabrikalarda iletişimin ne denli önemli olduğu ortada.Böyle bir zorunluluktan doğan doğru iletişim teknikleri aile içersinde ve sosyal çevrede de giderek faydalı olmaya,dikkat çekmeye başladı.

Bu gün artık bir bilim haline gelen ve üniversitelerde ders olarak okutulan iletişim meselesine konumuz gereği daha çok psikolojik açıdan yaklaşmaya çalışalım.Önce iletişim teknikleri kullanarak gerçekleştirilen doğru-yapıcı bir iletişim bize ne sağlar bir bakalım.

Yapıcı-doğru iletişimden ne beklemeliyiz?

a.İletişim enformal düzeyde paylaşım sağlar

İletişimde ilk maksat enformal düzeyde alışverişte bulunmaktır.Bu alış veriş duygusal içerikten muaf olabilir.Tartışma platformlarında iletişimin temel gayelerinden birisi olup öncelikli hedef olarak kaydedilmelidir.Hepimiz mesleki veya ihtiyaç-ilgi alanı düzeyinde olsun, bir şeyler öğrenmek için buradayız,ilk amacımız bu…

b.Sahip olunan bilgilerin eleştirel biçimde gözden geçirilmesi mümkün olur

İkinci bir maksat,doğru bilindiği varsayılan bilgi ve kişisel gerçeklikleri geri bildirim yoluyla gözden geçirme imkanıdır.Bu imkan sayesinde görüşlerimizi değiştirmesek bile “farklı düşünce ve yaklaşımları” görebilir - anlayabiliriz.

c.Sağlıklı-yapıcı mesleki ve sosyal düzeyde doyurucu ilişkiler kurulup-sürdürülebilir

Farklı görüşler ile her karşılaştığımızda,farklı görüşlerden kaçabilmenin gerçek bir imkanı olmadığından; “böyle bir düşünce nasıl düşünülür,nasıl söylenebilir” yerine “evet,böyle düşünenler de var” diye yaklaşılmalıdır.Bu yaklaşım iletişimin sürdürülmesi noktasında çok kritik bir öneme haiz olan karşısındaki düşünceyi ve düşüncenin arkasındaki kişiyi “gerçek bir düşünce ve kişi” olarak onaylama işlevini yerine getirmiş olacaktır.Görüldüğü gibi düşünce ve insanları temel düzeyde “onaylamak” sadece humanistik bir amaçtan ibaret değildir.Sosyal bir gerekliliktir .Sosyalleşmenin önemi konusunda konuşmaya gerek yok .İnsan sosyal bir varlıktır ve (en asgarisinden) sosyal ilişkiler ağı içerisinde sorunsuz biçimde yer almak gayretindedir.

d.Duygusal paylaşım ve teselli sağlanır

Yalnızlık gibi varoluşsal bir sorunu çözmek için yakın ilişkiler kurulabilmek yine doğru iletişim tekniklerini uygulamak ile mümkündür.
Doğru-yapıcı iletişim için kullanılması uygun teknikler nelerdir?

1.Karşınızda konuştuğunuzu “kendinizden farklı bir kişiliği ve düşünceleri olan” bir kişi olarak onaylayan bir üslupla konuşun.İsmini söyleyin ve doğrudan ona hitap edin…Saygı duyduğunuzu belirten sözcükleri kullanmaktan çekinmeyin. Farklı düşünceler tolerans gösterebileceğinizi hissettirin.Bu iletişim olanağını artıracaktır. Maksadınızın üstünlük yarışına girmek değil anlaşmak olduğunu varsayıyoruz.

2.Konuşmanız da saldırgan sözcükler kullanmayın.Bu sözcükler niyetiniz ne olursa olsun karşınızdakini savunma pozisyonuna geçirecek ve iletişim çabanızı baltalayacaktır.Bu saldırgan sözcükler karşınızdakini fiziksel ve zihinsel yönde aşağılayıcı sözcükler olabilir. Diğer yandan çift anlamlı yani görünür anlamlarının yanı sıra başka bir gösterene daha işaret eden ifadeler de kaçınılması gereken sözcüklerdir.Nesnel bir amaca hizmet eder gibi görünüp dolaylı oluşlarından dolayı sosyal kabul görme umudu ile sarf edilen bu tip sözcüklerin karşınızdakini incitme kapasitesine sahip olduğunu unutmamak gerekir.

3.Mutlak doğruluk içeren tanım ve ifadelerden kaçının.İfadelerinizde “sanırım”, “düşünüyorum”,”belki de” “eğer yanılmıyorsam” gibi yanlış bir değerlendirme yapma ihtimalinize atıf yapan sözcükler kullanın.Bu sözcükler sizi “gerçeklerin tek hakimi” konumuna yerleşmekten kurtarır.Cevap verilmesine cesaret sağlar ve iletişimi kolaylaştırır.

4.Psikolojik oyunlardan kaçının.Psikolojik oyun transaksiyonel analiz kuramının kurucusu Eric Berne’nin tarifi ile ilişkiler esnasında farkında olmadan (alışkanlıkla) uzun süre- benzer bir tema üzerinden işleyen , psikolojik üstünlük ve haz sağlamaya yarayan ilişki kurma tarzıdır..Kazan/kaybet stratejisine dayanan oyunda kazanan “beyaz” kaybeden” rolün yerleştirilen “siyah”tır…

***

Bu temalardan sık rastlanan birisi “işte şimdi seni yakaladım ” dır.Burada çocukluğundan beri kendisine haksızlık yapıldığını düşünen ve problemini dışsallaştıran (ve aynı zamanda benzer durumda olduğunu sandığı bir popülasyonla özdeşleşen)şahıs ,sosyal olarak haklı görülebileceği bir mazeret üzerinden birikmiş öfkesini keyifle boşaltır.Bu esnada “beyaz” sorunun genliğini artırarak “siyah”ın yaptığı sınırlı sayıda (sözde veya ufak) hatayı ahlaki düzeye ve kişilik boyutuna ve o kişinin ait olduğu varsayılan sınıf boyutuna taşır (“İşte sizler şusunuz,busunuz,biz bu haldeysek sizin gibi insanlar yüzünden bu haldeyiz vb.) Öfkesini tüm yoğunluğu ile boşaltmak yerine akılcı ve ölçülü bir tepkide bulunmayı istemez..Zira amaçladığı şey sorunun gerçekçi çözümü değildir.Asıl ilgilendiği şey yakaladığı fırsatı sonuna kadar değerlendirmek, üstün konumu sayesinde kendisinden merhamet dilenmesini sağlamaktır.Haklılığının halledilebilecek sıradan bir mesele ile ilgili oluşu, meselenin hallinde hiç de uzlaşmacı olmayışı,giderek artan genellemeleri, öfke yoğunluğu,bu yoğunluğa uygun aşağılamaları ile ayırt edilir. Bu oyun örneğini okuyunca aklınıza tanıdık birisi geldi mi?

5.Karşı tarafı doğrudan suçlayıcı ifadeler kullanmak yerine kendinizi –duygularınızı-hissettiklerinizi ifade eden sözcükler seçin.Örneğin forumlarda sık yapılan bir hataya bakabiliriz.Bir forum yazısına verilen cevapta katılımcı “yazında konuşulan şeylerden hiçbir şeyi anlamadığını hayretle gördüm ve senin adına çok üzüldüm” diyor.Veya “görüyorumki yıllardır aynı yanlışı yapıyorsun,anlaşılıyor ki senden herhangi bir gelişme beklemek hata olacak” diyebiliyor.Bu tür ifadeler yerine “birbirimizi tam anladığımızdan emin değilim,belki de farklı şeylerden bahsediyoruz bu da beni üzdü” ve “söylediklerinde değişik bir şey duymadım,belki de ben bir şey kaçırmışımdır” denebilir..Bu tarz bir yaklaşım hem düşüncelerin hem de duyguların ifade edilmesini sağlayacak, kırıcı olmayacak ve söz konusu kişiyle anlaşamadığınızı ilk ifade kadar iyi yansıtacaktır.

6.Akıl okumayın ve konuştuğunuz kişinin fikirlerini sormayı ihmal etmeyin.Karşı tarafın fikirlerini zaten bildiğinizi iddia eder bir pozisyona düşmeniz muhatabınızı incitecektir.Bu onun basit fikirli olduğunu ima etmeye benzer.O yüzden “ben söylediklerinden şöyle anladım ama tam bilemiyorum sen ne düşünüyorsun söylersen memnun olurum” benzeri bir ifade çok daha uygundur.
denizci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 08:04


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı