|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
02-23-2009, 11:26 | #1 |
Doğan'ın kurnazlıkları,buraya kadar!(A.İhsan KARAHASANOĞLU)
Benim gibi dışardan bilgilerle değil, konuya vakıf bir okuyucum mail atıp cevapladı: “Ben de anlamadm ne yapyor bu Doğan.. Bildiğim tek şey kurnazlk yapp çok az vergi ödedikleri.. Kurnazlk yapp paraya para kattıkları!” Okuyucum ismini yazmış ama, ben kendisinden izin almadığımdan, açıklamıyorum. Zaten benim bu kadar ayrıntılı bilgilere sahip olmam imkansız. Okuyucumuz belli ki, konuyu yakınen takip ediyor. Veya zaten konunun tam içinden birisi.. Bakın ne diyor okuyucumuz: “Doğan gurubunun kendi şirketlerini, kendi gurubuna satmas! Örnek Mozaik İletişim Hizmetleri A.Ş. vard.. Alp Görsel A.Ş.’ye dönüştürüldü.. D-smart mesela, Yonca A.Ş.’nin yansra kuruldu.. Alp Görsel’in fesh vakti mi geldi acaba?” Nasıl ama.. Bir ah et, bin ah dinle, konuyu bilenlerden.. Biz iki tane örnek verdik. Okuyucumuz belli ki, ezbere sayacak, tüm olup bitenleri.. Bu tür işlemler için alternatifli gerekçe de hatırlatıyor okuyucumuz: “Çok mu borcu var? Yoksa vergi bast basacak gibi bir zamanlama ayarlamas m yapyorlar? Bu yüzden mi habire değişim, alm ve satm yapyorlar! Bunlar da karanlk!..” Okuyucumuz ezbere sayıyor dedik, iltifat etmedik. Mektupta somut örnekler ardı ardına geliyor: “Bir örnek daha; Smile Dağtm A.Ş., BrightStar ile Temmuz 2008’de ortak bir joint şirket kurdu... Ve bu tarihte bir duyuru yaynland Doğan gazetelerinde.. BrightStar, Smile Dağtm A.Ş.’nin yüzde ellisini aldğn duyurdu.. Oysa şu an öyle bir şey yok.. BrightStar Genel Müdürü, kendisi açıklıyor, böyle bir ortaklk yaplmadğn ve BrightStar’n, Smile A.Ş.’nin yüzde 50 hissesine sahip olmadğn..” Nasıl heyecan verici değil mi? Tüm bunlar Türkiye’de mi oluyor diye merak etmeyin.. Evet; başka bir ülkede olması mümkün değil zaten! Bu tür işler, sadece böyle, gelişmesi engellenmiş, engellenmeye devam edilen ülkelerde olur. Olmaya da devam ediyor!.. Okuyucumuz bu ortaklık hikayesinin gerekçesini de deşifre ediyor: “DYH’nin amacı, elektronik üzerine çalşan, cep, bilgisayar vs.. işleri ile meşgul olan yurt genelindeki tüm dükkanlar kendine çekmek idi.. Ve bunu da başard.. Küçük şirketlerin elinde ne var ne yok hepsini almak istedi. O dönemin gazetelerinde ve yaplan duyuruda, BrightStar’n dünya genelinde yedi ktada faaliyet gösterdiğini, art kendileri ile çalşan ya da çalşacak olan tüm bayilerin ciddi manada destekleneceklerini duyurmuşlard.. Ve herkes bu sözlere itimat edip, DYH’ye teminat vermeye başlamışt.. İşin iç yüzü ortaya çknca da, küçük şirketler teminatlarn geri almaya çalşmşlardı ama ne fayda!..” Okuyucumuz devamında da, burda dönen paranın miktarını telaffuz ediyor ki, müthiş rakamlar.. Ve okuyucumuz soruyor: “Bu oynanan oyun, şeytanlk değil de nedir?” Okuyucumuzun mektubu devam edip gidiyor. Başka okuyucularımızın mektupları da var. Onlar da şahit oldukları bazı olayları aktarıyorlar! Değişik olaylar aktarılsa da, sonuçta kanaat aynı: “Devlet, niçin bu kadar acziyet gösteriyor?.” SPK’sıyla, İMKB’siyle.. Rekabet Kurulu ile.. Reklam Kurulu ile.. RTÜK’üyle.. Diğer tüm kurumları ile; devlet niçin bu olan bitenleri yakından izlemiyor! Yanlış bir haber yapıldığında, sadece ilgililerin tekzip etmeleri ile mi yetinilecek! Piyasa şartlarını etkileyen haberler için, devletin alacağı bir tedbir yok mu? Yanlış haberle elde edilen haksız menfaatleri takip edecek kurumlarımız ne yapıyorlar? Bu konuda mevzuatta var olan emredici kuralların hayata geçirilmesi için ne bekleniyor? Evet, niçin devlet, tüm resmi bilgiler elinde olduğu halde, birçok yetki ile donatılmış olduğu halde, kartelleşmiş şirketlerin bu oyunlarına meydan bırakıyor? Onların muvazaalı işlemlerle büyük menfaatler elde etmelerine neden ses çıkartmıyor? Ve daha önemlisi, yargı kurumları niçin bu konularda, halkın menfaatlerini gözetme konusunda daha hassas değiller? Danıştay, bazı kamu kurumlarının binbir güçlükle ve büyük cesaretle, kartelleşmiş şirketlere verdikleri cezaları, iptal için büyük çaba sarfediyor! Son olay önümüzde. Bakalım EPDK’nın kestiği katrilyonluk cezaların iptal edilmesindeki gibi, yine eften püften sebeplerle, bu cezalar da Danıştay tarafından iptal edilecek mi? Vatandaşların bile gördüğü uyanıklıklara, yargı organları tarafından onay verilecek mi? Ali İhsan Karahasanoğlu - Vakit |
|
|
|
02-24-2009, 13:22 | #2 |
Emeğine yüreğine sağlık inşaALLAH
“Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına; dünya kendisine güldüğünde, takvayı elden bırakıp bırakmadığına (menfaat anındaki tavrına) bakıp öyle değerlendirin”(Kenzul-Ummal, h. No: 8435), “Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz” (a.g.e, h. No: 8436) |
|
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|