09-27-2010, 16:18 | #1 |
Dinler Coğrafyası
Din, bir veya birden fazla tanrıya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapinmayı sistemleştiren toplumsal bir kurumdur. İnsanların, geleneksel bir kurum olarak benimseyip mensubu oldukları dinlerin veya tercihleri doğrultusunda seçtikleri kutsal inanışların yeryüzündeki coğrafi dağılışını inceleyen sosyal coğrafya dalına dinler coğrafyası denir.
Dinler coğrafyası, çeşitli özelliklere sahip dinlerin ve kutsal inanışların yeryüzünde ortaya çıktığı alanların tespitini yapmakta, günümüzde bunların hangi kıta ve ülkelere kadar yayıldığını inceleyerek etki alanlarının sınırlarını çizmekte, bu dinlere ve kutsal inanışlara mensup olan nüfusun miktarıyla dağılış ve yoğunluğunu belirlemektedir. Diller coğrafyasında olduğu gibi, dinlerin de yeryüzündeki dağılımı ve diğer özellikleri, kıta ve ülke ölçeğinde incelenebileceği gibi, bir ülke içindeki bölge, bölüm, yöre, kesim ve alanlara göre de ele alınabilmektedir. Çok geniş alanlara yayılan büyük dinler yanında diğer küçük dinlerin de bir mekânsal boyutu olması ve bu boyutun büyük çeşitlilikler göstermesi coğrafyacılar için dinleri de çok çekici kılmaktadıir. Coğrafyacılar dini, kültürel farklılıktaki başlıca faktör ve kültürel yayılmada da önemli bir eleman olduğu için incelerler. Günümüzde kalkınma ve şehirleşmenin aldiği boyutlara ve bu bağlamda çağdas toplumlarda yaygınlaşan laikliğe rağmen din hala milyarlarca insanın yaşam ve davranışlarındaki egemenliğini sürdürmektedir. Dinsel inanç, örneğin bir grubun oy verme eğilimini, beslenme alışkanlıklarını, alış-veriş kalıplarını, iş tiplerini ve sosyal mevkilerini etkileme potansiyeline sahiptir. Hindistan’ın çoğunluk dini olan geleneksel Hinduizm insanları kast olarak adlandırılan sosyal sınıflara ayırır ve her birisi için belirlenmiş geçim şekillerini ifade eder. Bazı kimselerin yaşamlarının günlük, haftalık ve yıllık planlarını din çizer; ne tür yiyecekler yiyecektir, ne zaman yiyecektir, hangi tür giysiler giyecektir gibi. Yahudiler ve Müslümanlar domuz eti, Hindular et yemezler. Müslümanlar alkollü, Mormonlar kafeinli içecek içmezler gibi. Dinlerin yeryüzündeki dağılışı ve yayılışını inceleyen dinler coğrafyası ile dinsel coğrafyanın birbirine karıştırılmaması gerektiği de vurgulanmalıdır. Dinsel coğrafya, bilindiği gibi, dünyanın yorumunun din yoluyla yapılması ile ilgilidir. Örneğin on altı ve on yedinci yüzyıllarda Protestan Almanya’daki coğrafya dinsel coğrafyaydı ve dünyayi Tanrı’nın bir yaratışı, Tanrı’nın Şehri, Allah’ın Bahçesi olarak gören bir bakış açısına sahipti. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|