02-14-2009, 23:18 | #1 |
Dini Siirler....
HEPSİ SENİN İÇİN Dualar şahlandı mı gönüllerde Bir tek sen gelirsin aklımıza Ya Rab Günahlarımız sarsa da gönüllerimizi İçten içe ağlarız senin için Senden başka aşk var mı yeryüzünde Cennet cehennem için değil Senin rızan için Yükselir ellerimiz semaya İçimize verdiğin huzurla Tatlı bir tebessüm saçarız yeryüzüne İçimize verdiğin güvenle Dilimizden dökülen sözlerle anlatırız seni Seni anlatmaya sonsuzluk yetmez Bağışlayıcı nurunu anlatmaya diller yetmez Aşkını yaşamaya ömürler yetmez Sevginin, adeletin en güzel adısın Seni sevmek Dünyadan vazgeçmek Geçici olan âleme gözlerini yummak demek Ne olursa olsun Hangi dert olursa olsun yüreğimizde Yine sabırla sevmek var Aşkını dünyaya yansıtmak var Ya Rab Bir kez olsun gazapla bakışını düşünerek Küfrü kuytu topraklara gömmek var Hepsi senin için Gözlerimiz bir kez görse yüceliğini Biliriz bu diller susmaz hayranlığından Biliriz gözlerimiz görmez bir daha Güzelliğinin verdiği ışıktan |
|
|
|
02-14-2009, 23:19 | #2 |
Âdem oğlu aç gözünü Âdem oğlu aç gözünü yeryüzüne kıl, bir nazar gör bu latif çiçekleri hangi kuvvet yapar, bozar. Her bir çiçek bir nâz ile över Hakkı, niyaz ile kurtlar, kuşlar, durmaz söyler ol Hâlıka âvâz ile. Eğer onun kadirliğin Her bir işe hazırlığın ille onun kahirliğin anlayınca, rengi döner. Rengi döner günden güne toprağa dökülür yine bu ibrettir anlayana hakikati, ârif sezer. Ger bu sırrı duya idin yâ bu gammı yiye idin yerinde eriye idin insan değil misin, meğer. Bilir, gelen gider imiş konan geri göçer imiş mevt şerbetin içer imiş her kim, bu manadan geçer. __________________________ Ağla gözüm bundan sonra Ağlamaktır benim işim, Ağla gözüm bundan sonra. Irmak ola kanlı yaşın, çağla gözüm bundan sonra. Hudâ bize verdi sevdâ, sevmek oldu, artık gıda. Ele geçmez bu dünyada, gülme gözüm bundan sonra. Düşün hâlin n’olduğunu, ömür gülü solduğunu. Gece gündüz olduğunu, bilme gözüm bundan sonra. Aldanma nefsin tadına, Zehirdir sunma balına. Düşüp onun hayaline, dalma gözüm bundan sonra. Sözün olsun, öze uygun, her ne dersen, Ona malum. Bu meydana düştü yolun, dönme gözüm bundan sonra. |
|
02-14-2009, 23:19 | #3 |
Ah yazık! Ömrüm boş şeylerle geçti, ah yazık! Yarını hiç düşünmedim, ah yazık! Hep havaya bina kurdum, şaşkınca, din temeli çürük oldu, ah yazık! Affı sonsuzdur diyerek, pek azdım, Kahhar ismini unuttum, ah yazık! Daldım günaha, yapmadım hiç hayır niçin doğru yoldan saptım? Ah yazık! Mal için, makam için hep uğraştım, sonsuz nimetlerden oldum, ah yazık! Yol bozuk ve karanlık, önde şeytan, günah ağır, ağlarım hep, ah yazık! Hesap defterimde yok bir iyilik, nasıl kurtulur bu Halid? Ah yazık! ______________________________ Aklını başına topla Gel ey gurbet diyârında esir olup kalan insan gel ey dünya harâbında yatıp gâfil olan insan! Gözün aç, bir bak etrâfa gelip geçti nice paşa ne delidir bu dünyaya gönül verip duran insan! Bülbüle verilse şeker Kafeste durmaz gider acep niçin karar eder bu zindana giren insan! Biraz daha eyle gayret elinde var iken fırsat sonsuz azap çeker elbet Adam sen de diyen insan. |
|
02-14-2009, 23:20 | #4 |
Azrail başına geldiği zaman Azrail, başına geldiği zaman kırılır ayakla kol, yavaş yavaş. Mevlam nasip etsin din ile iman akar gözlerinden sel, yavaş yavaş. Yüksek uçan gönül, yorulur bir gün ölçü terazisi, kurulur bir gün. Herkesin yaptığı, sorulur bir gün, döner mi, yâ Rabbi, dil yavaş yavaş. Hep nefsine uydun, tevbe etmedin her bulduğun yedin, şükür etmedin. Nihayet, bu kara toprağa geldin çekilir dünyadan el, yavaş yavaş. Kabrin üzerine dikerler taşı bir avuç toprağa koyarsın başı. Baba, oğlun görmez, kardaş kardaşı gider, geri dönmez yol, yavaş yavaş. Kâfurlu, ılık suyu koyarlar o nazlı bedeni, tekmil soyarlar. Öldüğünü konu komşu duyarlar gelir geri ahbaplar, yavaş yavaş. ____________________________ Bak da ibret al Zâhidâ! Aç gözün, sahraya bak da, ibret al! Şu direksiz kubbe-i semâya bak da, ibret al! Görmek istersen, Cenâb-ı kibriyanın kudretin, her sabah, seher vakti, dünyaya bak da ibret al! Padişah olsan da, derler “er kişi niyetine”, Var, musallada yatan mevtâya bak da, ibret al! Bir kefendir âkıbet, sermâye-i beğ ve fakir, varlığa mağrur olan, mecnun değil de, yâ nedir? _____________________________ Biz Allah’ı severiz Yeri göğü yaratan, ağaçları donatan, Çiçekleri açtıran, bir Allah’tır, bir Allah! Allah her yerde hazır, ne yaparsan o görür. Ne söylersen işitir. Vardır, birdir, büyüktür. Biz Allah’ı severiz. Her emrini dinleriz. Beş vakit namaz kılar, Ona isyan etmeyiz. Bizlere akıl verdi. Doğru yolu gösterdi. Dini İslam'a uymayan, ateşte yanar dedi. Kur’ana iman eden, Peygamberi izleyen, Dünyada mesut olur, Cehennemden kurtulur. Mümin iyi huyludur. Herkes ondan memnundur. Kimseye zulüm eylemez. Kendi de huzurludur. Ya Rab! Af eyle beni. Ve anamı babamı. Kafirlerin şerrinden koru Müslümanları! [Osmanlı devleti zamanında bu şiir, bütün ilk mekteplerde okutulurdu.] |
|
02-14-2009, 23:20 | #5 |
Bu âdem dedikleri Bu âdem dedikleri, el ayakla, baş değil âdem ruha denilir, surat ile kaş değil. Beden et ve deridir, ruh bunun serveridir Hakkın kudret sırrıdır, ruhsuz kalıp hoş değil. Âdem gerek, su gibi, temizlenip arına haramlardan kaçınır, nefsi de serkeş değil. Âdemdedir emanet, ondadır ilmü hikmet Hakkın katında âdem, daneyi haşhaş değil. Âdem olan iyi bil, çalışır hep ay ve yıl ruh gıdası ilimdir, ekmek ve kumaş değil. Kendi özün anlayan, ruh gözün aydınlayan Hak sözün pek kavrayan, er olur, ayyaş değil. Beden hayvanda da var, hissi, onda pek artar, Kurt gözü, keskinse de, nakş görür, nakkaş değil. _______________________________________ Bu yaşa eriştin ne amel kıldın Bu yaşa eriştin ne amel kıldın? Ömrün gelip geçti, pişman mı oldun? Şimdi huzuruma ne yüzle geldin, derse Allah, sen ne cevap verirsin? İki yol gösterdim, hem akıl verdim, bir yolu seçmekte, serbest bıraktım. Dinin emirlerini terk edip, nefsine uydun, derse Allah, sen ne cevap verirsin? Soğuk, sıcak dedin, abdest almadın, dünyaya daldın, namaz kılmadın. Cenâbet gezip, gusül etmedin, derse Allah, sen ne cevap verirsin? Niçin, abdest alıp, kılmadın namaz, yalvarıp Hâlıka, etmedin niyaz? Gusül abdesti almak lazım kış ve yaz, derse Allah, sen ne cevap verirsin? ___________________________ Hakka bırak her işini Kim bulur, zor ile, maksadına, her zaman zafer, gelir elbet zuhura, ne ise hükm-i kader. Hakka bırak her işini, esbâba yapış yeter, bu sözüm olsun sana, ârif isen, her an rehber: Mihneti kendine zevk etmektir, âlemde hüner, gam ve neşe insanda, böyle gelir, böyle gider. |
|
02-14-2009, 23:21 | #6 |
Ne fayda Yeni ilaç bulduk, diyor tabipler, Lokman gibi, devâ bilse, ne fayda. Son nefeste söylemezse, bu diller, bülbül gibi dilin olsa, ne fayda? Milyarın olsa da, rızkını yersin, ecel şerbetini bir gün içersin! Yalın ayak, başın açık gidersin, dünya dolu, malın olsa, ne fayda! İlmin, rütben çok olsa da kardeşim, imanın yoksa, günah ise işin, Secdeye hiç, koymadın ise, başın, dünyaya diktatör olsan, ne fayda. Sur çalınıp, yıldızlar dökülünce, deniz kuruyup, sular çekilince, Dağlar da, pamuk gibi atılınca, harâmdan mal toplamışsan, ne fayda. Cehennem, uzaktan gösterilince, ateşin, mahşer yerine sürünce, Sırat köprüsüne, halk yürüyünce, aslan gibi gücün olsa, ne fayda? Helâl, harâm demez, toplarsın malı, Milyon olsa, dersin milyar olmalı. Gözün aç, bu dünya fanidir fani! gidecek, sende çok dursa, ne fayda? Bir gün olur, götürürler evinden, kurtuluş yok, Azrâilin elinden. Allah adını bırakma dilinden, bin yıl kadar ömrün olsa, ne fayda? Zahmetli iş yoktur, İslamiyet’te, kalbi, ruhu besler, ibadetler de. Ne için müslüman olmazsın, sen de? kâfir, çok iyilik etse, ne fayda? ____________________________ Müstekîm ol Hiç usandırma ili, il usandırmaz seni, hileli iş yapma hem, kes dolandırmaz seni! din düşmanından bir su, içme kandırmaz seni, korkma kâfirden âteş, olsa yandırmaz seni! Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! Her zarar, insana bil, kendi nefsinden gelir, yüz karası âdeme, su’-i fehminden gelir şeref-ü şan mekana hep mekininden gelir, istikâmet insana, elbet dininden gelir. Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! Her şey geçer âlemde, bir hâlde yoktur sükun! bil ki değmez teessüf etmeğe dünyay-ı dun! İstikâmet zarardan, seni hep eyler masun. Hak eder sâdıkların hasmını elbet zebun. Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! Birini tezlil için, zulümle etme iştigâl, arkadaş kazanmağa, olur mani su’-i hâl, yüz suyu dökme sakın, hem de etme kil-ü kal, müstekîm ol, hep çalış, verir elbet Zülcelâl. Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! İster ise hıfz eder, hep Allahü lem yezel, ırzına müminlerin, düşman verse de halel, tâ ezelden söylenir, halk dilinde bu mesel: celb eder mükâfâtı, insana elbet amel. Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! At riyayı, tezyin et, ihlasla ef’âlini, boş buğazlık eyleme, fikr et önce kâlini! ne türlü saklayayım, desen de ahvâlini, Hak teâlâ a’lemdir, bilir bütün hâlini. Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! Mağrur olmaz mal ile, mülk ile, ehl-i hired, insanın işi döner, her şeye vardır bir had, ölüm vakti gelince, kimseden gelmez meded, nefsine uyma sakın, hâk olur bir gün cesed. Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! Sonsuz cihanı düşün, zıllı âbâd eyleme, Ehl-i sünnet kitabı, oku inâd eyleme, fırsat eldeyken uyan, ömrü berbâd eyleme, yakmağa sürükliyen fi’li mu’tâd eyleme! Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! Hâline şeytan güler, görünce bu gafleti, kendine gel azizim, güldürme ol şirreti, hâin olma, cihana, ver keremle şöhreti, her şeyin üstündedir, hüsn-ü hulkun rif’ati. Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni! |
|
02-14-2009, 23:22 | #7 |
Ne yürürsün hayal üzre Geçirme ömrünü mümin, sakın ki, kîl-ü kal üzre! sözün manasını anla, ne yürürsün hayal üzre? Bu dünyanın süslerine, aman aldanma ey gâfil! buna her kim gönül verse, geçer ömrü melâl üzre. Bir dikkatli nazar etsen, bu dünya ehline canım, kazanırlar para daim, bunlar cenk ve cidâl üzre. *** Bu dünyaya neler geldi, ben diyenler geçüp gitti, bilmeli, bu fani mülkü, yarattı Hak zevâl üzre. Kaçarsan arkandan gelir, kovalarsan yetişmezsin, ki, dünya gölgeye benzer, denildi bu misal üzre. Akıllı olan bir kişi, gönül vermez bu dünyaya, düşkün olmaz ondan yana, bilir onu kemal üzre. Bir kalb dünyaya bağlansa, ibadet zevkini duymaz, Onunçün Zâti bu şiiri, getirdi hasbihâl üzre. _________________________________ Nefsim beni harap etti Nefsim beni harap etti, Ümidimi turap etti, Hislerimi serap etti, Nefs elinden kurtar Rabbim! İçimde bir doymaz ejder, Beni her an yutmak ister, Hayatımı etti heder, Nefs elinden kurtar Rabbim! Gerçek bana oldu hayal, Korkutuyor beni bu hal, Kararmakta her gün ikbal, Nefs elinden kurtar Rabbim __________________________ Neylerim Canan elinden gelmişim, fani mekanı neylerim, Ol mülke meylim salmışım, ben bu cihanı neylerim. Hep itibarım atmışım, aşıklığa el katmışım, Ben nefsi dosta satmışım, bu düşmanı neylerim. Aşkı tabibim kılmışım, derdinde derman bulmuşum, Abdülhakimi görmüşüm, yünaniyanı neylerim. Ma’rifet tadın almışım, fenâ tahtına varmışım, Mahfice sultan olmuşum, dünya varlığı neylerim. Her ne gelirse yahşidir, zirâ o dostun bahşidir, Çün cümle onun işidir, ben bed gümanı neylerim. Gerçi zaman devran ile, pir etti cismim şan ile, Gönlüm civandır can ile, pir-ü civanı neylerim. Yâri bana bes görmüşüm, ağyârı dilden sürmüşüm, Ünsile tenhâ durmuşum, ben ins-ü canı neylerim. Dilden dile bin tercüman, varken ne söyler bu lisan, Çün can-ü dildir hem zeban, nutk-u beyanı neylerim. Şimdi! cemi’i halktan, müstağniyim billâhi ben, Hallâk-ı âlem var iken, halk-ı zamanı neylerim? _________________________ Seadet-i Ebediyye Ey kalbi İslam ile yanan, sevdiğim, gençler! Bütün İslamiyet'ten, size nümunedir bu! İlim ile marifettir, hep içindekiler, Hakikaten bulunmaz eşsiz hazinedir bu! En büyük âlimlerin, en büyük velilerin, En meşhur simaların, en ulvi gönüllerin, Âleme ışık tutan, hayat sunan ellerin, Kalem ve kalblerinden, sızan bir katredir bu! Resulullahın yolu, hakiki Müslümanlık, Ve her iki cihanda, aranılan sultanlık, Sulhda her an çalışan, harplerde kahramanlık, Gösteren ceddimizden, bize emanettir bu! Her kelimesi huccet, ilimdir her cümlesi, Dinle budur hakiki, İslamiyet'in sesi. Kalbden pasları siler ve arttırır hevesi, İşte başlı başına, bir İslamiyet'tir bu! |
|
02-14-2009, 23:22 | #8 |
Seviyorum Rabbim seni Aşkın aldı benden beni, seviyorum Rabbim seni! Senin sevgin, pek tatlıymış, seviyorum Rabbim seni! Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim. Aşkın ile zevklenirim, seviyorum Rabbim seni! Emrettin ibadetleri, Övdün iyi hasletleri, verdin sonsuz nimetleri, seviyorum Rabbim seni! Ne nankörsün ahmak nefsim Zevki için, bana kıydın! Ben hakiki zevki buldum, seviyorum Rabbim seni! İbadetlere yapışmak, dünya için de çalışmak, Maksadım sana kavuşmak seviyorum Rabbim seni! Sevmek lâfla olmaz Hilmi, Rabbin, çalışınız dedi. Hâlinden de anlaşılsın; seviyorum Rabbim seni! İslam düşmanları nice, çatıyor dine sinsice. Çalış sen de gündüz gece, seviyorum Rabbim seni! Aşık tembel oturur mu? Maşuka toz kondurur mu? Düşmanı sustur da, söyle: Seviyorum Rabbim seni! |
|
02-14-2009, 23:23 | #9 |
NE OLUR Lebbeyk diye, çıktığınız da yola. Bin başım olsa, koyarım bu yola. Kurban olam, senin nebi soyuna. Ne olur, bizleri de unutma efendim. İhram bezini, bağlarken beline. Orada olsam, kapanırdım eline. Gel de, gelirim sürüne sürüne. Ne olur, bizleri de götür efendim. Bırakırsan, yanarım kor ateşte. Dualarım seninle, her nefeste. Dergahın önünden, her geçişde. Ölürüm, beni de götür efendim. Akıyorken, içime kanlı yaşlar. Gülemem , gül demen bana gardaşlar. Bakar halime, ağlar kurtlar, kuşlar. Yanına , köleni de al efendim. |
|
02-14-2009, 23:24 | #10 |
AŞKIN ALDI BENDEN BENİ Aşkın aldı benden beni bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni Aşkın aşıklar öldürür aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur bana seni gerek seni Aşkın şarabından içem Mecnun olup yola düşem Sensin dün ü gün endişem bana seni gerek seni Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek bana seni gerek seni Eğer beni öldüreler kulum göğe savuralar Toprağım anda çağırır bana seni gerek seni Cennet dedikleri ne ki bir kaç köşkle birkaç huri İsteyene ver onları bana seni gerek seni Yunus-durur benim adım gün geçtikce artar ödüm İki cihanda maksudum bana seni gerek seni YUNUS EMRE |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|